Bu yazı içerisinde, Türk Medeni Kanunu’na göre boşanmanın genel nedenlerinden birisi olan ortak hayatın kurulamaması sebebi ile boşanma davası nedir, davanın açılabilmesi için şartlar nelerdir, dava kimler tarafından açılabilir, görevli ve yetkili mahkeme neresidir sorularına dair detaylı bilgilendirmeleri bulabilirsiniz.

Ortak Hayatın Kurulamaması Sebebi ile Boşanma Davası Nedir?

Ortak hayatın kurulamaması sebebi ile boşanma davası, bir diğer adı ile fiili ayrılık sebebi ile boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun “Evlilik Birliğinin Sarsılması” başlıklı 166. Maddesinin 4. fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Anılan hükümde, boşanma nedenlerinden biri ile açılmış ve reddedilmiş davaya ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıl boyunca evlilik birliği kurulamamışsa tarafların talebi üzerine evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle boşanma kararı verileceği belirtilmiştir.

Ortak hayatın kurulamaması sebebi, mutlak boşanma nedenidir. Ortak hayatın kurulamaması tek başına boşanma sebebi olarak kabul görmezken ortak hayatın kurulamaması sebebiyle açılacak boşanma davalarında kanunda belirlenen şartların karşılanması halinde hâkim evlilik birliğini temelinden sarsılmış sayarak boşanmaya hükmedecektir.

Hangi Şartlarda Dava Açılabilir?

Ortak hayatın kurulamaması sebebi ile boşanma davası sonucunda boşanmaya hükmolunması için ilgili Kanun’da evlilik birliğinin belirli şartları karşılaması gerekmektedir. Bu şartların karşılanıp karşılanmadığı kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle hâkim tarafından özellikle incelenmektedir. 

Daha önce açılmış olan boşanma davasının reddedilmesi gerekmektedir.

Ortak hayatın kurulamaması sebebi ile boşanma davasının şartlarından ilki, daha önce açılmış bir boşanma davasının olmasıdır. Bu davanın boşanmanın hangi nedenlerine dayalı olarak açıldığı önemli değildir, önemli olan bir boşanma davasının açılmış olmasıdır. Bununla birlikte açılmış olan boşanma davasının hâkim tarafından reddedilmesi ve reddedilen kararın kesinleşmiş olması gerekmektedir. 

Ret kararının kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçmesi gerekmektedir.

Üç yıllık sürenin başlayacağı tarih ret kararından itibaren değil, kararın kesinleşmesinden itibarendir. Ret kararının verildiği tarih ile kararın kesinleştiği tarih aynı değildir. Ret kararının sonuçlandıktan sonra taraflara tebliğ edilmesi ve taraflarca üst mahkemeye başvurularak veya üst mahkemeye başvurulmadan (istinaf kanun yoluna başvurmaktan feragat veya süresi içerisinde başvuru yapmamak, harcını yatırmamak vs. ile) kesinleşmiş olması gerekmektedir. 

Üç yıllık süreçte ortak hayatın kurulamamış olması gerekmektedir.

Ortak hayatın kurulamaması sebebi ile boşanma davasının son şartı, daha önce açılan ve reddedilen davanın kesinleşmesinden itibaren geçirilen üç yıllık süre içerisinde taraflar arasında ortak hayatın hiçbir şekilde kurulamaması ve bu sürenin kesintisiz devam etmesi gerekmektedir. 

Tarafların bu süreçte ortak hayatı zaman zaman devam ettirmiş olmaları durumunda, ortak hayat kurulmuş sayılacaktır ve bu durum mahkeme tarafından tespit edilirse, ortak hayatın kurulamaması sebebi ile boşanmaya hükmedilemeyecektir. Ancak tarafların çocukları dolayısı ile bir araya geliyor oluşu, belirli bir konuyu tartışmak maksadıyla görüşmüş olmaları, zorlayıcı sebeplerden ötürü bir araya gelmiş olmaları ortak hayatın kurulduğu anlamına gelmemektedir. Taraflar çocukların ihtiyaçlarını karşılamak, düğün törenlerine iştirak etmek, cenazelerde bulunmak gibi sebeplerle bir araya gelebilirler ve bu durumlar ortak hayatın kurulduğu anlamına gelmeyecektir. 

Dava Kimler Tarafından Açılabilir?

Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa her iki taraf da ortak hayatın kurulamaması sebebi ile boşanma davası açabilmektedir. Dolayısıyla Kanun’da ilk açılan ve reddedilen boşanma davasını kimin açtığının bir önemi bulunmamaktadır. İlk açılan ve reddedilen boşanma davasındaki sıfatlarına, haklı ya da haksız olmalarına bakılmaksızın tarafların her ikisine de davacı olabilme sıfatı tanımıştır. İlk açılan ve reddedilen boşanma davasının davacısı da davalısı da bu davayı açabilecektir.

Yetkili ve Görevli Mahkeme Neresidir?

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 167. Maddesi ile boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkemenin, taraflardan birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Ortak hayatın kurulamaması sebebiyle boşanma davasında ise yetkili mahkemenin belirlenmesinde istisnai bir durum bulunmaktadır. Tarafların üç yılı aşkın bir süre aynı yerde birlikte ikamet etmediğinden davayı açacak olan tarafın davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde dava açması beklenmemektedir. Davayı açacak olan taraf yaşadığı yerde ya da diğer tarafın yaşadığı yerde davayı açabilecektir.

Ortak hayatın kurulamaması sebebiyle boşanma davasında görevli mahkeme, Aile Mahkemesidir. Yetkili Aile Mahkemesi’nin kurulmadığı yerlerde ise dava dilekçeleri için yetkilendirilen mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Bu doğrultuda açılan davalarda ispat yükü davacıya aittir. İspat yapılırken, evliliğin devam etmediğine dair gereken tüm kanıtlar ve belgeler kullanılmalıdır.