Aldatma (zina); eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak eşi dışında karşı cinsten bir kimseyle cinsel ilişkiye girmesi olup kusura dayalı özel bir boşanma sebebidir. Evlilik birliği içerisinde eşlerden birisi diğer eşe karşı olan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği takdirde boşanmada kusurlu sayılmaktadır. Peki kusurlu sayılan eş suçlu sayılmakta mıdır? 

Aldatmak Suç Mu? Aldatmanın Cezası Var Mı? Aldatan Eş Ceza Alır Mı?

Aldatma, eski Türk Ceza Kanunu’nda kadın ve erkek için ayrı ayrı unsurları olan ve yaptırım gerektiren suç olarak kabul görmekteydi ve suçun yaptırımı 6 aydan 3 seneye kadar hapis cezasıydı. Ancak yürürlükte bulunan Yeni Türk Ceza Kanunu ile aldatma, suç olmaktan çıkartılmıştır ve hapis cezası yaptırımı kaldırılmıştır. Günümüzde aldatmak suç değildir ve cezası yoktur. Bu nedenle aldatma ceza davasına konu olmaz ve aldatan eşe karşı hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılması talebinde bulunulamaz. 

Aldatan Eş Suçlu Mu Sayılır?

Yeni Türk Ceza Kanunu’na göre aldatma suç olarak düzenlenmemiştir ve cezai bir yaptırımı yoktur. Bu nedenle aldatan eşin cezai bir sorumluluğu bulunmadığından suçlu sayılmamaktadır. Ancak aldatma, bir eşin diğer eşe karşı işlemiş olduğu bir haksız fiildir. Bu nedenle aldatan eş, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinden ve güven kırıcı hareketlerde bulunduğundan kusurludur, suçlu değildir. 

Hangi Davranışlar Aldatma Olarak Kabul Edilir?

Türk Medeni Kanunu’na göre hangi davranışların aldatma kapsamına girdiği belirtilmemişse de hukukumuza göre eşlerden birinin, karşı cinsten birisiyle tam ve normal yolla cinsel ilişki yaşaması gerektiği kabul edilmiştir. Bununla birlikte Yargıtay’a göre, cinsel ilişki henüz gerçekleşmemiş olsa bile, teşebbüs aşamasında kalan ve zina yapılacağına dair emareler teşkil eden davranış ve tutumlardan çıkarılacak karinelerle aldatmanın varlığı kabul edilmektedir. Mesela: 

  • Kadının, bir evde yarı çıplak banyoya saklanmış bir erkekle yakalanması,
  • Kadının, yalnızken geceleyin bir başka erkeği ortak konuta alması,
  • Erkeğin başka kadınla yatakta çekilmiş uygunsuz fotoğrafının olması,
  • Kocanın devamlı başka bir kadınla karı-koca gibi birlikte yaşaması,
  • Eşi dışında bir kişiyi, sevgilisi olarak insanlara tanıtmak,
  • Koca ile bir başka kadının farklı farklı mekanlarda ve zamanlarda çektirdiği anlaşılan ve davalının olağanın dışındaki samimi pozlarını içeren fotoğraflarının olması,
  • Başka bir erkekle aynı otel odasında kalındığını gösterir otel kayıtlarının olması,
  • Beraber tatile gittikleri kadını sosyal ortamlarda eşi olarak tanıtmak,
  • Cinsel birleşmenin gerçekleştiğine delalet eden mesajlaşma içeriklerinin açığa çıkması,
  • Kadının, eşi yurt dışındayken hamile kalması,
  • Bazı günler eve gelmeyerek eve gelmeme nedeni, nerede kaldığı hakkında bilgi vermekten imtina etme, 
  • Bir başkasıyla alkollü mekanlarda samimi şekilde görünme ve bu durumun eşinden gizlenmesi için bu hadiseye şahit olan tanıklarla görüşme,

Gibi tutum ve davranışlar, somut olayın özellikleri ve diğer delillerle birlikte değerlendirilerek aldatmanın varlığına karine kabul edilmektedir. 

Ancak, eşinden gizli olarak bir başkasıyla mesajlaşmak, sohbet etmek ya da flört konuşma ve tavırlarda bulunmak Türk Medeni Kanunu’na göre tek başına aldatmanın varlığına karine oluşturmamaktadır. Türk Medeni Kanunu’na ve Yargıtay’a göre aldatma kapsamına girmeyen davranışların gerçekleşmesi durumunda ise haysiyetsiz yaşam sürme gerekçesiyle boşanma davası açılabilmektedir.

Boşanma Davası Devam Ederken Eşim Beni Aldatırsa Ne Yapabilirim?

Eşlerin birbirlerine karşı olan evlilik yükümlülükleri boşanma kararı verilene kadar devam etmektedir. Bu nedenle eşler arasında başkaca sebeplerle açılmış bir boşanma davası devam ederken dahi eşler birbirlerine karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Eğer eşler aldatma dışında bir boşanma sebebinden dolayı dava açmışlar ve o dava devam ederken, boşanma kararı kesinleşmeden, fiili ayrılık sürecinde aldatma gerçekleşmişse bu durum devam etmekte olan boşanma davasını etkilemeyecektir. Aldatılan eş, sadakat yükümlülüğü ihlal edilmiş olduğundan devam eden boşanma davasından ayrıca aldatma sebebiyle yeni bir boşanma davası açabilir ve davaların birleşmesinin talebinde bulunabilir. Bu kapsamda aldatma nedeniyle boşanma davası açmak ve birleştirme talep etmek için devam eden davanın neticelenmesini veya kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur.

Aldatan Eşimi Affedersem Ne Olur? Ne Yaparsam Aldatan Eşimi Affetmiş Sayılırım?

Aldatılan eş, aldatan eşi affettiği zaman boşanma davası açma hakkı ortadan kalkmaktadır. Boşanma davası açılması halinde, aldatılan eşin bazı davranış ve tutumları nedeniyle aldatan eşi affettiği ya da dava konusu olayları hoş görüyle karşıladığı ve sonuç itibariyle “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” şartının mevcut olmadığı kabul edilerek mahkeme tarafından boşanma talebi reddedilmektedir.  

Affetme: sözlü, yazılı ya da örtülü (üstü kapalı) bir şekilde dile getirebilir. Ancak aldatılan eşin davranış ve tutumlarının “affetme” niteliğinde olduğunun kabul edilebilmesi için bazı şartların mevcut olması gereklidir.  Aldatılan eşin davranış ve tutumlarının “affetme” olarak nitelendirebilmesi, aldatan eşi affetmiş sayılması için:

  • Aldatılan eşin affettiğine dair kayıtsız şartsız bir beyanının mevcut olması ya da affettiğini gösteren fiili davranış ve tutumlarının olması, 
  • Aldatan eşin, aldatılan eş tarafından affedildiğine yönelik bir iddiada bulunması ve affetme sayılabilecek davranış ve tutumları ispat etmesi gerekmektedir. Aldatılan eşin affedildiğine dair bir iddiası bulunmadan, hâkimin toplanmış delillere dayanarak kendiliğinden aldatılan eşin aldatan eşi affettiğini kabul etmesi mümkün değildir. 

Mesela, aldatılan eşin; bizzat barışma girişiminde bulunması, boşanma davasından feragat etmesi, diğer eşe onu affettiği anlamına gelecek şekilde mesaj göndermesi, zorunluluk halleri dışında uzunca bir süre aynı evde yaşamaya devam etmesi, cinsel ilişkiye girmesi gibi davranış ve tutumları “affetme” olarak nitelendirilmekte ve aldatan eşi affetmiş sayılmaktadır.

Eşimin Sevgilisine Dava Açabilir Miyim? Eşimin Kız Arkadaşına Ne Davası Açabilirim?

Aldatan eşin sevgilisi/kız arkadaşı, şahsi çıkarları nedeniyle aldatılan eşin kişilik haklarına, çocuklarına tehdit, şantaj ve şiddet gibi davranışlar sergilemiş, konut dokunulmazlığını ihlal etmiş, özel yaşamına müdahale etmiş, sır alanına girmiş, ele geçirdiği bazı özel bilgileri ifşa etmiş, kullandığı söz ve diğer ifadeler ile onur ve saygınlığını zedelemiş, kasten veya zarar verme amacıyla hareket etmiş ise aldatılan eş diğer eşin sevgilisine/kız arkadaşına manevi tazminat davası açabilir.Buna karşın, evlilik birliği içerisinde sadakatle yükümlülüğü yalnızca eşler arasında bulunmakta ve eşin sevgilisinin/kız arkadaşının diğer eşe karşı sadakat yükümlülüğü bulunmamaktadır. Dolayısıyla eşin sevgilisi/kız arkadaşı aldatılan eşin kişilik haklarına, çocuklarına tehdit, şantaj ve şiddet gibi davranışlar sergilememiş, “kasten, zarar verme amacıyla” hareket etmemiş ise diğer eşin sevgilisine/kız arkadaşına manevi tazminat davası açılamaz.