Nafaka Nedir?
Nafaka, TMK’nunda düzenlenmiş olan ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan tarafa lehine verilen bir maddi yükümlülüktür. Nafakanın pek çok çeşidi bulunmakta olup, nafakanın türüne göre kaldırılmasına ilişkin izlenecek yollar da değişebilmektedir.
Nafaka Türleri
Nafaka 4 ana başlık altında incelenebilir. Bunlar;
- Yoksulluk Nafakası
- Tedbir Nafakası
- İştirak Nafakası
- Yardım Nafakasıdır.
İşbu türler ve nafakaya ilişkin daha detaylı bilgiler ….. makalemizde incelenmiş olup buradan ulaşabilirsiniz. (link)
Nafakadan Kurtulma Yolları
Nafaka TMK’nunda belirlenen belirli şartların gerçekleşmesi halinde kalkabilmektedir. Bu hallerden bazılarında nafaka re’sen ortadan kalkmaktayken bazılarında ise ancak mahkemeden talep yoluyla nafakadan kurtulabilmek mümkündür.
TMK m. 176/3’de belirtilen belirli şartlar dahilinde nafakadan kurtulabilmek mümkündür. Şöyle ki;
“İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.”
Kanun metninden de anlaşılacağı üzere nafakadan kurtulma şartları oldukça açıktır. Bu şartları daha detaylı açıklamak gerekmektedir. Nafaka alacaklısı taraf vefat ederse veyahut yeniden evlenirse nafaka re’sen ortadan kalkmakta iken nafaka alacaklısı fiilen evli gibi yaşar, haysiyetsiz hayat sürer ya da yoksulluk durumu ortadan kalkarsa nafaka borçlusunun mahkemeye başvurusu ile nafakadan kurtulmak mümkündür. Fakat bu durum ve şartlar halinde nafakanın ortadan kalkması için nafakanın yoksulluk nafakası olması gerekmektedir. Daha önce de bahsettiğimiz üzere nafakanın kaldırılmasına dair şartlar ve yollarda nafaka türü oldukça büyük önem taşımaktadır.
TMK m. 176/4;
“Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”
Kanun metninden de anlaşılacağı üzere kanun koyucu nafakanın kalıcı ve sürekli bir zorunluluk olmasını engellemiş ve hakkaniyet hususu üzerinde durmuştur. Mahkemece nafakaya hükmolunduğu anki durum ile sonrası arasında bir farklılık mevcut ise mahkeme yoluna başvuru ile nafakadan tamamen kurtulmak mümkündür. TMK’nın bu hükmü sadece yoksulluk nafakası için değil tüm nafaka türleri için geçerli bir bozucu unsur oluşturmaktadır. Hülasa nafaka türü ne olursa olsun mali durumun değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği diğer hallerde nafakadan kurtulmak mümkündür.
Nafakanın Kaldırılması Hakkında Dava Açarken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Nafaka yükümlüsünün istemi üzerine açılabilecek olan yoksulluk nafakasının kaldırılması davalarında ispat yükü nafaka yükümlüsünün üzerinedir. (TMK m.6) Yukarıda sayılan hallerin ispat durumunda ise doğrudan nafaka kaldırılır. Burada dikkat çeken noktalardan birisi, yukarıda mevzubahis durumların ispatı halinde hâkimin yoksulluk nafakasının kaldırılmasında sadece aracı olduğudur. Nafakanın kaldırılmasının kanunla açıkça belirtildiğinden mütevellit nafakanın kaldırılması gerekliliğine sahip durumların ispatı halinde hâkimin takdir yetkisi sadece nafakayı kaldırmak yönünde olabilmektedir. Sonuç olarak TMK m. 176/3’de geçen durumların ispatı halinde hâkimin ne düşündüğünden bağımsız olarak nafaka kaldırılır.
Yoksulluk nafakasının kaldırılması davalarında nafaka yükümlüsünün birden fazla sebebe bir arada ya da terditli olarak dayanması mümkünken; nafaka yükümlüsü tek bir sebebe dayanmış olup bu sebep de ispat edilemezse, hâkim tarafından başka bir sebebe dayanarak nafakanın kaldırılması kararı verilemez. Bunun sebebi de HMK m. 26/1’de açıkça belirtilen taleple bağlılık ilkesidir.
Yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin bir davada nafaka yükümlüsünün TMK m.176/3’de bahsedilen tek bir sebebe dayanarak yükümlülüğünden kurtulmak istediğinde, hâkim burada sebepler ispat edilsin ya da edilmesin nafakanın azaltılması kararı alabilir. Her ne kadar taleple bağlayıcılık ilkesinden söz etmiş olsak da aynı şekilde çoğun içinde azı da vardır ilkesi gereği olarak böyle bir uygulama da görmek mümkündür.
Yoksulluk nafakası ölüm ya da nafaka alacaklısının evli olması gibi nafakanın kendiliğinden sona erdiği durumlarda bu olgular gerçekleştiği an nafaka sona ererken; nafaka alacaklısının evli gibi yaşaması, haysiyetsiz hayat sürmesi ve yoksulluğun ortadan kalması gibi yoksulluk nafakasının kalkmasının mahkeme kararına bağlı olduğu durumlarda nafaka mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren değil dava tarihinden itibaren kalkar. Nafaka yükümlüsü dava süresince hala nafakayı ödemekle yükümlü olduğundan sebep dava açılış tarihinden sonra da para ödemeye devam eder. Bu parayı ise mahkemeden nafakanın kaldırılması kararı çıkması halinde sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca dava tarihinden itibaren geçerli olan yasal faiziyle birlikte geri alır.
Yukarıda izah ettiğimiz tüm hususlar göz önünde alındığında nafakadan kurtulma hususunun oldukça fazla detay ve incelik içeren bir konu olduğu tartışmadan varestedir. Bu sebeple bu tür davalarda bir hak kaybı yaşamamak ve mağdur olmamak için bir avukattan yardım alınması tarafların menfaatine olacaktır.