Sticker ile tanıtım yapmak, doğru alanlar ve doğru izinlerle yapıldığında etkili ve yasal bir reklam yöntemidir; ancak kamuya ait alanlara izinsiz afiş, reklam ve sticker yapıştırmak, özellikle de sokak, park, köprü, elektrik panosu gibi yerlerde, ilgili mevzuat gereği idari para cezasına yol açabilir. Bu yüzden sticker’ı nereye ve nasıl kullandığınız kritik önemdedir.
Bu yazıda; sticker ile tanıtım yapmak yasal mı, hangi durumlarda belediyeden izin almak gerektiği, hangi yüzeylere rıza olmadan yapıştırmanın Kabahatler Kanunu kapsamında sorun yaratabileceği ve alternatif, yasal reklam alanlarını adım adım ele alacağız. Böylece hem işinizi duyurup hem de sticker ile tanıtım yapmak konusunda yasal riskleri en aza indirebilirsiniz.
Sticker ile tanıtım hangi durumlarda tamamen serbest?
Sticker ile tanıtımın “tamamen serbest” olduğu alanlar çok sınırlı. Genel kural şu: kendi mülkün ya da açık rızası alınmış özel mülk üzerinde, genel ahlak ve reklam kurallarına aykırı olmamak şartıyla sticker kullanımı serbest sayılır. Kamusal alanlarda ise belediye ve Kabahatler Kanunu devreye girer; çoğu zaman izin ve vergi gerekir.
Kendi dükkânına, aracına, vitrinine sticker yapıştırmak yasal mı?
Kendi dükkânının camına, vitrinine, iç duvarlarına ya da kapısına marka, kampanya veya logo içeren sticker yapıştırman esas olarak serbest. Burada dikkat edilmesi gerekenler:
- Sticker, belediyenin ilan–reklam yönetmeliğinde belirlenen ölçü ve cephe kurallarını aşmamalı (örneğin cephe yüzeyinin belli bir oranından fazlasını kaplamaması gibi).
- Tarihi eser, tescilli yapı cephesi gibi koruma altındaki alanlarda ek kısıtlar olabilir; bu durumda ilgili belediyenin özel hükümlerine bakmak gerekir.
Aracına sticker yapıştırmak da genel olarak serbest; ancak:
- Trafik mevzuatına göre plaka, ışıklar, görüş alanı ve zorunlu işaretler kapatılamaz.
- Ticari araçlarda büyük ölçekli reklam uygulamaları için “Ticari Araçlarda Reklam Bulundurulması”na ilişkin teknik sınırlara (araç boyutunu aşmama, tavan yüksekliği, görünürlüğü engellememe vb.) uyulmalıdır.
Özetle: kendi mülkün ve kendi aracın üzerinde, genel kurallara ve teknik sınırlara uyduğun sürece sticker ile tanıtım yapman serbesttir; ayrıca belediyeden izin alma zorunluluğu çoğu zaman doğmaz, fakat çok büyük, cepheyi kaplayan uygulamalarda ilan–reklam vergisi ve izin gündeme gelebilir.
Özel mülkiyette mal sahibinden izin alarak sticker kullanmak
Bir başkasına ait dükkân, mağaza, kafe, otopark, depo, hatta özel otobüs ya da filo araçları üzerinde sticker ile tanıtım yapmak istiyorsan mal sahibinin veya yetkili temsilcisinin açık izni şarttır. Aksi halde:
- Hem Kabahatler Kanunu anlamında izinsiz ilan–afiş asma fiili oluşabilir,
- Hem de özel mülke zarar verme veya haksız kullanım iddialarıyla karşılaşabilirsin.
İzin alındığında ise durum değişir:
- Mal sahibi yazılı veya sözlü onay verirse, bu alan artık senin için “özel mülkiyet üzerinde izinli tanıtım alanı” sayılır.
- Yine de mülk, belediye sınırları içindeyse ve dış cepheye dönük bir reklam niteliği varsa, belediyenin ilan–reklam yönetmeliği ve ilan–reklam vergisi hükümleri geçerlidir.
Pratikte en güvenli yol:
- Mülk sahibiyle kısa da olsa yazılı bir anlaşma yapmak (e‑posta, sözleşme, kira ek protokolü vb.).
- Sticker’ın yeri, boyutu ve süresi konusunda netleşmek.
- Dış cepheye veya kamudan görünen alana uygulanıyorsa, ilgili belediyenin ilan–reklam biriminden vergi/izin gerekip gerekmediğini önceden sormak.
Bu adımlara uyduğunda, özel mülkiyette sticker ile tanıtım yapman hukuken çok daha güvenli ve büyük ölçüde serbest hale gelir.
Sokaklara, direklere, duraklara sticker yapıştırmak yasal mı?
Genel kural şu: Sokak, kaldırım, elektrik direği, durak, trafo, köprü ayağı gibi kamusal alanlara izinsiz sticker yapıştırmak hukuken “serbest” değil, aksine çoğu durumda kabahat veya belediye mevzuatına aykırılık sayılıyor. Yani “herkes yapıyor, demek ki yasak değil” mantığı maalesef geçerli değil.
Türkiye’de kamusal alanlar, hem Kabahatler Kanunu hem de belediyelerin ilan–reklam ve temizlikle ilgili yönetmelikleriyle korunuyor. Bu yüzden sticker ile tanıtım yapmak istiyorsan, özellikle sokak ve ortak kullanım alanlarında “önce izin” mantığıyla hareket etmek en güvenlisi.
Kamusal alan sayılan yerler nereler? (direkler, duraklar, trafolar, köprü ayakları vb.)
Sticker konusunda en çok karıştırılan nokta, “burası kimin?” sorusu. Basitçe:
- Kamusal alan: Devlete veya belediyeye ait, herkesin kullanımına açık yerler. Buna genelde şunlar giriyor:
- Sokak ve kaldırımlar
- Elektrik ve aydınlatma direkleri
- Otobüs, tramvay, metrobüs durakları ve durak içi panolar
- Trafolar, elektrik kutuları, telefon–internet kutuları
- Köprü ayakları, alt geçit duvarları, üst geçit korkulukları
- Park içi tabelalar, banklar, çöp kutuları, oyun grupları çevresi
Bu tür yerlere izinsiz sticker yapıştırmak, hem görsel kirlilik hem de mala zarar verme / kirletme kapsamında değerlendirilip idari para cezasına konu olabiliyor. Ayrıca ilgili kurum (belediye, elektrik dağıtım şirketi vb.) temizlik veya sökme masrafını da senden isteyebiliyor.
Kabahatler Kanunu’nun 42. maddesi sticker için ne anlama geliyor?
Kabahatler Kanunu’nun 42. maddesi, özetle “afiş, ilan, reklam vb. şeyleri izinsiz olarak kamuya ait yerlere asma, yapıştırma, yazma” fiilini düzenliyor. Sticker da hukuken bu kapsamda “ilan–reklam” niteliğinde kabul edilebiliyor.
Bu maddeye göre:
- Kamuya ait yerlere izinsiz sticker yapıştırırsan,
- İdari para cezası ile karşılaşabilirsin.
- Ayrıca, kirlettiğin veya zarar verdiğin yüzeyin temizlenmesi / eski hale getirilmesi masrafı da senden talep edilebiliyor.
Burada önemli nokta şu: Sticker küçük, sevimli veya kolay sökülebilir olsa bile, “izinsiz ilan–reklam” sayılmasına engel değil. Zabıtaya “ama bu sadece küçük bir sticker” demek, hukuki açıdan bir şey değiştirmiyor.
Belediyelerin afiş ve ilan yasakları stickerları da kapsıyor mu?
Evet, çoğu belediyenin çıkardığı afiş, ilan ve reklam yönetmelikleri stickerları da kapsayacak kadar geniş ifadeler kullanıyor. Metinlerde genellikle:
- “Her türlü ilan, afiş, poster, pankart, sticker, çıkartma vb.”
- “Yapıştırma, asma, yazma suretiyle yapılan tanıtımlar”
gibi genel tanımlar yer alıyor. Yani “afiş yasak ama sticker dememişler, o zaman serbesttir” diyebileceğin bir boşluk çoğu yerde bırakılmıyor.
Belediyeler genelde:
- İlan ve reklam için belirlenmiş panolar, billboardlar, raketler, durak içi reklam alanları gibi yerleri “izinli alan” olarak tanımlıyor.
- Bunların dışındaki direk, duvar, trafo, köprü ayağı gibi yüzeylere her türlü yapıştırmayı yasaklıyor.
Sonuç olarak: Sokaklara, direklere, duraklara sticker yapıştırmak, belediyeden veya ilgili kurumdan açık izin almadığın sürece hukuken riskli. Küçük bir tanıtım kampanyası planlıyorsan bile, kamusal alanlarda mutlaka izinli yüzeyleri tercih etmek ve “gizli gizli yapıştırma” mantığından uzak durmak en sağlıklısı.
İzin almadan sticker ile reklam yaparsam ne tür cezalarla karşılaşırım?
İzinsiz sticker ile reklam yaptığında, hukuken “afiş asma” kabahatini işlemiş sayılırsın. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 42. maddesi, meydanlara, parklara, cadde ve sokak kenarlarındaki kamuya ait duvar ve alanlara ya da rıza olmadan özel kişilere ait alanlara bez, kâğıt ve benzeri afiş ve ilan asan kişiye idari para cezası verileceğini söylüyor. Sticker da bu kapsamda değerlendiriliyor.
Ayrıca aynı içerikte çok sayıda sticker yapıştırmış olsan bile, kural olarak “tek fiil” sayılıyor; yani her bir sticker için ayrı ayrı değil, tek bir kabahat üzerinden ceza kesiliyor.
İdari para cezası tutarları ve belediyenin temizlik masrafları
Kanunda bu kabahat için alt ve üst sınır belirlenmiş durumda; uygulamada ise her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellenen tutarlar kullanılıyor. Belediyeler ve kolluk, Kabahatler Kanunu’nun 17. maddesine göre ceza miktarını belirlerken fiilin ağırlığını, yaygınlığını ve kişinin ekonomik durumunu dikkate alıyor.
Son yıllardaki belediye açıklamalarında, izinsiz afiş ve ilan asma fiili için birkaç yüz liradan başlayıp on bin liraya kadar çıkabilen idari para cezaları uygulandığı, özellikle yoğun ve ticari amaçlı kullanımlarda cezanın üst sınıra yaklaştığı belirtiliyor.
Buna ek olarak, Kabahatler Kanunu’nun 42. maddesi açık: Afiş ve ilanların (dolayısıyla stickerların) kaldırılmasına ilişkin temizlik ve söküm masrafları da ayrıca senden tahsil edilebiliyor. Yani:
- Bir kalem idari para cezası,
- Bir kalem de temizlik / söküm masrafı ödeyebilirsin.
Özellikle çok sayıda sticker yapıştırılmışsa, işçilik, araç ve malzeme giderleri nedeniyle temizlik faturası da ciddi rakamlara ulaşabiliyor. Büyükşehir zabıta raporlarında, izinsiz ilan ve reklam unsurlarının kaldırılması için her yıl milyonlarca lira harcandığı ve bu bedellerin sorumlulardan tahsil edildiği görülüyor.
Zabıtaya yakalanma, tutanak ve itiraz süreci nasıl işler?
İzinsiz sticker ile reklam yaparken zabıta ya da kolluk seni tespit ederse, Kabahatler Kanunu’na göre şu süreç işler:
-
Tespit ve kimlik bilgileri: Zabıta, stickerların yerini, sayısını ve içeriğini tespit eder; mümkünse fotoğraf çeker. Kimlik bilgilerini alır.
-
İdari yaptırım kararı / tutanak: Olayla ilgili bir idari yaptırım kararı veya tutanak düzenlenir. Bu belgede işlenen kabahat, dayanak kanun maddesi (genellikle 5326/42) ve uygulanacak para cezası belirtilir.
-
Tebligat: Çoğu zaman karar, olay yerinde imza karşılığı sana tebliğ edilir. O anda imzalamak istemezsen, bu durum tutanağa yazılır ve karar daha sonra adresine tebliğ edilir.
-
Ödeme süresi ve indirim: Tebligat tarihinden itibaren belirli süre içinde (genellikle 15 gün) peşin ödeme yaparsan, Kabahatler Kanunu’na göre cezada indirim uygulanabilir. Ödeme, ilgili belediyenin veznesine veya belirtilen banka hesabına yapılır.
-
İtiraz (sulh ceza hâkimliği): Cezaya katılmıyorsan, tebliğden itibaren kanunda öngörülen süre içinde sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilirsin. Anayasa Mahkemesi kararlarında da görüldüğü gibi, bu tür afiş asma kabahatlerine karşı başvurular sulh ceza hâkimlikleri üzerinden yürütülüyor.
İtirazında şunları ileri sürebilirsin:
- Stickerların belediyeden izinli olduğu,
- Özel mülk sahibinin rızası bulunduğu,
- Tespitin hatalı olduğu (yer, zaman, kişi karışıklığı vb.),
- Ceza miktarının orantısız olduğu.
- Mahkeme kararı: Sulh ceza hâkimliği, dosya üzerinden inceleme yapar; çoğu dosyada duruşma yapılmadan karar verilir. İtirazın reddedilirse ceza kesinleşir ve ödenmesi zorunlu hale gelir.
Özetle: İzin almadan sticker ile reklam yapmak, “nasıl olsa küçük bir şey” diye düşünülen ama hem idari para cezası hem de temizlik masrafı ile birlikte ciddi maliyete dönüşebilen bir kabahat. Özellikle ticari kampanyalarda, başlamadan önce belediyeden izin almak ve stickerları sadece yasal alanlarda kullanmak, sonradan çıkacak bu tür sürprizleri engeller.
Sticker ile tanıtım yaparken belediyeden nasıl yasal izin alınır?
Sticker ile tanıtım yapmak istiyorsan ve bunu kamusal alanda, belediye sınırları içinde yapmayı planlıyorsan, süreci “küçük afiş” gibi düşünmek en güvenlisi. Çoğu belediye, sticker’ı da ilan ve reklam kapsamında değerlendiriyor. Bu yüzden hem ilgili birimden izin almak hem de gerekiyorsa vergi ödemek gerekiyor. Aksi halde Kabahatler Kanunu ve belediye zabıtası devreye girebiliyor.
Genel mantık şöyle işler:
- Belediyeden “ilan–reklam izni” alırsın.
- Gerekirse İlan ve Reklam Vergisi’ni ödersin.
- Sadece izin verilen alan ve süre içinde sticker kullanırsın.
Detaylar belediyeden belediyeye değişebildiği için, mutlaka faaliyet göstereceğin yerin belediyesinin güncel uygulamasını kontrol etmen gerekir.
Hangi belediye birimine başvurulur, hangi belgeler istenir?
Genellikle şu birimler karşına çıkar:
- Reklam ve Tanıtım / İlan-Reklam Şefliği
- Mali Hizmetler / Gelirler Müdürlüğü (vergi ve harç kısmı için)
- Bazı yerlerde Zabıta Müdürlüğü de açık alan reklam izinlerinde sürece dahil olur.
Başvuru çoğu belediyede şu şekilde ilerler:
- Dilekçe
- Sticker ile tanıtım yapmak istediğini,
- Hangi mahalle / cadde / bölgeyi hedeflediğini,
- Tahmini adet ve boyutları,
- Kampanya süresini (başlangıç–bitiş tarihi) yazarak resmi bir dilekçe verirsin.
- Firma / kişi bilgileri
- Gerçek kişiysen T.C. kimlik bilgileri, iletişim bilgileri.
- Şirket adına yapıyorsan vergi levhası, ticaret sicil bilgileri, imza sirküleri gibi temel evraklar istenebilir.
- Tasarım örneği
- Sticker’ın üzerinde ne yazdığı, logo, görsel, QR kod vb. içeriğin bir örneği genelde talep edilir.
- Bazı belediyeler, siyasi içerik, kamu düzenini bozucu ifade, müstehcenlik vb. açısından ön inceleme yapar.
- Uygulama planı
- Sticker’ların nereye yapıştırılacağına dair kabaca bir plan (örneğin “sadece belediyenin izin verdiği pano ve ilan alanları” gibi) istenebilir.
- Sokak direği, durak, trafo gibi yerlere çoğu belediye zaten izin vermez; varsa sadece belirlenmiş ilan panoları için onay verir.
Başvurudan sonra belediye, içeriği ve alanı uygun bulursa sana yazılı bir izin ya da “ilan-reklam ruhsatı / izin yazısı” verir. Bu yazıyı saklaman önemli; zabıta ile karşılaştığında göstermen gerekebilir.
İlan ve Reklam Vergisi nedir, sticker kampanyasında ne zaman ödenir?
Türkiye’de belediye sınırları içinde yapılan pek çok tanıtım faaliyeti için İlan ve Reklam Vergisi alınır. Sticker ile tanıtım da, özellikle kamusal alanda ve ticari amaçla yapılıyorsa, çoğu belediyede bu verginin konusuna girer.
Genel çerçeve şöyle:
- Vergi, belediyeye ödenen yerel bir vergi niteliğindedir.
- Tutarlar; sticker’ın boyutu, adedi, süresi ve konulduğu yer gibi kriterlere göre hesaplanır.
- Bazı belediyeler sticker’ı “küçük afiş / etiket” gibi bir kategoriye koyup metrekare veya adet üzerinden tarife uygular.
Sticker kampanyasında ödeme zamanı genellikle:
- İzin başvurusu onaylanmadan önce tahakkuk ettirilir.
- Belediyenin Gelirler / Mali Hizmetler birimi, beyan ettiğin ölçü ve süreye göre vergi hesaplar.
- Sen ödemeyi yaparsın, makbuzunu alırsın.
- Ardından izin yazın, çoğu zaman bu ödeme makbuzuna bağlı olarak düzenlenir.
Bazı küçük ölçekli, çok sınırlı alanlı kampanyalarda belediye, uygulamayı “vergiden istisna” sayabilir; ama buna asla peşinen güvenmemelisin. Her kampanya öncesi:
- Belediyenin ilan–reklam birimine,
- “Sticker ile tanıtım yapacağım, İlan ve Reklam Vergisi’ne tabi mi, ne kadar öderim?” diye sorup
- Yazılı veya en azından e-posta ile net bilgi alman en güvenli yoldur.
Özetle: Kamusal alanda sticker ile tanıtım yapacaksan, belediyeye gitmeden, izin ve vergi boyutunu netleştirmeden hareket etmemelisin. Bu hem ceza riskini azaltır hem de kampanyanı planlarken gerçek maliyeti görmeni sağlar.
Apartman, site ve özel mülklerde sticker yapıştırmak için hangi izinler gerekir?
Apartman, site ve genel olarak özel mülklerde sticker ile tanıtım yapmak için temel kural basit: mülk sahibinin veya yetkili yönetimin açık izni olmadan sticker yapıştırmamak. Türkiye’de apartman ve sitelerde ortak alanlar (giriş, merdiven boşlukları, asansör içi, otopark duvarları, kapı önleri vb.) genellikle kat malikleri kurulu veya yönetim planı ile düzenlenir. Bu alanlara reklam amaçlı sticker yapıştırmak istiyorsan:
- Ortak alanlarda: Apartman/site yönetiminin izni gerekir.
- Bir dairenin/işyerinin kapısına veya camına: O bağımsız bölümün malikinin (veya kiracı ise fiili kullanıcının) rızası gerekir.
- Site içi duvar, bahçe duvarı, otopark, güvenlik kulübesi gibi alanlarda: Yönetim veya maliklerin yetki verdiği kişi/şirketten yazılı onay almak en güvenlisidir.
Sözlü “tamam yapıştır bir şey olmaz” cümlesi bile ileride inkâr edilebileceği için, özellikle ticari bir sticker kampanyasında yazılı veya en azından mesajla alınmış bir onay saklamak iyi bir alışkanlıktır.
Apartman yönetimi ve site kuralları sticker reklamına nasıl bakıyor?
Birçok apartman ve site, görsel kirlilik ve güvenlik kaygısı nedeniyle kontrolsüz sticker reklamına sıcak bakmıyor. Yönetim planlarında veya iç talimatlarda genellikle şu tür hükümler yer alabiliyor:
- Ortak alanlarda izinsiz afiş, ilan, broşür, sticker bulundurulamaz.
- Reklam ve tanıtım faaliyetleri için yönetimden önceden izin alınması gerekir.
- Kapı altından broşür atılması, posta kutularının izinsiz kullanılması yasaktır.
Bu yüzden sticker ile tanıtım yapmak istiyorsan, önce yönetimle kısa bir görüşme yapmak iyi olur. Bazı siteler, duyuru panosu, ilan panosu veya belirli bir reklam köşesi ayırarak kontrollü şekilde sticker veya afişe izin verebiliyor. Hatta kimi yerlerde, temizlik ve düzenin bozulmaması için küçük bir ücret veya aidata ek bir katkı talep edilebiliyor.
Özetle, apartman ve site yönetimleri genellikle:
- Ortak alanın görüntüsünü bozmayacak,
- Diğer sakinleri rahatsız etmeyecek,
- Güvenlik açısından risk taşımayacak,
- Siyasi, ayrıştırıcı veya tartışmalı içerik içermeyen
sticker çalışmalarına daha olumlu yaklaşıyor. Ne yapacağını, nereye yapıştıracağını ve ne kadar süre kalacağını net anlatırsan izin alma şansın artar.
Özel mülk sahibinin rızası olmadan sticker yapıştırmanın sonuçları
Özel mülk sahibinin rızası olmadan sticker yapıştırmak, hukuken izinsiz müdahale sayılabilir. Bu durum, hem maddi hem de hukuki sonuçlar doğurabilir:
- Müdahalenin kaldırılması ve eski hale getirme: Mülk sahibi, stickerların sökülmesini ve yüzeyin eski haline getirilmesini isteyebilir. Boya, cam filmi, kaplama zarar görürse, bu zararı senden talep edebilir.
- Tazminat talebi: Özellikle ticari bir işletmenin vitrinine, tabelasına veya kapısına izinsiz sticker yapıştırırsan, marka imajına zarar verdiği veya müşterileri yanılttığı iddiasıyla tazminat istenebilir.
- Şikâyet ve idari yaptırımlar: Mülk sahibi veya apartman yönetimi, zabıtaya ya da ilgili belediye birimine şikâyette bulunabilir. Bu da idari para cezası ve temizlik masrafının sana rücu edilmesiyle sonuçlanabilir.
- Kişisel çatışmalar ve itibar kaybı: Hukuki boyutun ötesinde, apartman sakinleriyle veya mülk sahipleriyle gereksiz gerginlik yaşanmasına, markanın “rahatsız edici” algılanmasına yol açabilir.
Özellikle çok sayıda özel mülke yayılmış bir sticker kampanyası planlıyorsan, “nasıl olsa kimse fark etmez” mantığı ciddi risk taşır. En güvenli yol, her bir mülk için açık rıza almak ve mümkünse bunu yazılı hale getirmektir. Böylece hem hukuki riskleri azaltır, hem de markanı saygılı ve düzenli bir imajla konumlandırmış olursun.
İçerik açısından sticker üzerinde neler kesinlikle olmamalı?
Sticker ile tanıtım yaparken sadece “nereye yapıştırdığın” değil, üzerine ne yazdığın ve ne çizdiğin de hukuken çok önemli. İçerik, hem ceza hukuku hem de fikri mülkiyet ve kişisel haklar açısından sorumluluk doğurabiliyor. Aşağıdaki başlıklarda, sticker tasarlarken mutlaka uzak durman gereken içerikleri özetleyelim.
Hakaret, nefret söylemi, siyasi içerik ve kamu düzenini bozan ifadeler
Bir sticker üzerinde kişilere, kurumlara veya gruplara yönelik hakaret içeren sözler kullanmak, birçok ülkede olduğu gibi Türk hukukunda da suç veya en azından hukuka aykırı fiil sayılabilir. Bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyen ağır ifadeler, seni tazminat davası ve hatta ceza soruşturması ile karşı karşıya bırakabilir.
Benzer şekilde, ırk, din, mezhep, cinsiyet, cinsel yönelim, engellilik gibi temellere dayalı nefret söylemi içeren sticker’lar, nefret ve ayrımcılık suçları kapsamında değerlendirilebilir. Özellikle bir gruba karşı şiddeti, düşmanlığı veya nefreti teşvik eden slogan ve görsellerden kesinlikle kaçınmak gerekir.
Siyasi içerik tamamen yasak değildir; ancak seçim dönemlerinde propaganda kuralları, afiş ve ilan düzenlemeleri, belirli alanlarda siyasi içerikli materyal asılmasını sınırlayabilir. Ayrıca kamu düzenini bozacak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek, şiddeti öven siyasi mesajlar hem idari yaptırım hem de ceza sorumluluğu doğurabilir. Kısacası, eleştiri sınırını aşan, kışkırtıcı ve saldırgan siyasi sticker’lardan uzak durmak en güvenli yoldur.
Müstehcen, şiddet içerikli veya suç işlendiği izlenimi veren tasarımlar
Sticker üzerinde açık saçık, pornografik veya çocukları rahatsız edebilecek müstehcen görseller kullanmak, özellikle kamusal alanda sergilendiğinde ciddi hukuki sorun yaratabilir. Çocukların görebileceği alanlarda müstehcen içerik, birçok ülkede özel olarak yasaklanmıştır; Türkiye’de de müstehcenlik suçları kapsamında değerlendirilebilir.
Aşırı kan, işkence, vahşet, silah ve şiddet övgüsü içeren tasarımlar da risklidir. Şiddeti yücelten, suçu cazip gösteren veya insanlara zarar vermeyi teşvik eden mesajlar, kamu düzeni ve genel ahlak gerekçesiyle yasaklanabilir.
Ayrıca sticker, suç işlendiği izlenimi veriyorsa (örneğin bir kişiyi açıkça suçlu gibi gösteren, “hırsız”, “tecavüzcü” gibi ağır ithamlar içeren tasarımlar) hem iftira hem de kişilik haklarına saldırı nedeniyle hukuki ve cezai sonuç doğurabilir. Bir kişi hakkında kesinleşmiş yargı kararı olmadan onu “suçlu” ilan eden içeriklerden özellikle kaçınmak gerekir.
Marka taklidi, izinsiz logo kullanımı ve telif hakları riski
Sticker tasarlarken en sık gözden kaçan konu, marka ve telif hakları oluyor. Başkasına ait bir logo, marka adı, karakter, illüstrasyon, fotoğraf veya tipografiyi izinsiz kullanmak, marka hakkına tecavüz ve telif hakkı ihlali sayılabilir.
Örneğin:
- Ünlü bir markanın logosuna çok benzeyen, karıştırılma ihtimali yüksek bir logo ile sticker basmak
- Popüler bir çizgi film karakterini, sanatçının veya hak sahibinin izni olmadan kullanmak
- İnternetten bulduğun bir görseli “nasıl olsa küçük, sticker sadece” diyerek doğrudan tasarıma koymak
bunların hepsi hak sahiplerinin senden lisans bedeli, tazminat talep etmesine ve ürünlerinin toplatılmasına yol açabilir.
Ayrıca, rakip bir markayı taklit eden veya onunla karıştırılabilecek şekilde tasarlanmış sticker’lar, haksız rekabet iddialarına da neden olabilir. Özellikle ticari amaçlı sticker kampanyalarında, kullandığın her görselin ya sana ait, ya lisanslı, ya da gerçekten serbest kullanım (örneğin uygun lisanslı stok görsel) olduğundan emin olman gerekir.
Özetle: Sticker küçük bir materyal gibi görünse de, üzerinde yer alan her kelime ve her çizgi hukuken önemlidir. Hakaret, nefret, müstehcenlik, şiddet övgüsü, marka ve telif ihlali içeren tasarımlardan uzak durmak, hem markanı hem de seni gereksiz hukuki risklerden korur.
QR kodlu sticker ile tanıtım yaparken hangi hukuki ve güvenlik riskleri var?
QR kodlu sticker ile tanıtım yaptığında, aslında insanları bir “dijital kapıdan” içeri almış oluyorsun. Bu kapının nereye açıldığı, hangi verileri topladığı ve ne kadar güvenli olduğu hem hukuken hem de itibar açısından doğrudan seni ilgilendiriyor. Özellikle zararlı site yönlendirmeleri ve kişisel verilerin korunması konusunda dikkatli olmazsan, hem idari para cezaları hem de tazminat sorumluluğu gündeme gelebilir.
Zararlı siteye yönlendiren QR kodların doğurabileceği sorumluluklar
Bir QR kod, kullanıcıyı kötü amaçlı yazılım içeren, dolandırıcılık amacı güden ya da sahte bir ödeme sayfasına yönlendiriyorsa, bu durum hem ceza hukuku hem de özel hukuk açısından risklidir. Kodu sen hazırladıysan veya kampanyayı sen yürütüyorsan, şu sorular önem kazanır:
- Kullanıcıyı yönlendirdiğin site güvenli mi, SSL sertifikası var mı, alan adı sana mı ait?
- Site içeriği, dolandırıcılık, kimlik avı, yasa dışı bahis, yasa dışı ürün satışı gibi suçlara zemin hazırlıyor mu?
- QR kod sonradan değiştirilip başka bir zararlı adrese yönlendirilebilir mi?
Kendi kontrolündeki bir siteye yönlendiriyorsan, oradaki içerikten ve güvenlik açıklarından doğan zararlarda “özen yükümlülüğünü” yerine getirip getirmediğin sorgulanır. Örneğin, kullanıcıların kart bilgilerini topladığın bir sayfa yeterince güvenli değilse ve veri sızıntısı olursa, hem kişisel veriler hem de olası dolandırıcılık açısından sorumluluk doğabilir.
Ayrıca, QR kodlu sticker’ların üzerine sonradan başka kişiler tarafından zararlı QR etiketleri yapıştırılması da pratikte görülen bir durum. Bu yüzden tasarımda kodun etrafını markanla belirginleştirmek, sahte etiketlerin fark edilmesini kolaylaştırmak ve düzenli kontrol yapmak önemlidir. Aksi halde, kullanıcılar zararlı yönlendirmeyi senin markanla ilişkilendirir ve itibar kaybı yaşarsın; bazı durumlarda tazminat talepleriyle de karşılaşabilirsin.
Kişisel verilerin korunması ve KVKK açısından dikkat edilmesi gerekenler
QR kodlu sticker, çoğu zaman bir form sayfasına, kampanya kayıt ekranına veya üyelik alanına yönlendirir. Burada ad, soyad, telefon, e‑posta, konum bilgisi, hatta ödeme bilgileri gibi kişisel veriler işleniyorsa, KVKK kapsamına girersin.
Dikkat etmen gereken temel noktalar:
- Aydınlatma yükümlülüğü: QR kodun yönlendirdiği sayfada, kişisel verilerin hangi amaçla, hangi hukuki sebebe dayanarak işlendiğini, kimlerle paylaşılacağını ve ne kadar süre saklanacağını açık ve anlaşılır şekilde belirtmelisin.
- Açık rıza gerektiren durumlar: Pazarlama amaçlı SMS/e‑posta gönderimi, profil çıkarma, davranışsal reklamcılık gibi işlemler için çoğu durumda açık rıza gerekir. Bu rızanın önceden işaretlenmiş kutucuklarla değil, özgür iradeye dayalı ve ayrı bir onayla alınması beklenir.
- Veri minimizasyonu: QR kodlu kampanya için gerçekten ihtiyaç duymadığın verileri istememelisin. Örneğin sadece çekiliş için ad ve iletişim bilgisi yeterliyken, gereksiz detaylar toplamak ileride sorun yaratabilir.
- Veri güvenliği: Yönlendirdiğin sitede güçlü şifreleme, güncel yazılım, güvenli barındırma ve erişim yetkilerinin sınırlandırılması gibi teknik tedbirler alınmalı. Aksi halde bir veri ihlali durumunda hem KVKK kapsamında bildirim yükümlülükleri hem de idari para cezaları gündeme gelebilir.
- Üçüncü taraf hizmetler: Formları, analiz araçlarını veya CRM sistemlerini dış bir hizmet sağlayıcı üzerinden yürütüyorsan, bu kişi veya şirketler “veri işleyen” konumunda olur. Onlarla yaptığın sözleşmelerde veri güvenliği ve KVKK uyumu açıkça düzenlenmeli.
Son olarak, QR kodlu sticker ile çocuklara yönelik bir kampanya yapıyorsan, yaş doğrulama, ebeveyn rızası ve hassas veri işlenmemesi gibi konularda ekstra dikkatli olman gerekir. Kısacası, QR kodu sadece “tasarım unsuru” olarak değil, kişisel veriye ve güvenliğe açılan bir kapı olarak görüp tüm süreci buna göre planlamalısın.
Yasal sınırlar içinde sticker ile güvenli ve şık tanıtım nasıl yapılır?
Sticker ile tanıtım yaparken hem yasal sınırları hem de çevreyi ve markanı korumayı birlikte düşünmek gerekiyor. Aşağıdaki öneriler, genel Türk mevzuatına ve belediye uygulamalarına uyumlu, pratik bir çerçeve sunar; ancak her zaman bulunduğun şehirdeki güncel belediye kurallarını ayrıca kontrol etmen iyi olur.
İzinli alanlar, billboard çevreleri ve etkinlik alanlarında sticker kullanımı
Sticker’ı en güvenli şekilde kullanabileceğin yerler, zaten reklam için ayrılmış veya özel izinle kullanılan alanlardır. Örneğin:
- Resmî olarak kiraladığın billboard, raket, totem, CLP gibi açık hava reklam ünitelerinin çerçeve içi alanlarında, sözleşmeye uygunsa sticker kullanabilirsin. Burada genelde asıl görsel baskı olur; sticker’ı küçük ek bilgi, QR kod veya kampanya detayı için tercih etmek daha şık durur.
- Belediyeden veya organizatörden izin alınmış fuar, festival, konser, spor etkinliği gibi alanlarda, sana ayrılan stand, pano, masa, yönlendirme tabelası gibi yüzeylere sticker yapıştırmak genellikle serbesttir. Yine de organizatörün “yüzeyleri zarar vermeden teslim etme” şartına dikkat etmelisin.
- Kendi mağaza vitrininde, iç mekân camlarında, kasaya yakın alanlarda, ürün standlarında sticker kullanmak hem yasal hem de kontrolü tamamen sende olan bir yöntemdir. Burada tek sınır, genel reklam ve tüketiciyi koruma kurallarıdır.
Kamusal alanlarda (direk, durak, trafo, köprü ayağı vb.) belediyelerin çoğu izinsiz sticker’ı “izinsiz ilan–reklam” ve çevre kirliliği kapsamında değerlendirir. Bu yüzden:
- Eğer mutlaka dış mekânda kullanacaksan, belediyenin ilan–reklam biriminden yazılı izin almadan hareket etmemelisin.
- Bazı belediyeler, etkinlik dönemlerinde belirli “afiş–sticker panoları” tahsis eder; sticker’larını bu panolara yapıştırmak hem yasal hem de daha düzenli bir görünüm sağlar.
Kısacası: İzinli alan = sözleşme yaptığın reklam yüzeyi, sana tahsis edilmiş etkinlik alanı ve kendi mülkün ya da açık rızası olan özel mülk. Bunların dışındaki her yer için mutlaka yazılı izin aramalısın.
Markaya zarar vermeyen, çevreyi kirletmeyen tasarım ve uygulama önerileri
Sticker tasarımı sadece estetik değil, hukuki ve itibar açısından da önemli. Dikkat edebileceğin bazı noktalar:
- Kolay sökülebilir malzeme seç: Çok güçlü yapışkanlı, sökülürken boyayı kaldıran veya camı çizen sticker’lar hem tazminat riskini hem de şikâyet ihtimalini artırır. İç mekân için daha hafif yapışkanlı, dış mekân için ise hem dayanıklı hem de sökülebilir malzemeler tercih et.
- Boyut ve konumda abartıya kaçma: Kocaman, görüşü engelleyen, tabelaları kapatan sticker’lar hem trafik ve güvenlik açısından sorun yaratır hem de belediye müdahalesini hızlandırır. Göz hizasında, okunaklı ama çevreyi domine etmeyen ölçüler daha güvenlidir.
- Temiz tipografi ve sade mesaj: Çok fazla yazı, aşırı parlak renkler ve göz yoran desenler hem profesyonel görünmez hem de şikâyet konusu olabilir. Kısa bir başlık, net bir çağrı (örneğin “QR kodu okut, menüyü gör”) ve küçük logo çoğu zaman yeterlidir.
- Çevreyi kirletmeyecek uygulama planı yap: Kampanya bitiminde sticker’ları bizzat söküp alanı eski hâline getirmeyi planla. Özellikle etkinlik alanlarında, çıkışta kendi sticker’larını toplaman hem hukuki riskini azaltır hem de marka algını güçlendirir.
- Yüzeye uygunluk kontrolü: Tarihi yapılar, anıtlar, kamusal tabelalar, trafik işaretleri gibi hassas yüzeylere asla sticker yapıştırma. Bu tür yerler çoğu zaman özel koruma altında ve cezaları daha ağır.
- Marka diliyle uyum: Tasarımın, markanın genel kurumsal kimliğiyle uyumlu olsun. Aşırı agresif, kaba veya tartışmalı görseller kısa vadede dikkat çekse de uzun vadede marka itibarına zarar verebilir.
Son olarak, sticker’ı “her yere yapıştırılan ucuz bir etiket” değil, kontrollü kullanılan, izni alınmış, temiz bir mikro reklam yüzeyi gibi düşünürsen hem yasal sınırlar içinde kalman hem de şık bir tanıtım yapman çok daha kolay olur.
Sticker ile tanıtım yapmadan önce kontrol etmen gereken hızlı yasal check-list
Sticker ile tanıtım yapmadan önce birkaç dakikanı ayırıp basit bir yasal check-list üzerinden geçmek, hem para cezası hem de itibar kaybı riskini ciddi şekilde azaltır. Aşağıdaki adımları kısa bir “son kontrol listesi” gibi düşünebilirsin:
- Mekân izni var mı?
- Sticker’ı yapıştıracağın yer kendi mülkün mü (dükkân, araç, ofis, vitrin vb.) yoksa başkasına mı ait?
- Başkasına aitse yazılı veya en azından açık bir izin aldın mı? (apartman yönetimi, site yönetimi, işyeri sahibi, mağaza zinciri merkezi vb.)
- Alan kamusal alan sayılıyorsa (direk, durak, trafo, köprü ayağı, park içi alanlar gibi) belediyenin veya ilgili idarenin açık bir izni var mı?
- Belediye kurallarına uygun mu?
- İlgili belediyenin ilan ve reklam yönetmeliğinde sticker, afiş, etiket gibi küçük ölçekli tanıtımlar için özel bir düzenleme veya yasak var mı, kontrol ettin mi?
- Belirli bölgelerde (tarihi alanlar, sit alanları, meydanlar, köprüler) tamamen yasak olup olmadığını inceledin mi?
- İçerik hukuka uygun mu?
- Sticker üzerinde hakaret, nefret söylemi, siyasi propaganda, kamu düzenini bozabilecek ifade var mı?
- Müstehcen, şiddet övücü, suç işlemeye teşvik eden görsel veya metin kullanıyor musun?
- Başka bir markanın logosunu, karakterini, tasarımını izinsiz kullanıyor musun; telif ve marka hakkı ihlali riski var mı?
- QR kod kullanıyorsan yönlendirdiğin site güvenli, yasal ve içerik açısından temiz mi?
- Vergi ve izin boyutunu düşündün mü?
- Sticker kampanyan sürekli ve geniş ölçekli bir reklam faaliyeti ise, belediyenin talep edebileceği ilan ve reklam vergisi ile ilgili bilgi aldın mı?
- Gerekliyse ilgili birime (genelde mali hizmetler / gelirler birimi) beyan veya izin başvurusu yaptın mı?
- Kayıt ve ispat için hazırlıklı mısın?
- Aldığın izinleri (e‑posta, mesaj, sözleşme, yönetim kararı vb.) gerektiğinde gösterebilmek için saklıyor musun?
- Sticker tasarımlarının sana ait olduğunu veya lisanslı olduğunu gösterecek fatura, sözleşme, yazışma gibi belgelerin duruyor mu?
Bu sorulara büyük ölçüde “evet” diyebiliyorsan, sticker ile tanıtımın hukuki açıdan çok daha güvenli bir zemine oturmuş demektir.
Mekân izni, içerik kontrolü ve vergi–izin adımlarını kısaca gözden geçirmek
Pratik bir özet yapmak gerekirse, sticker basmadan ve yapıştırmaya başlamadan önce şu üçlüye bakman yeterli olur:
-
1. Mekân izni:
-
“Bu yüzey benim mi?”
-
“Değilse, kimden izin almam gerekiyor ve aldım mı?”
-
“Burası kamusal alan ise, belediye veya ilgili kurumdan yazılı/onaylı bir izin var mı?”
-
2. İçerik kontrolü:
-
“Bu sticker’da kimseye hakaret, aşağılama, nefret söylemi var mı?”
-
“Siyasi, provokatif, kamu düzenini bozabilecek bir mesaj içeriyor mu?”
-
“Müstehcen, şiddet içeren, suç işlendiği izlenimi veren bir tasarım var mı?”
-
“Başkasının markasını, logosunu, görselini izinsiz kullanıyor muyum?”
-
“QR kod varsa, yönlendirdiğim sayfa yasal, güvenli ve KVKK’ya uygun mu?”
-
3. Vergi ve izin:
-
“Bu çalışma tek seferlik küçük bir tanıtım mı, yoksa düzenli ve yaygın bir reklam kampanyası mı?”
-
“Belediyenin ilan ve reklam vergisi kapsamına girip girmediğini araştırdım mı?”
-
“Gerekiyorsa ilgili belediye birimine başvuru yaptım mı, onay aldım mı?”
Bu üç başlığı her kampanya öncesi kısaca kontrol etmek, hem cezai riskleri hem de ileride doğabilecek şikâyetleri ciddi biçimde azaltır.
Hukuki riskleri en aza indirmek için ne zaman bir avukata danışmak gerekir?
Sticker ile tanıtım genelde küçük ve pratik bir pazarlama yöntemi gibi görünse de, bazı durumlarda profesyonel hukuki görüş almak çok faydalı olur. Özellikle şu hallerde bir avukata danışmayı düşünmelisin:
-
Geniş çaplı bir kampanya planlıyorsan Binlerce sticker’ı farklı ilçelerde, hatta farklı şehirlerde kullanacaksan, her belediyenin farklı uygulamaları ve vergi kuralları olabilir. Bu noktada bir avukat, hangi izinleri nereden alman gerektiğini netleştirip, tek bir strateji oluşturmanda yardımcı olabilir.
-
Sınırda veya tartışmalı içerik kullanıyorsan Mizah, ironi, siyasi gönderme, rakip markaya dokundurma gibi unsurlar içeren tasarımlarda, hakaret, haksız rekabet, marka hakkı ihlali veya nefret söylemi iddiaları gündeme gelebilir. İçeriğin “fazla ileri” olup olmadığını anlamak için, tasarımları bir avukatla önceden gözden geçirmek akıllıca olur.
-
Marka, telif ve lisans konuları varsa Sticker üzerinde kullanacağın logo, karakter, fotoğraf, illüstrasyon veya sloganın hukuki durumundan emin değilsen, bir fikri mülkiyet avukatına danışmak, ileride doğabilecek tazminat ve dava risklerini azaltır.
-
Daha önce uyarı, ihtar veya ceza aldıysan Belediyeden, zabıtadan, bir marka sahibinden ya da bir kişiden daha önce ihtar, şikâyet veya idari para cezası aldıysan, aynı tarzda bir kampanyaya devam etmeden önce mutlaka hukuki görüş almalısın. Aksi halde tekrar eden ihlaller daha ağır sonuçlar doğurabilir.
-
QR kod ile veri topluyorsan QR kod üzerinden kullanıcıdan isim, telefon, e‑posta, konum gibi bilgiler topluyorsan, kişisel verilerin korunması mevzuatına uyum için bir avukattan aydınlatma metni, açık rıza, saklama süreleri ve veri güvenliği konularında destek almak önemlidir.
Özetle, sticker ile tanıtım küçük bir pazarlama aracı gibi görünse de, ölçek büyüdükçe, içerik hassaslaştıkça ve veri işleme devreye girdikçe hukuki tablo da karmaşıklaşır. Bu eşiklere yaklaştığını hissediyorsan, bir avukata kısa bir ön danışma yapmak, ileride doğabilecek büyük sorunları başlamadan durdurabilir.
Ankara avukatından danışmanlık ve temsil talepleriniz için bizimle iletişime geçin.