+90 507 195 23 23

İşveren Maaş Ödemezse Ne Yapabililirim?

Yayınlanma: 17 Kasım 2025 • Güncelleme: 7 Aralık 2025 • 17 dk. okuma

Maaşınız yatmadı ve aklınızda tek soru var: İşveren Maaş Ödemezse Ne Yapabililirim? İş Kanunu’na göre ücret, ödeme gününden itibaren 20 gün içinde ödenmezse (mücbir sebep yoksa) işçinin işten kaçınma hakkı doğar. Ayrıca 4857 uyarınca haklı fesih, ücret alacağı ve gecikme faizi de gündeme gelir.

Bu yazıda; kanuni haklarınızı basit adımlarla anlatacağız:

  • Delil toplama ve yazılı ihtar
  • Zorunlu arabuluculuk ve anlaşma seçenekleri
  • İş mahkemesi / icra, tazminatlar ve süreler

Aradığınız pratik yanıtları bulmanız için, “İşveren Maaş Ödemezse Ne Yapabililirim?” sorusunu adım adım ele alıyoruz.

İş Kanunu'na Göre Maaş Ödeme Süresi ve Şekli

İş Kanunu'na göre maaş ödeme süresi, en çok merak edilen konulardan biridir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. ve 34. maddelerine göre, işçiye ücreti en geç ayda bir ödenmek zorundadır. Bazı durumlarda iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile bu süre bir haftaya kadar kısaltılabilir. Ancak bir işveren ayda birden daha uzun sürede maaş ödeyemez.

Ayrıca İş Kanunu'na göre, ücret ödeme günü geldiği halde işçiye ücreti ödenmezse, en geç 20 gün içinde ödeme yapılması gereklidir. Eğer bu süre aşılırsa ve mücbir bir sebep yoksa, işçi iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Yani devlet burada işçiyi koruyan bir düzenleme getirmiştir.

Özetle; maaş ödemede gecikme en fazla 20 gün olabilir. Aksi halde işçi hak talep edebilir. Ücretin ödenme şekli ise nakit veya banka yoluyla olabilir ama bunun detayları ilgili başlıkta anlatılacaktır.

Maaşın Banka Yoluyla Ödenme Zorunluluğu

Maaşın banka yoluyla ödenme zorunluluğu da işçi ve işverenler için oldukça önemlidir. Türkiye'de yapılacak maaş ödemeleriyle ilgili 2025 yılı itibarıyla önemli değişiklikler bulunmaktadır. 1 Temmuz 2025’ten itibaren, 3 ve üzeri çalışanı bulunan işverenlerin maaş, prim, fazla mesai gibi tüm ödemeleri banka yolu ile yapması zorunlu hale gelmiştir.

Yani bir işyerinde 4 ve daha fazla çalışan varsa, bu işyerinde maaş ödemeleri elden yapılamaz. Sadece banka yoluyla ödeme yapılabilir ve bu durumda çalışanların ödemeleri belgelenebilir ve denetlenebilir hale gelir. Eğer işyerinde 3 ve daha az çalışan varsa, maaşlar istisnai olarak elden ödenebilir.

Ayrıca 2025 yılında 30.000 TL üzerindeki ödemelerde de banka veya finansal kurumlar aracılığıyla ödeme şartı vardır. Bu sınır hem iş güvenliği hem de kayıt dışı ödemeleri önlemek amacı taşımaktadır.

Kısacası, işçi maaşları artık büyük oranda banka aracılığıyla ve resmi olarak ödenmelidir. Aksi halde işverene idari para cezası verilebilir ve işçiye banka dekontları sayesinde hak arama imkanı doğar.

Hak Edilen Ücretin Kapsamı (Net, Giydirilmiş Ücret, Fazla Mesai)

Hak edilen ücretin kapsamı, bazen kafa karıştırıcı olabiliyor. İşte en çok duyulan kavramlar:

Net Ücret: Çalışana eline geçen, yani tüm yasal kesintiler sonrası alınan maaştır. Asgari geçim indirimi, vergi, SGK primleri gibi kesintilerden sonra işçinin hesabına yatan miktardır.

Giydirilmiş Ücret: Bu ücret, çıplak/net maaşın yanı sıra düzenli olarak sağlanan bütün yan haklarla beraber toplam geliri gösterir. Yani maaş + yol parası + yemek parası + prim + yakacak yardımı + giysi yardımı gibi çeşitli ödemeler bir araya gelir ve giydirilmiş ücret olarak adlandırılır. Özellikle kıdem ve ihbar tazminatı hesaplanırken giydirilmiş ücret esas alınır. Böylece işçinin genel hak kaybı önlenmiş olur.

Fazla Mesai Ücreti: Haftalık 45 saatin üzerinde yapılan çalışmalar fazla mesai kapsamına girer. Fazla mesai ödeme yükümlülüğü de brüt ücret üzerinden, çarpanla birlikte işçiye ödenir. Bir çalışan, bir yılda en fazla 270 saat fazla mesai yapabilir. Eğer maaş ödemesinde “fazla mesailer dahildir” gibi bir madde yoksa, işveren, fazla mesaiyi ayrıca ödemek zorundadır.

Yani bir işçinin hak ettiği ücret sadece ana maaştan ibaret değildir. Buna ek olarak düzenli yan haklar ve yapılan fazla mesailer de ücrete dahil edilebilir. Böylece işçi toplamda ne kadar hak ettiğini daha net görebilir ve gerekirse mahkemede savunabilir.

Not: Fazla mesailer veya yan haklar sanki ana maaş gibi gösteriliyorsa, işçi bu konuda hak iddia edebilir. Çünkü yasalar her zaman işçiyi korur ve gerçek mağduriyet oluşmasını engeller.

Özetle:

  • Net maaş: Eline geçen para
  • Giydirilmiş ücret: Maaş + yan haklar
  • Fazla mesai: Aylık çalışma süresi üstüne yapılan ekstra çalışmaların ödemesidir.

Her işçi bu detayları bordrosunda ve banka dekontlarında mutlaka kontrol etmelidir.

Maaş Ödememe Durumunda İşçinin Sahip Olduğu Haklar

Ücret Gecikmesi ve İşçinin Çalışmaktan Kaçınma Hakkı

Ücret gecikmesi, işçilere önemli haklar tanır. İşveren maaşı zamanında ödemezse, işçi mağdur olur ve kanunlar onu korur. Türk İş Kanunu’na göre, maaşı ödenmeyen işçi, bunu gerekçe göstererek işini yapmaktan kaçınabilir. Yani, “maaşım ödenmedi” diye çalışmak istemediğinizde, bu tamamen yasal bir haktır. Bu durumda işveren, “çalışmadı” diye size ceza veremez veya işi bırakmaya zorlayamaz.

İş Görmeme Hakkı (20 Gün Kuralı)

İş görmeme hakkı özellikle önemlidir. Eğer işçinin maaşı ödenmeyeli 20 günü geçtiyse, işçi artık iş görme borcunu yerine getirmek zorunda değildir. Bunun için patrondan izin almaya da gerek yoktur. Yalnızca bu hakkın kullanıldığını yazılı olarak bildirmek yeterlidir. İşçi, bu bekleme süresince işyerine gitse bile çalışmak zorunda değildir ve hiçbir şekilde devamsız sayılmaz ya da tazminatsız çıkarılamaz. Bu 20 günlük bekleme süresi, kanunla güvence altına alınmıştır.

Haklı Nedenle Derhal Fesih Hakkı

Haklı nedenle derhal fesih hakkı, işçinin kanuni bir kozu olarak öne çıkar. Maaşı zamanında ödenmeyen ya da sürekli geciken işçi, iş sözleşmesini hemen ve haklı nedenle sonlandırabilir. Türk İş Kanunu'nun 24/II-e maddesi, ücretin tam ve zamanında ödenmemesini işçi için “haklı fesih” sebebi olarak kabul eder. Yani işçi, “maaşım geç veya eksik ödendi” gerekçesiyle istifa ederse, kıdem tazminatı hakkını kaybetmez. Bu durumda işveren, işçiye herhangi bir cezai hak iddia edemez.

Kıdem ve İhbar Tazminatı Hakkı

Kıdem ve ihbar tazminatı, maaşı ödenmeyen işçinin en çok merak ettiği konulardan biridir. Eğer işçi, ücretin ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle fesih yaparsa, çalışma süresi boyunca elde ettiği kıdem tazminatını talep edebilir. Aynı zamanda ihbar süresine de uymak zorunda değildir. Çünkü haklı nedenle fesihte “derhal” ayrılma hakkı vardır. Fakat işçinin kendi isteğiyle, yani sebepsiz bir şekilde işten ayrılması durumunda bu haklar doğmaz. Her zaman işten ayrılmadan önce haklı gerekçelerini ispatlamak önemlidir.

Maaşın Sürekli Gecikmesi Durumu

Maaşın sürekli gecikmesi de yasal hakkınızı güçlendirir. İşveren bir defa değil, sürekli olarak maaş ödemelerini geciktiriyorsa, bu işçi için ciddi bir mağduriyet yaratır. Kanunlar burada işçiyi daha da korur. Maaşlar sürekli gecikirse, işçi yukarıda belirttiğimiz “haklı nedenler” doğrultusunda sözleşmesini feshedebilir ve tüm kıdem, ihbar tazminatına ek olarak gecikme faizlerini de isteyebilir. Ayrıca işçi, huzurlu bir iş ortamı sağlanmadığı gerekçesiyle iş mahkemesine başvurma hakkına da sahiptir.

Kısacası, ücret ödemelerinde yaşanan gecikmeler asla ihmal edilmemeli ve işçi kanuni haklarını bilerek adım atmalıdır. İşvereniniz maaşınızı zamanında ödemiyorsa ya da sık sık aynı sorunu tekrar yaşıyorsanız, yasal haklarınızı kullanmaktan çekinmeyin.

Yapılması Gerekenler ve Başvuru Yolları

Maaşı ödenmeyen işçiler için başvuru yolları ve yapılması gereken adımlar büyük önem taşır. Hak kaybı yaşamamak için bu yolları takip etmek gerekir. Aşağıdaki başlıklarda, işçinin izlemesi gereken hukuki yolları ve dikkat etmesi gereken noktaları bulabilirsiniz.

Öncelikle İşverene Yazılı Bildirim ve İhtarname Göndermek

Öncelikle işçinin, maaşı ödenmediğinde doğrudan dava açmak yerine işverene yazılı olarak başvurması faydalı olur. Yazılı bildirim ve noter kanalıyla ihtarname göndermek, hem işverenin durumu tekrar değerlendirmesini sağlar hem de resmi bir kayıt oluşturur. Bu yol, işveren ile anlaşma ihtimalini artırır ve ilerleyen süreçte işçi için hukuki bir dayanak olur.

İhtarname Nasıl Hazırlanır?

İhtarname hazırlarken bazı önemli unsurlara dikkat edilmelidir. İhtarnameye işçinin adı, soyadı, adresi ve işverenin iletişim bilgileri açıkça yazılmalıdır. Ardından, hangi tarihli maaşların ödenmediği, toplam alacak miktarı ve ödeme için istenen süreye yer verilmelidir. Resmi ve uygun bir dil kullanmak önemlidir. İhtarnameye örnek bir ifade şöyle olabilir: “Tarafınıza her ay ödenmesi gereken maaşımın, ... tarihinden itibaren ödenmediğini bildirir, 7 gün içinde ödenmesini aksi takdirde yasal yollara başvuracağımı ihtar ederim.” Hazırlanan ihtarname noter aracılığıyla ya da iadeli taahhütlü posta ile gönderilmelidir.

İhtarname Gönderme Süresi ve Şekli

İhtarnameyi, maaşınızın ödenmemesinden kısa bir süre sonra gönderebilirsiniz. Kanunda kesin bir süre belirtilmemiştir. Ancak hak kaybı yaşamamak için gecikmeden ve sonraki yasal süreçlere geçmeden önce yapmak iyi olur. En etkili ve ispatlı yöntem noter kanalıyla gönderilmesidir. İadeli taahhütlü posta da kabul edilir. Elektronik imza ile KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) sistemi de kullanılabilir. Bu şekilde ihtarname gönderimi resmi olarak kayıt altına alınır ve ileride belge olarak kullanılabilir.

Arabuluculuğa Başvuru Zorunluluğu

İşçi alacaklarıyla ilgili uyuşmazlıklarda, 2018’den sonra yapılan bir düzenlemeye göre arabuluculuğa başvuru zorunlu hale gelmiştir. Yani işçi, doğrudan iş mahkemesinde dava açamaz. Önce arabuluculuğa başvurmalı ve sonuç alamazsa ya da anlaşma sağlanamazsa dava yoluna gitmelidir. Arabulucu süreci genellikle kısa sürer. İşçinin başvurusu ücretsizdir ve arabulucu tüm tarafları bir araya getirerek çözüm arar. Anlaşma sağlanırsa tutanaklar resmi belge olur, sağlanamazsa dava açmak mümkündür.

İş Mahkemesine Dava Açma Süreci

Arabuluculuktan sonuç alınamazsa iş mahkemesine dava açabilirsiniz. Dava süreci için gerekli evrakları toplamak ve başvuru dilekçesi hazırlamak gerekir. Dava, işçinin yaşadığı ya da iş yerinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesinde açılır. Dava sırasında işçi, maaşının ödenmediğini gösteren belgeler ve varsa tanıklarla birlikte iddialarını sunar.

Dava Açmadan Önce Gerekli Belgeler

Dava açmadan önce toplanması gereken başlıca belgeler şunlardır:

  • İş sözleşmesi veya işe giriş bildirgesi
  • Maaş bordroları (eğer verilmişse)
  • Banka hesap dökümleri
  • İhtarname ve gönderim belgesi
  • Tanık bilgileri (çalışma arkadaşları gibi)
  • Arabuluculuk tutanağı Bu belgeler, davanın sağlıklı ilerlemesi ve iddiaların ispatı için önemlidir.

Zamanaşımı Süresi ve Davanın Takibi

Maaş alacaklarında zamanaşımı süresi genellikle 5 yıldır. Yani işçi, maaşının ödenmediği tarihten itibaren 5 yıl içinde bu alacağını dava edebilir. Ancak bazı durumlarda farklı alacak türlerinde süreler değişebilir. Dava açtıktan sonra mahkemenin talep edeceği ek belgeler zamanında sunulmalı, dava süreci dikkatlice takip edilmelidir. Duruşmalara katılmak önemlidir.

İcra Takibi Başlatma Yolu

Maaşı ödenmeyen işçi, hakkını icra yoluyla da arayabilir. Özellikle iş mahkemesinden karar alındıktan sonra ya da herhangi bir belgeye dayalı maaş alacağı için ilamsız icra takibi başlatılabilir.

İcra Takibi Nasıl İşler?

İcra takibinde, öncelikle icra müdürlüğüne başvurulur ve maaş alacağı için icra takibi başlatılır. İcra müdürlüğü, işverene ödeme emri gönderir. İşveren ödeme yapmazsa maaş veya mal varlığı üzerine haciz işlemleri başlatılabilir. Bu süreç resmi ve devlet tarafından yürütülür.

Ödenmeyen Maaş İçin İcra Süreci Aşamaları

  1. İcra müdürlüğüne başvuru: Maaş alacağınızı gösteren belgelerle icra takibi başlatılır.
  2. Ödeme emri gönderimi: İşverene borcunu ödemesi için resmi yazılı bildirim yapılır.
  3. İtiraz veya ödeme yapmama: İşveren ödeme yapmazsa veya alacağı reddederse, mahkeme kararı gerekebilir.
  4. Haciz ve tahsil işlemleri: Son aşamada işverenin banka hesaplarına, araçlarına veya diğer mallarına haciz işlemi uygulanabilir.
  5. Tahsilat: Alacak tahsil edildiğinde işlem sona erer.

Bu yolları düzenli takip etmek, işçinin maaşını hukuki olarak geri alabilmesi için en sağlıklı yoldur.

Başvuru Yapılabilecek Kurumlar ve Merciler

ALO 170 ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Kurumu

ALO 170, işçilerin maaş ödemeleriyle ilgili yaşadıkları mağduriyetlerde arayabilecekleri en hızlı ve kolay başvuru yollarındandır. ALO 170'i arayarak işverenin maaş ödememesi, geç ödemesi ya da diğer hak gasplarını şikayet edebilirsiniz. Bu hat üzerinden hem yazılı başvurular alınır hem de çalışanlara yol gösterici bilgiler sunulur.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na (ÇSGB) online ya da fiziksel olarak da başvuru yapabilirsiniz. Özellikle toplu şikayetlerde veya ihbarlarda bu kurumun yetkilileri konuya hızlıca müdahil olabilir. ALO 170 hattına yapılan başvurular ÇSGB’ye iletilir ve incelemeye alınır. Böylece takip edilebilir resmi bir süreç başlatılmış olur.

İŞKUR İl Müdürlükleri

İŞKUR İl Müdürlükleri, işçilerin işverenleriyle yaşadığı maaş sorununun çözümü için başvurulabilecek önemli adreslerden biridir. İŞKUR, işveren tarafından yatırılmayan veya zamanında ödenmeyen maaşlar konusunda şikayetleri alır ve hem arabuluculuk hem de rehberlik hizmeti sağlayabilir. Ayrıca iş sözleşmesinin feshi durumunda, İŞKUR işsizlik ödeneği ve diğer haklar konusunda da bilgi ve destek sunar.

İŞKUR’a giderek durumu anlatan bir dilekçe ile başvurabilirsiniz. Çalıştığınız iş yeri kaydı ve iş sözleşmeniz gibi belgeleri yanınızda bulundurmanız, başvurunuzun hızlı değerlendirilmesini sağlar. İŞKUR, şikayetinizi ilgili makamlara bildirir ve süreci takip eder.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), sigortalı çalışanların maaş ve sosyal haklarıyla ilgili yaşanan tüm ihlallerin bildirileceği ana mercidir. Eğer maaşınız ödenmiyorsa ya da sigortasız çalıştırılıyorsanız, SGK il veya ilçe müdürlüklerine başvuruda bulunabilirsiniz. Kuruma yapacağınız şikayetler hem işverenin denetlenmesini hem de hakkınızın korunmasını sağlar.

SGK’ya şikayetlerde bulunmak için e-Devlet sistemi üzerinden de başvuru yapabilirsiniz. Bu başvurular incelenerek, işyerlerinde müfettişler aracılığıyla denetimler başlatılır. Böylece işverenin yasa dışı uygulamaları kısa sürede gün yüzüne çıkabilir. SGK, işçiye ödenmeyen maaşlar, eksik sigorta primleri gibi tüm hak kayıplarında devreye girer.

İşçi Sendikaları

İşçi sendikaları, maaşı ödenmeyen veya hakkı gasp edilen üyelerine sosyal ve hukuksal destek sunar. Sendikaya üye olan işçiler, sendika temsilcileri aracılığıyla işverenin maaş ödememesi durumunda toplu veya bireysel başvuru yapabilir. Sendikalar, toplu iş sözleşmeleri ve işçi hakları konusunda bilgi verir, arabuluculuk yapar ve gerekirse hukuki süreçlerde avukat desteği sağlar.

Eğer bir işçi sendikasına üye iseniz, maaşınız ödenmediğinde öncelikle bağlı bulunduğunuz sendika ile iletişime geçmelisiniz. Sendika temsilcisi, durumu değerlendirir ve işverene gerekli uyarıları yapar. Ayrıca işçi sendikası, yaşanan sorunu kurumlara taşımada da önemli rol üstlenir.

Not: Yukarıda belirtilen kurumlara başvuru yapmak, hakkınızı arama yolunda ilk adımdır ve bu başvurular tamamen ücretsizdir. Her biri, işçilerin hakkını güvence altına almak için çalışır.

Sigortasız Çalışmada Hak Talebi

Sigortasız çalışan işçilerin hak arama yolları oldukça açıktır. Türkiye’de sigortalı olarak gösterilmeyen işçiler, bu durumu SGK’ya bildirebilir. Şikayet için en kolay yol, ALO 170 Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi’ni aramaktır. Ayrıca SGK il/ilçe müdürlüklerine ya da e-Devlet üzerinden de kayıt dışı çalıştırıldığınız konusunda başvuru yapabilirsiniz. Şikayet sonrasında SGK müfettişleri iş yerinde inceleme başlatır ve tespit yapılırsa işveren hakkında idari para cezası uygulanır.

Öte yandan, sigortasız geçirilen günlerin geriye dönük olarak tanınması için işçi, iş mahkemesinde hizmet tespit davası açabilir. Bu dava ile işçinin fiilen çalıştığı sürelerin sigortalı olarak kabulü sağlanır. Hizmet tespit davası için 5 yıllık zamanaşımı süresi bulunur. Yani işten ayrıldıktan sonra beş yıl içinde dava açmalısınız.

Ayrıca maaşı ödenmeyen sigortasız işçi, hem çalıştığı süre boyunca alamadığı maaşlarını hem de diğer işçilik alacaklarını (fazla mesai, yıllık izin ücreti gibi) almak için iş mahkemesine başvurabilir. İşçinin sigortasızlığı haklarını kaybettirdiği anlamına gelmez; tam tersine, işçi bu haklarını mahkemede ispatlayabilirse tüm alacaklarını talep edebilir.

Unutmayın, işçinin sigortasız çalıştığı için tazminat hakkı da ortadan kalkmaz. Örneğin kıdem tazminatı için asıl önemli olan, işyerinde en az 1 yıl süresince çalışmış olmaktır; sigortalı olmak şart değildir.

Asgari Ücretin Altında Maaş Durumu

Sigortasız çalışmanın yanında, işçiye asgari ücretin altında maaş verilmesi kesinlikle hukuka aykırı bir durumdur. Türkiye’de asgari ücret, işçiye ödenebilecek en düşük maaştır ve bunun altına düşen ödemeler idari para cezası ile karşılaşır. İşveren, hem sigortasız işçi çalıştırmak hem de asgari ücretin altında maaş ödemekle iki ayrı suç işlemiş olur.

İşçi, kendisine asgari ücretin altında maaş ödenmesi durumunda yine Alo 170 hattına şikayette bulunabilir veya SGK’ya doğrudan başvurabilir. Aynı zamanda iş mahkemesine de başvurarak aradaki farkın ödenmesini talep edebilir. Mahkemede bu alacakların ispatı önem taşır; banka dekontu, bordro, şahit ifadeleri veya WhatsApp yazışmaları kanıt olarak kullanılabilir.

Bazı işverenler maaşı bankadan yatırıp, bir bölümünü işçiden geri isteyebiliyor. Bu durumda da işçi aradaki farkın iadesini isteyebilir. Mahkemede arkadaşlarının şahitliği veya mesaj kayıtları ile bu durumu ispat edebilir.

Sonuç olarak, sigortasız ve asgari ücretin altında çalışan biri, hem iş mahkemesinde hem de ilgili kamu kurumlarında hakkını arayabilir. Hem sigorta hem maaş açısından geriye dönük hak talep etme hakkınız her zaman vardır. 👊 Hiçbir işverenin sizi hem kayıtsız hem de düşük ücretle çalıştırmasına müsaade etmek zorunda değilsiniz!

İşten Ayrılanlarda Maaş Alacakları

İstifa Eden ve İşten Atılan İçin Farklılıklar

İşten ayrılanlarda maaş alacakları konusu, kişinin istifa etmesi veya işten çıkarılması durumuna göre farklılık gösterir. İstifa eden işçi, işten ayrıldığında yalnızca çalıştığı günlerin ücretini ve varsa kullanılmayan yıllık izin ücretini alabilir. Ancak kıdem ve ihbar tazminatı, sadece haklı nedenle istifa edenler için geçerlidir. Örneğin, işverenin maaşı ödememesi gibi haklı bir neden varsa, işçi tazminat hakkı kazanabilir.

İşten atılan kişilerde ise durum biraz daha geniştir. Eğer işveren geçerli ya da haklı bir neden olmadan işten çıkarıyorsa, işçi hem son ay maaşını hem de kıdem ve ihbar tazminatını alma hakkına sahip olur. Ayrıca, ödenmeyen fazla mesai, yıllık izin ve diğer alacaklarını da talep edebilir. İşveren haklı nedenle işçiyi çıkarttıysa, tazminat hakkı ortadan kalkar ancak yine de işçi hak ettiği maaşı ve diğer haklarını almalıdır.

İstifaya Zorlama veya Haksız Fesihte Haklar

İstifaya zorlama, yani mobbing, baskı ya da tehdit yoluyla işçinin kendi isteğiyle ayrılması sağlanıyorsa, bu durum haksız fesih olarak değerlendirilir. Bu tür bir durumda işçi, haklı nedenle fesih yapmış gibi tazminat haklarını alabilir. Kanunen işçinin iradesi dışında yapılan istifalar, gerçek bir istifa sayılmaz.

İşveren tarafından gerekçesiz ya da asılsız nedenlerle iş akdinin feshedilmesi de haksız fesih kapsamına girer. İşçi, mahkeme yoluyla hem kıdem hem de ihbar tazminatını isteyebilir. Ayrıca, çalışmadığı süreler boyunca oluşan maddi zararın tazminini de talep edebilir.

İstifaya zorlanan veya haksız yere işten çıkarılan işçi, durumu ispatlamak amacıyla elinde bulunan mesajlar, e-postalar, tanık ifadeleri gibi delilleri saklamalıdır. Bu belgeler, olası bir dava sürecinde işçinin haklarını kolayca kanıtlamasına yardımcı olur.

Başvuru ve Dava Aşamaları

Maaş alacaklarını tahsil etmek isteyen işçiler öncelikle işverenden alacaklarını yazılı olarak talep etmelidir. Eğer işveren ödeme yapmazsa, işçi arabuluculuk aşamasına başvurmak zorundadır. Arabuluculukta anlaşma sağlanamazsa işçi, iş mahkemesine dava açabilir.

Dava açmadan önce gerekli belgeler, yani maaş bordroları, banka dekontları, iş sözleşmesi ve varsa işyeri ile yapılan yazışmalar toplanmalıdır. Dava sürecinde işçi haklı olduğunu gösterecek her türlü belge veya tanık sunmalıdır.

Davanın açılmasından sonra mahkeme, işverenin ücret ödememesi ya da tazminat haklarını vermemesi durumunu inceler. Karar işçinin lehine çıkarsa, işçiye hem maaş alacakları hem de geç ödeme nedeniyle faiz ödenmesine hükmedilebilir.

Ayrıca zaman aşımı süresi genelde beş yıldır, bu süre geçtikten sonra hak talep etmek mümkün olmayabilir. Bu nedenle işten ayrıldıktan sonra hızlı bir şekilde hareket etmek önemlidir. Başvurunun gecikmesi, hak kayıplarına yol açabilir.

Sonuç olarak, işten ayrılanlarda maaş alacakları konusunda adımları bilinçli atmak ve hak kaybı yaşamamak için dikkatli olmak gerekir. Gerekirse uzman bir avukattan veya sendikadan destek alınmalıdır.

Fazla Mesai, Tatil ve Yan Ücret Alacaklarında İzlenmesi Gereken Yol

Fazla Mesai Ücretinin Alınması

Fazla mesai ücretinin alınması, iş hayatında pek çok kişinin en çok merak ettiği konulardan biridir. Fazla mesai, İş Kanunu’na göre haftalık 45 saati aşan çalışmalar için geçerlidir ve işveren, bu süreyi aşan çalışmaları için işçiye %50 zamlı ücret ödemek zorundadır.

Fazla mesai ücretlerinizi almak için önce bu saatlerin yazılı ya da dijital olarak kayıtlara geçirilmiş olması gerekir. İşveren bazen fazla mesai yaptığınızı kabul etmeyebilir. Böyle durumlarda işçinin tanıkla, puantaj kayıtlarıyla ya da yazılı belgelerle fazla çalışmasını kanıtlaması önemlidir.

Ücretlerin ödenmemesi halinde, öncelikle işverene yazılı başvuru yapılabilir. Sonuç alınamazsa arabulucuya başvuru veya iş mahkemesine dava hakkı vardır. Fazla mesai ücretleri talep ederken son 5 yılı kapsayan süreyi dikkate almalısınız. Çünkü zamanaşımı süresi 5 yıldır.

Not olarak belirtelim: İşçilerin fazla mesai yapmayı reddetme hakkı vardır. İşveren, işçinin rızası olmadan fazla mesai yaptıramaz. Bu yüzden fazla mesaiye dair onay formu imzalanması gerekebilir.

Yıllık İzin ve Tatil Günleri Ücretleri

Yıllık izin ve tatil günleri ücretleri konusu da çalışanlar için oldukça hassas bir konudur. Yıllık ücretli izin, işçinin en temel haklarından biridir ve işveren tarafından kullandırılmazsa işçi bu sürenin ücretini talep edebilir.

Kullanılmayan yıllık izin ücretleri, işten ayrılma halinde işçiye nakit olarak ödenir. Yani işçi, işinden ayrıldığında geçmişe dönük tüm hak edilmiş izin paralarını isteyebilir. İzin hakkı, işyerinde en az bir yıl çalışan herkesi kapsar.

Ayrıca resmi ve dini bayramlarda ya da hafta tatillerinde çalıştırılan işçiler de ek ücret alma hakkına sahiptir. Tatil günlerinde çalışılan her saat, normal ücretin bir katı fazla (toplamda iki kat) olarak ödenir. İşçi bu çalışmayı kanıtlayacak bir evraka sahip olmalı, örneğin işyeri giriş çıkış kayıtları ya da görgü tanığı olabilir.

Bu gibi yan ücret alacaklarının ödenmemesi halinde, işçi öncelikle işverene yazılı başvuruda bulunmalı, gerekli durumlarda arabuluculuk ya da iş mahkemesi yoluna başvurmalıdır. Aynı şekilde ödenmeyen ücretler için de zamanaşımı süresi genellikle 5 yıl olarak uygulanır.

Haklarınızı kaybetmemek için, tüm fazla mesai, yıllık izin ve tatil günlerine ilişkin belgeleri saklamanız büyük önem taşır.

Hukuki Destek ve Profesyonel Danışmanlık

Avukatla Takip ve Dava Masrafları

Avukatla maaş alacaklarınızı takip etmek, birçok avantajı beraberinde getirir. Avukat, haklarınızı doğru şekilde savunur ve başvuru süreçlerini eksiksiz yönetir. Böylece herhangi bir belge eksikliği ya da usul hatası yüzünden hak kaybı yaşama ihtimaliniz azalır.

Dava masrafları ise açılan davanın türüne, tutarına ve avukatın ücretine göre değişir. Avukatlık ücreti, genellikle dava sonucunda maaşını alamayan işçiden değil, işveren aleyhine mahkemeden tahsil ettirilebilir. Ancak işçi ve avukat arasında yapılan anlaşmaya göre işçi dava öncesi bir peşinat da ödeyebilir. Ayrıca, mahkeme harcı ve bilirkişi ücreti gibi masraflar dava başlamadan istenebilir. Buradaki önemli nokta, davayı kazanan işçinin yargılama giderlerini çoğunlukla işverene yükletebilmesidir.

Arabuluculukta Avukat Yardımı

Arabuluculuk sürecinde avukatla çalışmak, işçi için büyük kolaylık sağlar. Çünkü arabuluculuk, işçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıkları mahkeme öncesi çözmeyi amaçlar. Avukat, işçinin haklarını net şekilde belirler, anlaşma aşamasında hak kaybını önler ve gerektiğinde doğru yönlendirmeler yapar.

Arabuluculukta avukat desteği almak, özellikle maaş, kıdem, ihbar ve fazla mesai gibi yasal hakların eksiksiz olarak talep edilmesi açısından çok önemlidir. Avukatlar ayrıca, maddi çıkarlarınızı doğru şekilde hesaplar ve aksi durumda ileride tekrar hak talebinde bulunulmasının önünü kapatacak riskleri size açıklar. Çoğu durumda arabuluculuk görüşmeleri kısa sürede sonuçlanır ve mahkemeye gerek kalmadan çözüm bulunur.

Dava Sonrası Süreç

Davanın kazanılması durumunda mahkeme, işvereni ödenmeyen maaşı ve varsa diğer alacakları ödemeye mahkûm eder. Ancak işveren, karara rağmen ödeme yapmazsa süreç burada bitmez. Dava sonrası, avukat aracılığıyla icra takibi başlatılır ve alacaklar icra yoluyla tahsil edilebilir.

Ayrıca dava sonunda işçinin yasal faiziyle birlikte maaşını alma hakkı vardır. Karara itiraz edilirse, avukatınız temyiz ve istinaf gibi başvuruları da takip eder. Davanın kazanılması bazen uzun sürebilir, bu yüzden sabırlı olmak gerekir. Avukat desteğiyle süreçler daha profesyonel yürütülür ve işçinin hak kaybı yaşama ihtimali minimuma iner.

Dava sonrası süreçte de avukatınızdan bilgi alabilir, gelişmeleri düzenli şekilde takip edebilirsiniz. Tüm bu aşamalarda profesyonel danışmanlık almak, hem maddi hem manevi açıdan sizi koruyacaktır.

Avukat Desteği Alın

Ankara avukatından danışmanlık ve temsil talepleriniz için bizimle iletişime geçin.