+90 507 195 23 23

İstinaf Mahkemesi Hangi Kararları Verebilir?

Yayınlanma: 22 Ekim 2025 • Güncelleme: 7 Aralık 2025 • 16 dk. okuma

İstinaf mahkemesi hangi kararları verebilir? Kısaca söyleyelim: İstinaf mahkemesi, ilk derece kararını hukuka uygun bulup esastan ret verebilir, hatayı tespit edip düzelterek karar kurabilir, ağır usul hatası varsa kararın kaldırılması ve dosyanın geri gönderilmesi yoluna gidebilir. Bazı ara kararlarda (ör. ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz) ise kararlar kesin olabilir.

Bu yazıda;

  • Hangi hallerde usulden ve esastan ret verildiğini,
  • Ne zaman düzelterek yeniden hüküm kurulduğunu,
  • Hangi durumlarda dosya geri gönderilir,
  • Hangi kararların kesin, hangilerinin temyize açık olduğunu adım adım, pratik örneklerle açıklayacağız. Böylece “İstinaf mahkemesi hangi kararları verebilir?” sorusuna net ve anlaşılır bir çerçeve sunacağız.

İstinaf Mahkemesinin Tanımı

İstinaf mahkemesinin tanımı ile başlayacak olursak; istinaf, taraflardan birinin ilk derece mahkemesi kararına itirazı üzerine, dosyanın üst dereceli mahkeme olan Bölge Adliye Mahkemesi'nde hem hukuki hem maddi olarak yeniden incelenmesidir. Yani, istinaf mahkemesi (Bölge Adliye Mahkemesi), ilk derece mahkemesi kararlarını hem şekil hem içerik, yani hem usul hem de esas açısından tekrar değerlendirir.

Buna göre, istinaf mahkemesi bir davanın tarafı olan kişilerin adil yargılanma hakkının korunması ve verilen kararların, özellikle maddi hataların düzeltilmesi için kurulmuş bir denetim makamıdır. İstinaf yolunun amacı, yargılamada bir hata yapılmışsa, bu hataların daha üst bir mahkemede giderilmesini sağlamak ve davaların eksiksiz, doğru biçimde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.

İstinaf Kanun Yolunun Amacı

İstinaf kanun yolunun amacı; adil yargılanma hakkını güçlendirmek, yanlış veya hukuka aykırı kararların düzeltilmesini sağlamak ve yargılamanın iki aşamalı olarak gerçekleşmesini temin etmektir. Yani, bir mahkeme kararı hem ilk mahkeme hem de daha üst bir mahkeme tarafından enine boyuna incelenmiş olur.

Bu sistemle birlikte, hukuki güvenliğin artırılması, maddi gerçekliğin ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanması hedeflenir. Özellikle istinaf, ilk derece yargılamasında gözden kaçan maddi veya süreçsel hataların bir üst yargı mercii tarafından tekrar ele alınması için çok önemli bir düzenlemedir.

Dolayısıyla istinaf, hem taraflar için hem de toplum için yargı kararlarının hakka ve hukuka uygun olmasını sağlar. Bu da hukuk devletinin en önemli yapı taşlarından biridir.

İstinaf ve Temyiz Arasındaki Farklar

İstinaf ve temyiz arasındaki farklar insanlarda sıkça kafa karışıklığına yol açar. İstinaf mahkemeleri (Bölge Adliye Mahkemeleri), hem maddi olayları hem de hukuki değerlendirmeleri yeniden inceleyebilir. Yani dava dosyasındaki delilleri baştan gözden geçirip yeni bir karar verebilirler.

Temyiz ise Yargıtay veya Danıştay gibi en üst mahkemelerde yapılır ve sadece hukuki denetimi kapsar. Yani temyiz makamı, davadaki maddi olayları yeniden incelemez, sadece ilk derece ve istinaf mahkemelerinin hukuki değerlendirmelerini kontrol eder.

Kısaca özetlersek:

  • İstinaf: Hem maddi vakaları (örneğin yeni delil, tanık, kanıt) hem de hukuki inceleme yapar ve kararı düzeltebilir, değiştirebilir.
  • Temyiz: Sadece hukuki bir denetimdir. Davadaki mevcut delillerin usule ve kanuna uygun kullanılıp kullanılmadığına bakar.

Bu farklar, istinafın ikinci derece, temyizin ise son nihai denetim mercii olarak görev yapmasını sağlar. Böylece yargılamada hata ve haksızlıkların en aza indirilmesi amaçlanır.

İstinafa Başvurulabilen Karar Türleri

İstinaf Edilebilecek Nihai Kararlar

İstinaf edilebilecek nihai kararlar, genellikle ilk derece mahkemeleri tarafından verilen ve davayı tamamen veya kısmen sona erdiren kararlardır. Hukuk davalarında en temel kural, ilk derece mahkemesinin verdiği nihai kararların istinaf yoluna tabi olmasıdır. Mal varlığı davalarında ve şahıs varlığı haklarına ilişkin nihai kararlar da bu kapsama girer. Özellikle boşanma, tazminat, mal paylaşımı gibi davalarda verilen kararlar sıklıkla istinafa başvurulabilen kararlardandır.

Ayrıca, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ya da kabulü halinde verilen kararlar ile bu kararlar üzerine yapılan itirazlar sonucunda verilen kararlar da istinaf kapsamına alınmıştır. Bazı istisnai durumlar ve özel dava türlerinde bu kurallar değişiklik gösterebilir ancak genel ilke; mahkemenin verdiği “esasa ilişkin” ve “yargılamayı bitiren” kararların istinafa açık olmasıdır. (Kaynaklar: Delil Avukatlık, Baran Doğan, Dejure.ai)

İstinafa Kapalı Olan Kararlar

İstinafa kapalı kararlar, kanuna göre ya kesin olan ya da belirli bir parasal sınırın altında kalan kararlardır. HMK 341/2’ye göre, miktar veya değeri 2024 yılı için 28.250 TL'nin altında kalan malvarlığı davalarına ilişkin verilen kararlar kesindir ve istinafa başvurulamaz. Ayrıca ara kararlar, yani davanın esasına doğrudan etki etmeyen, süreci ilerletmeye yönelik kararlar da istinafa açık değildir.

Ceza yargılamasında ise, adli para cezası olarak 15.000 TL ve altındaki cezalar ile üst sınırı 500 gün adli para cezasını gerektiren beraat hükümlerine karşı istinaf yoluna gidilemez. Ayrıca, kanunlarda açıkça kesin olduğu yazılı olan kararlar da istinafa açık değildir. (Kaynaklar: Aslankoç Hukuk, Delil Avukatlık, Baran Doğan)

Parasal Sınırlar ve Kriterler

Parasal sınırlar, istinafa başvuru hakkının hangi durumlarda mümkün olduğunu belirleyen en önemli kriterlerdendir. Her yıl yeniden değerleme oranları dikkate alınarak güncellenen parasal sınırlar sayesinde, küçük ölçekli davalar daha hızlı kesinleşir ve yargının iş yükü azalır. İstinaf sınırı belirlenirken kararın “miktarı” veya “değeri” esas alınır.

2024 yılı için:

  • Hukuk davalarında istinaf başvuru sınırı: 28.250 TL
  • İcra Hukuk Mahkemesi kararları için istinaf sınırı: 66.090 TL
  • İdari yargıda istinaf sınırı: 31.000 TL

Manevi tazminat davalarında ise, miktar ne olursa olsun istinaf yoluna başvurulabilir. Nafaka davalarında ise 1 yıllık nafaka toplamı üzerinden hesaplama yapılır. (Kaynaklar: Beyhan Hukuk, Aslankoç Hukuk, Delil Avukatlık)

Yıllara Göre Güncel Parasal Sınırlar

Parasal sınırlar yıllara göre şöyle değişmiştir:

Yıl Hukuk Davalarında Sınır (TL) İcra Hukuk Mahkemesi Sınırı (TL)
2022 15.430 37.561
2023 17.830 45.460
2024 28.250 66.090
2025 40.000* 74.000*

*2025 yılı sınırları henüz uygulanmaya başlamamıştır ve yaklaşık değerlerdir. Resmi Gazete’den takip edilmelidir.

İhtiyati Tedbir ve Haciz Kararları

İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları hakkında verilen kararlar çoğunlukla istinafa tabidir. Özellikle ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi veya kabulü halinde verilen kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Burada önemli bir detay; bu koruma tedbirleri hakkında verilen kararların kesin nitelikte olmaması, taraflara bir üst mahkemede inceleme hakkı tanımasıdır.

Ancak, dava sürecinde verilen ve esas hakkındaki karara etkisi olmayan bazı “ara kararlar” ile ihtiyati tedbir niteliğinde olmayan işlemler, istinafa açık değildir.

Kısacası, esas hakkındaki nihai kararlar ile ihtiyati tedbir/haciz gibi koruyucu nitelikteki kararlara karşı istinaf başvurusu mümkündür. Parasal sınırlar ve davanın niteliği istinafa uygunlukta belirleyici kriterlerdir.

Bu kurallar her yıl güncellenen sınırlar doğrultusunda değişebileceği için, güncel düzenlemeleri ve Resmî Gazetede yayımlanan yeni sınırları takip etmekte fayda vardır.

Başvuru Şartları ve Süresi

İstinaf yoluna başvuru için bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararın, istinafa açık bir karar olması gereklidir. Ayrıca başvurunun usulüne uygun yapılması gerekir. En önemli kural ise süreye dikkat etmektir. Başvuru süresi kaçırılırsa istinaf hakkı kaybedilir. Başvuru, kararı veren mahkemeye yapılır. Dilekçeyle yapılan başvuruda, karşı tarafın sayısı kadar örnek de eklenmelidir.

Hukuk Davalarında Süre

Hukuk davalarında istinaf süresi, kararın tebliğinden itibaren başlar. Yani gerekçeli karar tarafınıza resmen bildirilinceye kadar süre işlemez. Tebliğ tarihinden itibaren genellikle iki hafta (14 gün) içinde başvuru yapılmalıdır. Bu süre içinde istinaf yolu kullanılmazsa, karar kesinleşir ve bir daha istinafa başvuru mümkün olmaz. Süre hesabında tebligatın yapıldığı gün değil, ertesi gün dikkate alınır.

Ceza Davalarında Süre

Ceza davalarında da durum benzerdir. Ceza mahkemesi kararının gerekçesiyle beraber taraflara tebliğinden itibaren iki hafta (14 gün) içinde istinaf yoluna başvurulmalıdır. Fakat bazı ceza davalarında özel mevzuatta farklı süreler de görülebilir. Bu nedenle, karar örneğindeki kanun yolu ve süre bölümüne dikkat etmek gerekir. Cezada dava konusu karar yüzüne karşı okunmuşsa, süre o günden değil, yazılı ve gerekçeli kararın tebliğinden başlar.

İstinaf Dilekçesinin Hazırlanması ve Sunulması

İstinaf başvurusu, bir dilekçeyle yapılır. Dilekçede bulunması gereken bazı zorunlu unsurlar vardır:

  • Başvuran ve karşı tarafın isim, soyisim, kimlik numarası ve adres bilgileri,
  • Varsa temsilci ya da vekil bilgileri,
  • İstinafa başvurulan kararın hangi mahkemeden, hangi tarih ve sayıyla çıktığı,
  • Kararın başvuru sahibine tebliğ tarihi,
  • Kararın özetine ve neden yanlış olduğu düşünüldüğüne dair açıklamalar,
  • Sonunda ise açıkça istinaf talebi ve hangi yönlerden bu talebin yapıldığı yazılır.

Dilekçe, kararı veren mahkemeye verilir ve mahkeme dosyayı ilgili bölge adliye mahkemesine iletir. Elektronik ortamdan yani UYAP üzerinden de başvuru yapılabilir. Sunulan dilekçenin karşı taraf sayısı kadar örneği mutlaka eklenmelidir.

Ön İnceleme Aşaması

Bölge adliye, yani istinaf mahkemesine ulaşan dosya ilk olarak ön incelemeye alınır. Ön inceleme aşamasında, dosya üzerinde usuli kontroller yapılır. Başvuru süresi geçirilmiş mi, ihtiyari veya zorunlu başvuru koşulları sağlanmış mı buna bakılır. Ayrıca dilekçenin zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı incelenir. Eğer başvuruda eksiklik veya süre aşımı yoksa dosya esas incelemesine geçer. Eksiklik veya açık bir usulsüzlük tespit edilirse, başvuru reddedilir.

Esasa Girilme Aşaması

Her şey usulüne uygunsa, istinaf mahkemesi dosyanın esası hakkında incelemeye başlar. Esas incelemesinde, tarafların sunduğu deliller, iddialar ve savunmalar tekrar detaylıca değerlendirilir. Burada mahkeme, yerel mahkeme kararının doğru olup olmadığını hem hukuk hem de olay yönünden kontrol eder. Eksiklikler varsa tamamlanabilir ve ihtiyaç duyulursa ek bilgi, belge istenebilir.

Duruşmalı ve Duruşmasız İnceleme

İstinaf mahkemesi çoğu zaman dosya üzerinden yani duruşmasız inceleme ile karar verir. Ancak bazı durumlarda, taraflardan biri duruşma talep ederse ve mahkeme de gerekli bulursa, duruşmalı inceleme yapılabilir. Duruşmada taraflar ve avukatlar sözlü olarak beyanlarını tekrarlayabilir veya ek açıklamalar getirebilir. Duruşmalı inceleme talebi dilekçede açıkça belirtilmelidir. Duruşma açılması mahkemenin takdirindedir; ancak taraflar önemli bir gerekçe gösterirse, genellikle duruşma yapılır.

Özetle, başvuru şartları, sürelerin titizlikle takip edilmesi, eksiksiz bir istinaf dilekçesi ile başvurmak ve ön incelemeden geçtikten sonra esasın değerlendirilmesini beklemek gerekir. Duruşma gerekip gerekmediğine ise hem taraflar isterse hem mahkeme gerekli görürse karar verilir.

İstinaf Mahkemesinin Verebileceği Kararlar

Başvurunun Reddine Karar Verilmesi

İstinaf mahkemesinin en sık karşılaşılan kararlarından biri, istinaf başvurusunun reddedilmesidir. Bu durumda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda başvurunun uygun görülmemesi söz konusu olur. Reddetme kararları; çoğunlukla incelenen kararın hukuka uygun bulunması veya başvurunun şartları taşımaması durumunda verilir.

Esastan Red Kararı

Esastan red kararı, istinaf mahkemesinin uyuşmazlığın esasını inceleyip, ilk derece mahkemesi kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulmaması durumunda verdiği karardır. Yani, yerel mahkeme kararı doğru bulunmuş olur. Bu şekilde, karar kesinleşir ve dosya kapanır. Esastan red çoğunlukla “kararın onanması” şeklinde de bilinir.

Usulden Red Kararı

Usulden red kararı ise, istinaf mahkemesi dosyayı incelediğinde başvurunun şekil şartlarına uygun olmadığını tespit ettiğinde verilen bir karardır. Örneğin, istinaf süresi geçmişse veya dilekçede gerekli başvuru şartları eksikse, dosya esasa girilmeden reddedilir. Usulden red, mahkemenin olayın özüne inmeksizin verdiği bir karardır ve tamamen başvurunun usule uygun olup olmadığıyla ilgilidir.

Kararın Kaldırılması (Bozma Kararı)

Kararın kaldırılması veya diğer adıyla bozma kararı, istinaf mahkemesi tarafından önceki kararın hukuka aykırı olması halinde verilir. Bu durumda, yerel mahkemenin verdiği karar kaldırılır, yani “bozulur”. Genellikle ciddi bir hukuka aykırılık veya maddi hata tespit edildiğinde istinaf mahkemesi bozma kararı verir.

Gerekçeleri ve Uygulama Şartları

Kararın kaldırılması gerekçeleri şöyle sıralanabilir:

  • Delillerin eksik incelenmesi
  • Hata yapılan hukuki değerlendirmeler
  • Yargılama usulünün yanlış uygulanması
  • Yetki veya görev yönünden sorunlar Bozma kararı üzerinden dosya ya doğrudan istinaf mahkemesi tarafından karara bağlanır ya da tekrar ilk derece mahkemesine gönderilir. Dosyanın geri gönderilmesi kararı daha çok delil toplama veya eksik incelemelerin giderilmesi gerektiğinde verilir.

Kararın Düzeltilerek Onanması

Kararın düzeltilerek onanması, istinaf mahkemesinin yerel mahkemenin kararında bazı küçük yanlışlıklar bulması, fakat bu yanlışlıkların kararın esasına etki etmemesi durumunda verdiği karardır. Yani, ufak hatalar düzeltilir, ancak sonuç ve karar değişmez. Böylece karar hem düzeltilmiş hem de onanmış olur.

Davanın Kısmen veya Tamamen Kabulü

Davanın kısmen veya tamamen kabulü, istinaf mahkemesinin, yapılan başvuru sonucunda davacının istemlerinin tümünün veya bir kısmının haklı bulunduğu anlamına gelir. Bu durumda, mahkeme esas hakkındaki değerlendirmesini yapar ve yeniden bir hüküm kurar. Tamamen kabulde davacının tüm talepleri, kısmen kabulde ise sadece bazı talepleri yerinde görülür.

Davanın Kısmen veya Tamamen Reddine Karar Verilmesi

Davanın kısmen veya tamamen reddine karar verilmesi, istinaf mahkemesinin davada yer alan istemleri incelemesi sonucunda, taleplerin tamamını veya bir kısmını haksız bulmasıyla mümkündür. Kısmi rette bazı talepler reddedilir, bazıları kabul edilir. Tam reddedilirse davacının taleplerinin hiçbirine itibar edilmez. Bu karar ile dava kesinleşmiş olur.

Dosyanın Yerel Mahkemeye Gönderilmesi

Dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi, istinaf mahkemesinin yaptığı inceleme sonucunda; yeni bir yargılamanın yapılması, eksikliklerin giderilmesi veya delillerin toplanması gerektiğine karar verdiğinde verilir. Bu tür durumlarda, dosya yeniden incelenmek ve karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine geri gönderilir.
Dosya yerel mahkemeye gönderildiğinde, önceki karar geçersiz sayılmış olur ve yargılama adeta yeniden başlatılır. Bu süreçte hem taraflar yeni delil sunabilir hem de mahkeme baştan inceleme yapabilir.

Özel Durumlar ve Diğer Karar Türleri

Yeni Delil Sunulması ve Değerlendirilmesi

Yeni delil sunulması ve değerlendirilmesi, istinaf kanun yolunun önemli başlıklarından biridir. İstinaf mahkemelerinde başvuru sırasında ya da istinaf süreci devam ederken, taraflar yeni delil sunabilir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken en önemli kural, yeni delillerin ilk derece mahkemesinde sunulamamasının haklı bir nedeninin olmasıdır. Eğer taraf, elindeki delili haklı bir sebep olmadan önceki aşamada mahkemeye sunmamışsa, istinaf mahkemesi genellikle bu yeni delili geçerli kabul etmez.

Yeni deliller, davanın sonucunu etkileyebilecek nitelikteyse ve zamanında sunulamamasının haklı bir gerekçesi varsa, istinaf mahkemesi bu delilleri dikkate alabilir. Özellikle ceza davalarında ise yeni lehe delillerin değerlendirilmesi adil yargılanma hakkı açısından daha fazla önem taşır.

İddia ve Savunmanın Genişletilmesi Yasağı

İddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı, istinaf sürecinde de geçerlidir. Taraflar, istinaf aşamasında davaya konu olan olay ve vakıalar dışında yeni iddia veya savunmalarla dosyaya müdahale edemez. Yani, davanın başında veya ilk derece mahkemesinde öne sürülmeyen, tamamen yeni bir vakıa veya savunmayı istinaf dilekçesinde ileri sürmek mümkün değildir. Ancak, yeni bir hukuki değerlendirme yapmak veya mevcut deliller çerçevesinde farklı bir yorumda bulunmak mümkündür. Pratikte bu, dosyanın dışına çıkılmaması ve yargılamanın sürprizsiz ilerlemesi için gereklidir.

İstinaf Başvurusunun İcraya Etkisi

İstinaf başvurusunun icraya etkisi, özellikle para ile ilgili kararlar veya tahliye kararları gibi durumlarda önemlidir. Genel kural olarak, ilk derece mahkemesinin verdiği karar kesinleşmeden icraya konulamaz. Ancak bazı istisnalarda, mahkeme kararının icrası için kesinleşmeden de işlem yapılabilir. Örneğin, nafaka gibi kararlar istinaf yoluna başvurulsa da icra edilebilir. İstinaf başvurusu bazı kararların yürütülmesini durdurabilir. Taraflar, kararın icrasının durdurulmasını mahkemeden talep edebilirler.

İstinaftan Feragat

İstinaftan feragat, tarafın yaptığı başvurudan kendi rızasıyla vazgeçmesi anlamına gelir. Feragat hakkı, istinaf incelemesi sonuçlanana kadar kullanılabilir. Feragat dilekçe ile mahkemeye sunulmalıdır ve tek taraflı bir işlemdir. Bir kere istinaftan feragat edildiğinde, o karara karşı tekrar istinafa başvurma hakkı olmaz. Feragat, çoğu zaman hızlı karar kesinleşmesi için tercih edilir.

Kesin Niteliği Olan Kararlar

Kesin niteliği olan kararlar, istinaf ya da temyiz kanun yollarına kapalı olan kararlardır. Hukuk yargılamasında belirli bir parasal sınırın altında kalan davalara ilişkin kararlar örnek olarak verilebilir. Ayrıca geçici hukuki koruma tedbirleri gibi ara kararlar da çoğu zaman kesin olup, istinafa tabi değildir. Bu kararlar kesinleşmiş sayılır ve etkileri derhal başlar. Kesin nitelikteki kararlar, sistemin kısa sürede sonuçlanması için önemli bir işleve sahiptir.

Aleyhe Bozma Yasağı

Aleyhe bozma yasağı, özellikle ceza davalarında öne çıkan bir kuraldır. Bu kurala göre, yalnızca sanığın veya lehine istinaf başvurusu yapılan kişinin aleyhine daha ağır bir karar verilemez. Yani istinafa başvurmayan kişinin durumu daha kötü hale getirilemez. Yargılamada güvence amacıyla getirilen bu kural, hukukun temel ilkelerinden biridir. Böylece yargılamaya başvuran kişinin hak kaybı yaşamaması sağlanır.

Duruşma Açılmadan Karar Verilmesi

Duruşma açılmadan karar verilmesi ise, istinaf mahkemesinin dosya üzerinden inceleme yaparak karar vermesidir. Özellikle dosyadaki delillerin ve belgelerin yeterli olduğu, yeni bir tanık dinlenmesine veya tarafların dinlenmesine gerek kalmadığı hallerde uygulanır. Bu yöntem, davaların daha kısa sürede sonuçlanmasını sağlar. Ancak gerekli görülürse veya taraflardan biri talep ederse, duruşmalı inceleme de yapılabilir. Özellikle önemli ve karmaşık davalarda duruşmasız karar nadiren verilir.

Bu başlıklar, istinaf sürecine dair az bilinen detayları öne çıkarır ve istinaf hukukunda güncel uygulamalar açısından yardımcı olur.

Ceza Davalarında İstinaf Mahkemesi Karar Türleri

Onama

Onama kararı, ceza davalarında istinaf mahkemesi tarafından verilen en yaygın kararlardan biridir. Bir dosya istinafa taşındıktan sonra, istinaf mahkemesi yerel mahkemenin verdiği kararın hukuka uygun olduğunu tespit ederse, bu kararı aynen onaylar. Onama kararı, yerel mahkeme kararının geçerli ve doğru olduğunu gösterir. Bu durumda, istinaf süreci sona erer ve artık dosya bir üst yargı merciine taşınmaz, fakat bazı hallerde temyiz yolu yine de açıktır. Özellikle ilk derece mahkemesinin kararı usul veya esas açısından sakat bir durum içermiyorsa onama sıkça görülür.

Bozma

Bozma kararı, istinaf mahkemesinin dosyadaki hukuki eksiklik, maddi hata veya usul hatası nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararını uygun bulmaması durumunda verdiği bir karardır. Bozma kararında, yerel mahkemenin verdiği karar kısmen ya da tamamen kaldırılır ve dosya eksik yönlerin giderilmesi için tekrar ilk derece mahkemesine gönderilir. Özellikle delil toplama eksikliği, kanıtların yanlış değerlendirilmesi veya savunma hakkının kısıtlanması gibi önemli hatalarda istinaf mahkemesi bozma kararı vermektedir.

Kısmen Onama/Kısmen Bozma

Kısmen onama/kısmen bozma kararı, istinaf incelemesinde dosyanın bazı kısımlarında hata tespit edilmezken, bazı kısımlarında hata bulunması halinde verilir. Örneğin birden fazla sanık ya da farklı suçlar söz konusuysa, istinaf mahkemesi kararın hatasız gördüğü kısımlarını onaylar, hatalı bulduğu bölümleri ise bozar. Bu uygulama, davanın sadece sorunlu yönlerinin yeniden incelenmesini ve sürecin hızlanmasını sağlar.

Düzeltme

Düzeltme kararı, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararında bulunan küçük ve teknik yanlışlıkları, kararın esasına etki etmeyecek şekilde doğrudan düzelttiği bir karardır. Örneğin yazım hataları, cezanın gün hesabında yapılan matematiksel bir hata olabilir. İstinaf mahkemesi bu tür maddi hataları düzelterek, dosyayı tekrar yerel mahkemeye göndermeden süreci sonuçlandırır. Böylece yargılamada gereksiz zaman kaybı önlenmiş olur.

Yeniden Yargılama Kararı

Yeniden yargılama kararı, istinaf mahkemesinin davada önemli bir usul hatası, yeni delil bulunması veya adil yargılanma hakkının ihlali gibi ciddi bir gerekçeyle yeni bir yargılama yapılmasına karar vermesidir. Bu tür kararlar, adil yargılanma hakkının korunmasında büyük önem taşır. Özellikle tarafların savunma hakkının ihlal edildiği hallerde istinaf mahkemesi, yeni bir duruşmanın yapılmasına veya davanın baştan görülmesine karar verebilir. Bu süreçte mahkeme, davayı baştan sona tekrar inceleyebilir ve tüm delilleri yeniden değerlendirebilir.

Eksik İnceleme ve Yargılamanın Yenilenmesi

Eksik inceleme, istinaf mahkemelerinde en sık karşılaşılan sorunların başında gelir. Özellikle ilk derece mahkemesinde bir olay ya da delilin tam olarak araştırılmaması, kararın eksik incelemeye dayanmasına neden olabilir. Bu durumda, istinaf mahkemesi, davayı yeniden esastan inceler veya gerekli gördüğünde yargılamanın yenilenmesine karar verebilir.

Yargılamanın yenilenmesi ise aslında olağanüstü bir kanun yoludur. Fakat istinafta yapılan esasa ilişkin yanlışlıklar ve yeni delillere ulaşıldığında, taraflar yargılamanın yenilenmesini talep edebilir. 2024 yılında da Yargıtay ve bölge adliye mahkemesi kararlarında, dosyada önemli bir delilin değerlendirilmemesi veya vakıaların tam araştırılmaması hallerinde, davanın ilgili kısmında yeniden inceleme yapıldığı görülmektedir. Burada önemli olan, eksik incelemenin tespiti halinde mahkemelerin kolayca kararlarını düzeltebilmesidir.

Yargılamanın yenilenmesi için aranan şartlar Türk hukukunda sıkı kurallar altındadır. Ancak, özellikle son yıllarda eksik incelemenin istinafta yaygın şekilde düzeltilmesi, davaların süresinin kısalmasına da katkı sağlamıştır.

İstinaf Mahkemesinin Kararlarının Kesinleşmesi

Bir başka önemli ve sık sorulan konu ise istinaf mahkemesinin kararlarının kesinleşmesidir. Bir karar, istinaf yoluna başvurulmazsa ya da başvurudan vazgeçilirse kesinleşir. Ayrıca, istinaf mahkemesinde incelenen ve usulüne uygun şekilde verilen kararlar da, eğer temyiz yolu kapalıysa, derhal kesinleşir.

2024 yılı itibarıyla özellikle parasal sınırlar güncellenmiş ve birçok karar için istinafa başvurulabilen tutarlar artırılmıştır. Bu nedenle, taraflar hangi kararın kesinleşeceğini bilmek adına kararın temyize veya istinafa açık olup olmadığını dikkatle incelemelidir. Parasal sınırın altında kalan bir davada, istinaf başvurusu olmadığından, ilk derece mahkemesinin kararı kesin niteliğe ulaşır.

Karar kesinleştikten sonra, bu kararın uygulanması yani ilamın infazı mümkündür. Şunu da unutmamak gerekir ki, bazı kararlar için eskiye göre daha hızlı kesinleşme mümkün hale gelmiştir; bu da vatandaş için zaman ve masraf avantajı sağlar.

2024 ve Sonrası İçin Güncel Değişiklikler

2024 yılı ile birlikte istinaf süreçlerinde önemli değişiklikler uygulanmaya başladı. En önemli değişikliklerden biri, başvuru ve cevap sürelerinin artık iki hafta ile sınırlandırılmış olmasıdır. Artık, kararın gerekçesiyle birlikte taraflara tebliğ edilmesinden sonra iki hafta içinde istinaf yoluna başvurmak gerekmektedir. Bu kural, kararın tefhiminden (mahkemede sözlü olarak açıklanmasından) değil, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlar.

Yine 2024 Haziran itibarıyla istinafa konu olabilecek parasal sınırlar ciddi oranda artırılmış, küçük tutarlı uyuşmazlıklar doğrudan kesinleşmektedir. Böylece istinaf mahkemesinin iş yükü azalmış ve önemli davalara daha hızlı bakılması amaçlanmıştır.

Ayrıca Yargı Paketiyle getirilen yeni düzenlemeler ile istinaf mahkemelerinin hızlı ve etkin çalışma esaslarına vurgu yapılmaktadır. Özellikle adli para cezalarında, istinaf sınırları ve infaz esaslarında da yenilikler olmuştur.

Sonuç olarak, istinaf ve temyiz süreçleri 2024 ve sonrasında hem süre hem de kesinleşme açısından daha belirgin ve öngörülebilir hale gelmiştir. Taraflar için hem pratikte hem de sürecin ekonomik yönüyle daha avantajlı bir uygulama dönemi başlamıştır.

Avukat Desteği Alın

Ankara avukatından danışmanlık ve temsil talepleriniz için bizimle iletişime geçin.