“Fahiş kira artışı nereye şikayet edilir?” sorusunun yanıtını arıyorsanız, yalnız değilsiniz. Konut kiralarında yasal sınırlar vardır; bu sınırları aşan taleplere karşı itiraz edebilir, resmi başvuru yollarını kullanabilirsiniz. Bu girişte, hem hızlıca ne yapmanız gerektiğini özetleyecek hem de detayları yazı boyunca adım adım anlatacağız.

Bu yazıda:

  • Arabuluculuk zorunluluğu ve başvuru
  • Sulh Hukuk Mahkemesi yoluyla kira tespit davası
  • Noter ihtarı nasıl çekilir?
  • CİMER ve ilgili kurumlara şikayet/ihbar
  • Gerekli belgeler ve pratik ipuçları yer alacak. 📝

Not: Mevzuat zamanla değişebilir; güncel oranlar ve usuller önemlidir.

Hazırsanız, “fahiş kira artışı nereye şikayet edilir?” sorusunu netleştirmeye başlayalım.

Fahiş Kira Artışı Nedir?

Yasal Tanım ve Sınırlar

Fahiş kira artışı, çoğunlukla ev sahibinin kiracıdan talep ettiği zam oranının hem piyasadaki ortalamaların hem de yasal sınırların çok üzerinde olduğu durumları ifade eder. Hukuki olarak, fahiş kira artışı; yasal sınırların aşılması, konut ve işyeri kiralarında mevzuata uymadan yüksek zam yapılması anlamına gelir. Türk Borçlar Kanunu’na göre ev sahibi, her yıl sadece yasal oranda kira artışı yapabilir. Eğer buna uyulmaz ve yasal sınırdan fazla bir artış istenirse, buna fahiş kira artışı denilir. Özellikle 2022-2024 yılları arasında konutta %25 zam sınırı getirilmişti. Bu sınırı aşan oranlar yasal değildir ve kiracıya çeşitli haklar sağlar.

Fahiş Kira Artışının Belirlenmesi

Fahiş kira artışı belirlenirken en temel kriter, mevcut kira bedelinin makul piyasa koşullarının ve resmî artış oranlarının çok üstünde artırılmasıdır. Mesela; piyasada benzer konutlar için belirlenen zam oranı %40 iken, ev sahibinizin %80 zam istemesi fahiş artışın göstergesidir. Ayrıca, Türkiye’de kira artışının üst sınırı genelde kanunla belirlenir ve bu sınırın aşılması durumunda fahişlik ortaya çıkar. 1 Temmuz 2024 öncesi %25 sınırı varken, buna rağmen %30, %40 isteyen bir ev sahibi yasal sınırı aşmış sayılırdı. Kısacası, TÜFE oranının ya da geçerli yasal oranın üzerinde yapılan her zam talebi fahiş kira artışıdır.

Yasal Kira Artış Oranları

Yasal kira artış oranları her yıl devlet tarafından açıklanan TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) 12 aylık ortalamasına göre belirlenir. Konut kiralarında 2022 ortasından 1 Temmuz 2024’e kadar geçici süreyle %25’lik bir tavan uygulanmıştır. Bu dönem bittikten sonra tekrar eski sisteme dönüldü ve kira artışında TÜFE zorunlu hale geldi. Artış oranı sözleşmede yazılı olsa bile bu sınırı aşamaz.

Geçici %25 Kira Artış Sınırı

Geçici %25 kira artış sınırı, 2022 yılında artan enflasyon ve kira krizine karşı yürürlüğe girmişti. Bu düzenlemeye göre, ev sahibi 1 Temmuz 2024’e kadar yıllık en fazla %25 zam yapabilirdi. Daha fazla zam isteyen ev sahibi, hukuken geçersiz bir talepte bulunuyordu. Bu uygulama yalnızca konut kiraları için geçerliydi, iş yeri kiralarında ise TÜFE geçerli olmaya devam etti.

2024 Sonrası Kira Artış Oranları (TÜFE ve Diğer Yöntemler)

2024 Temmuz ayı ile birlikte %25 tavan sınırı kaldırıldı. Artık kira artış oranı, TÜFE’nin (Tüketici Fiyat Endeksi) son 12 aylık ortalamasına göre yapılıyor. Ev sahibi, sözleşmede aksi yazmıyorsa, kiracıdan TÜFE oranını geçemeyecek bir zam talep edebilir. TÜFE ortalaması resmi kaynaktan (TÜİK) her ay açıklanır. Başka bir yöntem veya zam kriteri yasal olarak kabul edilmez. İş yeri kiralarında da aynı uygulama geçerlidir. Örneğin, Ekim 2025 için bu oran %38,36’dır. Hiçbir koşulda bu oranın üzeri yasal değildir.

Özetle: Fahiş kira artışı kavramı, yasal sınırların ve piyasa gerçeklerinin üzerinde yapılan artışları kapsar. 2024 sonrası düzenlemede, hem konut hem işyeri kiralarında artık TÜFE 12 aylık ortalama oranı tek belirleyicidir.

Fahiş Kira Artışıyla Karşılaşan Kiracıların Hakları

Kira Sözleşmesinin Önemi

Kira sözleşmesinin önemi, özellikle fahiş kira artışı gündeme geldiğinde çok daha iyi anlaşılır. Kira sözleşmesi, hem kiracının hem de ev sahibinin hak ve yükümlülüklerini açıkça belirtir. Burada yer alan maddeler, ileride doğabilecek anlaşmazlıklarda en önemli dayanağınız olur. Eğer uzun süreli bir kira ilişkisine başlamadan önce sözleşme yapıldıysa, kira bedeli, artış oranı, ödeme tarihi gibi birçok detay bu belge sayesinde netleşir. Her zaman sözleşmeyi yazılı yapmak ve iki tarafın da ıslak imzasını almak büyük önem taşır. Böylece, sözlü anlaşmalardan kaynaklanan karışıklıkların önüne geçilmiş olur.

Yasal Hakların Korunması

Yasal hakların korunması, fahiş kira artışına maruz kalan kiracılar için kritik bir konudur. Türkiye’de kiracıların hakları Türk Borçlar Kanunu ve ilgili mevzuatla açıkça korunmaktadır. Kanunen, bir kira dönemi içinde yapılacak artışın belirli oranları geçmemesi, kiracının yazılı izni olmadan kira koşullarında değişiklik yapılamaması gibi haklarınız vardır. Ayrıca, kira sözleşmesinde belirtilenden fazla bir zam yapmak isteyen ev sahibi karşısında, kanuni sınırlara güvenebilirsiniz. Kira artışına karşı itiraz hakkınızı kullanabilir, gerektiğinde resmi makamlara başvurarak hakkınızı koruyabilirsiniz. Özellikle son dönemlerde getirilen geçici yüzde 25 sınırı gibi uygulamalar, kiracıların haklarını güçlendirmiştir.

Hak Kaybının Önlenmesi

Hak kaybının önlenmesi, fahiş kira artışları karşısında zamanında ve doğru adımlar atmakla mümkündür. Eğer kira artışı yasal oranları aşıyorsa, bunu kabul etmemeniz gerekir. Kira sözleşmenizi, ödeme dekontlarınızı ve alınan yazılı bildirimleri saklamak çok önemlidir. Herhangi bir anlaşmazlıkta, belgelerle kendinizi savunabilir ve hak kaybını önleyebilirsiniz. Ayrıca artış talebine hemen onay vermeyip bir uzmana ya da ilgili kurumlara danışmak da doğru olacaktır. Zamanında yapılan itirazlar, ileride ortaya çıkacak daha büyük sorunların önüne geçer ve mağduriyeti engeller.

Avukat ve Hukuki Destek Alma

Avukat ve hukuki destek alma, karmaşık veya çözümü zor kira sorunlarında sizi koruma altına alır. Fahiş kira artışına maruz kaldığınızda bir avukata danışmak, haklarınız hakkında ayrıntılı bilgi edinmenizi sağlar. Avukatlar, ihtarname gönderme, dava açma veya mahkemede temsil gibi adımlarda size profesyonel destek verir. Ayrıca, sulh hukuk mahkemesine başvuru veya resmi şikayet süreçlerinde de yol gösterirler. Ücretsiz danışmanlık hizmeti sunan belediyelerin veya baroların adli yardım bürolarından da yararlanabilirsiniz. Böylece, yasal süreçleri doğru şekilde yürütüp hak kaybı yaşamazsınız.

Fahiş Kira Artışına Karşı Yapılacak İlk Adımlar

Sözleşme ve Belgelerin İncelenmesi

Fahiş kira artışıyla ilk karşılaşıldığında yapılması gereken en önemli adım, mevcut kira sözleşmesinin ve ilgili tüm belgelerin dikkatlice incelenmesidir. Çünkü kira sözleşmesinde yazan artış oranı, uygulanacak zam oranı konusunda yol gösterir. Sözleşmede bir artış maddesi olup olmadığına, varsa oranının ne kadar olduğuna bakmak çok önemlidir. Ayrıca, kira ödemelerine ait banka dekontları, elden ödeme yapılmışsa alınan makbuzlar ve ev sahibiyle yapılan yazışmalar detaylı şekilde gözden geçirilmelidir. Belgelerin eksiksiz olması, hak arama sürecinde büyük avantaj sağlar.

Ev Sahibiyle İletişim Kurmak

Fahiş kira artışına karşı, durumu doğrudan ev sahibiyle açık ve nazik bir dille konuşmak önemli bir adımdır. Birçok durumda yanlış anlaşılmalar, iletişimle çözülebilir. Kiracı olarak yasal artış oranlarını ve kendi haklarınızı biliyor olduğunuzu belirtmek ve sözleşmede yer alan hükümleri ev sahibine hatırlatmak gerekir. Bu adımda kesinlikle tehditkar bir dil kullanılmamalıdır. Amaç, önce uzlaşarak çözüme ulaşmaktır. Eğer anlaşma sağlanamazsa sonraki yasal adımlar gündeme gelebilir.

Yazılı İhtarname ile İtiraz

Ev sahibiyle uzlaşma sağlanamazsa, resmi ve yazılı yollarla itirazda bulunmak gereklidir. Bunun için noter üzerinden veya iadeli taahhütlü posta yoluyla bir ihtarname çekmek en güvenli yoldur. Bu yazılı ihtarname, ev sahibine yapılan fahiş kira artışının yasal dayanağını sorgular ve resmi bir kayıt oluşturur. İhtarnamede, kira artışının yasal sınırları aşan bir oran olduğu, sadece yasal orandaki artışı kabul ettiğiniz ve fazla olan kısmı ödemeyeceğiniz net şekilde belirtilmelidir. Bu belge, ilerde dava açarsanız delil olarak kullanılabilir.

Kira Bedelini Yasal Oranda Ödeme

Fahiş artış talebinden sonra, kira bedelini yasal oranda ve zamanında ödemeye devam etmek çok önemlidir. Çünkü ödemeyi tamamen durdurmak veya eksik ödemek, tahliye gibi riskli sonuçlara yol açabilir. Yasal oranda yapılan ödemeler ise hem yasadaki haklarınızı korur, hem de ileride ortaya çıkacak hukuki anlaşmazlıklarda lehine delil olur. Mümkünse bu ödemeleri banka üzerinden yapmak ve açıklama kısmına “2025 Mayıs Ayı Yasal Kira Bedeli” gibi bir not düşmek gerekir. Bu şekilde hem hakkınızdan feragat etmezsiniz, hem de resmi kaydınız olur.

Fahiş Kira Artışında Başvurulacak Resmi Merciler

Fahiş kira artışı ile karşılaşan kiracılar, haklarını aramak için bazı resmi mercilere başvurabilir. Kira artışı hukuka uygun değilse ya da ev sahibi anlaşmaya yanaşmıyorsa, çözüm için yasal yollar oldukça önemlidir. İşte adım adım başvurulacak yerler ve detaylar:

Tüketici Hakem Heyeti’ne Başvuru

Tüketici hakem heyeti, birçok kiracı tarafından tercih edilen ilk resmi başvuru yoludur. Özellikle konut kiralarında yaşanan fahiş artış durumlarında, arabuluculuk görevi üstlenir. Bu başvurular genellikle kiracının lehine sonuçlanabilir. Tüketici hakem heyetine başvurmak ücretsizdir ve süreç hızlı işler.

Ne Zaman ve Nasıl başvurulur?

Ne zaman başvurulur sorusu çok önemli. Fahiş kira artışı gerçekleştiğinde, öncelikle ev sahibiyle iletişim kurulmalı; çözüm bulunamazsa hemen başvuru yapılabilir. Kira artışı yasal sınırların üzerindeyse veya ev sahibi haksız bir artış istiyorsa, artış tarihinden itibaren 1 yıl içinde hakem heyetine başvurmak mümkündür. Başvurular e-Devlet üzerinden veya doğrudan ilgili kaymakamlık bünyesindeki hakem heyetine yapılır. Genellikle online başvuru yöntemi tercih edilir.

Hangi Belgeler Gereklidir?

Başvuru için bazı belgeler gereklidir. En önemlisi kira sözleşmesidir. Ayrıca, ev sahibinin yaptığı kira artışını gösteren yazılı belge, yeni ve eski kira bedeline dair dekontlar, kimlik fotokopisi de dosyaya eklenmelidir. Eğer varsa, ev sahibiyle yapılan yazışmalar eklenebilir. Bu belgelerle hakem heyetine eksiksiz başvurmak, sürecin hızlı yürümesini sağlar.

Sulh Hukuk Mahkemesi’ne Başvuru

Fahiş kira artışı konusunda taraflar uzlaşamazsa, bir sonraki aşama sulh hukuk mahkemesidir. Bu mahkemeler kira ilişkilerinde yetkili olan adli makamdır. Yasal sınırları aşan kira artışları için mahkemeye başvurulabilir; mahkemece kira tespit davası da açılabilir.

Dava Açma Süreci

Dava açma süreci genellikle şöyle işler: Kiracı veya avukatı tarafından yazılı bir dilekçe hazırlanır ve bağlı bulunulan sulh hukuk mahkemesine verilir. Mahkeme, öncelikle iki tarafı dinler, belgeleri inceler ve gerektiğinde bilirkişi atanarak adil bir karar verir. Dava açılmasıyla birlikte mahkeme, kira bedelinin belirlenmesiyle ilgili yasal süreç başlatılmış olur.

Dilekçe ve Evrakların Hazırlanması

Dilekçe hazırlanırken kiracının talepleri açıkça yazılmalı, neden fahiş kira artışı olduğu ayrıntılı anlatılmalıdır. Kira sözleşmesinin fotokopisi, artışa dair yazışmalar ve varsa noter ihtarı eklenmelidir. Kimlik fotokopisi ve gerekirse ödeme dekontları da dosyada yer almalıdır. Eksiksiz belge sunmak, dava sürecinin lehine işlemesi için önemlidir.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) Üzerinden Şikayet

Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi yani CİMER, vatandaşların sorunlarını bildirmeleri için önemli bir platformdur. Fahiş kira artışını şikayet edebilirsiniz. CİMER’e başvuru e-Devlet üzerinden kolayca yapılır. Şikayet yazınıza kira artışı ile ilgili belgeleri, sözleşmenizi ve yaşadığınız sorunun özetini ekleyerek, konunun ilgili kurumlara iletilmesini sağlayabilirsiniz. CİMER, genellikle başvuruları resmi kurumlara yönlendirir ve takibini sağlar.

Belediyeler ve Diğer Kurumlar

Belediyeler ve bazı kamu kurumları da fahiş kira artışını denetlemek için başvurulabilecek yerlerdir. Belediyelerin zabıta müdürlükleri, şikayetleri alıp raporlar düzenleyebilir. Ayrıca, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ya da ilgili valiliklerin tüketici şikayet birimleri de bu konuda yardımcı olabilir. Belediyeye yapılan başvurularda, genellikle yazılı dilekçe ve kira artışına dair belgeler istenir. Belediyeler direkt çözüme ulaşmasa bile, yasal işlemleri başlatmak için destek verebilir.

Fahiş kira artışıyla mücadelede resmi yolları kullanmak kiracıların yasal haklarını korumada en güçlü adım olur. Her adımda belgelerin eksiksiz olması ve sürecin doğru takip edilmesi, alınacak sonucu olumlu etkiler.

Mahkeme ve Hukuki Süreçler

Kira Tespit Davası

Kira tespit davası, fahiş kira artışı durumlarında en çok başvurulan yöntemlerden biridir. Kira tespit davası sayesinde, mahkeme kira bedelinin adil, güncel ve yasal sınırlara uygun şekilde belirlenmesini sağlar. Kiracı veya ev sahibi, özellikle sözleşmede belirlenen sürenin sonunda ve 5 yıl dolduktan sonra kira tespit davası açabilir. Davanın açılabilmesi için, kira sözleşmesinin bulunması ve kiracılık ilişkisinin devam ediyor olması gerekir.

Kira tespit davası, genellikle Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülür. Davada, emsal kira bedelleri, taşınmazın bulunduğu yerin özellikleri ve mevcut piyasa şartları dikkate alınarak karar verilir. Mahkemenin belirlediği kira bedeli, karar tarihinden itibaren geçerli olur ve her iki taraf için de bağlayıcıdır.

İcra ve Tahliye Takipleri

Fahiş kira artışındaki anlaşmazlıklar bazen icra ve tahliye süreçlerine neden olabilir. Eğer kiracı, ev sahibinin talep ettiği yasadışı yüksek kira artışını kabul etmez ve yalnızca yasal oranda ödeme yaparsa, ev sahibi borç ödenmediği gerekçesiyle icra takibi başlatabilir. İcra takibine maruz kalan kiracı, ödeme emrine itiraz ederek süreci durdurabilir ve mahkemeye başvurabilir.

Tahliye takibi ise, genellikle kira borcu ödenmediğinde veya ev sahibi ile kiracı arasında anlaşmazlık çıktığında başlar. Tahliye davası açıldığında, mahkeme hem kira sözleşmesinin şartlarını hem de tarafların beyanlarını dikkate alır. Kiracı, ödemeleri yasal oranda yaptığı sürece kolayca tahliye edilemez.

Fazla Ödenen Kiranın İadesi Talebi

Kiracı, yasal sınırdan fazla ödenen kiralar için geri ödeme talep edebilir. Bu durumda ilgili tutarların iadesi için mahkemeye başvurmak gerekir. Fazla ödenen kira bedelinin iadesi talebi, haksız zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilir. Kiracı, yaptığı ödemeleri banka dekontlarıyla belgelerse süreç daha kolay çözülür.

Kira bedelindeki artışların yasal limitleri aşması durumunda, kiracı ödediği fazla tutarın 5 yıl geriye dönük olarak iadesini isteyebilir. Mahkeme, belgeler ışığında karar verir ve fazla ödenen miktarın iadesine hükmedebilir.

Mahkeme Sonuçları ve Yaptırımlar

Mahkeme süreçlerinde, davanın sonucuna göre farklı yaptırımlar ve sonuçlar ortaya çıkar. Eğer mahkeme, kira artışının yasal sınırları aştığına karar verirse yeni bir kira bedeli belirler ve fazla ödenen miktarların iadesini emreder. Ayrıca, ev sahibi yasadışı şekilde tahliye girişiminde bulunduysa, kiracının zararını tazmin etmesine karar verilebilir.

Mahkeme kararı sonrasında tarafların bu karara uyması gerekmektedir. Karara uymayan taraflar için icra takibi veya hukuki yaptırımlar uygulanabilir. Ayrıca, kötü niyetli hareket eden ev sahipleri için ek yaptırımlar gündeme gelebilir. Tüm bu hukuki süreçler, kiracıların ve ev sahiplerinin haklarını korumak için önemli rol oynar.

Mahkeme ve hukuki işlemler karmaşık olabileceği için, bu süreçlerde bir avukata danışmak veya hukuki destek almak her zaman büyük avantaj sağlar.

Fahiş Kira Artışına İlişkin Uygulamada Sık Karşılaşılan Sorunlar

Sözleşmede Kira Artış Maddesi Yoksa

Sözleşmede kira artış maddesi yoksa, kiracılar çok endişeli olabiliyor. Türk Borçlar Kanunu‘na göre, eğer bir sözleşmede kira artış oranı açıkça belirtilmediyse, yıllık kira artışı yasal sınırlara göre belirlenir. Bu oran genellikle son 12 aylık TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) ortalamasını geçemez. Kiraya veren, farklı bir oran talep ederse, kiracının bunu kabul etme zorunluluğu yoktur. Kiracı eski kirasını ve yasal artış oranını ödeyerek oturmaya devam edebilir. Böyle bir durumda ev sahibi artış için dava açmak isterse mahkeme yasal oranı esas alır.

Yabancı Para ile Belirlenen Sözleşmelerde Kira Artışı

Yabancı para ile yapılan kira sözleşmeleri de sıkça sorulan konulardan biri. 2018 yılındaki düzenlemelere göre, Türkiye’de bulunan ve Türk vatandaşları arasında yapılan konut veya işyeri kira sözleşmeleri Türk Lirası olarak belirlenmek zorunda. Eğer sözleşme yabancı para ile yapıldıysa, bu sözleşmelerin en az 5 yıl boyunca kira bedeli, dövizdeki değişimlerden etkilenmiyor. Yani sözleşmenin ilk beş senesinde artış TL olarak TÜFE oranına bağlı yapılır, dövize endeksli artış geçerli değildir. Beş yıl sonunda, yeni kira tespiti için taraflar mahkemeye gidebilir.

Uzun Süreli Oturulan Evlerde Kira Artışı (5 yıl ve üzeri)

Uzun süreli oturulan evlerde, yani 5 yıl ve üzeri kiracılıklarda iki farklı artış yöntemi vardır. İlk beş yıl boyunca yıllık artışta TÜFE oranı geçerli olur. Ancak 5. yıl bittikten sonra ev sahibi, “kira tespit davası” açarak, emsal kiralara göre yeni bir kira tutarı belirlenmesini talep edebilir. Mahkeme, taşınmazın bulunduğu bölgedeki benzer kiralar, evin durumu ve piyasa koşullarına bakar. Yani 5 yıl sonrası için hem TÜFE oranı hem de piyasa rayiçleri dikkate alınır. Bu durumda kiracı mağdur olmamak için mutlaka hakkını araştırmalı ve gerekiyorsa hukuki destek almalıdır.

İcra Takibi ve Yasal Haklar

Ev sahibi yüksek kira artışını kabul etmeyen kiracıya karşı icra takibi başlatabilir. Kira tespit davası açılmadan yapılan artış talepleri ve sonrasında yapılan icra takipleri yasal olarak her zaman geçerli olmayabilir. Kiracı, usulsüz bir icra takibiyle karşılaşırsa, 7 gün içinde itiraz etme hakkına sahiptir. İtiraz edilmezse borç kesinleşir ve tahliye süreci başlayabilir. Bu yüzden, her yazılı bildirimi ve tebligatı gözden geçirmek, yasal hakları dikkate almak çok önemlidir. İtiraz süresi geçmeden işlem yapılması, icra müdürlüğüne yazılı olarak başvurulması, gerekiyorsa bir avukata danışılması kiracılar için en güvenli yoldur.

Gerekli Belgeler ve Başvuru Hazırlığı

Kira Sözleşmesi

Kira sözleşmesi, fahiş kira artışına karşı başvuru yaparken en önemli belgedir. Kira bedeli, artış şartları ve kira süresi gibi bilgiler bu sözleşmede yer alır. Kiracı ve ev sahibinin imzalarını taşıyan kira sözleşmesi, hem yazılı hem de basılı olarak saklanmalıdır. Özellikle noter tasdikli kira sözleşmeleri, resmi işlemlerde daha güçlü delil olarak kullanılır. Başvuruda bulunurken kira sözleşmesinin bir örneği mutlaka ibraz edilmeli ve yetkililere sunulmalıdır.

Kira Artış Yazısı

Kira artış yazısı, ev sahibinin kiracıya yaptığı resmi kira artışı bildirimidir. Genellikle yazılı şekilde yapılır ve içinde eski kira bedeli ile yeni istenen kira tutarı açıkça belirtilir. Ev sahibinden gelen yazılı artış talebini saklamak, itiraz ve başvurularda önemlidir. Eğer ev sahibi artış talebini sözlü ilettiyse, bu konuşmayı yazıya dökmek ve ev sahibinden yazılı teyit almak işleri kolaylaştırır. Bu belge, fazla kira artışı konusunda resmi bir kanıt niteliği taşır.

Önceki Kira Dekontları

Önceki kira dekontları, daha önce yapılan ödemelerin belgesidir ve fahiş artış iddiasını destekler. Banka üzerinden yapılan kira ödemelerinde dekontlar otomatik olarak oluşur. Elden yapılan ödemeler ise mutlaka makbuzla veya ev sahibinin imzasıyla belge haline getirilmelidir. Kiracı, geçmiş döneme ait ödediği tüm kiraların dekont veya makbuzlarını başvuru dosyasına eklemelidir. Böylece kira süreci boyunca ödediği miktarlar net olarak ortaya konulabilir.

Kimlik ve Diğer Belgeler

Kimlik ve diğer belgeler de başvuru sırasında istenebilir. Kiracının kimlik fotokopisi, iletişim bilgileri ve varsa vekaletname gibi öz belgeler hazırlanmalıdır. Eğer başvuru bir avukat aracılığıyla yapılacaksa, noter onaylı vekaletnamenin eklenmesi gerekir. Ayrıca başvuru konusu evin tapu bilgileri ya da adres bilgileriyle ilgili resmi belgeler de başvuruya eklenirse süreç daha hızlı ilerler.

Noter İhtarname Örneği

Noter ihtarname örneği, ev sahibine yapılacak resmi itirazlarda kullanılır. Kira artışına karşı yasal sınırı aşan oranlar için kiracı, noter kanalıyla ev sahibine ihtar çekebilir. Bu ihtarnamede, istenen artış oranının yasalara aykırı olduğu ve yalnızca yasal oranda kira ödeneceği açıkça belirtilir. Noter ihtarnamesi başvuruda güçlü bir hukuki delildir ve ileride mahkemeye taşınacak durumlarda da güvenli bir dayanak oluşturur.

Tüm bu belgelerin eksiksiz ve doğru şekilde hazırlanması, fahiş kira artışına karşı açılacak davalar ya da yapılacak başvurular için çok önemlidir. Belgelerin asılları veya noter onaylı suretleri kullanılmalı, yapılan başvurularda her evrakın bir kopyası özenle saklanmalıdır.

Hakların Korunması İçin Pratik Öneriler

Belgelerin Saklanması

Belgelerin saklanması, fahiş kira artışıyla mücadele eden kiracılar için büyük önem taşır. Kira sözleşmesi, banka dekontları, ev sahibi ile yapılan yazışmalar ve noter ihtarnameleri mutlaka güvenli bir yerde tutulmalıdır. Özellikle kira ödemelerine dair banka dekontları, ilerde bir anlaşmazlık yaşandığında en büyük kanıtınız olur. Eğer dekontlarınız yoksa, kira ödemenizi ispatlamakta zorlanabilirsiniz. Bu nedenle tüm resmi belgeleri dijital olarak yedeklemeniz de faydalı olur.

Süreç Takibi ve İtiraz Hakları

Süreç takibi, yasal hakların kaybolmaması için hayati öneme sahiptir. Ev sahibi ile yaşanan anlaşmazlık durumunda bir zaman çizelgesi oluşturmak, olayların gelişimini ve başvuru tarihlerinizi unutmanızı engeller. Resmi yazışmalar ve yaptığınız itirazlar için aldığınız tüm yanıtları saklamanız gerekmektedir. Unutmayın, genellikle yasal itiraz süresi 30 gün ile sınırlı olabilir. Bu süreyi geçirmemek için tüm başvurularınızı ve tarihleriniz not alın.

Yazılı Başvurular ve Sonuç Bekleme

Yazılı başvurular yapmak, sözlü anlaşmalar yerine her zaman daha güvenli bir yoldur. Ev sahibi ile kira artışına itiraz ediyorsanız mutlaka yazılı olarak bildirin; e-posta, noter ihtarı veya iadeli taahhütlü mektup kullanabilirsiniz. Yazılı olarak yapılan başvurular ileride mahkemede en güçlü delil olacaktır. Sonrasında ise resmi kurumlara yapılan başvurularda, sonuçların beklenmesi gerekir. Bazı işlemlerin sonuçlanması birkaç hafta veya ay sürebilir. Bu süreçte yasal sürelere sadık kalmalı, gecikme olduğunda ilgili kurumdan bilgi almalısınız.

Hukuki Destek ve Danışmanlık

Hukuki destek almak, fahiş kira artışlarına karşı haklarınızı tam olarak bilmenizi sağlar. Uygulamada bazı durumlar karışık olabilir ve hak kaybı yaşanabilir. Bu nedenle bir avukatla veya hukuki danışmanlık hizmetiyle görüşmek hem süreç açısından hem de doğru belgelerle hareket etmek açısından çok faydalı olur. Barolar, tüketici dernekleri ve bazı belediyeler ücretsiz danışmanlık hizmeti sağlar. Özellikle dava açmayı düşünüyorsanız ya da resmi kurumlara başvurmayı planlıyorsanız, uzman yardımı almak büyük avantaj sağlar.