+90 507 195 23 23

Tehdit İle Para İsteme Suçu ve Cezası Nedir?

Yayınlanma: 5 Aralık 2025 • Güncelleme: 7 Aralık 2025 • 26 dk. okuma

Tehdit ile para isteme suçu, Türk Ceza Kanunu’nda doğrudan bu adla geçmese de çoğu durumda yağma (gasp) suçu, bazı hallerde ise tehdit suçu kapsamında değerlendirilir. Bir kişiden para veya malın, cebir veya tehdit kullanılarak istenmesi, çoğu kez TCK 148 ve 149 kapsamındaki yağma suçu anlamına gelir ve oldukça ağır hapis cezaları öngörülür.

Bu yazıda; “tehdit ile para isteme nedir”, hangi durumlarda yağma suçu, hangi durumlarda sadece tehdit suçu sayılır, ceza aralığı nedir, alacak tahsili amacıyla tehdit hâllerinde TCK 150/1’in önemi nedir gibi konuları, güncel kanun hükümlerine dayanarak sade bir dille açıklayacağız. Böylece tehdit ile para isteme suçu hakkında temel bir çerçeveye sahip olabilirsiniz.

Tehdit ile para isteme hangi suç kapsamına girer?

Tehdit ile para isteme, Türk Ceza Kanunu’nda tek bir başlık altında düzenlenmiş bir suç değildir. Olayın nasıl gerçekleştiğine göre tehdit (TCK 106), şantaj (TCK 107) ya da nitelikli yağma / gasp (TCK 148–149) kapsamında değerlendirilebilir.

Önemli olan, failin ne söylediği kadar, mağdurun iradesinin nasıl etkisiz hale getirildiği ve paranın nasıl elde edildiğidir. Bazı durumlarda sadece tehdit suçu oluşurken, bazı hallerde şantaj ya da doğrudan nitelikli yağma söz konusu olur.

Tehdit, şantaj ve nitelikli yağma arasındaki fark nedir?

Kısaca ayrım şöyle özetlenebilir:

  • Tehdit (TCK 106): Kişinin, bir başkasını hayata, vücut dokunulmazlığına, şeref ve saygınlığına yönelik ciddi bir zarar vereceğini bildirmesidir. Örneğin “Seni döverim, ailene zarar veririm” demek. Burada mutlaka para istemek şart değildir; para istenirse de her zaman başka bir suça dönüşmeyebilir.

  • Şantaj (TCK 107): Fail, mağduru hukuka aykırı bir iş yapmaya, yapmaması gereken bir şeyi yapmamaya ya da kendisine veya başkasına haksız çıkar sağlamaya zorlar. Bunu genellikle bir sır, özel bilgi, fotoğraf, video veya itibar zedeleyici bir durum üzerinden baskı kurarak yapar. Örneğin “Bu fotoğrafları ailene gönderirim, bana 50 bin lira ver” ifadesi tipik bir şantaj örneğidir.

  • Nitelikli yağma / gasp (TCK 148–149): Kişinin malvarlığına yönelik saldırıdır. Fail, cebir veya tehdit kullanarak mağdurun parasını ya da eşyasını derhal veya çok kısa sürede alır ya da aldırır. Örneğin sokakta bıçak gösterip “Şimdi cüzdanını ver” demek nitelikli yağmadır.

Özetle:

  • Tehditte asıl korunan kişi özgürlüğü ve huzuru,
  • Şantajda irade özgürlüğü ve çoğu zaman şeref / özel hayat,
  • Nitelikli yağmada ise malvarlığı ve vücut dokunulmazlığı birlikte korunur.

Hangi durumlarda sadece tehdit, hangi durumlarda şantaj sayılır?

Eğer fail, “Sana zarar veririm” diyerek sadece korkutuyor, karşılığında somut bir menfaat veya davranış değişikliği talep etmiyorsa, bu çoğunlukla yalnızca tehdit suçu kapsamına girer.

Şu hallerde ise genellikle şantaj gündeme gelir:

  • Tehdit, belirli bir menfaat talebiyle birlikte ise

“Bana her ay şu kadar para vermezsen seni rezil ederim.”

  • Mağdur, tehdidin etkisiyle hukuken yapmak zorunda olmadığı bir şeyi yapmaya zorlanıyorsa

“Şu sözleşmeyi imzala, yoksa iş yerinde seni zor durumda bırakırım.”

  • Fail, mağdurun özel hayatına ilişkin bilgi, görüntü, mesaj gibi unsurları kullanarak para veya başka çıkar istiyorsa.

Buna karşılık, örneğin bir tartışma sırasında “Senden paramı alacağım, yoksa görürsün” demek, olayın şartlarına göre sadece tehdit olarak kalabilir; her zaman şantaj sayılmaz. Burada mahkeme, sözlerin ciddiyetini, bağlamını ve failin gerçek amacını değerlendirir.

Tehdit ile para isteme her zaman ayrı bir suç mu oluşturur?

Tehdit ile para isteme, her zaman “tehdit + ayrıca şantaj” gibi iki ayrı suç olarak cezalandırılmaz. Çoğu olayda:

  • Tehdit, şantaj suçunun içinde eriyen bir araç olarak kabul edilir. Yani fail, para istemek için tehdit kullanıyorsa, genellikle yalnızca şantajdan hüküm kurulur.
  • Eğer tehdit, para istemeden önce veya sonra, bağımsız ve ek bir saldırı niteliğinde ise, o zaman ayrı bir tehdit suçu da gündeme gelebilir. Örneğin önce ağır tehditler savurup, bir süre sonra ayrıca para istemek gibi.

Ayrıca, tehdit ile para isteme eylemi, olayın özelliklerine göre nitelikli yağma olarak da nitelendirilebilir. Özellikle tehdit, mağdurun derhal parasını vermesine yol açıyorsa, artık şantaj değil, çoğu zaman gasp suçu söz konusu olur.

Sonuç olarak, “tehdit ile para isteme”nin hangi suç kapsamına gireceği, olayın zamanı, tehdidin ağırlığı, paranın ne şekilde ve ne zaman istendiği gibi ayrıntılara göre belirlenir. Bu nedenle her somut olayda hukuki değerlendirme farklı olabilir.

Tehdit ile para isteme suçunun yasal dayanağı nedir?

Tehdit ile para isteme, Türk Ceza Kanunu’nda tek bir maddede açıkça “tehdit ederek para isteme” şeklinde düzenlenmiş değildir. Ancak bu fiil, olayın nasıl gerçekleştiğine göre genellikle üç temel madde kapsamında değerlendirilir: TCK 106 tehdit, TCK 107 şantaj ve daha ağır durumlarda TCK 148–149 nitelikli yağma (gasp).

Hangi maddenin uygulanacağı, tehdidin niteliğine, para veya menfaat talebinin nasıl istendiğine ve mağdurun iradesinin ne ölçüde baskı altına alındığına göre belirlenir.


TCK 106 tehdit suçu neyi düzenler?

TCK 106, bir kişiye haksız olarak;

  • hayatına,
  • vücut veya cinsel dokunulmazlığına,
  • ya da malvarlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceği yönünde korkutucu nitelikte bildirimde bulunmayı “tehdit suçu” olarak düzenler.

Tehdit ile para isteme olaylarında, eğer fail sadece “Sana zarar veririm, bana şu kadar para ver” diyorsa ve bu talep, mağdurun bir şey yapmaya veya yapmamaya zorlanması şeklinde özel olarak kurgulanmamışsa, fiil çoğu zaman TCK 106 kapsamında tehdit olarak değerlendirilir.

Burada önemli olan, tehdidin ciddi, somut ve mağdurda korku yaratmaya elverişli olmasıdır. Basit, şaka niteliğinde veya ciddiye alınmayacak sözler genellikle suç oluşturmaz; ancak bu değerlendirmeyi her somut olay için mahkeme yapar.


TCK 107 şantaj maddesi para isteme ile nasıl bağlantılı?

TCK 107 şantaj suçu, tehdit ile para isteme bakımından en çok uygulanan maddelerden biridir. Bu maddeye göre özetle:

  • Bir kimse, hakkı olan bir şeyi elde etmek için hukuka aykırı bir şekilde başkasını zorlayamaz.
  • Ya da bir kişinin onur, saygınlık veya özel hayatına ilişkin bir hususu açıklamakla tehdit ederek, onu bir şeyi yapmaya, yapmamaya veya bir şeyi vermeye zorlayamaz.

Tehdit ile para isteme, özellikle şu durumlarda şantaj sayılır:

  • Fail, mağdurun özel fotoğraf, video veya gizli bilgisini açıklamakla tehdit edip para talep ediyorsa,
  • Mağduru, istemediği bir sözleşmeyi imzalamaya, borç senedi düzenlemeye, mal devrine veya para ödemeye zorluyorsa,
  • Aslında hukuken talep edemeyeceği bir parayı, “yoksa seni rezil ederim, ifşa ederim” gibi sözlerle istemekteyse.

Bu hallerde artık sadece “korkutma” değil, mağdurun iradesini hukuka aykırı biçimde yönlendirme söz konusudur ve fiil çoğunlukla TCK 107 kapsamında şantaj olarak nitelendirilir.


Hangi hallerde eylem nitelikli yağma (gasp) olarak değerlendirilir?

Tehdit ile para isteme, bazı durumlarda çok daha ağır bir suç olan nitelikli yağma (gasp) seviyesine çıkar. TCK 148 ve 149, bir kimsenin malını cebir veya tehdit kullanarak almayı yağma suçu olarak düzenler.

Eylemin nitelikli yağma sayılabilmesi için genellikle şu unsurlar aranır:

  • Fail, mağdurun zilyetliğindeki para veya malı doğrudan ele geçirmeye yönelmiş olmalıdır.
  • Kullanılan tehdit veya cebir, mağdurun direncini kıracak ve malı teslim etmeye mecbur bırakacak ağırlıkta olmalıdır.
  • Tehdit, çoğu zaman derhal gerçekleşebilecek nitelikte olur; örneğin silah göstermek, fiziksel saldırı tehdidiyle aynı anda para veya değerli eşya istemek gibi.

Örneğin:

  • Sokakta birinin yolunu kesip “Cebindeki parayı ver, yoksa seni şimdi bıçaklarım” demek,
  • İş yerinde kasayı açtırıp “Kasadaki paraları ver, yoksa seni vururum” şeklinde davranmak,

çoğunlukla nitelikli yağma (gasp) olarak değerlendirilir.

Buna karşılık, fail ileride zarar vereceğini söyleyerek, mağduru bir süre içinde para ödemeye zorlayıp, malı o anda zorla almıyorsa, olayın özelliklerine göre tehdit veya şantaj hükümleri uygulanabilir.

Sonuç olarak, tehdit ile para isteme fiilinin hangi suç kapsamına gireceği, tehdidin ağırlığına, zamanına, kullanılan araçlara ve paranın nasıl elde edildiğine göre değişir; bu nedenle her olay ayrı ayrı değerlendirilir.

Tehdit ile para isteme suçunun oluşması için hangi şartlar aranır?

Tehdit ile para isteme, çoğu zaman tehdit (TCK 106), şantaj (TCK 107) veya bazı ağır durumlarda nitelikli yağma (TCK 148-149) kapsamında değerlendirilir. Hangi suçun oluşacağı, olayın nasıl işlendiğine, tehdidin ağırlığına ve para / menfaat talebinin şekline göre belirlenir. Aşağıda, bu suçun oluşması için aranan temel şartlar sade şekilde özetlenmiştir.

Failin ve mağdurun kim olması gerekir?

Bu suçta:

  • Fail (suçu işleyen kişi): Herkes olabilir. Özel bir sıfat aranmaz. Bazen birden fazla kişi birlikte hareket edebilir; bu durumda ceza ağırlaşabilir.
  • Mağdur (tehdit edilen kişi): Yine herkes olabilir. Gerçek kişi olması esastır; ancak bazen şirket yetkilisine yönelen tehdit, dolaylı olarak tüzel kişiyi de etkileyebilir.

Önemli olan, tehdidin belirli veya belirlenebilir bir kişiye yönelmiş olmasıdır. “Mahalledeki herkesten para toplayacağım, yoksa başlarına iş gelir” gibi sözler de, somut olarak hedef alınan kişiler varsa mağdur bakımından yeterli kabul edilebilir.

Tehdidin ciddi ve korkutucu sayılması için ne gerekir?

Tehdit, hukuken suç sayılabilmesi için:

  • Mağdurun veya yakınlarının hayatına, vücut bütünlüğüne, cinsel dokunulmazlığına, malvarlığına yönelik bir zarar verme vaadi içermelidir.
  • Bu zarar verme vaadi, ciddi ve inandırıcı olmalıdır. Yani, ortalama bir insanı korkutabilecek ağırlıkta olmalı ve failin bunu yapabilecek durumda olduğu izlenimini vermelidir.

Örneğin, geçmişte şiddet uygulamış bir kişinin “Sana bir daha para vermezsen seni öldürürüm” demesi, çoğu durumda ciddi tehdit sayılır. Buna karşılık, aralarında şakalaşma kültürü olan iki arkadaşın, bağlamdan açıkça şaka olduğu anlaşılan sözleri genellikle suç oluşturmaz.

Tehdidin ciddi sayılıp sayılmadığı değerlendirilirken:

  • Tarafların geçmiş ilişkisi
  • Olayın geçtiği ortam
  • Failin önceki davranışları
  • Sözlerin tonu, zamanı, tekrar edilip edilmediği

gibi unsurlar birlikte ele alınır.

Para veya menfaat talebinin nasıl ifade edilmesi gerekir?

Tehdit ile para isteme suçunda, sadece tehdit yetmez; tehdit ile bağlantılı bir para veya menfaat talebi de bulunmalıdır. Bu talep:

  • Açıkça “Bana şu kadar para vermezsen…” şeklinde olabilir.
  • Dolaylı da ifade edilebilir: “Beni üzmezsen iyi olur, hesabı biliyorsun” gibi, bağlamdan para istendiği anlaşılan sözler de yeterli görülebilir.

Önemli olan, mağdurun şu bağlantıyı kurabilmesidir:

“Eğer istenen parayı / menfaati vermezsem, bana veya yakınıma zarar verilecek.”

Bu menfaat illa nakit para olmak zorunda değildir. Örneğin, bir sözleşme imzalamaya zorlama, bir malı bedelinin çok altında devretmeye zorlama, bir işi yaptırma veya yaptırmama gibi çıkarlar da “menfaat” sayılabilir.

Şaka mı gerçek tehdit mi, nasıl ayrım yapılır?

Günlük hayatta insanlar bazen “şaka yollu” tehdit içeren sözler söyleyebilir. Ancak ceza hukuku açısından önemli olan, dışarıdan bakıldığında bu sözlerin nasıl algılandığıdır. Ayrım yapılırken şu noktalar dikkate alınır:

  • Tarafların ilişkisi: Yakın arkadaşlar arasındaki, daha önce de benzer şekilde şakalaşılan bir ortamda söylenen sözler, çoğu zaman tehdit sayılmaz.
  • Mağdurun algısı: Mağdur gerçekten korkmuş, davranışlarını değiştirmiş, örneğin para ödemiş veya saklanmaya başlamışsa, bu durum sözlerin şaka olmadığını gösterir.
  • Sözlerin içeriği ve ciddiyeti: “Seni öldürürüm, aileni bitiririm” gibi ağır ifadeler, özellikle tartışma anında ve öfkeyle söylendiğinde, “şakaydı” savunmasıyla kolayca kurtarılamaz.
  • Olayın bağlamı: Öncesinde tartışma, kavga, alacak-verecek meselesi, kıskançlık, husumet gibi bir zemin varsa, tehdit daha kolay ciddiye alınır.

Kısaca, “Ben şaka yapmıştım” demek tek başına yeterli değildir. Hakim, makul bir insanın aynı durumda bu sözlerden korkup korkmayacağını esas alır. Eğer sözler, davranışlar ve olayın bütünü, gerçek bir korku yaratmaya elverliyse, tehdit ile para isteme suçu yönünden sorumluluk doğabilir.

Tehdit ile para isteme nasıl işlenebilir? (Örnek senaryolar)

Tehdit ile para isteme, günlük hayatta farklı yöntemlerle karşımıza çıkabilir. Önemli olan, para veya başka bir menfaatin, mağdurun korkutulması yoluyla talep edilmesidir. Aşağıdaki senaryolar, uygulamada sık görülen başlıca şekilleri anlamaya yardımcı olur. Buradaki örnekler basitleştirilmiş olup, her somut olayın kendi şartlarına göre değerlendirilmesi gerekir.

Yüz yüze tehdit ederek para isteme

En klasik biçim, failin mağdurun karşısına geçip doğrudan tehdit etmesidir. Örneğin bir kişi, “Bana her ay şu kadar para vermezsen seni mahvederim, ailene zarar veririm” diyerek para talep ediyorsa, bu tehdit ile para isteme kapsamına girebilir.

Burada önemli olan, sözlerin mağdurda ciddi bir korku yaratabilecek nitelikte olması ve bu korku sayesinde para vermeye zorlanmasıdır. Fail, mağdurun evine, işyerine gelip baskı kurabilir, onu köşeye sıkıştırabilir, “Bu mahallede sana rahat yok, parayı ver” gibi ifadeler kullanabilir. Şiddet tehdidi yoğunlaştıkça ve para fiilen alındıkça, olay nitelikli yağma (gasp) boyutuna kadar çıkabilir.

Telefonla, mesajla veya sosyal medya üzerinden para isteme

Tehdit her zaman yüz yüze olmak zorunda değildir. Günümüzde sıkça,

  • telefon aramaları,
  • SMS ve WhatsApp benzeri mesajlaşma uygulamaları,
  • e‑posta, sosyal medya mesajları

üzerinden de tehdit ile para isteme vakaları görülmektedir.

Örneğin, bilinmeyen bir numaradan arayan kişi “Seni takip ediyoruz, şu hesaba para göndermezsen başına iş gelir” diyebilir. Ya da sosyal medyadan “Adresini biliyorum, ailene zarar veririm, şu IBAN’a para at” şeklinde mesaj atabilir.

Bu tür durumlarda yazılı ve sesli kayıtlar, dijital delil niteliği taşıdığı için hem suçun ispatında hem de tehdidin ciddiyetinin gösterilmesinde büyük önem taşır.

Özel fotoğraf, video veya bilgi yayımlama tehdidiyle para isteme

Kişinin özel hayatına ilişkin fotoğraf, video veya mahrem bilgiler üzerinden baskı kurulması, uygulamada çok sık rastlanan bir şantaj türüdür. Örneğin: “Bu fotoğrafları ailene, işyerine gönderirim; göndermemi istemiyorsan bana şu kadar para ver” denilmesi, tipik bir tehdit ile para isteme örneğidir.

Burada tehdit, fiziksel şiddetten ziyade itibar, özel hayat ve sosyal çevre üzerinden yapılır. Fail, elindeki görüntüleri internete yüklemek, sosyal medyada paylaşmak, eşe veya işverene göndermekle tehdit eder. Mağdurun bu ifşadan ciddi şekilde zarar göreceği açıktır ve bu korku kullanılarak para veya başka bir menfaat (örneğin tekrar buluşma, ilişki sürdürme, yeni bir çıkar sağlama) talep edilir.

Bu tür eylemler, çoğu zaman şantaj suçu kapsamında değerlendirilir ve ayrıca kişisel verilerin hukuka aykırı kullanılması gibi başka suçları da gündeme getirebilir.

Borç alacağı varmış gibi gösterip tehdit ederek para talebi

Bazı durumlarda fail, aslında gerçekte olmayan bir borcu varmış gibi göstererek tehditte bulunur. Örneğin: “Bana şu kadar borcun var, ödemezsen seni rezil ederim, ailene söylerim, işyerine gelip olay çıkarırım” diyerek para istemek buna örnektir.

Eğer ortada gerçek bir alacak yoksa, fail hem yalan beyan hem de tehdit yoluyla haksız menfaat sağlamaya çalışmaktadır. Bu durumda, olayın şartlarına göre tehdit, şantaj veya nitelikli yağma hükümleri gündeme gelebilir.

Gerçekten bir borç olsa bile, alacağını tahsil etmek için “Seni öldürürüm, işyerini basarım” gibi sözlerle para istemek hukuka uygun sayılmaz; alacak takibi için yasal yollar varken, korkutma ve baskı kullanılması cezai sorumluluk doğurur. Bu nedenle “Zaten bana borcun var” bahanesi, tehdidi hukuka uygun hale getirmez.

Tehdit ile para isteme suçunun cezası nedir?

Tehdit ile para isteme, olayın nasıl gerçekleştiğine göre basit tehdit, şantaj ya da nitelikli yağma (gasp) kapsamında cezalandırılabilir. Bu nedenle ceza aralığı oldukça geniştir ve her dosyada somut olaya göre belirlenir. Aşağıda, Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) temel çerçeveyi sadeleştirerek özetleyelim.

Basit tehdit yoluyla para istemede uygulanabilecek cezalar

Eğer fail, para veya başka bir menfaat isterken sadece tehdit suçu sınırları içinde kalıyorsa ve olay şantaj ya da yağma boyutuna ulaşmıyorsa, genellikle TCK 106 tehdit hükümleri uygulanır.

  • Kişinin hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik ciddi bir saldırı yapılacağı yönünde tehdit varsa, temel ceza 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır.
  • Malvarlığına yönelik tehditlerde veya haksız bir zarara uğratma tehdidinde ise sadece adli para cezası ya da 6 aya kadar hapis söz konusu olabilir.

Tehdit ile para isteme, bazen “parayı vermezsen seni rezil ederim, işini bozarım” gibi sözlerle sınırlı kalabilir. Savcı ve mahkeme, eylemin kişiyi korkutmaya elverişli olup olmadığına, tehdidin ciddiyetine ve failin amacına bakarak, basit tehdit hükümlerini uygulayabilir.

Ayrıca, failin sabıkasız olması, zararın giderilmesi, pişmanlık göstermesi gibi hallerde hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), cezanın ertelenmesi veya adli para cezasına çevirme gibi sonuçlar da gündeme gelebilir.

Şantaj suçu oluştuğunda hapis ve adli para cezası ne kadar?

Tehdit ile para isteme çoğu zaman TCK 107’deki şantaj suçunu oluşturur. Özellikle:

  • Kişiyi, haklı olmayan bir işi yapmaya veya yapmamaya zorlayarak menfaat sağlama,
  • Kişinin özel hayatına ilişkin görüntü, bilgi, sır gibi unsurları açıklamakla tehdit ederek para isteme,

gibi durumlarda mahkemeler genellikle şantaj suçunu uygular.

TCK 107’ye göre şantaj suçunun temel cezası:

  • 1 yıldan 3 yıla kadar hapis,
  • Ve ayrıca adli para cezasıdır.

Hakimin takdirine göre, olayın ağırlığı, mağdur üzerindeki etkisi, failin kastı, suçun işleniş biçimi gibi unsurlar cezanın alt veya üst sınıra yakın belirlenmesinde rol oynar.

Eğer şantaj, birden fazla kez, birden fazla mağdura karşı veya örgüt görüntüsü vererek işlenmişse, başka maddelerdeki nitelikli haller de devreye girip cezanın artırılmasına yol açabilir.

Nitelikli yağma sayıldığında ceza hangi aralığa çıkar?

Tehdit ile para isteme, bazı durumlarda artık sadece tehdit ya da şantaj değil, nitelikli yağma (gasp) olarak kabul edilir. Özellikle:

  • Fail, mağdurun direncini kıracak ağırlıkta tehdit kullanıyorsa,
  • Tehdit, paranın derhal ve zorla alınmasına yönelikse,
  • Silah kullanma, birden fazla kişiyle hareket etme gibi ağırlaştırıcı unsurlar varsa,

eylem çoğu zaman TCK 148 ve 149 kapsamındaki yağma suçu olarak değerlendirilir.

Nitelikli yağmada ceza aralığı çok daha yüksektir:

  • Basit yağma suçunda ceza 6 yıldan 10 yıla kadar hapis iken,
  • Silahla, birden fazla kişiyle, gece vakti, yol kesmek suretiyle, kendini kamu görevlisi gibi tanıtarak veya mağdurun kendini savunamayacak durumda olmasından yararlanarak işlenmesi gibi hallerde 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası gündeme gelebilir.

Bu durumda artık adli para cezasına çevirme, erteleme gibi imkanlar çok sınırlı hale gelir; çoğu nitelikli yağma dosyasında uzun süreli hapis cezası kaçınılmaz olur.

Özetle, tehdit ile para isteme fiilinin tehdit mi, şantaj mı, yoksa nitelikli yağma mı sayılacağı, ceza miktarını kökten değiştirir. Bu nedenle her somut olayda, kullanılan sözler, tehdit düzeyi, paranın nasıl istendiği ve mağdur üzerindeki baskı dikkatle değerlendirilir.

Cezayı artıran nitelikli haller nelerdir?

Tehdit ile para isteme, çoğu zaman şantaj (TCK 107) veya nitelikli yağma/gasp (TCK 148–149) kapsamında değerlendirilir. Bazı durumlarda suçun işleniş biçimi, kullanılan araçlar veya hedef alınan kişi nedeniyle ceza önemli ölçüde artar. Bunlara nitelikli haller denir. Aşağıdaki başlıklarda, uygulamada en sık karşılaşılan ağırlaştırıcı durumları özetleyelim.

Silahla veya benzeri tehlikeli araçlarla tehdit ederek para isteme

Tehdit ile para isteme sırasında silah gösterilmesi, silahın varlığının hissettirilmesi ya da bıçak, demir çubuk gibi tehlikeli araçların kullanılması, suçu çok daha ağır hale getirir.

Bu durumda:

  • Eylem çoğu kez nitelikli yağma (gasp) olarak değerlendirilir.
  • TCK 149’a göre silahla işlenen yağma suçunda hapis cezası alt sınırı yükseltilmiş ağır bir yaptırıma dönüşür.
  • Silahın ateşlenmesi şart değildir; mağdurun üzerinde ciddi korku yaratacak şekilde gösterilmesi veya kullanma tehdidi çoğu zaman yeterli kabul edilir.

Özetle, “parayı vermezsen seni vururum” diyerek silah göstermek, basit bir tehditten çok daha ağır bir suçtur ve mahkemeler bu tür dosyalarda genellikle üst sınıra yakın ceza verebilmektedir.

Birden fazla kişiyle, örgüt görüntüsü vererek para isteme

Tehdit ile para isteme birden fazla kişiyle birlikte yapılırsa, mağdur üzerindeki baskı ve korku artar. Özellikle:

  • Failin yanında birkaç kişi daha bulunması
  • “Bizim arkamızda güçlü insanlar var, örgütüz” gibi ifadeler kullanılması
  • Mağdurun, karşısında organize bir yapı olduğu izlenimine kapılması

durumlarında, eylem yine çoğu kez nitelikli yağma kapsamında değerlendirilir ve ceza artırılır.

Gerçek anlamda suç örgütü üyesi olunmasa bile, örgüt görüntüsü vermek, mağdurun iradesini kırmaya yönelik ağır bir tehdit sayılır. Bu da hem temel cezanın yükselmesine hem de ayrıca örgüt suçları yönünden soruşturma yapılmasına yol açabilir.

Kendini gizleyerek, takma hesap veya maske ile tehditte bulunma

Günümüzde tehdit ile para isteme çoğu zaman sosyal medya, sahte hesaplar, gizli numaralar üzerinden yapılıyor. Failin kimliğini gizlemesi, mağdurun kendini daha savunmasız hissetmesine neden olur.

Ceza bakımından:

  • Kimliğini gizleyerek tehditte bulunmak, özellikle ısrarlı ve sistematik şekilde yapılırsa, mahkeme tarafından aleyhe değerlendirilir.
  • Sahte profil, takma ad, VPN gibi yöntemlerle izini kaybettirmeye çalışma, çoğu zaman planlı ve kasıtlı hareket olarak görülür.
  • Eğer bu şekilde yapılan tehdit ile para isteme, mağdurun malvarlığı üzerinde ciddi baskı oluşturuyorsa, yine şantaj veya nitelikli yağma hükümleri devreye girer.

Ayrıca, kimliğini gizleyerek tehdit eden kişi tespit edildiğinde, delilleri yok etmeye çalışma, başkalarının hesabını kullanma gibi ek davranışlar da aleyhe yorumlanabilir.

Kamu görevlisine, sağlık çalışanına veya savunmasız kişilere karşı işlenmesi

Tehdit ile para isteme suçu, kamu görevlisine, sağlık çalışanına, öğretmene, yaşlıya, engelliye veya kendini savunamayacak durumdaki kişilere karşı işlendiğinde, hem toplumda yarattığı tepki hem de mağdurun korunmaya muhtaç olması nedeniyle daha ağır değerlendirilir.

Özellikle:

  • Görevini yapan bir polis, doktor, hemşire, öğretmen gibi kamu görevlisinden tehdit yoluyla para istenmesi
  • Yaşlı, hasta, engelli veya psikolojik olarak zayıf durumdaki kişilerin hedef alınması
  • Mağdurun içinde bulunduğu zor durumun bilerek ve isteyerek istismar edilmesi

hallerinde, mahkemeler genellikle cezada artırım yoluna gider. Bazı durumlarda, kamu görevlisine karşı işlenmesi ayrıca görevle bağlantılı suçlar kapsamında da değerlendirilip ek yaptırımlar doğurabilir.

Kısaca, tehdit ile para isteme suçu, silah kullanılması, birden fazla kişiyle hareket edilmesi, kimliğin gizlenmesi veya savunmasız kişilerin hedef alınması gibi hallerde çok daha ağır sonuçlar doğurur. Bu nedenle hem mağdurların hem de şüpheli konumundaki kişilerin, bu nitelikli hallerin ceza üzerindeki etkisini mutlaka ciddiye alması gerekir.

Tehdit ile para isteme suçunda şikâyet, uzlaşma ve zamanaşımı

Tehdit ile para isteme, olayın şekline göre bazen tehdit (TCK 106), bazen şantaj (TCK 107), bazen de nitelikli yağma (TCK 148-149) kapsamında değerlendirilir. Şikâyet, uzlaşma ve zamanaşımı kuralları da buna göre değişir. Aşağıdaki bilgiler genel niteliktedir; somut olayda mutlaka bir avukattan destek alınmalıdır.

Hangi hallerde şikâyet zorunlu, hangi hallerde savcılık kendiliğinden işlem yapar?

Basit tehdit suçu, kural olarak şikâyete bağlı bir suçtur. Yani failin cezalandırılabilmesi için mağdurun şikâyetçi olması gerekir. Tehdit ile para isteme, sadece “korkutma” boyutunda kalmış, para da alınmamış ve olay şantaj ya da yağma seviyesine çıkmamışsa, çoğu durumda şikâyet şartı aranır.

Buna karşılık:

  • Eylem şantaj boyutuna ulaşmışsa (örneğin özel fotoğrafı yayma tehdidiyle para isteme),
  • Veya nitelikli yağma / gasp sayılacak şekilde cebir veya ağır tehdit ile para fiilen alınmışsa,

bu suçlar şikâyete bağlı değildir. Savcılık, ihbar, tutanak, kolluk bildirimi veya basit bir dilekçe üzerine kendiliğinden soruşturma başlatabilir ve mağdur şikâyetini sonradan geri çekse bile süreç çoğu zaman devam eder.

Şikâyet süresi ne zamandan itibaren işlemeye başlar?

Şikâyete bağlı hallerde, Türk Ceza Kanunu’na göre şikâyet süresi 6 aydır. Bu süre:

  • Mağdurun,
  • Suçu ve failin kim olduğunu öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar.

Örneğin sizi isimsiz bir numaradan tehdit ederek para isteyen kişinin kim olduğunu aylar sonra tespit edebildiyseniz, 6 aylık süre o kişiyi öğrendiğiniz tarihten itibaren sayılır.

Eğer fail hiç tespit edilemiyorsa, pratikte savcılık soruşturmayı sürdürür; ancak şikâyet süresi kaçırılırsa, şikâyete bağlı suçlarda kovuşturma yapılamaması gündeme gelebilir. Şantaj ve nitelikli yağma gibi resen takip edilen suçlarda ise 6 aylık şikâyet süresi söz konusu değildir.

Bu suçta uzlaşma mümkün mü, hangi durumlarda uygulanmaz?

Tehdit ile para isteme, hangi madde kapsamında değerlendirildiğine göre uzlaşmaya tabi olabilir veya olmayabilir:

  • Basit tehdit (TCK 106/1’in ilk cümlesi) çoğu durumda uzlaşmaya tabi kabul edilir. Taraflar uzlaşırsa dava açılmayabilir veya açılmış dava düşebilir.
  • Şantaj suçu (TCK 107) ise genel olarak uzlaşma kapsamı dışındadır. Özellikle kişilik haklarına ağır saldırı içeren, özel hayatı ifşa tehdidi barındıran şantajlarda uzlaşma yolu kapalıdır.
  • Nitelikli yağma (gasp) suçunda da uzlaşma mümkün değildir. Bu suç, ağır bir malvarlığı ve özgürlük ihlali sayıldığı için kamu düzeni bakımından resen takip edilir.

Ayrıca, suçun örgütlü işlenmesi, silah kullanılması, kamu görevlisine karşı işlenmesi gibi ağır nitelikli hallerde de uzlaşma kurumu genellikle uygulanmaz.

Dava ve ceza zamanaşımı süreleri ne kadardır?

Tehdit ile para isteme suçunda dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımı, suçun hangi maddeye girdiğine ve öngörülen ceza üst sınırına göre değişir:

  • Basit tehditte (örneğin 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülen hallerde) dava zamanaşımı genellikle 8 yıl civarındadır.
  • Şantaj suçunda öngörülen ceza daha yüksek olduğundan, dava zamanaşımı süresi de buna paralel olarak daha uzun olur; uygulamada çoğu durumda 8–15 yıl aralığında değerlendirilir.
  • Nitelikli yağma (gasp) suçunda ise ceza üst sınırı oldukça yüksektir. Bu nedenle dava zamanaşımı süresi de 15 yıl ve üzeri seviyelere çıkabilir.

Ceza zamanaşımı ise, mahkemece verilen kesinleşmiş hapis veya adli para cezasının infaz edilmemesi halinde, belirli bir sürenin geçmesiyle cezanın artık yerine getirilememesini ifade eder. Bu süre de yine verilen cezanın miktarına göre değişir; ceza ne kadar ağırsa, ceza zamanaşımı süresi de o kadar uzundur.

Özetle, tehdit ile para isteme olayında şikâyet, uzlaşma ve zamanaşımı kuralları, eylemin tehdit mi, şantaj mı, yoksa nitelikli yağma mı sayıldığına göre farklı sonuçlar doğurur. Somut olayın doğru nitelendirilmesi, hak kaybı yaşamamak için kritik önemdedir.

Tehdit ile para isteme suçunda deliller nasıl toplanır ve ispat nasıl yapılır?

Tehdit ile para isteme suçunda ispat, çoğu zaman tarafların ne söylediği ve bunu neyle desteklediği üzerinden yürür. Ceza yargılamasında amaç, olayın gerçekten yaşanıp yaşanmadığını ve nasıl yaşandığını olabildiğince net ortaya koymaktır. Bu nedenle dijital deliller, tanık anlatımları ve kamera kayıtları çok büyük önem taşır. Delil toplarken hem kanuna uygun hareket etmek hem de delilleri kaybetmeden hızlı davranmak gerekir.

Mesaj, ekran görüntüsü, ses kaydı gibi dijital delillerin önemi

Günümüzde tehdit ile para isteme çoğunlukla:

  • WhatsApp, SMS, e‑posta,
  • Instagram, Facebook, X (Twitter) gibi sosyal medya mesajları,
  • Arama kayıtları ve sesli mesajlar

üzerinden gerçekleşiyor. Bu nedenle dijital deliller çoğu dosyada ispatın bel kemiğini oluşturuyor.

Önemli noktalar:

  • Mesajları silmeyin, engelleme yapacaksanız bile önce ekran görüntüsü alın.
  • Ekran görüntüsünde tarih, saat, kullanıcı adı ve mesaj içeriği net görünmeli.
  • Mümkünse sadece ekran görüntüsüyle yetinmeyip, telefonu veya bilgisayarıyla birlikte savcılığa ya da kolluğa sunmak ispat gücünü artırır.
  • Ses kaydı, özellikle tehdit ve para isteme açıkça konuşuluyorsa, çok güçlü bir delildir. Ancak gizli ses kaydı konusunda hukuka uygunluk tartışmaları olabileceği için, bu tür kayıtları kullanmadan önce bir avukata danışmak faydalıdır.
  • E‑posta ve sosyal medya yazışmalarında, sadece ekran görüntüsü değil, orijinal mesajlar da (örneğin “iletiyi ilet” seçeneğiyle) dosyaya sunulursa, sahtecilik iddialarının önüne geçilebilir.

Kısaca, dijital deliller ne kadar orijinaline yakın ve eksiksiz sunulursa, tehdit ile para isteme suçunun ispatı o kadar kolaylaşır.

Tanık beyanları ve kamera kayıtları nasıl kullanılır?

Her olayda dijital delil bulunmayabilir. Bu durumda tanık beyanları ve kamera kayıtları devreye girer.

Tanıklar:

  • Olayı bizzat gören veya duyan kişiler olabilir.
  • Tehdidin hemen ardından mağdurun anlattıklarını dinleyen kişiler de “dolaylı tanık” olarak önem taşır.
  • Tanıkların olayı ne zaman, nerede, kimlerle birlikte gördüğünü ayrıntılı anlatması, beyanın inandırıcılığını artırır.

Kamera kayıtları:

  • İş yeri, apartman girişi, sokak kamerası gibi kaynaklardan alınabilir.
  • Kayıtlar genellikle kısa süre saklandığı için (örneğin 7–30 gün), gecikmeden savcılığa veya kolluğa başvurup kayıtların istenmesini talep etmek gerekir.
  • Görüntüde tehdidin tamamı görünmese bile, tarafların buluştuğu, para alışverişi yapıldığı, failin mağduru takip ettiği gibi unsurlar ispatı destekleyebilir.

Mahkeme, dijital delillerle birlikte tanık anlatımlarını ve kamera kayıtlarını bir bütün olarak değerlendirir. Tek başına zayıf görünen bir delil, diğerleriyle birleştiğinde güçlü bir kanaat oluşturabilir.

Delil yoksa yalnızca beyana dayanarak karar verilebilir mi?

Ceza yargılamasında temel ilke, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Yani mahkeme, sanığın suçlu olduğuna her türlü makul şüpheden uzak şekilde ikna olamazsa beraat kararı verir.

Bu şu anlama gelir:

  • Sadece mağdurun beyanı var, buna karşılık sanık tamamen inkâr ediyor ve başka hiçbir delil yoksa, mahkeme çoğu zaman tek başına bu beyana dayanarak mahkûmiyet kurmakta zorlanır.
  • Ancak mağdurun anlatımı tutarlı, ayrıntılı ve hayatın olağan akışına uygun ise, ayrıca olay sonrası davranışları (hemen şikâyet etmesi, çevresine anlatması, psikolojik etkiler vb.) ile destekleniyorsa, bazı dosyalarda beyan delili daha güçlü kabul edilebilir.
  • Yine de uygulamada, özellikle tehdit ile para isteme gibi ciddi sonuçları olan suçlarda, en az bir destekleyici delil (mesaj, tanık, kamera, arama kaydı vb.) aranması yaygındır.

Bu yüzden, “nasıl olsa anlattığımda inanılır” düşüncesi risklidir. Tehdit ile para isteme suçuna maruz kalan kişinin, mümkün olan her türlü delili en baştan itibaren toplaması ve saklaması, hem kendisini korur hem de soruşturmanın sağlıklı yürütülmesini sağlar.

Tehdit ile para isteme suçuna maruz kalırsam ne yapmalıyım?

Tehdit ile para isteme, hem korkutucu hem de kafa karıştırıcı bir durumdur. Paniklemek yerine, adım adım ilerlemek ve delilleri koruyarak hukuki yollara başvurmak çok önemlidir.

İlk anda atılması gereken adımlar (delilleri saklama, tehdide cevap vermeme)

Tehdit içeren bir mesaj, arama ya da yüz yüze sözle karşılaştığınızda:

  • Sakin kalmaya çalışın. Tartışmaya girmeyin, karşı tarafı kışkırtacak cevaplar vermeyin.
  • Tehdide “tamam, ödeyeceğim” gibi açık bir kabul içeren cevaplar yazmayın. Kısa, oyalayıcı ya da hiç cevap vermemek çoğu zaman daha güvenlidir.
  • Tüm delilleri saklayın:
  • Telefon mesajları, WhatsApp, SMS, sosyal medya yazışmaları
  • E‑posta yazışmaları
  • Arama kayıtları, arama saatleri, numaralar
  • Gönderilen fotoğraf, video, belge ve ekran görüntüleri
  • Mesajları silmek yerine yedekleyin. Ekran görüntüsü alın, mümkünse e‑postanıza veya harici bir belleğe kaydedin.
  • Yüz yüze bir tehdit olduysa, tarih, saat, yer ve konuşulanları mümkün olduğunca ayrıntılı şekilde bir yere not edin.
  • Can güvenliğinizden endişe ediyorsanız, derhal acil yardım hattını arayın veya en yakın karakola gidin.

Amaç, hem kendinizi korumak hem de ileride savcılık veya mahkeme önünde kullanılabilecek delilleri kaybetmemektir.

Savcılığa, karakola veya avukata başvuru süreci

Tehdit ile para isteme suçuna maruz kaldığınızda başvurabileceğiniz yollar:

  • Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu: Adliyeye gidip nöbetçi savcılığa başvurabilir, dilekçe verebilir veya zabıt kâtibine beyanınızı yazdırabilirsiniz. Delilleri (ekran görüntüsü, mesaj çıktısı vb.) yanınızda götürmeniz çok faydalıdır.

  • Karakola veya jandarmaya başvuru: En yakın polis merkezine ya da jandarma karakoluna giderek şikâyetçi olduğunuzu söyleyebilirsiniz. Orada alınan ifadeniz savcılığa gönderilir.

  • Avukat aracılığıyla başvuru: Bir avukatla çalışıyorsanız, sizin adınıza suç duyurusu dilekçesi hazırlayıp savcılığa sunabilir. Avukatınız, hangi suçların oluştuğu, hangi delillerin nasıl sunulacağı konusunda sizi yönlendirir.

Maddi durumunuz elvermiyorsa, bulunduğunuz yerdeki baronun adli yardım birimine başvurup ücretsiz avukat talep etme imkânınız da olabilir.

Başvuru için genellikle kimlik belgeniz ve elinizdeki deliller yeterlidir. Olayı mümkün olduğunca kronolojik ve net anlatmanız süreci hızlandırır.

Suç duyurusu ve ifade verirken nelere dikkat edilmeli?

Suç duyurusu yaparken ve ifade verirken şu noktalara özen göstermeniz yararlı olur:

  • Olayı tarih sırasına göre anlatın. İlk tehdit ne zaman geldi, ne söylendi, siz ne cevap verdiniz, para talebi nasıl ifade edildi; bunları sırayla açıklayın.

  • Kendi yorumunuzdan çok somut söz ve davranışları anlatın. Örneğin “Bana ‘Şu kadar para vermezsen fotoğraflarını ailene yollarım’ dedi” gibi net cümleler kurun.

  • Tüm delilleri tek tek belirtin: “Şu numaradan gelen 05.12.2025 tarihli WhatsApp mesajı”, “Instagram üzerinden gelen şu kullanıcı adlı mesaj” gibi ayrıntı verin ve mümkünse çıktısını teslim edin.

  • Varsa tanıkları söyleyin. Tehdide tanık olan, konuşmayı duyan, sonrasında size durumu anlatan kişiler varsa adlarını ve iletişim bilgilerini verin.

  • Abartmadan, eksiltmeden anlatın. Olayı olduğundan ağır göstermek de, “aman büyümesin” diye hafifletmek de aleyhinize olabilir. Ne yaşadıysanız onu anlatın.

  • Korktuğunuzu ve baskı altında hissettiğinizi mutlaka belirtin. Tehdidin sizde yarattığı korku, kaygı, günlük hayatınıza etkisi (işe gidememe, dışarı çıkamama vb.) önemlidir.

  • Eğer faille aranızda borç, alacak, ilişki, iş ortaklığı gibi bir geçmiş varsa, bunu da saklamadan açıklayın. Bu bilgiler, olayın şantaj mı, tehdit mi, yoksa haksız alacak baskısı mı olduğu konusunda savcılığa yol gösterir.

Unutmayın, tehdit ile para isteme ciddi bir suçtur ve tek başınıza mücadele etmek zorunda değilsiniz. Delilleri koruyup resmi makamlara başvurduğunuzda, hem kendinizi hem de başkalarını benzer tehditlerden korumaya katkı sağlamış olursunuz.

Sanık açısından haklar ve olası sonuçlar

Tehdit ile para isteme nedeniyle hakkında soruşturma veya dava açılan kişinin de önemli hakları ve bazı durumlarda ceza açısından lehine sonuç doğurabilecek imkânları vardır. Özellikle ilk defa işlenen, zararın giderildiği ve nispeten hafif nitelikteki olaylarda mahkeme, sanık lehine bazı kurumları uygulayabilir. Ancak her dosyanın şartları farklıdır; burada anlatılanlar genel bilgilerdir, somut olay için mutlaka bir avukattan destek alınmalıdır.

İlk defa işlenen ve hafif nitelikteki olaylarda HAGB ve erteleme imkânı

Sanık hakkında hüküm kurulduğunda, ceza belirli bir sınırın altında kalıyorsa ve kanundaki diğer şartlar da varsa Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) gündeme gelebilir. HAGB için genel olarak:

  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan kesinleşmiş mahkûmiyetinin olmaması,
  • Mahkemenin sanığın yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varması,
  • Mağdurun uğradığı zararın giderilmesi (mümkünse),

gibi koşullar aranır. HAGB kararı verilirse, sanık hakkında belirlenen ceza hemen infaz edilmez; belirli bir denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlemezse, dava düşer ve bu hüküm sabıka kaydına işlenmez.

Bazı durumlarda ise mahkeme, kısa süreli hapis cezasını erteleyebilir. Ertelemede hüküm açıklanır, ancak cezanın infazı belirli şartlarla ileri tarihe bırakılır. Sanık bu sürede kurallara uyarsa ceza infaz edilmez. Erteleme için de sanığın kişiliği, geçmişi, yargılama sürecindeki tutumu ve suçun niteliği dikkate alınır.

Adli para cezasına çevirme şartları nelerdir?

Kısa süreli hapis cezaları, kanundaki sınırlar içinde kalmak kaydıyla adli para cezasına çevrilebilir. Mahkeme bu kararı verirken:

  • Suçun işleniş biçimini,
  • Sanığın ekonomik ve sosyal durumunu,
  • Olayın ağırlığını ve mağdur üzerindeki etkisini,

değerlendirir. Tehdit ile para isteme, çoğu zaman şantaj veya nitelikli yağma kapsamında ağır cezalara yol açabildiği için her dosyada para cezasına çevirme mümkün olmayabilir. Özellikle silahlı, örgütlü, mağduru ağır şekilde etkileyen olaylarda mahkemeler hapis cezasını para cezasına çevirmeye daha mesafeli yaklaşır.

Buna karşılık, ilk defa işlenen, zararının giderildiği, tehdit yoğunluğunun görece düşük olduğu ve sanığın pişmanlığını açıkça gösterdiği dosyalarda, kanuni sınırlar elveriyorsa hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi bir ihtimal olarak gündeme gelebilir.

Sabıka kaydı, denetimli serbestlik ve ileriki hayat üzerindeki etkileri

Sanık hakkında mahkûmiyet kararı kesinleşirse, bu karar adli sicil kaydına (sabıka kaydına) işlenir. Sabıka kaydı:

  • İş başvurularında,
  • Kamu görevine girişte,
  • Bazı meslek ruhsatlarının alınmasında,
  • Vize ve yurtdışı başvurularında

ciddi sorunlar yaratabilir. Özellikle tehdit, şantaj, nitelikli yağma gibi suçlar, güven ilişkisine dayalı işlerde olumsuz algılanır.

Bazı hallerde sanık, cezaevine girmeden denetimli serbestlikten yararlanabilir. Bu durumda kişi, belirli kurallara uymak ve denetim süresini sorunsuz geçirmek şartıyla cezasını toplum içinde çeker. Ancak denetimli serbestlik, mahkûmiyet gerçeğini ortadan kaldırmaz; sadece cezanın infaz şeklini değiştirir.

HAGB kararı verilmişse ve denetim süresi sorunsuz tamamlanmışsa, bu hüküm sabıka kaydında görünmez. Buna rağmen, aynı kişinin ileride yeniden benzer bir suç işlemesi halinde, önceki dosyadaki tutum ve davranışları mahkeme tarafından dikkate alınabilir.

Sonuç olarak, tehdit ile para isteme suçunda sanık açısından HAGB, erteleme, adli para cezasına çevirme ve denetimli serbestlik gibi imkânlar, dosyanın tüm koşulları birlikte değerlendirilerek uygulanabilir. Bu nedenle, hem hak kaybı yaşamamak hem de en doğru savunma stratejisini belirlemek için sürecin başından itibaren hukuki yardım almak büyük önem taşır.

Avukat Desteği Alın

Ankara avukatından danışmanlık ve temsil talepleriniz için bizimle iletişime geçin.