+90 507 195 23 23

Şirket Ortaklığından Nasıl Çıkılır

Yayınlanma: 15 Kasım 2025 • Güncelleme: 7 Aralık 2025 • 18 dk. okuma

Şirket ortaklığından nasıl çıkılır sorusunun cevabı, şirket türüne ve sözleşmenize göre değişir. Limited şirket ve anonim şirket için yollar farklıdır: hisse devri, sözleşmede tanınan çıkma hakkı, ya da haklı sebep ile mahkeme. Çıkan ortağın bedeli çoğu durumda ayrılma akçesi olarak belirlenir.

Bu rehberde ele alacaklarımız:

  • Hisse devri ve onay süreçleri
  • Genel kurul kararı gereken haller
  • Ticaret sicili tescili ve noter bildirimleri
  • Süreler, vergiler, harçlar

Not: Usule uyulmayan işlemler geçersiz sayılabilir.

Devamında adım adım belgeleri, limited/anonim ayrımını ve pratik ipuçlarını anlatacağız. Hangi durumda hangi yolu seçmelisiniz, nasıl tescil ettirmelisiniz, mali haklar nasıl hesaplanır gibi sorularınıza net yanıtlar bulacaksınız. Kısacası, şirket ortaklığından nasıl çıkılır sorusuna sade ve uygulanabilir cevaplar burada.

Ortaklık Türleri ve Farklılıkları

Şirket ortaklığından çıkma konusunu sağlıklı anlayabilmek için öncelikle ortaklık türlerini bilmek önemlidir. Türkiye’de şirketler başlıca iki ana gruba ayrılır: sermaye şirketleri ve şahıs şirketleri. Sermaye şirketleri arasında anonim şirket, limited şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket yer alır. Şahıs şirketleri ise kollektif şirket, adi komandit ve adi ortaklık şeklinde karşımıza çıkar.

  • Anonim şirket: Pay sahiplerinin sorumluluğu, yalnızca taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır. Büyük ölçekli, halka açılabilen şirket yapısıdır.
  • Limited şirket: Ortakların sayısı 50 ile sınırlıdır ve sorumlulukları şirket borçlarına karşı koydukları sermayeyle sınırlıdır. Genellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için uygundur.
  • Kollektif şirket: Ortakların hepsi gerçek kişi olmak zorundadır ve şirket borçlarından tüm malvarlıklarıyla sorumludurlar.
  • Komandit şirket: Bir kısım ortak (komandite) tüm mal varlığıyla, diğerleri (komanditer) ise sadece koydukları sermaye kadar sorumludur.
  • Adi ortaklık ise birden fazla kişinin belirli bir ticari işi yapmak için, basit bir sözleşme ile oluşturduğudur.

Bu şirket türleri arasında en çok tercih edilenler anonim ve limited şirketlerdir. Çünkü ortaklar kişisel mal varlıkları ile değil, koydukları sermaye ile sorumludur. Bu farklı yapı ve sorumluluklar, ortaklıktan çıkma süreçlerini de etkilemektedir.

Limited ve Anonim Şirketlerde Çıkışın Temel Çerçevesi

Limited ve anonim şirketlerde ortaklıktan çıkma konusu, Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) detaylı olarak düzenlenmiştir. Bu şirketlerde ortaklıktan çıkmak isteyen kişinin uygulayabileceği başlıca iki yol bulunmaktadır:

  1. Hisse devri yoluyla çıkış: Anonim şirketlerde ortak, sahip olduğu payları devrederek şirket ortaklığından ayrılır. Devralan kişi yeni ortak olur. Genellikle noter işlemi gerekmez, ancak şirket esas sözleşmesinde ek şartlar bulunabilir.
  2. Haklı sebeple çıkış: Özellikle limited şirketlerde, ortaklar mahkemeye başvurarak ciddi uyuşmazlık, güven kaybı veya başka haklı sebeplerle ortaklıktan ayrılmak için dava açabilir. Anonim şirkette ise genellikle hisse devri tercih edilir, ama bazı istisnai durumlarda mahkeme süreci gündeme gelir.

Limited şirkette çıkarılma ve çıkma hakkı, şirket sözleşmesine bağlı olarak veya haklı sebeplerin varlığında doğrudan mahkeme kararıyla da olabilir. Anonim şirkette ise ortak genellikle payını satarak ortaklığı sona erdirir.

Bu noktada, limited şirketlerde ortaklıktan çıkış prosedürleri genellikle daha detaylıdır ve ortaklar arası ilişkiler daha az resmileştirilmiş olduğundan süreç bazen uzun sürebilir. Anonim şirkette ise daha çok resmi kayıtlar ve hisse senedi işlemleri üzerinden ilerlenir.

Kısacası, ortaklıktan çıkma süreci, şirket türüne ve şirket sözleşmesindeki hükümlere göre önemli farklılıklar gösterir. Doğru adımları bilmek ve gerektiğinde uzman desteği almak, bu süreçleri sağlıklı ve hukuka uygun şekilde yürütmek için kritik önemdedir.

Şirket Sözleşmesinde Çıkma Hakkı Tanımlaması

Şirket sözleşmesinde çıkma hakkı, özellikle limited şirketlerde oldukça önemli bir kavramdır. Türk Ticaret Kanunu’nun 638’inci maddesine göre, şirket esas sözleşmesinde ortakların, belirli şartlarda veya bazen herhangi bir şart olmaksızın ortaklıktan çıkma hakkı düzenlenebilir. Yani sözleşmede açıkça çıkma hakkı tanımlandıysa, bir ortak bu hakkı sözleşmede belirtilen şekilde kullanabilir.

Çıkma hakkı tanımı, şirket hayatına ilk başta sözleşme hazırlanırken eklenebileceği gibi, sonradan genel kurul kararıyla ana sözleşmeye de eklenebilir. Bu hak, ortakların fiziki veya ticari nedenlerle şirketten ayrılmasını kolaylaştırmak ve belirsizliği ortadan kaldırmak için düzenlenir. Şirket sözleşmesinde çıkış hakkı, tek taraflı olarak kullanılabilen bir irade beyanıdır ve çıkmak isteyen ortak için dava açmasına genelde gerek kalmaz.

Birçok dokümanda belirtildiği gibi, sözleşmede çıkma hakkı varsa, diğer ortakların onayına ihtiyaç olmadan sadece prosedüre uygun şekilde işlem yapılır. Böylece ortaklar, ticari faaliyetleri sürerken karşılaşabilecekleri anlaşmazlıklarda tek taraflı ayrılma yoluna başvurabilirler.

Çıkış Şartları ve Süreçleri

Çıkış şartları ve süreçleri, tamamen şirket sözleşmesinde yazan hususlara bağlıdır. Genellikle şu adımlar izlenir:

  1. Çıkma hakkı tanınan durumlar: Sözleşmede hangi şartlarda çıkılabileceği yazılıdır. Örneğin, belli bir sürenin sonunda, şirketin belirli bir hedefi gerçekleştirememesi durumunda, ya da ortağın devamsızlığı gibi nedenlerle çıkış yapılabilir.

  2. Çıkış talebinin beyanı: Ortak, ortaklıktan çıkmak istediğine dair beyanını yazılı olarak şirket yönetimine sunar.

  3. Süreç başlatılır: Şirket müdürleri veya yönetimi, beyanı aldıktan sonra, sözleşmede tanımlanan biçimde çıkış işlemlerini başlatır. Birçok kaynakta belirtildiği gibi ek bir genel kurul kararı gerekmez; çıkış hakkı varsa işlemler doğrudan başlatılır.

  4. Mali ve hukuki işlemler: Ortağın şirketten ayrılmasıyla ilgili mali hesaplar yapılır ve ayrılma akçesi gibi hak edişler hesaplanır.

  5. Ticaret siciline bildirim: Ayrılan ortağın ortaklıktan çıktığı, şirket tarafından ticaret siciline bildirilerek resmiyet kazandırılır.

Buradaki en önemli nokta, sözleşmede çıkış şartlarının açık ve net şekilde yazılmış olmasıdır. Şartlara uyulduğu takdirde, uzun ve yorucu mahkeme süreçlerine gerek kalmadan, doğrudan ayrılık gerçekleşir.

Çıkma Beyanının Usulü ve Bildirim Yükümlülükleri

Çıkma beyanının usulü, yani ortaklıktan çıkma isteğinin şirkete nasıl bildirileceği de çok önemlidir. Kanuna ve uygulamaya göre, çıkış hakkını kullanacak olan ortağın, yazılı bir beyanla bu isteğini hem şirket müdürlerine, hem de şirket yönetimine iletmesi gerekir. Yani çıkma talebi sözlü olarak değil, resmi bir yazı (çoğunlukla imzalı dilekçe) ile yapılmalıdır.

Bildirim yükümlülüğü açısından, hem şirket müdürlerine yapılan yazılı bildirim, hem de ardından ticaret siciline yapılacak bildirim oldukça kritiktir. Bildirim yapıldıktan sonra, çıkış hakkı tanıyorsa şirketin veya diğer ortakların onayına gerek yoktur. Usule uygun şekilde yapılan çıkış beyanı bağlayıcıdır ve şirket yönetimi buna uymak zorundadır.

Çıkış talebi bildirildikten sonra şirkete ve ilgili kamu kurumlarına (örneğin SGK ve vergi dairesi) de yasal sürelerde bildiriminin yapılması, ileride herhangi bir sorunun olmaması açısından önemlidir. Böylece hem çıkmak isteyen ortak hem de şirket, hukuken koruma altına alınır.

Unutmayın ki, çıkma hakkı şirket sözleşmesinde tanımlı ve açıkça düzenlenmişse, süreç çok daha hızlı ve hukuk güvenliği yüksek olur. Aksi halde ortaklar, haklı sebebe dayanarak uzun dava süreçleriyle uğraşmak zorunda kalabilirler.

Haklı Sebeple Ortaklıktan Çıkma

Haklı Sebep Ne Demektir?

Haklı sebep, şirket ortaklarından birinin şirkette kalmasının kendisi için çekilmez hale gelmesi durumudur. Özellikle ortaklar arasındaki ilişkiler, şirketin ekonomik durumu veya yönetimi ile ilgili ciddi sorunlar olduğunda gündeme gelir. Türk Ticaret Kanunu'na (TTK) göre, bu gibi hallerde ortak mahkeme yoluyla şirketten ayrılmayı talep edebilir. Haklı sebep her somut olayda değerlendirilir ve çoğu zaman sadece ekonomik değil, kişisel çatışmalar da bu kapsamda olabilir.

Kişisel Uyuşmazlıklar

Kişisel uyuşmazlıklar, ortakların arasında anlaşmazlık, sürekli tartışma ve iletişimsizlik durumları olarak öne çıkar. Eğer ortaklar arası ilişki bozulmuşsa, ortaklık sürdürülemez hale gelebilir. Örneğin ortakların artık bir araya gelememesi, toplantılarda karar alınamaması, bir ortağın sürekli dışlanması gibi durumlar kişisel uyuşmazlıkları oluşturur. Bu gibi durumlarda şirketin verimli çalışması zorlaşır ve çıkan sorunlar haklı çıkış sebebi olabilir.

Güven Kaybı ve Çıkarların Zedelenmesi

Güven kaybı, bir ortağın diğer ortaklara veya şirket yönetimine olan güvenini yitirmesi durumudur. Eğer bir ortak şirket çıkarlarının dışında hareket ediyorsa, mali şeffaflıktan kaçınıyorsa veya şirketin menfaatlerine zarar verecek işlemler yapıyorsa, bu güven kaybına yol açar. Ayrıca çıkarların zedelenmesi de önemli bir konudur. Bir ortağın haklarını koruyamaması, karar alma süreçlerinde sürekli mağdur edilmesi ya da söz hakkının engellenmesi, haklı sebep oluşturacak durumlardandır.

Ticari İşleyişin Aksaması

Ticari işleyişin aksaması, şirketin ortakları arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle işlerinin aksaması anlamına gelir. Şirketin faaliyetlerinin yavaşlaması, müşteri ilişkilerinde problemler yaşanması ya da şirketin iş hacminin düşmesi bu kapsamdadır. Özellikle şirketin yönetim organlarının çalışamaması, karar alınamaması veya temel işler sık sık aksıyorsa burada da haklı sebep söz konusu olur.

Haklı Sebeple Dava Açma Süreci

Haklı sebebe dayanarak şirket ortaklığından ayrılmak isteyen bir ortağın izlemesi gereken belirli adımlar vardır. Bu süreçte temel olarak amaç, mahkemeye başvurarak ayrılmaya izin almaktır.

Başvuru ve Yetkili Mahkeme

Başvuru için ortak, öncelikle bir dava dilekçesi hazırlar ve şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurur. Yetkili mahkeme kesinlikle şirket merkezinin yer aldığı bölgedeki ticaret mahkemesidir. Dava açmadan önce olayların, anlaşmazlıkların ve haklı sebeplerin ayrıntılı bir şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca mahkemeye başvuru yapılmadan şirket sözleşmesinde başka bir yol öngörülmüşse, bu yolların denenip denenmediği de dikkate alınır.

Dava Açma ve Delillerin Sunulması

Dava açacak olan ortak, yaşadığı sıkıntıları ve neden artık ortaklıktan çıkmak istediğini açıkça belirtmelidir. Dilekçede olayların tarihçesi ve detayları yer almalı, delil olarak ise yazışmalar, toplantı tutanakları, finansal belgeler ya da tanık beyanları mahkemeye sunulmalıdır. Delillerin güçlü, somut ve inandırıcı olması, davacı ortağın lehinde sonuç alınmasını kolaylaştırır.

Mahkeme Sürecinde Olası Sonuçlar

Mahkeme sürecinin sonunda üç farklı sonuç çıkabilir. Birincisi, mahkeme haklı sebebi kabul ederse ve ayrılmaya karar verirse ortaklıktan çıkmasına izin verir ve ayrılan ortağın haklarını ödenmesi için şirketten tahsilat yapılır. İkinci ihtimal, mahkeme haklı sebep bulmaz ve davayı reddeder. Üçüncü ihtimal ise mahkeme, şirketin sağlıklı şekilde devam edemeyeceğine karar verirse, şirketin feshine hükmedebilir. Mahkemenin vereceği her karar, şirket ortakları ve şirketin dengeleri üzerinde önemli etkiler yaratır.

Haklı Sebep ile Katılma Hakkı ve Diğer Ortakların Durumu

Haklı sebep ile ortaklıktan çıkan bir ortağın şirkette sahip olduğu katılma hakkı bakımından belli sonuçlar doğar. Bir ortak, haklı sebep ile ayrıldığında genellikle şirket malvarlığı içindeki payının karşılığı kendisine ödenir. Bu, ayrılma akçesi ya da hisse bedeli şeklinde hesaplanır. Diğer ortaklar açısından ise, ortaklıktan çıkan ortağın yerine dışarıdan yeni biri alınabilir veya kalan ortakların payları artırılabilir. Ayrıca, diğer ortaklar ayrılma nedeniyle şirkete ödemeler yapmak ya da şirket faaliyetlerini gözden geçirmek zorunda kalabilir. Şirketin finansal yapısı ve işleyişi bu süreçte değişebilir, bu yüzden ortakların hem haklarını hem de sorumluluklarını dikkatlice takip etmesi gerekir.

Hisse Devri Prosedürü

Hisse devri yoluyla ortaklıktan ayrılma işlemi, şirket türüne ve ortaklık yapısına göre bazı farklılıklar gösterir. Özellikle limited ve anonim şirketlerde hisse devri prosedürü farklıdır. Limited şirketlerde, hisse devri için öncelikle bir hisse devir sözleşmesi hazırlanır. Bu sözleşme hem devreden hem de devralan ortak tarafından imzalanır. Sözleşmenin resmi şekilde, yani noterde yapılması ve noter onaylı olması gerekmektedir. Ardından, devir için şirketin genel kurul veya ortaklar kurulundan onay alınması gerekir. Anonim şirketlerde ise nama yazılı payların devri genellikle sözleşme ile ve pay devri cirosuyla yapılır, genellikle noter onayı gerekmez fakat ana sözleşme başka bir şart öngörüyorsa bu şart da yerine getirilmelidir.

Hisse devri tamamlandıktan sonra, işlemin ticaret siciline tescil edilmesi gerekmektedir. Ticaret siciline yapılan başvuru ile tescil ve ilan işlemleri tamamlandığında, hisse devri resmen geçerli olur ve yeni ortak kayıtlara geçer. Özellikle limited şirketlerde, noter onaylı sözleşme ve tescil işleminin mutlaka yapılması gerektiğini unutmayın; aksi halde hisse devri geçerli sayılmaz.

Onay ve Noter İşlemleri

Onay ve noter işlemleri limited şirketlerde büyük önem taşır. Hisse devri noter işlemleri, devreden ve devralan ortakların birlikte hazırladıkları ve imzaladıkları hisse devir sözleşmesinin noterde onaylanması ile başlar. Noter huzurunda yapılan bu işlemle birlikte, sözleşme resmiyet kazanır. Sonrasında şirketin ortaklar kurulu veya genel kurulu, bu devri onaylamak zorundadır. Karar alındıktan sonra, devir işlemi ticaret siciline bildirilir ve tescil edilir.

Anonim şirketlerde ise pay devri için genellikle noter onayı aranmaz. Ancak, nama yazılı payların devrinde şirket ana sözleşmesinde noter onayı gerekiyorsa veya belirli pay türlerinde kısıtlamalar varsa, bu işlemler geçerlilik kazanır. Özellikle şirket ana sözleşmesi ya da payın türüne göre farklılık gösteren durumlarda, en doğru bilgiye ulaşmak için ana sözleşmenin detaylarını incelemelisiniz.

Noter işlemlerinin ardından, devir işleminin tamamlandığını gösteren belgelerle birlikte şirketin bağlı bulunduğu ticaret siciline başvurulur ve tescil gerçekleşir. Tescil ve ilan edilmedikçe, devrin hukuken tamamlanmadığını unutmayın.

Mevcut Ortakların Öncelik Hakkı ve Devir Engelleri

Mevcut ortakların öncelik hakkı (önalım hakkı veya şufa hakkı), limited ve anonim şirketlerde hisse devrinde karşılaşılabilecek önemli bir detaydır. Özellikle limited şirketlerde, ortaklar arasında yapılan devir işlemlerinde diğer ortaklara önalım hakkı tanınabilir. Yani bir ortak hissesini üçüncü bir kişiye devretmek istediğinde, diğer ortakların bu hisseleri öncelikli olarak aynı şartlarda satın alma hakkı bulunabilir. Bu hak genellikle şirket ana sözleşmesiyle düzenlenir ve sözleşmede belirtilen süreler içerisinde kullanılmalıdır.

Devir engelleri ise kanun veya şirket sözleşmesinde yer alabilir. Örneğin; pay devrinin tamamen veya kısmen yasaklanması, sadece belirli şartlar altında devre izin verilmesi gibi hükümler olabilir. Anonim şirketlerde ise nama yazılı payların devrinin sınırlandırılması veya kısıtlanması mümkündür. Ayrıca ayni sermaye karşılığı çıkarılan payların, iki yıl süreyle devredilememesi gibi yasal engeller de bulunabilir.

Ortakların öncelik hakkına ve devir engellerine dikkat edilmeksizin yapılan pay devirleri, diğer ortakların itirazına veya devrin geçersiz sayılmasına yol açabilir. Bu nedenle, hisse devri yapmadan önce şirket ana sözleşmesini ve mevzuatı dikkatlice incelemelisiniz.

Not: Detaylı bilgi almak, hızlı ve hatasız bir süreç yürütmek için bir hukukçudan destek almanız her zaman faydalı olacaktır.

Tüm Ortakların Rızasıyla Çıkış

Tüm ortakların rızasıyla şirket ortaklığından çıkış, taraflar arasında uzlaşmacı ve en sorunsuz ayrılma yöntemlerinden biridir. Şirketten ayrılmak isteyen ortak, diğer tüm ortakların açık rızasını aldığında herhangi bir dava açmaya veya uzun hukuki süreçlere gerek kalmaz. Özellikle Limited ve Anonim Şirketlerde, bu yöntem şirket sözleşmesinde kısıtlama getirilmemişse rahatça uygulanabilir.

Çoğunlukla aşağıdaki adımlar takip edilir:

  • Ayrılmak isteyen ortak bir talepte bulunur.
  • Diğer ortaklar bu talebi yazılı olarak veya genel kurulda oybirliğiyle kabul eder.
  • Gerekli ticaret sicil işlemleri yapılır ve ortak resmen ayrılır.

Bu tür çıkışlarda ayrılan ortakla ilgili ayrılma akçesi, hisse devri veya paylarının şirket veya ortaklarca alınması gibi finansal ve teknik detaylar üzerinde de uzlaşma sağlanır. Hızlı işlem ve az anlaşmazlık için bu yol tercih edilir.

Şirketin Feshi Yoluyla Çıkış

Şirketin feshi yoluyla ortaklıktan çıkış, genellikle bir veya daha fazla ortağın çıkma talebinin kabul edilmediği veya şirketin devamının artık imkânsız olduğu durumlarda gündeme gelir. Türk Ticaret Kanunu'na göre, özellikle “haklı sebep” olduğu düşünüldüğünde herhangi bir ortak veya ortaklar topluluğu şirketin feshini mahkemeden talep edebilir.

Fesih sürecinde, mahkeme öncelikle feshi gerektiren koşulları inceler. Haklı sebep kabul edilirse:

  • Şirket tasfiye sürecine girer,
  • Tüm varlıklar ve alacaklar paylaştırılır,
  • Ortaklara sermaye payları oranında ödeme yapılır,
  • Şirketin tüzel kişiliği sona erer.

Fesih, genellikle şirketin ticari faaliyetini devam ettirme imkânı kalmadığında veya ortaklar arasında ciddi ve çözülemez anlaşmazlıklar olduğunda son çaredir. Yani bir ortak açısından “şirkette kalmak mümkün değilse”, en radikal ve geri dönüşü olmayan çıkış yoludur.

Şirketten Tek Taraflı Ayrılma Mümkün mü?

Şirketten tek taraflı ayrılma konusu, özellikle şirket sözleşmesinde açıkça düzenlenmişse mümkündür. Limited veya anonim şirketlerde, sözleşmede ortaklara çıkış hakkı verilmişse, ortak bu hakkını kullanarak tek taraflı bir beyanla şirketten çıkabilir.

Şirket ana sözleşmesinde böyle bir çıkış hakkı yoksa, genel kural gereği ortak kendi başına, hiçbir sebep göstermeden ve ortakların onayı olmadan ayrılma hakkına sahip değildir. Bu durumda:

  • Ya tüm ortakların rızası aranır,
  • Ya da haklı sebep oluştuysa dava yoluna başvurulması gerekir.

Kısaca; “istediğim zaman çekip çıkarım” durumu ancak şirket sözleşmesinde bu konuda hüküm varsa geçerlidir. Ayrıca, tek taraflı ayrılma beyanı şirket müdürlerine yazılı şekilde iletilmeli ve ticaret siciline tescil ettirilmelidir.

Bazı istisnai hallerde, haklı sebebin varlığı halinde mahkeme kararıyla tek taraflı çıkış da sağlanabilir. Bu da yine hukuki bir süreç gerektirir ve otomatik gerçekleşmez.

Not: Her durumda işlemler ve sonuçlar konusunda ticaret hukuku uzmanı bir avukattan destek almak büyük avantaj sağlar.

Ortaklıktan Çıkarılma Durumu

Şirket Sözleşmesinden Kaynaklı Çıkarma

Şirket sözleşmesinden kaynaklı çıkarma, bir ortağın şirket sözleşmesinde belirlenen sebeplerle ortaklıktan çıkarılmasını ifade eder. Birçok limited ve anonim şirket sözleşmesinde, ortakların çıkarılabileceği belirli koşullar detaylı şekilde yazılır. Şirket sözleşmesindeki çıkarma maddeleri, genellikle ortaklardan birinin şirkete veya diğer ortaklara zarar vermesi, yükümlülüklerini yerine getirmemesi ya da rekabet yasağına uymaması gibi durumları kapsar. Şirket sözleşmesine uymayan bir ortak, önceden belirlenmiş şartlar devreye girdiğinde ortaklıktan çıkarılabilir.

Bu gibi durumlarda esas alınacak prosedürler, çoğunlukla şirket genel kurulunda alınan bir karar ve çıkarmanın gerekçesinin yazılı olarak bildirilmesidir. Özetle, şirket sözleşmesi çıkarma sürecinin başlangıç noktasıdır ve tüm taraflar için bağlayıcıdır.

Haklı Sebeple Mahkeme Yoluyla Çıkarılma

Haklı sebeple mahkeme yoluyla çıkarılma, genellikle şirket sözleşmesinde yer almayan veya doğrudan mahkemeye başvurmak gerektiren daha ağır ihlallerde devreye girer. Ortaklardan biri şirketin düzenini ve işleyişini ciddi şekilde bozuyorsa veya şirketin devamı tehlikeye girmişse, diğer ortaklar mahkemeye başvurarak problemli ortağın çıkarılmasını isteyebilir.

Bu süreçte mahkemeye sunulan deliller, karşı tarafın dinlenmesi ve bir karar verilmesi gerekir. Haklı sebebin gerçekten mevcut olup olmadığına mahkeme karar verir. Haklı sebep, kişisel husumet değil; şirket faaliyetlerinin büyük ölçüde sekteye uğraması gibi ciddi durumlarda kabul edilir. Mahkeme, haklı sebep bulursa ilgili ortağın ortaklığına son verebilir.

Sermaye Borcu Nedeniyle Çıkarılma

Sermaye borcu nedeniyle çıkarılma, ortaklardan birinin taahhüt ettiği sermaye payını zamanında ödememesi durumunda gündeme gelir. Özellikle limited ve anonim şirketlerde, sermaye borcunun ödenmemesi şirketin finansal yapısını olumsuz etkiler ve bu durum şirketin işleyişini tehlikeye atabilir.

Şirket yönetimi, bu tür bir durumda ilk önce sermaye borcunu ödeyemeyen ortağa ihtar gönderir. İhtar sonucunda, belirlenen süre içinde ödeme yapılmazsa, şirket sözleşmesinde yazılı koşullara bağlı olarak ya da şirket genel kurul kararıyla borcunu ödemeyen ortak çıkarılabilir. Böylece, hem şirketin varlığı korunur hem de diğer ortakların hakları güvenceye alınır.

Temerrüt Halleri ve Kapsamı

Temerrüt halleri, bir ortağın ödemesi gereken sermaye payını süresi içinde yerine getirmemesi demektir. Temerrüt kapsamında, şirket yönetimi borcunu ödemeyen ortağa yazılı bir ihtar gönderir ve ona ikinci bir şans tanır. Bu ihtarda genellikle borcun belirli bir tarihe kadar ödenmesi gerektiği açıkça belirtilir.

Belirlenen süre sonunda hâlâ borç ödenmemişse, ilgili ortak temerrüde düşmüş olur. Temerrüte düşen ortak, hem asli sermaye borcunu hem de gecikmeden doğan faiz ve zararları ödemekle yükümlüdür. Eğer borç ödenmezse, ortak şirketten çıkarılabilir ve payı üzerinde tasarruf edemez. Temerrüt halleri, özellikle şirketin mali yapısının korunması ve şirket disiplininin sağlanması açısından büyük önem taşır.

Ortaklıktan Ayrılmanın Finansal Sonuçları

Ortaklıktan ayrılma süreci sadece hukuki bir işlem değildir, aynı zamanda ayrılan ortağın veya şirkette kalan ortakların maddi haklarını doğrudan etkileyen önemli finansal sonuçlar yaratır. Özellikle ayrılma akçesi ve hisse bedelinin belirlenmesi konuları, ayrılık sonrası çıkarların adil şekilde korunması için oldukça kritik başlıklar arasında yer alır.

Ayrılma Akçesi Nedir?

Ayrılma akçesi, şirketten çıkan ortağın sahip olduğu şirket payı karşılığında kendisine ödenen tutardır. Genellikle limited ve anonim şirketlerde ortaktan ayrılma halinde ödenecek miktar “ayrılma akçesi” adıyla tanımlanır. Bu sayı, ortağın şirketten tüm hak ve sorumluluklarından feragat etmesi karşılığında elde edeceği maddi tutardır. Ayrılma akçesi hesaplanırken ortağın sermayedeki payı kadar şirketin malvarlığı ve değer artışı dikkate alınır.

Hesaplama Yöntemleri

Ayrılma akçesinin hesaplanmasında genellikle birkaç yöntem bulunur:

  • Net aktif değere göre hesaplama: Şirketin varsa taşınmazları, alacakları ve borçları düşüldükten sonraki net değeri, ayrılan ortağın sahip olduğu pay oranında hesaplanır.
  • Öz sermaye esaslı yaklaşım: Şirketin ayrılma tarihindeki öz sermayesi belirlenip ortağın payına düşen kısım hesaplanır.
  • Tarafların anlaşmasına dayalı yöntem: Ortaklar arasında yapılan sözleşme veya ayrı bir protokol ile ayrılma akçesi serbestçe de belirlenebilir.

Burada önemli husus, eğer şirket sözleşmesinde ayrılma akçesinin belirlenmesine dair özel bir yöntem yoksa, yasal genel prensipler ve mahkeme kararları doğrultusunda bir değerleme yapılır. Özellikle şirket aktiflerinin gerçek piyasa değeri, gayrimenkul varlıkları veya marka gibi maddi olmayan varlıkların paya etkisi göz önünde bulundurulmalıdır.

Ödeme Süresi ve Şirket Kaynakları

Ayrılma akçesinin ödenme süresi genellikle sözleşmede belirtilir ama belirtilmemişse makul bir sürede ödeme yapılması gerekir. Türkiye’de uygulamada çoğunlukla ayrılma tarihinden itibaren 3 ila 6 ay içinde ödeme gerçekleşmektedir. Fakat şirketin mevcut nakit durumu ve finansal kaynakları ödeme süresini etkileyebilir.

Şirketin ödeme kabiliyeti yoksa, örneğin yeterince nakit bulunmuyorsa bu miktar vadeye bağlanabilir. Ancak ayrılma akçesi ödenmeden yeni ortak kabulü veya hisse devri işlemleri genellikle yapılamaz. Bu da hem ayrılan ortağın hem de kalan ortakların güvence altında olmasını sağlar.

Hisse Bedelinin Belirlenmesi

Şirketten ayrılan ortak için bir diğer önemli finansal sonuç ise hisse bedelinin adil şekilde tespit edilmesidir. Hisse bedeli; şirketin son bilançosu, geleceğe yönelik finansal beklentiler, ticari varlıkların değeri ve ortakların anlaşmaları dikkate alınarak belirlenir.

Genelde izlenen yol şu şekildedir:

  • Şirketin güncel bilançosu ve varsa bağımsız denetçi raporları incelenir.
  • Şirketin değeri, aktif ve pasifleri, borçlar ve varlıklar ele alınır.
  • Ayrılan ortağın sahip olduğu sermaye payı oranında, toplam değerden hak edişi hesaplanır.
  • Bazen ekspertiz veya bağımsız değerleme kuruluşlarından şirket değeriyle ilgili detaylı rapor alınır.

Eğer ortaklar arasında anlaşmazlık çıkarsa, mahkeme süreci devreye girer ve bilirkişi atanarak adil bir hisse değeri tespiti yapılır. Bu tespitte amaç, hem ayrılan ortağı hem de şirkette kalanları mağdur etmeyecek bir değere ulaşmaktır.

Bu süreçlerde mutlaka profesyonel destek almak, hem finansal riskleri azaltır hem de sürecin hızlı ve sağlıklı işlemesine yardımcı olur. Özellikle deneyimli bir mali müşavir ya da uzman avukatla çalışmak büyük avantaj sağlar.

Ortaklıktan Ayrılma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Dilekçe ve Başvuru Belgeleri

Dilekçe ve başvuru belgeleri, ortaklıktan ayrılmak isteyen bir ortağın atması gereken ilk ve en önemli adımlardan biridir. Şirketten ayrılmak için resmî ve yazılı bir dilekçe hazırlanması gerekir. Bu dilekçede, ortaklıktan çıkma talebi açıkça belirtilmeli, varsa ayrılma sebebi detaylıca yazılmalıdır.

Dilekçe hazırlarken şu bilgilere mutlaka yer verilmelidir:

  • Şirket adı ve unvanı
  • Ayrılma talebinin gerekçesi
  • Ortağa ait kişisel bilgiler (ad, soyad, T.C. kimlik numarası vb.)
  • Talep tarihi ve imza

Bazı durumlarda ek belgeler de gerekebilir. Özellikle noter onaylı çıkma beyanı, nüfus cüzdanı fotokopisi veya mahkeme başvurusu ise dava dilekçesi gibi evraklar tamamlanmalıdır. Başvuru belgeleri eksiksiz ve doğru olarak hazırlanmazsa, süreçte gecikmeler yaşanabilir. Ayrıca, anonim ve limited şirketlerde belgelerin hangi makama (yönetim kuruluna ya da genel kurula) sunulacağına dikkat edilmelidir.

Ortaklar Arası Protokoller ve Anlaşmalar

Ortaklar arası protokoller ve anlaşmalar, ortaklıktan ayrılan kişinin haklarını ve sorumluluklarını düzenlemek için oldukça önemlidir. Şirket sözleşmesinde veya aradaki özel protokollerde ayrılış koşulları, hisse devri detayları, ödeme planları ve gizlilik hükümleri gibi maddeler bulunabilir.

Çıkış öncesinde, mevcut ortaklarla yapılacak bir protokol ile şu hususlar açıklığa kavuşturulabilir:

  • Hisse devrinin kimlere ve hangi bedelle yapılacağı
  • Varsa alacak ve borçların nasıl bölüşüleceği
  • Gelecekte yaşanabilecek anlaşmazlıkların çözüm yöntemi
  • Şirket sırrı ve rekabet yasağı gibi ek hükümler

Bu anlaşmalar, ileride doğabilecek hukuki uyuşmazlıkların önüne geçmek için tarafların hak ve yükümlülüklerini yazılı güvenceye alır. Protokol hazırlığı sırasında tarafların dürüst davranması ve şeffaflık oldukça önemlidir.

Sürecin Takibi ve Hukuki Danışmanlık

Sürecin takibi ve hukuki danışmanlık, ortaklıktan ayrılma sürecinin sorunsuz ilerlemesi için kritik rol oynar. Her şirketin ve olayın koşulları farklı olduğundan, alanında uzman bir avukattan destek almak büyük avantaj sağlar.

Birçok ortak, ayrılış sürecinin prosedürleri, hakları ve olası riskleri konusunda yeterince bilgi sahibi değildir. Bu noktada, bir avukat:

  • Dilekçe ve başvuruları doğru şekilde hazırlanmasına yardımcı olur
  • Hisse devri işlemlerinde karşılaşılan engelleri çözer
  • Ortağın hak kaybı yaşamamasını sağlamak için sürece baştan sona eşlik eder

Aynı zamanda, mahkeme süreçlerinde veya olası anlaşmazlıklarda profesyonel destek ile sürecin hızlanması ve daha adil sonuçlanması mümkün olur. Hukuki danışmanlık almak, hem ortak hem de şirket açısından daha güvenli ve sağlıklı bir ayrılış sağlar.

Unutmayın, ortaklıktan ayrılma süreçleri titizlik gerektirir. Belgeleriniz tam, iletişiminiz açık ve danışmanlığınız sağlam olursa, bu zorlu süreci kolayca atlatabilirsiniz.

Avukat Desteği Alın

Ankara avukatından danışmanlık ve temsil talepleriniz için bizimle iletişime geçin.