Senet dolandırıcılığı, çoğu zaman sahte imza, boş ya da eksik doldurulmuş senet, baskı veya hileyle imzalatılan belgeler üzerinden yürütülen, kişiyi gerçekte olmayan bir borcun altına sokan ciddi bir kıymetli evrak dolandırıcılığı türüdür. Yanlış doldurulan belgeler, bilinçsizce atılan imzalar ve güvenilmeyen kişilere verilen senetler büyük mağduriyetlere yol açabilir.
Bu yazıda; senet dolandırıcılığı nedir, en sık kullanılan yöntemler nelerdir, senet imzalarken nelere dikkat etmeli, sahte veya hileli senetle karşılaştığınızda hangi hukuki yolları izleyebileceğinizi adım adım ve sade bir dille göreceksiniz. Böylece hem kendinizi hem yakınlarınızı senet dolandırıcılığı riskinden korumayı öğrenebilirsiniz.
Senet dolandırıcılığı tam olarak ne anlama geliyor?
Senet dolandırıcılığı, kısaca, bir kişiyi senet veya bono üzerinden kandırarak haksız menfaat sağlama yöntemidir. Burada hem borç ilişkisi hem de kambiyo senedinin sağladığı güçlü takip imkânı kötüye kullanılır. Mağdur çoğu zaman ne imzaladığını tam anlamadan, baskı altında ya da hileli bilgilerle senet düzenler ve sonrasında çok daha büyük bir borçla karşı karşıya kalır.
Bu tür olaylar, Türk Ceza Kanunu’ndaki dolandırıcılık suçu çerçevesinde değerlendirilir. Hileli davranışlarla birini aldatıp, onun zararına kendine veya başkasına yarar sağlamak dolandırıcılık olarak kabul edilir; senet sadece kullanılan araçtır.
Hukuki açıdan senet nedir, bono nedir, farkları neler?
Günlük dilde “senet” çoğu zaman bono için kullanılır. Hukuken ise:
- Bono (emre muharrer senet): Türk Ticaret Kanunu’na göre bir kambiyo senedidir. Düzenleyen, belirli bir bedeli, belirli bir tarihte ve yerde, belirli bir kişiye veya emrine ödemeyi kayıtsız şartsız taahhüt eder. Bono, sıkı şekil şartlarına bağlıdır; bedel, vade, lehtar, düzenleme tarihi, düzenleyenin imzası gibi unsurlar eksikse geçersiz olabilir.
- Poliçe: Yine kambiyo senedidir; ancak burada düzenleyen, üçüncü bir kişiye (muhataba) lehtara ödeme yapmasını emreder.
- Adi senet / borç ikrarı: Kambiyo senedi olmayan, basit yazılı borç belgesidir. İcra takibi ve ispat gücü bakımından bono kadar güçlü değildir.
Hukuki uygulamada “senet dolandırıcılığı” denildiğinde çoğunlukla bono üzerinden yapılan hileli işlemler kastedilir; çünkü bono, doğrudan kambiyo takibine konu edilebilir ve mağdur çok hızlı şekilde icra baskısıyla karşılaşabilir.
Hangi durumlar “senet dolandırıcılığı” sayılır?
Her tartışmalı senet olayı dolandırıcılık değildir. Bir olayın “senet dolandırıcılığı” sayılabilmesi için genellikle şu unsurlar aranır:
- Hileli davranış: Gerçeğe aykırı beyan, belgeyi olduğundan farklı tanıtma, rakamlarla oynama, boş alanları kötüye kullanma gibi aldatmaya yönelik hareketler.
- Aldatma ve güvenin kötüye kullanılması: Mağdurun, bu hile nedeniyle senedi imzalaması veya teslim etmesi.
- Zarar ve haksız menfaat: Mağdurun malvarlığında zarar doğması, failin veya üçüncü kişinin haksız kazanç elde etmesi.
Uygulamada senet dolandırıcılığına örnek olabilecek durumlara kısaca şunlar girer:
- Küçük bir borç için, içeriği gizlenerek çok daha yüksek bedelli bono imzalatılması.
- “Boş senet, sonra doldururuz” denilerek imza alınması ve sonradan bedelin şişirilmesi.
- İmzanın taklit edilmesi, sahte kimlik bilgileriyle tamamen uydurma senet düzenlenmesi.
- Kişinin yaşlılığı, okuma yazma bilmemesi, zihinsel zayıflığı veya zor durumundan yararlanarak senet alması.
Bu tür hileli senet işlemleri, şartları oluştuğunda TCK 157–158 kapsamındaki dolandırıcılık suçu olarak soruşturulabilir ve hem ceza davası hem de senedin iptali / geçersizliği için hukuk davaları gündeme gelebilir.
Türkiye’de en çok görülen senet dolandırıcılığı yöntemleri
Türkiye’de senet, hâlâ çok yaygın kullanılan bir borç aracı olduğu için, dolandırıcılar da özellikle senet üzerinden tuzak kurmayı seviyor. Aşağıdaki yöntemler, son yıllarda adliyelere ve emniyete en sık yansıyan senet dolandırıcılığı türleri arasında.
Boş senet imzalatma ve sonradan doldurma tuzağı
En klasik ve en tehlikeli yöntemlerden biri, boş senet imzalatma taktiği. Genelde “aramızda kalsın, güveniyoruz, sonra doldururuz” denilerek, tarih, tutar veya alacaklı kısmı boş bırakılmış senet imzalatılıyor.
Daha sonra bu boş alanlar, gerçekte hiç olmayan bir borç için ya da var olan borçtan çok daha yüksek bir meblağla doldurulabiliyor. Senet, kambiyo senedi olduğu için icra takibi hızlı başlatılabiliyor ve kişi, “ben bu kadar borçlanmadım” dese bile, ispat yükü çoğu zaman mağdurun üzerine kalıyor.
Bu tuzak, özellikle acil nakit ihtiyacı olan, ticari tecrübesi az kişilerde ve aile içi, arkadaş arası borçlarda sık görülüyor.
Küçük borcu büyük senede çevirme, rakam şişirme yöntemleri
Bir diğer yaygın yöntem, küçük bir borcu tek kalemde, yüksek bedelli bir senede dönüştürmek. Örneğin 20 bin liralık borç için 100 bin liralık senet imzalatılması, “faiz, masraf, gecikme olursa” bahanesiyle normalleştirilmeye çalışılıyor.
Bazı durumlarda da senet üzerindeki rakamlar sonradan oynanıyor; rakam hanesine ek çizgiler, sıfırlar eklenerek tutar büyütülüyor. Yazıyla yazılan kısım ile rakam kısmı arasında fark yaratılıp, bu karışıklıktan yararlanılmak istenebiliyor. Bu nedenle senette hem rakamın hem yazıyla tutarın net, okunaklı ve birbirine uygun olması hayati önem taşıyor.
İmza kopyalama ve “kutucuk” yöntemiyle hazırlanan sahte senetler
Teknoloji geliştikçe imza taklidi ve sahte senet vakaları da arttı. Bazı dosyalarda, kişinin daha önce attığı imzalar kopyalanarak senet üzerine geçirilmiş, hatta tarayıcı ve yazıcıyla çoğaltılmış imzalar tespit ediliyor. Mahkemelerde açılan menfi tespit davalarında, bilirkişi incelemeleriyle bu sahte imzalar ortaya çıkarılabiliyor.
Son yıllarda özellikle öne çıkan bir başka taktik de “kutucuk” ya da “pencere” yöntemi. Kargo teslim tutanağı, fatura ya da herhangi bir formun imza kısmı küçük bir pencere gibi kesiliyor; bu pencerenin altına da gerçek bir senet yerleştiriliyor. Siz, “teslim fişi” sandığınız kâğıda imza atarken, aslında alttaki senede imza atmış oluyorsunuz. Emniyetin belge inceleme birimleri, bu yöntemin kargo teslim tutanakları üzerinden sıkça kullanıldığını açıkça vurguluyor.
Zorla veya tehditle senet imzalatma olayları
Bazı vakalarda senet dolandırıcılığı, doğrudan tehdit, baskı veya şiddet ile birleşiyor. Kişi, borcu olduğundan çok daha yüksek bir senedi, “yoksa seni, aileni rezil ederiz”, “iş yerini basarız”, “hakkında şikâyet ederiz” gibi tehditlerle imzalamaya zorlanabiliyor.
Bu tür olaylar, hem nitelikli dolandırıcılık hem de tehdit, yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma gibi ağır suçlarla birlikte değerlendirilebiliyor. Ancak mağdurlar çoğu zaman korktukları için hemen şikâyetçi olmuyor, bu da dolandırıcıların elini güçlendiriyor.
Yaşlılar ve kırılgan gruplara yönelik sahte senet oyunları
Dolandırıcılar, özellikle yaşlılar, okuma yazması zayıf olanlar, engelliler veya ekonomik olarak çaresiz kişiler üzerinde yoğunlaşıyor.
Sık görülen senaryolar:
- Yaşlı birine “küçük bir abonelik formu, bağış makbuzu, teslim fişi” diye senet imzalatılması
- Kırılgan durumdaki kişilere, “devlet destek kredisi, yardım başvurusu” bahanesiyle boş veya yüksek bedelli senet doldurtulması
- Okuma yazması az olan kişilere, senedin içeriği yanlış anlatılarak imza attırılması
Bu gruplar, hem hukuki haklarını bilmedikleri hem de çoğu zaman yalnız oldukları için, senet dolandırıcılığına karşı en savunmasız kesimi oluşturuyor. Ailelerin, yakınlarının imzaladığı belgeleri takip etmesi ve şüpheli durumlarda hemen hukuki destek alması, zararın büyümesini engelleyebilir.
Sahte kargo, sahte görevli ve kapıda senet imzalatma tuzakları
Kapınıza gelen bir kargocu ya da “görevli” sizden küçük bir imza isterken, aslında çok yüksek tutarlı bir senede imza atmanızı sağlayabilir. Son yıllarda Türkiye’de hem emniyet birimleri hem de kriminal uzmanlar özellikle bu tür kapıda senet imzalatma dolandırıcılıkları konusunda sık sık uyarı yapıyor.
“Kargo teslim fişi” görünümlü senet imzalatma taktiği nasıl işliyor?
Bu yöntemde dolandırıcılar genellikle kargo firması çalışanı gibi davranıyor. Elinizde paketle kapınıza geliyor, “teslim tutanağı” ya da “kargo teslim fişi” diye bir belge uzatıyor. Belgenin imza kısmı kutucuk şeklinde kesilmiş oluyor; bu kutucuğun altına ise gerçek bir borç senedi yerleştiriliyor. Buna uygulamada “pencere yöntemi” deniyor.
Siz sadece üstteki kargo kağıdını imzaladığınızı sanıyorsunuz; aslında imzanız alttaki senede de geçiyor. Daha sonra bu senet, çok yüksek meblağlarla icra takibine konulabiliyor. Ankara ve farklı illerde bu yöntemle milyonlarca liralık senet imzalatıldığı, mağdurların icraya verildiği resmi soruşturmalarda ortaya çıktı.
Kendinizi korumak için:
- İmza atacağınız belgenin önünü ve arkasını mutlaka okuyun ve kontrol edin.
- Belgenin altında başka bir kağıt olup olmadığına bakın, kesik, pencere, kutucuk var mı inceleyin.
- Mümkünse imzanızı çerçevenin dışına taşırarak atın; bu, sonradan yapılan kesme–yapıştırma işlemlerini tespit etmeyi kolaylaştırır.
Şüphe duyuyorsanız, “Ben bu evrağı incelemeden imzalamam” deyip kargoyu kabul etmeme hakkınız var.
Kendini polis, memur, banka görevlisi gibi tanıtan dolandırıcıların senet oyunları
Bir diğer tehlikeli senaryo da telefonla ya da kapıda kendini:
- polis, savcı,
- icra memuru, vergi memuru,
- banka ya da sigorta görevlisi olarak tanıtan kişilerin, sizden “işlem için zorunlu evrak” diyerek imza almaya çalışmasıdır.
Bu kişiler genelde “hesabınız dolandırıcılıkta kullanıldı”, “adınıza sahte hat açılmış”, “borcunuz var, haciz gelmesin” gibi cümlelerle panik yaratır. Ardından “sorunu çözmek için bir tutanak/sözleşme imzalamanız gerekiyor” diyerek senet veya benzeri bir belge uzatabilirler.
Unutmayın:
- Polis, savcı, jandarma kapıda senet imzalatmaz, para veya değerli eşya toplamaz.
- Banka ve resmi kurumlar, borç ve yapılandırma işlemlerini genellikle şube, e-Devlet, internet bankacılığı gibi resmi kanallardan yürütür; kapıya memur gönderip senet imzalatmak olağan bir uygulama değildir.
Böyle bir durumla karşılaşırsanız, gelen kişiye değil, kendiniz 155/112 gibi resmi numaraları arayarak durumu teyit edin. Kimlik kartı gösterilse bile sahte olabilir; sadece sözlü beyana ve kart gösterilmesine güvenmeyin.
Kapınıza gelen belgenin gerçekten ne olduğunu nasıl anlarsınız?
Kapıda size uzatılan belgenin senet mi, teslim fişi mi, yoksa bambaşka bir şey mi olduğunu anlamak için birkaç basit ama etkili kontrol yapabilirsiniz:
-
Belgenin başlığına bakın. “Kargo teslim fişi”, “teslim tutanağı” gibi başlıklar normaldir; ancak üzerinde “senet”, “bono”, “borç ikrarı”, “ödeme taahhüdü” gibi ifadeler varsa bu artık sıradan bir teslim fişi değildir.
-
Metni mutlaka okuyun. Acele ettirilmeye çalışılsanız bile, “şurada şurada yazıyor, önemli değil” denilse bile, en azından şu kelimeleri arayın:
- borçlu, alacaklı
- vade tarihi
- tutar, TL, faiz Bunlar varsa, elinizde büyük ihtimalle bir borç belgesi veya senet vardır.
-
Tutar ve para birimi kontrolü yapın. Küçük bir kargo için belgenin içinde yüksek tutarlı rakamlar, döviz cinsinden meblağlar görüyorsanız hemen şüphelenin.
-
Belgenin fiziksel yapısını inceleyin.
- İmza kısmında kesik, pencere, kutucuk var mı?
- Altında ikinci bir kağıt hissediyor musunuz?
- Karbon kağıdı kullanılmış gibi bir iz var mı?
- Kargo veya kurum bilgilerini doğrulayın. Belgedeki gönderici, takip numarası, şirket adı gibi bilgileri, belgeden bağımsız olarak telefonunuzdan veya resmi internet sitesinden kontrol edin. “Şimdi aramayın, sistemde görünmez” gibi bahanelere itibar etmeyin.
Son olarak, anlamadığınız, okuyamadığınız, üzerinde baskı hissederek imzaladığınız hiçbir evrak sizi bağlayıcı bir borcun içine sokmamalı. Anlamıyorsanız imzalamayın; gerekirse “Bu belgeyi alıp avukatıma göstereceğim, sonra imzalarım” deyip süre isteyin. Gerçek bir görevliyseniz, bu talebe saygı duymak zorundadır; acele ettiren, tehdit eden, “hemen şimdi imzalamazsan başın belaya girer” diyen biri ise büyük ihtimalle dolandırıcıdır.
Senet imzalamadan önce mutlaka dikkat etmeniz gereken temel noktalar
Karşınızdaki kişinin ve şirketin güvenilirliğini nasıl araştırabilirsiniz?
Senet imzalamadan önce en önemli adım, karşınızdaki kişi ya da şirketin gerçekten güvenilir olup olmadığını anlamaktır. Bunun için:
- Kişi ise, mümkünse kimlik fotokopisini görün, T.C. kimlik numarasını ve adresini doğrulayın. Sadece sözlü beyana güvenmeyin.
- Şirket ise, ticaret sicil kaydı, vergi numarası, adres ve telefon bilgilerini kontrol edin. İnternetteki adres ile size verilen adres aynı mı, bakın.
- İnternette o kişi veya şirket hakkında şikayet, icra, dolandırıcılık iddiası var mı diye arama yapın.
- Mümkünse daha önce onlarla çalışmış birinden referans alın. “Tanıdık söyledi, bir şey olmaz” düşüncesi tek başına yeterli değildir.
Güvenilirlik araştırması, senet dolandırıcılığını önlemenin ilk ve çoğu zaman en etkili adımıdır.
Senedin üzerinde eksiksiz bulunması gereken bilgiler
Geçerli ve sağlıklı bir senette bazı temel bilgiler mutlaka açık ve okunur şekilde yer almalıdır:
- Borçlunun adı soyadı / unvanı, adresi
- Alacaklının adı soyadı / unvanı, adresi
- Ödenecek net tutar (hem rakamla hem yazıyla)
- Vade tarihi
- Düzenleme tarihi ve düzenleme yeri
- Ödeme yeri (genelde şehir adı yeterli olur)
- Borçlunun ıslak imzası
Bu bilgilerden biri eksikse, ileride uyuşmazlık çıktığında aleyhinize kullanılabilecek boşluklar oluşur. Senedi imzalamadan önce her satırı tek tek okuyun, anlamadığınız bir ifade varsa mutlaka sorun.
Rakam–yazı tutarsızlıkları, boş alanlar ve imza yerleri neden kritik?
Dolandırıcılar çoğu zaman senet üzerindeki boşlukları ve belirsizlikleri kullanır. Özellikle:
- Tutar kısmında rakamla yazılan miktar ile yazıyla yazılan miktar farklıysa, bu büyük bir risk işaretidir. Hemen düzeltilmesini isteyin.
- Tutar, vade, alacaklı bilgisi gibi alanların yanlarında boşluk bırakmayın. Rakamın ve yazının başına ve sonuna çizgi çekmek, sonradan ekleme yapılmasını zorlaştırır.
- İmza yerinizin üstü ve altı boş kalmasın. İmzanızın hemen üstünde yazdığınız metin net olsun, altına sonradan satır eklenemeyecek şekilde düzenleyin.
Kısacası, senet üzerinde “sonradan oynanabilecek” her boşluk, potansiyel bir dolandırıcılık alanıdır.
“Sonra doldururuz, sen imzala yeter” dendiğinde ne yapmalısınız?
Bu cümle, senet dolandırıcılığında en sık kullanılan tuzaklardan biridir. Size, “Zaten aramızda güven var, şimdi acelemiz var, sonra doldururuz” deniyorsa:
- Kesinlikle imza atmayın. Boş veya eksik doldurulmuş senet, ileride çok daha yüksek tutarlara çevrilebilir.
- “O zaman şimdi dolduralım, acelem yok” deyin. Doldurulmasına izin verilmiyorsa, o işlemden tamamen vazgeçmeyi ciddi şekilde düşünün.
- Baskı yapılıyorsa, “Bu şekilde imza atmam hukuken sakıncalı, önce avukatıma soracağım” diyerek net bir sınır koyun.
Unutmayın: Senet, imzaladığınız anda bağımsız bir borç belgesi haline gelir. Sonradan “Ben öyle demek istememiştim” demeniz çoğu zaman sizi kurtarmaz. İçiniz rahat değilse, imza atmak zorunda değilsiniz.
Boş veya eksik doldurulmuş senet vermenin riskleri
Boş senet imzalamanın hukuki sonuçları neler olabilir?
Boş senet imzalamak, “nasıl olsa aramızda güven var” diye düşünüldüğünde bile son derece tehlikelidir. Türk hukukunda senet, özellikle bono, soyut bir borç ikrarı sayılır. Yani senedi imzaladığınızda, senedin içeriğinde yazan borcu kabul etmiş sayılırsınız; arka plandaki gerçek ilişki (alışveriş, borç verme, hizmet vb.) çoğu zaman ikinci planda kalır.
Boş senet verdiğinizde, karşı taraf sonradan tutarı, tarihi, alacaklı adını kendi lehine doldurabilir. Bu senet ciro edilip üçüncü kişilere devredilirse, iyi niyetli hamile karşı “ben aslında bu kadar borçlu değildim” demeniz çok zorlaşır. Çoğu durumda:
- Hakkınızda icra takibi başlatılabilir.
- Ödemezseniz haciz ve malvarlığına el koyma süreçleri gündeme gelebilir.
- İtiraz etmez veya süreci takip etmezseniz, senet kesinleşmiş borç gibi işlem görebilir.
Ayrıca, boş senedin kötüye kullanılması durumunda hem ceza hukuku (resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık şikayeti) hem de hukuk davası (menfi tespit, senedin iptali) gündeme gelir; fakat bunlar uzun, masraflı ve sonucu garanti olmayan süreçlerdir.
Eksik tarih, miktar veya alacaklı bilgisi bırakmanın doğuracağı tehlikeler
Senedi tamamen boş bırakmak kadar, kısmen boş bırakmak da risklidir. Özellikle:
- Tarih kısmı boş bırakılırsa, alacaklı dilediği tarihi yazıp, sanki o tarihte borç muaccel olmuş gibi icra takibi başlatabilir. Bu da zamanaşımı, vade, faiz hesabı gibi konularda aleyhinize sonuçlar doğurur.
- Tutar kısmı net değilse (boş, silik, sonradan rakam eklenmeye müsait) rakam büyütme, yanına sıfır ekleme gibi sahteciliklere kapı açar.
- Alacaklı adı yazılmamışsa, senet kolayca başka kişilere doldurulup devredilebilir; kiminle muhatap olduğunuzu bilemezsiniz.
Eksik bilgiler, ileride “ben böyle bir şeye razı değildim” demenizi zorlaştırır. Mahkemede ispat yükü çoğu zaman senedi imzalayan kişiye döner. Yani imza size ait olduğu için, senedin içeriğinin kötüye kullanıldığını kanıtlamak zorunda kalırsınız.
Boş senedi önceden vermişseniz zararı nasıl azaltabilirsiniz?
Eğer daha önce düşünmeden boş veya eksik doldurulmuş bir senet verdiyseniz, tamamen çaresiz değilsiniz; ama hızlı davranmanız önemli:
-
Karşı tarafa yazılı ihtar gönderin. Noter kanalıyla veya ispatlanabilir bir yolla, verdiğiniz senedin hangi amaçla verildiğini, azami tutarı, vadesini ve başka kimseye devredilmemesi gerektiğini açıkça bildirin. Bu, ileride delil olarak işinize yarar.
-
Mümkünse senedi geri alın veya iptal edin. Borç ödendiyse mutlaka senedi fiziken geri isteyin ve üzerinde “ödendi, hükümsüzdür” gibi bir ibare yazdırıp imzalatın. Sadece “merak etme, yırtarım” sözüne güvenmeyin.
-
Mesaj ve yazışmaları saklayın. Senedin hangi amaçla verildiğini gösteren WhatsApp, SMS, e‑posta, dekont gibi her türlü kaydı yedekleyin. Bunlar, senedin kötüye kullanıldığını ispatlamada çok değerlidir.
-
Şüpheleniyorsanız bir avukata danışın. Karşı tarafla iletişim zorlaştıysa, senedi geri vermiyorsa veya tehditkâr davranıyorsa, gecikmeden hukuki destek alın. Gerekirse ileride açılacak menfi tespit, iptal davası veya ceza şikayeti için strateji belirlenir.
-
Yeni bir borç ilişkisine girmeyin. Aynı kişiyle yeni senet, yeni sözleşme, yeni havale gibi işlemler yaparken çok dikkatli olun. Mümkünse tüm ödemeleri banka üzerinden, açıklama yazarak yapın ki, hangi ödemenin hangi borca ait olduğu net olsun.
Özetle, boş veya eksik doldurulmuş senet vermek, sizi hiç beklemediğiniz büyüklükte bir borcun altına sokabilir. En güvenli yol, asla boş senet imzalamamak, imzaladıysanız da durumu yazılı delillerle hemen güvence altına almaktır.
Senet verirken kendinizi güvenceye almak için pratik adımlar
Senet verirken asıl amaç, borcunuzu inkâr etmek değil, ileride haksız bir talep ile karşılaşmamak ve her şeyin ispatlanabilir olmasını sağlamaktır. Aşağıdaki adımlar, hem senet dolandırıcılığı riskini azaltır hem de olası bir uyuşmazlıkta elinizi güçlendirir.
Mümkünse banka havalesi ve yazılı sözleşme ile çalışmak
Nakitle elden ödeme ve “aramızda hallederiz” mantığı, ispat açısından en riskli yoldur.
Mümkün olduğunca:
- Ödemeleri banka havalesi, EFT veya FAST ile yapın.
- Açıklama kısmına “X tarihli senet bedeli”, “borç ödemesi” gibi net bir ifade yazın.
Bunun yanında, özellikle yüksek meblağlarda mutlaka yazılı bir sözleşme yapın. Bu sözleşmede:
- Borcun sebebi (mal satışı, borç verme, hizmet vb.)
- Toplam tutar, ödeme planı
- Verilen senetlerin adedi, numarası, vadesi ve tutarı
- Tarafların kimlik ve iletişim bilgileri
açıkça yer alsın. Böylece senet, tek başına kopuk bir kağıt değil, bir sözleşmenin eki haline gelir.
Noter huzurunda senet düzenlemenin sağladığı ek güvence
Senet düzenlemek için noter şart değildir, ama noter onayı önemli bir güven katmanı sağlar.
Noter huzurunda:
- Kimlik tespiti yapılır, sahte isim kullanılması zorlaşır.
- Tarih, tutar ve taraf bilgileri daha dikkatli doldurulur.
- İleride “ben böyle bir senet imzalamadım” iddiası ortaya atılırsa, noter kaydı güçlü bir delil olur.
Özellikle tanımadığınız kişilerle, yüksek tutarlı borç ilişkilerinde senedi noterde düzenlemek veya en azından imzaları noterde tasdik ettirmek, ileride çıkabilecek uyuşmazlıklarda sizi ciddi şekilde korur.
Kefil, teminat ve ipotek gibi ek güvenceleri doğru kullanma
Kefil, teminat ve ipotek, alacaklıyı güvenceye alırken, borçlu için de daha net ve kontrollü bir yapı oluşturur. Ancak bunların da doğru kullanılması gerekir:
- Kefil olacak kişi, neye kefil olduğunu tam olarak bilmeli; kefaletin türü (müteselsil kefil vb.), azami tutar ve süre açıkça yazılmalıdır. Aksi halde hem kefil mağdur olabilir hem de siz hukuki karmaşa yaşarsınız.
- Teminat (örneğin araç ruhsatı, değerli evrak) veriyorsanız, bunun karşılığında düzenlenen senetle bire bir ilişkiyi yazılı hale getirin.
- İpotek verilecekse, mutlaka resmi şekilde ve uzman desteğiyle hareket edin; sözlü vaatlere güvenmeyin.
Bu tür güvenceler, senet dolandırıcılığına karşı tek başına kalkan değildir; ama her şeyin yazılı ve kayıtlı olması, kötü niyetli kişilerin manevra alanını daraltır.
Senetlerinizi saklama, fotokopi ve dijital kayıt alma önerileri
Senet verdikten sonra, hem borçlu hem alacaklı taraf için düzenli kayıt tutmak çok önemlidir.
- Verdiğiniz veya aldığınız her senedin fotokopisini alın.
- Fotokopiyi tarayıp dijital olarak da saklayın; mümkünse bulut depolama ve harici disk gibi birden fazla yerde yedekleyin.
- Senetle ilgili banka dekontları, yazışmalar, sözleşmeler, teslim tutanakları gibi tüm belgeleri aynı dosyada toplayın.
- Ödeme yaptıkça, alacaklıdan “senet iade edildi” veya “borç tamamen ödenmiştir” içerikli imzalı bir yazı alın; senet sizde değilse, neden sizde olmadığını açıklayan belge bulundurun.
Bu basit görünen adımlar, ileride “bu borç ödenmedi” iddiası ortaya çıktığında, sizi saatlerce açıklama yapmak zorunda kalmaktan kurtarır ve somut delillerle kendinizi savunmanızı sağlar.
Senet dolandırıcılığı şüphesi duyduğunuzda hemen yapmanız gerekenler
İmzaladığınız belgeden şüpheleniyorsanız ilk saatlerde hangi adımları atmalısınız?
Şüphe duyduğunuz bir senedi imzaladıysanız, ilk birkaç saat çok kritiktir. Önce sakin olun ve imzaladığınız belgenin bir kopyasını mutlaka edinin. Sizde hiç örnek yoksa, fotoğrafını çekin. Ne imzaladığınızı bilmeden hareket etmek, ileride haklarınızı kullanmanızı zorlaştırır.
Ardından, mümkünse karşı tarafla yazışmaları yazılı ortama taşıyın. Telefonla konuşmak yerine SMS, e‑posta veya mesajlaşma uygulamaları üzerinden iletişim kurun. “Bu senedi şu borç için imzaladım, toplam tutar şu kadardı” gibi net cümleler yazın ki, karşı tarafın vereceği cevaplar ileride delil olarak kullanılabilsin.
Kısa süre içinde bir avukatla veya hukuki danışmanlık alabileceğiniz bir uzmanla görüşmeye çalışın. Özellikle senedin boş bırakılan kısımları, tarih, tutar, alacaklı bilgisi gibi noktalar riskliyse, bunların hukuki sonuçlarını profesyonel bir gözle değerlendirmeniz gerekir.
Eğer baskı, tehdit, hile (örneğin “bu sadece teslim fişi” denip senet imzalatılması) söz konusuysa, en yakın kolluk birimine (polis/jandarma) gidip durumu ayrıntılı şekilde anlatmanız önemlidir. Olayı ne kadar erken bildirirseniz, sonradan “rızası vardı” iddiasını çürütmek o kadar kolay olur.
İcra takibi veya haciz kağıdı gelirse nasıl tepki vermelisiniz?
Şüpheli bir senetle ilgili icra takibi başlatıldığını öğrenirseniz, süreler çok kısadır. Tebligatı aldığınız tarihi mutlaka not edin ve zarfı, eklerini saklayın. Genellikle itiraz, menfi tespit davası gibi yollar için belirli gün sayıları içinde harekete geçmek gerekir; bu süreler kaçırılırsa işiniz zorlaşır.
Bu aşamada:
- Tebligatı görmezden gelmeyin, “nasıl olsa haksızlar” diye düşünerek beklemeyin.
- Hiçbir mal beyanında bulunmadan ve ödeme taahhüdü vermeden önce mutlaka bir avukata danışın. Yanlış bir taahhüt, ödeyemeyeceğiniz bir borcu kabul etmeniz anlamına gelebilir.
- İcra dairesine gidip dosya numarasıyla takibin dayanağı olan senedin fotokopisini isteyin. Böylece senedin son halini, doldurulmuş tutarı, tarihi, alacaklıyı net biçimde görürsünüz.
Haciz tehdidi veya fiili haciz söz konusuysa, görevlilerin gerçekten icra memuru olup olmadığını anlamak için resmi kimlik ve görev yazılarını görmekte ısrarcı olun. Kapıya gelen her kişiye “memurum” diye güvenmeyin.
Delil toplama, mesaj ve belge saklama konusunda nelere dikkat etmeli?
Senet dolandırıcılığı şüphesi varsa, delil toplama ve saklama süreci en az hukuki başvuru kadar önemlidir.
Özellikle şunlara dikkat edin:
- İmzaladığınız senedin tüm hallerini (boş, doldurulmuş, size gönderilen fotoğraf vb.) saklayın. Varsa, imzalamadan önceki taslakları da delil olabilir.
- Karşı tarafla yaptığınız tüm yazışmaları yedekleyin. E‑posta, SMS, WhatsApp, sosyal medya mesajları… Hiçbirini silmeyin. Ekran görüntüsü alın ama mümkünse orijinal mesajları da koruyun; mahkemeler genellikle orijinal kayıtları görmek ister.
- Para alışverişi olduysa, banka dekontları, havale/EFT kayıtları, makbuzlar gibi belgeleri bir dosyada toplayın. Nakit verdiyseniz, varsa tanık isimlerini ve iletişim bilgilerini not edin.
- Olay anında yanınızda olan kişiler varsa, onların da gördüklerini kısa notlar halinde yazıp tarih atarak saklamanız ileride tanıklıklarını güçlendirebilir.
Hiçbir belgeyi karalamayın, üzerinde oynama yapmayın. Değiştirilmiş görünen evrak, hem delil değerini düşürür hem de sizi zor durumda bırakabilir. Her şeyi olduğu gibi, kronolojik bir sırayla saklamak, hem avukatınızın işini kolaylaştırır hem de haklarınızı daha güçlü savunmanızı sağlar.
Senet dolandırıcılığına uğradıysanız başvurabileceğiniz resmi yollar
Savcılığa suç duyurusu ve emniyete şikayet süreci
Senetle ilgili hile, tehdit, sahtecilik veya kandırma olduğunu düşünüyorsanız, bu sadece “alacak verecek meselesi” değildir; çoğu durumda ceza hukuku açısından da suç söz konusudur.
İlk adım olarak bulunduğunuz yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı veya sözlü olarak suç duyurusunda bulunabilirsiniz. Dilekçenizde:
- Senedin nasıl imzalatıldığını,
- Ne kadar borç göründüğünü,
- Sizi nasıl kandırdıklarını veya zorladıklarını,
- Elinizdeki delilleri (mesajlar, kamera kaydı, tanıklar, başka senetler vb.) mümkün olduğunca tarih ve saat vererek anlatmanız önemlidir.
Aynı olayı polis merkezine veya jandarmaya da anlatıp şikayetçi olabilirsiniz. Onlar da tutanak düzenleyip dosyayı savcılığa gönderir. Özellikle sahte imza, boş senedin sonradan doldurulması, tehdit ve şantaj içeren durumlarda “resmi belgede sahtecilik”, “nitelikli dolandırıcılık”, “tehdit” gibi suçlar gündeme gelebilir. Ceza soruşturması, ileride açacağınız hukuk davalarında da lehinize önemli delil oluşturur.
Şikayet için genelde belirli süreler (zamanaşımı) vardır; bu yüzden “bekleyeyim, belki vazgeçerler” diye oyalanmamak gerekir.
Hukuken iptal davası, menfi tespit davası ve icranın durdurulması yolları
Senet dolandırıcılığında çoğu zaman iş, icra takibi ile devam eder. Kapınıza bir gün icra ödeme emri veya haciz tebligatı gelebilir. Böyle bir durumda sadece “bu senet sahte” demeniz yetmez; bunu mahkeme önünde ispat etmeye ve doğru davayı açmaya ihtiyaç vardır.
Başlıca hukuk yolları şunlardır:
-
Menfi tespit davası: Senede konu borcun gerçekte olmadığını veya daha az olduğunu tespit ettirmek için açılır. Özellikle sahte imza, bedelsiz senet, hileyle imzalatılan bono gibi durumlarda sıkça kullanılır. İcra takibi başlamışsa, belirli şartlarda mahkemeden icranın durdurulmasını da isteyebilirsiniz. Bunun için genellikle teminat yatırılması istenir ve süreler oldukça kısadır.
-
İptal / hükümsüzlük davası (senedin geçersizliğinin tespiti): Senedin zorla imzalatılması, irade fesadı (hile, korkutma, aldatma), ehliyetsizlik, şekil şartlarına aykırılık gibi nedenlerle baştan geçersiz olduğunu ileri sürüyorsanız, senedin hükümsüzlüğünün tespiti veya iptali talep edilebilir. Bu davalar, çoğu zaman menfi tespit davasıyla birlikte veya ona benzer şekilde yürür.
-
İcra hukuk mahkemesine şikayet ve itirazlar: Eğer size kambiyo senedine özgü takip (bonoya dayalı hızlı takip) başlatılmışsa, ödeme emrinin tebliğinden itibaren çok kısa süreler içinde (genellikle 5 gün) imzaya, yetkiye, borca itiraz ve şikayet haklarınız vardır. Bu süreler kaçırılırsa işiniz çok zorlaşır.
Bu davalarda mahkeme, senedin sahte olup olmadığını anlamak için bilirkişi, grafoloji incelemesi, tanıklar, banka kayıtları, yazışmalar gibi pek çok delili değerlendirir. Özellikle sahte imza iddiasında, imza örnekleriniz üzerinden uzman incelemesi yapılması kritik önemdedir.
Avukatla çalışmanın bu süreçte size sağlayacağı avantajlar
Senet dolandırıcılığı dosyaları, hem ceza hukuku hem de icra ve ticaret hukuku bilgisini gerektirir. Süreler çok kısa, usul kuralları ise karmaşıktır. Bu nedenle bir avukatla çalışmak, çoğu zaman ödeyeceğiniz vekalet ücretinden çok daha büyük zararlardan sizi koruyabilir.
Avukatın size sağlayacağı başlıca avantajlar:
- Hangi durumda suç duyurusu, hangi durumda menfi tespit, iptal davası veya icra şikayeti açmanız gerektiğini doğru belirler.
- Tebligat tarihlerini takip ederek, 5–10 günlük kritik süreleri kaçırmamanızı sağlar.
- Delilleri nasıl toplayacağınızı, hangi mesajları, yazışmaları, banka dekontlarını dosyaya koymanız gerektiğini planlar.
- Sahte imza, bedelsiz senet, hileli işlem gibi iddiaları Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde formüle eder; böylece davanızın kabul edilme ihtimali artar.
- Gerekirse karşı tarafa karşı kötü niyet tazminatı veya haksız icra nedeniyle tazminat talep edilmesini sağlar.
Son olarak, senet dolandırıcılığı yaşadığınızı düşünüyorsanız, “nasıl olsa haklıyım, mahkeme anlar” diyerek süreci kendi haline bırakmamalısınız. Haklı olmanız tek başına yetmez; bunu zamanında ve usulüne uygun şekilde ispat etmeniz gerekir. Bu noktada profesyonel hukuki destek almak, hem maddi hem manevi açıdan sizi ciddi ölçüde rahatlatır.
Senet düzenlerken sık yapılan hatalar ve kendinizi korumak için küçük ama etkili ipuçları
Senet, doğru kullanıldığında borç ilişkisini güvenceye alan güçlü bir araçtır. Ancak küçük bir ihmal, yıllarca sürecek bir icra takibi ya da dava yükü anlamına gelebilir. Özellikle “nasılsa tanıdık” denilen ilişkilerde ve küçük işletmelerde yapılan basit hatalar, dolandırıcıların da en çok kullandığı zemin haline geliyor.
Aile içi, arkadaş arası borçlarda “nasılsa tanıdık” diye yapılan riskli işlemler
Aile içinde ya da yakın arkadaşlar arasında borç verilirken en sık yapılan hata, hiçbir yazılı belge düzenlememektir. Bu kez de iş mahkemeye taşındığında, kimin ne kadar borç verdiği veya aldığı tartışmalı hale gelir. Banka dekontu, mesajlaşmalar, e‑posta yazışmaları gibi delillerin saklanmaması da ispatı zorlaştırır.
Diğer uçta ise tam tersi bir risk var: “Ayıp olmasın” diye içeriği tam konuşulmadan senet imzalamak. Örneğin:
- Tutar kısmı net yazılmadan,
- Vade tarihi konuşulmadan,
- “Sonra doldururuz” denilerek boş alan bırakılarak
senet verilmesi, ileride rakam şişirme iddialarına zemin hazırlayabilir. Yargıtay kararlarında da, boş veya eksik doldurulmuş senetlerin sonradan kötüye kullanılmasıyla ilgili pek çok uyuşmazlık yer alıyor.
Aile içi ilişkilerde “nasıl olsa güveniyoruz” düşüncesiyle senet imzalarken şu basit önlemler çok işe yarar:
- Tüm rakamları hem yazıyla hem rakamla, silinti kazıntı olmadan yazmak
- Ne için verildiğini kısaca açıklama kısmına not etmek (örneğin “borç para”, “araç satışı bedeli” gibi)
- Mümkünse banka üzerinden ödeme yapmak ve dekontu saklamak
- Aynı anda kısa bir yazılı sözleşme veya alacak verecek listesi düzenlemek
Bu adımlar, hem gerçekten borç verenin hakkını korur hem de kötü niyetli bir aile üyesinin senedi farklı amaçla kullanmasını zorlaştırır.
İş yeri, esnaf ve küçük işletmeler için özel dikkat edilmesi gereken noktalar
Küçük işletmelerde en yaygın hata, yoğunluk içinde “standart” bir senet düzenleme alışkanlığının olmamasıdır. Çoğu esnaf:
- Müşterinin kimlik bilgilerini tam almadan,
- Ticaret unvanını, vergi numarasını yazmadan,
- Mal veya hizmetin ne olduğuna dair hiçbir açıklama eklemeden
senet düzenleyebiliyor. Bu da hem tahsilat aşamasında hem de olası bir itirazda zayıf bir pozisyon yaratıyor.
Özellikle vadeli satış yapan esnaf ve KOBİ’ler için şu noktalara dikkat etmek önemli:
- Senette borçlunun adı soyadı, T.C. kimlik numarası veya vergi numarası, adresi eksiksiz yer almalı
- Ticari işletme adına senet düzenleniyorsa, unvan doğru ve tam yazılmalı
- Birden fazla taksit varsa, her taksit için ayrı senet düzenlemek ve vade tarihlerini net yazmak daha güvenli
- İmza, mutlaka borçlunun kendi el yazısıyla atılmalı; “şirket kaşesi var, yeter” diye düşünülmemeli
Ayrıca, çalışanlara boş senet imzalatmak, “teminat olsun” diye imzası alınmış ama tutarı boş bırakılmış senetler saklamak, ileride hem hukuki hem cezai sorunlara yol açabilecek ciddi riskler taşır. Yargıtay içtihatlarında, açığa atılan imzanın kötüye kullanılması iddialarının sıkça gündeme geldiği görülüyor.
Dolandırıcıların yeni taktiklerini takip etmek ve güncel kalmak için öneriler
Dolandırıcılar, senet dolandırıcılığı yöntemlerini sürekli güncelliyor. Bir dönem sadece “boş senet” tuzakları yaygınken, son yıllarda sahte kargo görevlisi, sahte icra memuru, sahte banka çalışanı gibi kimliklerle kapıda senet imzalatma girişimleri arttı.
Kendinizi güncel tutmak için:
- Zaman zaman resmi kurumların ve baroların yayımladığı uyarıları okumak
- Güvendiğiniz hukuk içeriklerini takip ederek yeni dolandırıcılık örneklerine göz atmak
- Çevrenizde yaşanan şüpheli olayları “şehir efsanesi” diye geçiştirmeyip, ayrıntılarını öğrenmek
- İş yerinde çalışanları da bu konularda bilgilendirmek, özellikle kargo teslimi, kapıya gelen “görevli”ler ve imza istenen her durumda nasıl davranılacağını yazılı bir prosedüre bağlamak
En basit ama en etkili kural şu: Ne olursa olsun, içeriğini tam anlamadığınız hiçbir belgeyi imzalamayın. “Acil, hemen imzalamanız lazım” baskısı varsa, bu başlı başına bir alarm işaretidir. Gerekirse imzalamayı reddedin, belgeyi alıp incelemek için süre isteyin ve bir hukukçudan görüş alın. Bu küçük ama kararlı duruş, çoğu senet dolandırıcılığını başlamadan bitirir.
Ankara avukatından danışmanlık ve temsil talepleriniz için bizimle iletişime geçin.