+90 507 195 23 23

İşveren Fazla Mesai Ücretini Ödemiyor Ne Yapmalıyım

Yayınlanma: 12 Kasım 2025 • Güncelleme: 7 Aralık 2025 • 17 dk. okuma

İşveren fazla mesai ücretini ödemiyor ne yapmalıyım? Bu durumda haklarınızı bilmek ve doğru adımları atmak çok önemli. Fazla mesai ücreti, İş Kanunu’na göre korunan bir haktır; çoğu zaman zamlı ödenmelidir. Ödenmediğinde talep, şikâyet ve gerekirse fesih gibi yollar gündeme gelir.

Bu rehberde;

  • İspat nasıl yapılır? Puantaj, giriş-çıkış kayıtları, yazışmalar, tanık beyanları
  • Arabuluculuk ve dava süreci; olası kıdem tazminatı ve ücret alacakları
  • Şikâyet kanalları (ör. ALO 170) ve zamanaşımı süreleri

Adım adım ilerleyelim: işveren fazla mesai ücretini ödemiyor ne yapmalıyım sorusunun tüm yanıtlarını netleştirelim.

Fazla Mesainin Tanımı

Fazla mesai, Türkiye’de iş hayatında en çok merak edilen konulardan birisi. Fazla mesainin tanımı 4857 sayılı İş Kanunu’na ve ilgili yönetmeliklere göre yapılır. Fazla mesai, haftalık yasal çalışma süresi olan 45 saati aşan çalışmalardır. Yani bir işçi bir haftada 45 saatin üzerinde çalışıyorsa, bu ekstra süre fazla mesai sayılır. Bu sınırın üzerinde yapılan her saat için işçi, zamlı fazla mesai ücreti alma hakkına sahiptir. Aynı zamanda, günlük çalışma süresi ne olursa olsun, bir gün içinde 11 saatten fazla çalışmak da yasal olarak mümkün değildir. Haftalık 45 saatin altında bir çalışma süresi kararlaştırıldıysa, o sürenin üstü de "fazla sürelerle çalışma" olarak değerlendirilir.

Yasal Çalışma Süresi ve Fazla Mesaiye Geçiş

Yasal çalışma süresi, İş Kanunu’nda açıkça belirtilmiştir ve haftada en fazla 45 saattir. Genellikle bu süre, işyerlerinde haftanın 6 gününe eşit olarak dağıtılır ve günlük çalışma süresi 7,5 saati geçmez. Ancak bazı sektörlerde ya da işlerde bu dağılım farklı olabilir. Eğer bir işçi haftalık 45 saate kadar çalıştıysa, standart maaş alır. Ancak 45 saatin üzerine çıkınca fazla mesai ortaya çıkar. Özetle;

  • Haftalık yasal çalışma süresi 45 saattir.
  • Günlük en fazla çalışma ise 11 saat ile sınırlandırılmıştır.
  • Haftalık 45 saati aşan her saat fazla mesai olarak değerlendirilir ve bu saatler için işçiye zamlı ödeme yapılır.

Gece çalışanlar için ise bir farklılık var; gece vardiyasında çalışan işçilerde günlük çalışma süresi en fazla 7,5 saattir, bu süre aşıldığında fazla çalışma gündeme gelir.

Fazla Mesaiye İlişkin Sınırlar ve Onay Süreci

Fazla mesai yapılırken hem işçi hem de işveren belirli kurallara ve yasal sınırlara uymak zorundadır. Yasaya göre bir işçi, bir yıl içinde toplamda en fazla 270 saat fazla mesai yapabilir. Bu, hem işçinin sağlığını korumak hem de kötüye kullanımı önlemek için getirilmiş bir sınırdır.

Fazla mesai yapılabilmesi için işçiden "yazılı onay" alınmalıdır. İşçi, işe başlarken veya iş sözleşmesinde fazladan çalışmayı kabul ettiğini yazılı olarak belirtmek zorunda değildir; ancak, fazla mesai uygulaması başlamadan önce işverene yazılı bir muvafakatname (onay) vermelidir. İşçi, isterse daha sonra bu onayını geri çekebilir. Onayı geri çekmek isteyen işçi, işverene yazılı bildirimle başvurur ve 30 gün sonra fazla mesaiye zorlanamaz.

Kısaca özetlemek gerekirse;

  • Bir yılda en fazla 270 saat fazla mesai yapılabilir.
  • Fazla mesai için işçinin yazılı onayı gereklidir.
  • İşçi istediği zaman, yazılı bildirimle fazla mesai onayını iptal edebilir.
  • Günde 11 saati aşan çalışma süreleri kesinlikle yasaktır.

Bu kuralların amacı, işçinin emeğini adil şekilde korumaktır ve ihlal edilmesi durumunda işçi haklarını arayabilir.

İşverenin Fazla Mesai Ücretini Ödememe Sebepleri

Sık Karşılaşılan Gerekçeler

Sık karşılaşılan gerekçeler arasında işverenlerin fazla mesai ücretini ödememe konusunda çeşitli bahaneler sunduğu görülür. Çoğu zaman işverenler, işçilerin maaşları içinde zaten fazla mesai ücretinin olduğunu iddia edebilir. Ayrıca, bazı işverenler çalışanlarının fazla mesai yaptığını kabul etmez veya fazla mesainin fiilen gerçekleşmediğini söyleyerek ücret ödemekten kaçınabilir. Bir diğer yaygın gerekçe de, fazla mesaiye dair bir kayıt veya belge olmamasını ileri sürmektir. İşverenler, işyerinde uygulanan vardiya sisteminin günlük çalışma süresini aştığını, ancak bunun ekstra ücret gerektirmediğini de söyleyebilir. Bazen çalışanların onayı olmadan fazla mesai yaptıklarını iddia ederek, hukuki yükümlülükten kurtulmaya çalışırlar.

Bordroda Fazla Mesainin Gösterilmesi

Bordroda fazla mesainin gösterilmesi konusu hem işveren hem çalışan için büyük önem taşır. İşverenler, genellikle bordroda fazla mesai ücretini göstermemeyi tercih ederek bu ödemeden kaçınmak isteyebilir. Oysa iş kanununa göre fazla mesai yapan çalışanın ücreti açıkça bordroda belirtilmelidir. Bordroda fazla mesai satırının görünmemesi veya her ay sabit bir ücret üzerinden ödeme yapılması, fazla mesai hakkının ödenmediği anlamına gelir. Bu durumda çalışan, geçmişe dönük alacak haklarını resmi kayıtlara dayanarak talep edebilir. İşçilerin imzaladığı bordrolarda fazla mesainin gösterilmemesi, işverenin lehine mutlak bir delil oluşturmaz. Çünkü mahkemeler, bordrodaki bilgilerle birlikte puantaj, giriş-çıkış saatleri gibi diğer kanıtları da toplu olarak değerlendirir.

'Ücrete Dahil' İbarelerinin Hukuki Geçerliliği

'Ücrete dahil' ibarelerinin hukuki geçerliliği sıkça tartışılır. İş sözleşmelerinde veya bordrolarda "fazla mesai ücrete dahildir" gibi ifadeler yer alabilir. Ancak, Yargıtay kararlarına göre bu tür ifadeler otomatik olarak işverenin fazla mesai ödemekten kurtulmasını sağlamaz. Özellikle fazla mesai yapan çalışanların ücretleri, kanunda belirtilen sınırları geçiyorsa ve çalışanın gerçekten fazla mesai yaptığı ispatlanabiliyorsa, işveren bu ödemeyi yapmak zorundadır. Ayrıca fazla mesai ücretinin maaşa dahil olduğunun sözleşmede açıkça belirtilmiş olması gerekir ve bunun da hakkaniyete uygun olması aranır. Aksi halde fazla mesai yapan işçi, geçmişe dönük alacaklarının ödenmesini isteyebilir. Yani, işveren tek başına bu ibareyi kullanarak yasal sorumluluktan kurtulamaz.

4857 Sayılı İş Kanunu’nda Düzenleme

4857 Sayılı İş Kanunu’nda düzenleme, fazla mesai ücretinin yasal dayanağını net olarak ortaya koyar. İş Kanunu’na göre, Türkiye’de bir işçinin haftalık yasal çalışma süresi 45 saattir. Bu sınırı aşan her çalışma fazla mesai olarak kabul edilir. Fazla mesai yapılması durumunda, işveren çalışanına normal saatlik ücretinin %50 fazlasını yani “zamlı ücret” ödemek zorundadır.

Kanunda, işçinin onayı olmadan fazla mesai yaptırılamayacağı da belirtilir. İşveren, fazla mesai saatlerini bordroda açıkça göstermelidir. 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre fazla mesai ücreti alınamaması halinde işçi, yasal haklarını talep edebilir. Ayrıca, resmi ve dini bayramlarda yapılan çalışmalar da ayrıca zamlı ücretle ödenmek zorundadır.

Yargıtay Kararlarında Fazla Mesai

Yargıtay kararlarında fazla mesai konusu, işçi lehine değerlendirilir. Özellikle fazla mesai yaptığını kanıtlayan işçiler için Yargıtay birçok kararında, bordroda fazla mesai görünmese bile tanık ve başka kanıtlarla ödemeye hükmetmiştir. Mahkemeler, çalışanların fazla çalıştığını sadece yazılı belgelerle değil, tanık beyanlarıyla da ispatlayabileceğini vurgulamıştır.

Ayrıca, Yargıtay, bordroda “fazla mesai ücreti ödendi” ibaresi varsa, işçinin bunu imzalamasının tek başına yeterli olmayacağını ve gerçekten ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmasını istemektedir. Yani imza olsun olmasın, gerçek ödemelerin olup olmadığını incelemeye önem verilir.

Fazla Mesai ve Zorunlu Arabuluculuk

Fazla mesai ve zorunlu arabuluculuk, son yıllarda öne çıkan bir süreçtir. 2018 yılında yürürlüğe giren düzenlemelerle, fazla mesai ücreti gibi işçi alacakları için dava açmadan önce arabulucuya başvurma zorunlu hale gelmiştir. İşçi ile işveren anlaşamazsa ancak o zaman mahkemeye başvurulabilir.

Zorunlu arabuluculuk sayesinde, çoğu fazla mesai ücretinden kaynaklı ihtilaf, mahkemeye gitmeden çözülür. Arabulucu sürecinde işçi, belgeler, puantaj kayıtları, tanık beyanları ve diğer delillerle hak talebini ortaya koyar. Arabulucuda uzlaşma olmazsa, arabulucu son tutanağı ile iş mahkemesine dava açma hakkı doğar.

Türkiye’de fazla mesai ücretinin yasal temeli bu üç alanda sıkı şekilde korunur ve işçinin hakkını arayabilmesi için gerekli yollar açıktır.

Fazla Mesai Yaptığınızı Nasıl İspatlayabilirsiniz?

Belgeler ve Kayıtlar (Puantaj, Bordro, Giriş-Çıkış, E-posta)

Fazla mesai yaptığınızı ispatlamak için en etkili yöntemlerden biri belge ve kayıtlarla desteklemektir. Özellikle işyerinde kullanılan puantaj cetvelleri, alınan maaşın detaylarının gösterildiği bordrolar, işyerine giriş-çıkış saatlerini gösteren kart okuyucu kayıtları ve işe dair gönderilen ya da alınan e-posta yazışmaları işçiye güçlü kanıt sunar. Puantajda saatlerin net şekilde yazılmış olması veya bordroda fazla mesaiye ait satırların bulunması çok önemlidir.

Giriş-çıkış kayıtları otomatik sistemlerle tutuluyorsa, buralardan alınan raporlar mahkemede delil olarak kullanılabilir. Ayrıca işverenin çalışanlara gönderdiği gece geç saatlerdeki işler ya da mesai bitiminden sonra verilen görevler e-posta yoluyla ispatlanabilir. Bu tür kayıtların saklanması, işçinin ileride hak arama sürecinde elini güçlendirir.

Tanık Beyanlarıyla İspat

Fazla mesai iddiası sadece belgelerle değil, tanık beyanlarıyla da ispat edilebilir. İşyerinde birlikte çalışılan arkadaşlar, müdürler ya da şahitlik yapabilecek diğer çalışanlar, mahkemede fazla mesai yapıldığını anlatabilir. Uygulamada, aynı işyerinde çalışan en az iki tanığın benzer ifadeler vermesi oldukça etkili olur.

Özellikle küçük işletmelerde veya kayıt tutulmayan durumlarda, tanık anlatımları çok kıymetlidir. Ancak, tanıkların işten çıkmış olması ve bağımsız olmaları söz konusu delili daha da güçlendirir. Mahkemeler tanık ifadelerine önem verir ama somut belgeyle de desteklenmesini bekler.

Dijital Kayıtlar ve Kamera Görüntüleri

Günümüzde çoğu işyerinde dijital kayıtlar ve kamera görüntüleri de fazla mesai ispatında kullanılabilir. Kapıdan kartla geçiş sistemleri, bilgisayar açılış-kapanış logları gibi dijital veriler, işçinin gerçekten iş yerinde bulunup bulunmadığını gösterir. Bu veriler, çalışanın fazla mesai yaptığı gün ve saatlerle uyumluysa, önemli bir ispat aracı olarak değerlendirilir.

Ayrıca, giriş-çıkış kapılarına yerleştirilen kamera görüntüleri de mahkemelerde delil olarak sunulabilir. İşçinin işyerinde varlığını ve çalışma saatlerini net olarak kanıtlar. Dijital veriler üzerinde oynanıp oynanmadığı da mahkemede incelemeye açık konulardan biridir. Bu nedenle, dijital kayıtların işveren sisteminden bağımsız olarak elde edilmesi, arşivlenmesi ve gerektiğinde uzman incelemesiyle doğrulanması tavsiye edilir.

Fazla mesai hakkını ararken, mümkün olduğunca çok farklı araçla ispat yoluna gitmek işçiye büyük avantaj sağlar. Belgeler, tanıklar ve dijital kayıtlar birlikte kullanıldığında, işçi lehine sonuç alınma olasılığı çok daha yüksektir.

Fazla Mesai Ücretini Alamayan İşçinin Hakları

İşverene Yazılı Başvuru (İhtar, E-posta, Noter)

Fazla mesai ücretini alamayan işçi, öncelikle haklarını almak için işverene yazılı başvuru yapmalıdır. Yazılı başvuruyu, genellikle bir ihtarname şeklinde gönderebilirsiniz. İhtarnameyi noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü posta ile göndermek, yazının ulaştığını belgelemek açısından çok önemlidir.

Ayrıca günümüzde işçiler, fazla mesai taleplerini e-posta yoluyla da iletebilir. E-posta gönderirken, mesajın karşı tarafa ulaştığından emin olmak için okundu bilgisi talep edilmesi faydalı olur. Bu adım hem işverenin dikkatini çekmek hem de hukuki süreçte elinizde “yazılı delil” bulunması için gereklidir.

Yazılı başvuruya işveren cevap vermez veya olumsuz yanıt verirse, hak arayışında bir sonraki aşamaya geçilebilir.

Arabuluculuk Başvurusu ve İşleyişi

Fazla mesai ücretini alamayan işçinin bir sonraki adımı, arabuluculuk başvurusu yapmak olmalıdır. Türkiye’de iş davalarında arabuluculuk, zorunlu bir aşamadır. Arabulucuya başvuru olmadan doğrudan dava açılamaz.

Arabulucuya başvuru İŞKUR üzerinden veya adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarından yapılabilir. Arabulucu, işçi ve işvereni bir araya getirmeye çalışır. Taraflar anlaşırsa tutanak tutulur ve bu tutanak mahkeme kararı yerine geçer. Anlaşma sağlanamazsa işçi dava açma hakkına sahip olur.

Arabuluculuk süresi genellikle 3 hafta ile 1 ay içinde tamamlanır. Arabuluculuk görüşmelerine gitmemek veya çağrılara cevap vermemek, diğer taraf aleyhine sonuçlara yol açabilir.

Dava Açma Hakkı ve Süreci

Arabuluculuktan sonuç çıkmazsa, işçi dava açma hakkını kullanabilir. Fazla mesai ücretine ilişkin dava iş mahkemesinde açılır. Dava için genellikle arabuluculuk aşamasından alınan son tutanak ve ellerdeki deliller gereklidir.

Dava sürecinde, işçi fazla mesai yaptığına ve ödenmediğine dair kanıtlar sunar. Puantaj kayıtları, e-posta yazışmaları, tanık beyanları veya işyerindeki dijital kayıtlar mahkemede önemli rol oynar.

Mahkeme, işçinin haklı bulması durumunda fazla mesai ücretinin işçiye ödenmesine karar verir. Faiz ve yargılama giderleri de işverene yüklenebilir.

Haklı Fesih (İş Sözleşmesini Fesih)

Fazla mesai ücretini alamayan işçi için bir diğer yol, haklı nedenle iş sözleşmesini feshetmek yani haklı fesih yapmaktır. İşverenin, kanunen ödemesi gereken fazla mesai ücretini ödememesi, işçiye bu hakkı verir.

Haklı fesih için, işçi önce bir uyarı ya da ihtar gönderebilir. Ancak ödenmeyen ücretler devam ederse, noter kanalıyla iş sözleşmesini haklı neden göstererek sonlandırabilir.

Kıdem Tazminatı Hakkı

İşçi, fazla mesai ücretini alamadığı için iş akdini haklı nedenle feshederse, kıdem tazminatı hakkı doğar. Hukuken bu durumda işçinin en az bir yıl çalışmış olması yeterlidir. Fesihten sonra işveren, işçinin kıdem tazminatını ödemek zorundadır.

İhbar Tazminatı Durumu

Haklı nedenle işten ayrılan işçi, ihbar tazminatı alamaz. Ancak işverene bir bildirim süresi beklemeden ayrıldığı için, işveren de işçiden ihbar tazminatı isteyemez. İhbar tazminatını sadece haksız nedenle işten ayrılanlar veya işten çıkarılan taraflar alabilir.

Manevi Tazminat İmkanı

Fazla mesai ücretinin uzun süre ödenmemesi veya bunun sonucunda işçiye psikolojik baskı veya kötü muamele yapılmışsa, manevi tazminat talebi gündeme gelebilir. Özellikle fazla mesaiye zorlama, mobbing uygulanması, işçinin kişilik hakkının zedelenmesi gibi durumlarda mahkemelerce manevi tazminata hükmedilebilir.

Bu tür bir tazminat için işçinin yaşadığı zararı iyi anlatması ve mümkünse psikolojik destek aldığını belgelemesi çok önemlidir. Manevi tazminat miktarı, mahkeme tarafından belirlenir ve duruma göre değişiklik gösterir.

Fazla Mesai Ücretini Ödeme Zorunluluğu

Fazla mesai ücreti ödeme zorunluluğu, işverenler açısından çok açık ve kesin bir sorumluluktur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41. maddesine göre haftalık 45 saati aşan çalışmalara fazla mesai denir ve bu fazla çalışma için ödenecek ücret, normal saatlik ücretin en az %50 fazlası oranında olmalıdır. İşveren, fazla mesai yaptırdığı her işçiye bu ücreti eksiksiz ve zamanında ödemek zorundadır. İşveren ister sözleşmede fazla mesainin ücrete dahil olduğunu iddia etsin, isterse yıllık fazla mesai sınırı aşılmış olsun, işçinin hakkı saklıdır ve fazla mesai ücreti yasal olarak ödenmelidir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi işçiye haklı fesih hakkı doğurur ve işçi kıdem tazminatına hak kazanabilir.

Puantaj ve Kayıt Düzenleme Sorumluluğu

Puantaj ve kayıt düzenleme sorumluluğu, fazla mesai ile ilgili uyuşmazlıklarda en önemli delili oluşturur. İşveren, çalışanlarının çalışma saatlerini, fazla mesaileri de dâhil olmak üzere düzgün ve doğru şekilde puantaj cetvelleri, giriş-çıkış kayıtları veya elektronik sistemlerle tutmak zorundadır. Bu kayıtlar, işçiyle ilgili her türlü mesai takibini netleştirir ve fazla mesai ücretinin ispatında kullanılabilir. Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, doğru tutulmayan puantaj kayıtları veya eksik belgeler nedeniyle işçi lehine değerlendirme yapılabilir. İşveren puantaj, bordro, vardiya çizelgesi gibi tüm kayıtlarını dikkatle saklamalı ve gerektiğinde ibraz etmelidir. Ayrıca bu bilgiler resmi incelemelerde ya da yargı aşamasında önemli delil olarak kullanılabilir.

İdari Para Cezaları ve Resmi Yaptırımlar

Fazla mesai ücretini ödemeyen işverenler idari para cezaları ve ciddi resmi yaptırımlarla karşılaşır. İş Kanunu’na göre, fazla mesaiye işçi onayı alınmadan, yasal sınırların üzerinde veya ücreti ödenmeden çalışma yaptırılırsa her bir işçi için idari para cezası uygulanır. 2025 yılı için bu ceza birçok kaynakta 3.837 TL olarak güncellenmiştir. Ayrıca, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi işçinin iş akdini derhal feshetmesine ve tazminata hak kazanmasına da imkan verir. İşverenin yükümlülüklerini yerine getirmemesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan denetimlerde eksik ya da hatalı bulunan kayıtlar nedeniyle hem maddi cezaya hem de işyerinin sicilinin olumsuz etkilenmesine neden olabilir.

Sosyal Güvenlik Açısından Sonuçları

Fazla mesai hakkındaki en kritik konulardan biri de sosyal güvenlik açısından işverenin sorumluluğudur. İşveren, işçiye ödediği tüm fazla mesai ücretlerini brüt olarak SGK bildirimine dahil etmek ve prime tabi tutmak zorundadır. Fazla mesai ücretinden SGK primi kesilmesi zorunludur ve bu ücretin doğru şekilde SGK’ya bildirilmemesi işvereni ağır para cezalarıyla karşı karşıya bırakır. Eksik ya da yanlış bildirilen fazla mesai ücretleri, işçinin emeklilik ve diğer sosyal haklarını da olumsuz etkiler. Doğru bildirim yapılmadığında hem işçi hak kaybına uğrar hem de şirket denetimlerde sorun yaşar. İşverenler tüm fazla mesai ödemelerini tam ve doğru olarak beyan ederek hem kendi yükümlülüklerini yerine getirmeli hem de işçinin geleceğini güvence altına almalıdır.

Şikayet ve Başvuru Mercileri

ALO 170 Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Hattı

ALO 170 Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Hattı, fazla mesai ücreti ödenmeyen işçilerin ilk başvurduğu adreslerden biridir. Bu hat, hem işçi hem de işverenler için ücretsiz danışmanlık sağlar. Fazla mesai ücreti ödenmemesi, iş yerinde mobbing, sigortasız çalıştırma gibi şikayetler için ALO 170 üzerinden başvuru yapılabilir. Yapılan başvurular kayıt altına alınır ve ilgili bölge müdürlüğüne aktarılır. Telefon yoluyla şikayet bildirmek isteyenler, kimlik numaralarını ve çalıştığı işyerinin bilgisini paylaşarak kolayca işlem başlatabilir. ALO 170 üzerinden yapılan başvurular gizli tutulur ve çalışma müfettişleri tarafından değerlendirilir.

İŞKUR ve SGK'ya Başvuru

İŞKUR ve SGK, fazla mesai konusunda yaşanan sorunlarda başvurulabilecek resmi kurumlardır. İŞKUR, işçilerin işverenle yaşadığı fazla mesai ücretleriyle ilgili mağduriyetlerini toplar ve gerekli incelemeleri başlatır. Özellikle işsiz kalan işçiler, fazla mesai alacaklarıyla ilgili destek almak için İŞKUR bürolarına başvurabilirler.

SGK ise, sigortasız çalışma veya eksik prim bildirimi gibi durumlar olduğunda etkin bir şekilde devreye girer. Fazla mesai ücretlerinin bordroda gösterilmemesi veya ücretlerin elden ödenmesi gibi sorunlarda SGK’ya şikâyet yapılabilir. Başvuru için SGK’nın il veya ilçe müdürlüklerine giderek dilekçe bırakabilir veya e-Devlet üzerinden de işlem başlatılabilir.

İş Mahkemesi'ne Başvuru

İş Mahkemesi, fazla mesai ücretinin ödenmediği hallerde başvurulacak en son ve kesin makamdır. Eğer işveren ile uzlaşma sağlanamazsa ve arabuluculuk aşaması sonuçsuz kalırsa, işçi dava açma hakkını kullanabilir. İş Mahkemesi’ne başvurmak için genellikle önce arabulucuya gitmek zorunludur. Arabulucudan olumsuz sonuç alınırsa, arabuluculuk son tutanağı ile mahkemeye başvuru yapılır.

Dava sürecinde işçi, fazla mesai yaptığını çeşitli belgeler ve tanıklar ile ispatlamak zorundadır. İş Mahkemesi, delilleri inceleyerek fazla mesai ücretinin ödenmesine karar verebilir. Yasal süreler içinde ve doğru delillerle başvuru yapmak son derece önemlidir.

Sendikalara Başvuru İmkanı

Sendikalar, işçilerin haklarını koruma ve savunma konusunda önemli bir rol oynar. Bir sendikaya üye olan çalışanlar, fazla mesai ücreti ödenmemesi durumunda sendikalarına başvurarak hukuki ve idari destek alabilirler. Sendikalar, toplu iş sözleşmesi yoluyla işçilerin fazla mesai haklarını güvence altına alabilir ve yasal yollara başvurulmasında yol gösterici olur.

Sendikalar aracılığıyla yapılan şikayetler, çoğu zaman işveren üzerinde ciddi bir baskı oluşturur ve anlaşma yoluyla hakkın daha hızlı temin edilmesini sağlar. Üstelik sendika avukatları, dava süreçlerinde işçilere ücretsiz ya da uygun ücretlerle destek verir. Böylece işçi yalnız hissetmez, yanında güçlü bir kurum olur.

Zamanaşımı ve Geriye Dönük Haklar

Hak Kaybı Olmaması İçin Zamanaşımı Süresi

Hak kaybı olmaması için zamanaşımı süresi konusunda bilgi sahibi olmak çok önemlidir. Fazla mesai alacaklarında genellikle zaman aşımı süresi 5 yıl olarak uygulanır. Yani işçi, fazla mesai yaptığı dönemi takip eden 5 yıl içerisinde alacağını talep etmezse bu hakkı zamanaşımına uğrar. Zamanaşımı süresi içinde işçi isterse işverenle, isterse arabuluculuk yoluyla ya da mahkemeye başvurarak fazla mesai ücretini isteyebilir.

Zamanaşımı süresi, iş sözleşmesinin devamı sırasında da iş sözleşmesi sona erdikten sonra da işlemeye başlar. Özellikle işten ayrıldıktan sonra hak kaybı yaşamamak için mümkünse en kısa sürede harekete geçmek faydalı olur. Mahkemelerde ya da arabuluculuk başvurusu sırasında genellikle son 5 yıl içerisindeki çalışmaya ait fazla mesai alacaklarının talep edilebileceği unutulmamalı. Bu konuda Yargıtay kararları da aynı yönde olup, hak düşürücü süre geçmeden talepte bulunmak için dikkatli olmak gerekir.

Geçmişe Dönük Fazla Mesai Alacakları Talebi

Geçmişe dönük fazla mesai alacakları talebi işçiler için oldukça önemli bir haktır. İşçi, işyerinde geçmiş yıllarda yaptığı fazla mesai karşılığında alamadığı ücretleri talep edebilir. Bu talep hem çalışırken hem de iş akdi sonlandıktan sonra yapılabilir. Talepte bulunurken, yukarıda belirtilen 5 yıllık zamanaşımı süresine dikkat etmek gerekir.

Geçmişe dönük taleplerde işçi, elinde puantaj kayıtları, bordro, giriş çıkış saatleri, e-posta yazışmaları, kamera kayıtları gibi kanıtlayıcı belgeler varsa bunları sunmalıdır. Ayrıca işyerinde birlikte çalıştığı arkadaşlarının tanıklığı da geçmişe dönük hak taleplerinde çok önemli olabilir. Eğer bu belgeler mevcut değilse tanık ifadeleriyle de fazla mesai yapıldığı ispatlanabilir.

Talep dilekçesiyle önce işverene yazılı başvuru yapılabilir. İşveren ödeme yapmazsa arabuluculuk yoluna gidilebilir. Arabuluculukta çözüm sağlanamazsa, iş mahkemesine başvurularak geçmişe dönük fazla mesai alacakları talep edilebilir.

Geriye dönük fazla mesai ücretlerinin toplu olarak ödenmesi, işçinin ekonomik anlamda rahatlamasını sağlayabilir. Ancak her adımda zamanaşımı süresine takılmamak ve taleplerin zamanında yapılması büyük önem taşır. Özellikle işten ayrılmadan önce veya hemen sonrasında hak kaybı yaşanmaması için başvuru sürelerine dikkat edilmelidir.

Sigortasız Çalışanlar İçin Hukuki Yol

Sigortasız çalışanların fazla mesai haklarını araması için izlemesi gereken hukuki yol, bazı özel adımlar içerir. Öncelikle sigortalı olarak çalıştırılmayan bir işçinin hakları da, sigortalı işçilerle aynıdır. Yani fazla mesai yaptıysa, bunun ücretini talep edebilir. Ancak, öncelikle sigortasız çalıştığını ve ne kadar süre çalıştığını ispatlaması gerekir.

İlk adım genellikle Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) başvuru ve şikayettir. SGK yapılan inceleme sonucunda gerçek çalışma süresini ve durumunu tespit ederse, geriye dönük olarak sigorta günleri yatırılabilir. Ayrıca, işçi iş mahkemelerinde hizmet tespit davası açarak sigortasız çalıştığı dönemin yasal olarak tanınmasını sağlayabilir. Bu dava için zamanaşımı süresi, işten ayrıldıktan sonra 5 yıldır.

Hizmet tespit davası sonucunda, işçi sadece sigortasını değil, aynı zamanda fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili ücreti gibi alacaklarını da talep edebilir. Fazla mesai ücreti ile ilgili olarak, işçinin kendi beyanı, tanıklar, yazılı belgeler veya dijital kayıtlar mahkemeye sunulabilir.

Son olarak, sigortasız çalıştırılmak işçi için haklı fesih sebebidir. Yani işten kendi isteğiyle ayrıldığı halde işverenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle, kıdem tazminatı talebinde bulunabilir.

Alacakların İspatı ve Tazminat Hakkı

Sigortasız çalışanların fazla mesai alacağını ispatlaması, çoğu zaman belgeye dayalı olmadan mümkün olabilmektedir. Tanık beyanları, eski çalışma arkadaşlarının ya da komşu işyeri çalışanlarının ifadeleri, müşteri tanıklıkları ve varsa işyerine dair puantajlar, el yazısı notlar, kamera kayıtları önemli delil olarak kabul edilir.

Özellikle fazla mesaiye ilişkin hakların talebinde, işçinin maaş bordrosu olmasa bile, tanıklar ve işyeriyle ilgili herhangi bir fiili delil çok kıymetlidir. Örneğin, WhatsApp yazışmaları, e-postalar yahut giriş çıkışı gösteren kamera kayıtları kullanılabilir.

Sigortasız çalışan bir işçi;

  • Gerçek çalışma süresinin tespiti
  • Fazla mesai yaptığı saatlerin ispatı
  • Kullanmadığı yıllık izinlerin belirlenmesi
  • Hafta ve resmi tatil günlerinde çalıştığı sürelerin belgelenmesi

gibi alacak kalemleri için dava yoluna başvurabilir.

Ayrıca, sigortasız çalışmanın ispatlanması durumunda işçi; kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin, ihbar tazminatı, resmi tatil ve hafta tatili alacaklarını geriye dönük isteyebilir. Hatta işçinin sigortasız çalışması nedeniyle iş güvencesi tazminatı veya kötü niyet tazminatı gibi ek tazminat hakları da doğabilir.

Sonuç olarak, sigortasız çalışan işçilerin haklarını arayabilmesi için elindeki tüm delilleri toplaması şarttır. En önemlisi, hak kaybına uğramamak için yasal zamanaşımı süreleri içinde harekete geçmek gerekir.

Avukat Desteği Alın

Ankara avukatından danışmanlık ve temsil talepleriniz için bizimle iletişime geçin.