Birçok anne-babanın aklındaki soru: Çocuk nafakası kaç yaşına kadar ödenir? Kural olarak 18 yaşına kadar ödenir; ancak çocuk eğitimine devam ediyorsa, yardım nafakası ile destek erginlikten sonra da sürebilir. Kız–erkek ayrımı yoktur; esas olan çocuğun ihtiyacı ve ebeveynlerin gücüdür.
Bu yazıda:
- İştirak nafakası nedir, nasıl belirlenir?
- TMK 328 gereği 18 yaş sonrası hangi hallerde devam eder? (lise, üniversite, meslek eğitimi)
- Çocuğun çalışması/evlenmesi/mezuniyeti durumunda nafaka ne zaman biter?
- Nafakanın artırılması, azaltılması ve kaldırılması için izlenecek yol
Detaylara geçmeden önce temel kuralı akılda tutalım: Kural 18’dir; eğitim varsa mahkeme kararıyla uzayabilir. Peki, Çocuk nafakası kaç yaşına kadar ödenir?
Çocuk Nafakasının Tanımı
Çocuk nafakası nedir sorusu, ayrılık yaşayan ailelerde en çok merak edilen konulardan biridir. Çocuk nafakası, boşanma veya ayrılık sonrasında çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için, çocuğun velayeti kendisine verilmeyen ebeveyn tarafından ödenen maddi katkıya denir. Bu katkı, çocuğun barınma, beslenme, eğitim ve sağlık giderleri gibi harcamalarını kapsar. Çocuk nafakasının amacı, çocuğun anne ya da babasından hangisiyle kalırsa kalsın, yaşam standartlarının sürmesini sağlamaktır. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ve anne-babanın maddi durumları değerlendirilerek mahkeme tarafından belirlenir.
İştirak Nafakası ve Türleri
İştirak nafakası, çocuk nafakasının asıl türüdür ve velayet kendisine verilmeyen ebeveynin, çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılımı amacıyla ödenir. Yani, bir ebeveyn çocuğun yanında değilse dahi onun yaşamına maddi olarak destek olmaya devam eder. İştirak nafakası dışında önemli nafaka türleri şunlardır:
- Tedbir Nafakası: Boşanma davası devam ederken, çocuğun ve eşlerin geçici ihtiyaçlarını karşılamak için mahkemece geçici olarak ödenmesi kararlaştırılan nafakadır.
- Yardım Nafakası: Çocuk reşit olduktan sonra, ihtiyaç hâlinde anne-baba veya diğer yakın akrabalarca ödenebilen nafakadır.
- Yoksulluk Nafakası: Esas olarak eşler arasında ödenir, çocuğa yönelik değildir.
Çocuklar için asıl nafaka türü iştirak nafakasıdır ve bunun yanında olayın durumuna göre yardım veya tedbir nafakası da gündeme gelebilir.
Türk Medeni Kanunu’nda Çocuk Nafakası
Türk Medeni Kanunu’nda çocuk nafakası açık şekilde düzenlenmiştir. Kanunun 327. maddesine göre, anne ve baba çocuğun bakım, eğitim ve korunmasından ortaklaşa sorumludur. Velayet hakkı kimde olursa olsun, diğer ebeveyn çocuğun giderlerine parasal olarak katılmak zorundadır. 329. madde ise, çocuğa fiilen bakan anne veya babanın, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceğini belirtir. Yani, çocuğun nafaka hakkı doğrudan kanuna dayanmaktadır ve çocuk yararına olan bu koruma, kanunların güvencesi altındadır. Ayrıca, çocuğun reşit olması, evlenmesi veya kendi geçimini sağlayacak duruma gelmesi halinde iştirak nafakası sona erer.
Kısacası, çocuk nafakası hem yasal zorunluluk hem de çocuğun sağlıklı gelişimi için verilen önemli bir maddi destektir.
Çocuk Nafakası Ne Zamana Kadar Devam Eder?
Temel Kural: 18 Yaş Sınırı
Çocuk nafakası ne zamana kadar devam eder diye merak edenler için öncelikli olarak bilinmesi gereken temel kural, 18 yaş sınırıdır. Yani, çocuk için ödenen nafaka kural olarak çocuk 18 yaşına gelene kadar sürer. 18 yaş, Türk Medeni Kanunu’na göre kişinin “ergin” yani reşit olduğu yaştır. Çocuk 18 yaşını doldurduğunda, kendiliğinden, herhangi bir mahkeme kararına gerek olmadan çocuk nafakası sona erer. Ancak bazı durumlarda bu kuralın istisnaları vardır ve nafaka devam edebilir.
Ergin Olma ve İstisnalar
Çocuk nafakası 18 yaşında biter gibi görünse de, her zaman bu kadar basit değildir. Türk hukukuna göre, ergin olma yani reşit sayılma bazı durumlarda daha erken veya daha geç olabilir. Ayrıca, bazı durumlarda çocuk 18 yaşını geçse bile, nafaka ödemesi devam edebilir.
Ergin Olma Durumları (Reşit Olma, Evlilik, Mahkeme Kararı)
Ergin olma ya da reşit olma, sadece 18 yaşını doldurmakla gerçekleşmez.
- Bir çocuk 18 yaşından önce evlenirse, ergin (reşit) sayılır ve nafaka hakkı sona erer.
- Mahkeme kararıyla da çocuk erken yaşta ergin ilan edilebilir. Mesela, on beş yaşını dolduran çocuk mahkemenin izniyle ergin olabilir. Bu durumda da nafaka biter.
- Ergin olmanın bir başka yolu ise resmen 18 yaşın tamamlanmasıdır. Yani, çocuk 18 yaşından küçük olsa da evlendiğinde veya mahkeme onu reşit ilan ettiğinde, iştirak nafakası, yani çocuk için ödenen nafaka sona erer.
Engelli Çocuklarda Nafaka Süresi
Engelli çocuklarda nafaka süresi ise farklı bir şekilde düzenlenmiştir. Eğer çocuk bedensel veya zihinsel engelli ise ve kendi kendine bakamayacak durumdaysa, çocuk 18 yaşını doldursa bile nafaka devam edebilir. Buradaki önemli nokta, çocuğun hayatını idame ettirecek şekilde çalışamıyor veya geçimini sağlayamıyor olmasıdır. Bu durumda anne veya babanın çocuk reşit olduktan sonra da nafaka ödemesi gerekir. Hatta bu nafaka, ömür boyu sürebilir. Ancak nafakanın devamı için mahkemeye başvurmak gerekir ve çocuğun engelli olduğunun sağlık raporuyla ispatlanması şarttır.
Özetle, çocuk nafakası genel kural olarak 18 yaşında biter; fakat bazı hayat şartları ve özel durumlarda bu süre uzayabilir. Özellikle eğitime devam eden, evlenmemiş veya engelli çocuklar için nafaka süresi 18 yaşın üstüne de çıkabilir.
Eğitim Durumu ve Nafaka Süresi
İlköğretim ve Lise Döneminde Nafaka
İlköğretim ve lise döneminde nafaka ödemesi, Türk Medeni Kanunu’na göre çocuğun bakımı, eğitimi ve temel ihtiyaçlarının karşılanması için oldukça önemli kabul edilir. Boşanma sonrasında çoğu zaman velayet kimdeyse, diğer ebeveyn çocuk nafakası yani iştirak nafakası ödemeye devam eder.
Bu dönemde çocuğun yaşı da önemli olmakla birlikte, öğrenim hayatı boyunca yani çocuk ilkokul ve lise eğitimi alıyorsa nafaka ödenir. Genellikle, çocuk 18 yaşını doldurana kadar ya da reşit olana kadar bu ödeme devam eder. Fakat lise eğitiminin uzaması ya da bitmemesi durumunda, nafaka 18 yaşı aşmamak şartıyla genelde ödenir. Eğer çocuk lise sonrasında 18 yaşına kadar mezun olamadıysa ve hala eğitimine devam ediyorsa, bu süre zarfında nafaka ödemesi devam edebilir.
Üniversite Eğitimi ve Nafaka
Üniversite eğitimi nafaka süresi açısından ayrı bir önem taşır. Türkiye’de yaygın uygulamaya göre, çocuk 18 yaşını doldursa bile üniversite eğitimi devam ettiği sürece nafakanın devam edebileceğine karar verilmektedir. Bu tür durumlarda çocuğun ekonomik olarak bağımsız bir geliri yoksa, anne ya da babadan gelecek nafaka desteğine ihtiyaç duyduğu kabul edilir.
Yargıtay kararlarında da, üniversite öğrencisi çocuğun eğitimini sürdürüyorsa, nafakanın yetişkinlik yaşına gelse de ödenmeye devam etmesi gerektiği belirtilmektedir. Ancak burada mahkemeler eğitimin niteliğini, öğrencinin yaşını, geliri olup olmadığını ve gerçek anlamda ihtiyaç sahibi olup olmadığını dikkate alır.
Üniversite Eğitimi Sırasında Nafaka Devamı
Üniversite eğitimi sırasında nafaka ödemesi pek çok mahkeme kararında desteklenmektedir. Çocuk eğitimini başarıyla sürdürüyor ve makul bir süre içinde mezun oluyorsa nafaka ödenmeye devam eder. Özellikle çocuğun geliri yoksa veya çalışamıyorsa, aile desteği zorunlu kabul edilir.
Ama üniversite eğitimi süresinin aşırı uzaması, örneğin uzun süre derslere girmemek ya da öğrenimini sürekli olarak uzatmak gibi durumlar mahkemeler tarafından dikkatle incelenir. Öğrenciye verilmiş bir burs, yarı zamanlı işten kayda değer bir geliri olması ya da eğitimi bırakması gibi durumlarda nafakanın kesilmesi veya azaltılması gündeme gelebilir.
Yüksek Lisans ve Doktora Eğitiminde Durum
Yüksek lisans ve doktora eğitimi alan çocuklar için nafaka ödemesinin devam edip etmeyeceği, anne ve babaların sıkça merak ettiği bir konudur. Türk hukuku ve Yargıtay içtihatlarına göre, yüksek lisans ve doktora zorunlu temel eğitim kapsamında değildir. Bu nedenle, genellikle nafaka üniversite öğrenimi ile birlikte sona erer.
Ancak bazı istisnai durumlar olabilir. Eğer çocuk, yüksek lisans veya doktora eğitimini devam ettirmesi için maddi desteğe gerçekten muhtaçsa ve bu ihtiyaç durumu mahkemede kanıtlanırsa, mahkeme nafakanın devamına karar verebilir. Fakat burada aranan en önemli şart, çocuğun hala ekonomik açıdan bağımlı ve ihtiyaç sahibi olmasıdır.
Eğitim Sona Erince Nafaka Ne Zaman Biter?
Eğitim sona erdiğinde nafaka genellikle hemen kesilmez. Ancak, çocuk 18 yaşını geçmişse ve öğrenimine devam etmiyorsa, ekonomik olarak kendi hayatını sürdürebilecek duruma gelmişse, nafaka sona erer. Mahkemeler çocuğun mezuniyet tarihini veya eğitimi bitirdiği zamanı dikkate alır.
Bazı durumlarda öğrenim bittikten sonra duyulan kısa bir sürelik geçiş dönemi için nafaka bir süre daha ödenebilir. Ancak çocuk aktif olarak bir iş bulmuş, kendi gelirini elde ediyorsa nafakanın sona erdirilmesi için mahkemeye başvurulması gerekir.
Sonuç olarak, çocuk 18 yaşından büyükse ve eğitim hayatı bittiyse, nafaka ödemesi genelde mahkeme kararıyla sonlandırılır. Ancak eğer maddi olarak hala destek ihtiyacı varsa, farklı bir nafaka türüne (yardım nafakası gibi) geçiş yapılması gerekebilir.
Kız ve Erkek Çocuklar İçin Nafaka Süresi Farkı
Kız Çocuklarında Nafaka Süresi
Kız çocuklarında nafaka süresi konusu, aile hukukunda en çok sorulan başlıklardan biridir. Kız çocukları için nafaka, çoğunlukla 18 yaşını doldurana kadar devam eder. Ancak, kız çocukları reşit olduktan sonra da eğitime devam ediyorsa, özellikle üniversite okuyor ise, nafaka genellikle eğitim hayatı sonuna kadar sürer. Evlenme durumunda ise, evlenen kız çocuk için nafaka sona erer. Çünkü medeni kanun, evlenmeyi ekonomik bağımsızlık olarak görür.
Kız çocuğu eğitim almaya devam ettiği sürece, bu durum gerekçesiyle anne ya da babadan nafaka talep edilebilir. Ancak kız çocuğu ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde durmaya başlarsa, nafaka artık ödenmek zorunda değildir. Ayrıca, iş bulup kendi geçimini sağlayan kız çocuklarında da nafaka hakkı biter.
Erkek Çocuklarında Nafaka Süresi
Erkek çocuklarında nafaka süresi de genellikle 18 yaşına kadar devam eder. Ancak burada da önemli bir ayrım ortaya çıkar: Eğer erkek çocuk, 18 yaşını doldurduktan sonra eğitim hayatına üniversite ile devam ediyorsa, nafaka süresi uzar. Üniversite mezunu olup iş bulana kadar nafaka ödenmeye devam edebilir. Fakat erkek çocuk üniversiteyi bitirdiyse, artık kendi geçimini sağlayabileceği varsayılır ve nafaka sona erer.
Bazı durumlarda erkek çocuklar, 18 yaşından küçükken çalışmaya başlayabilir. Bu durumda mahkeme, çocuğun gelir durumunu dikkate alır. Erkek çocuk ekonomik bağımsızlığını kazandığında, nafaka yükümlülüğü sona erdirilir.
Farklı Statüler ve Yargıtay Kararları
Farklı statüler ve Yargıtay kararları nafaka süresini doğrudan etkileyebilir. Yargıtay, nafaka kamu düzeniyle ilgili olduğu için başvurulan her durumda güncel şartları değerlendirir. Örneğin, bazı Yargıtay kararlarında kız ve erkek çocuklar arasında doğrudan bir ayrım yapılmamakta, esas olarak çocuğun ekonomik bağımsızlığı temel alınmaktadır.
Ayrıca, eğitimine devam eden hem kız hem de erkek çocuklar için, eğitimin tamamlanması veya iş bulma süresi nafakanın devamı bakımından önemli bir kriterdir. Engelli çocuklar veya sürekli bakıma muhtaç olanlar için nafaka süresi, çocukların ömür boyu bakım ihtiyacına göre uzatılabilir.
Bazı davalarda, çocuğun özel bir durumu ya da ender rastlanan bir statüsü varsa, hakim duruma göre takdir yetkisini kullanır. Kısacası, nafakanın bitiş süresi genel kurallara tabidir fakat bireysel durumlar ve Yargıtay’ın güncel içtihatları da göz önüne alınır.
Sonuç olarak, nafaka süresi kız ve erkek çocuklar için temelde aynı kurallara bağlıdır; ancak istisnai durumlarda mahkeme kararına göre değişiklik gösterebilir.
Nafakanın Sona Ermesi Durumları
18 Yaşını Doldurma
18 yaşını doldurma, çocuk nafakasının sona ermesi konusunda en temel kuraldır. Türk Medeni Kanunu’na göre, nafaka, çocuk reşit olduğu yani 18 yaşını doldurduğu anda otomatik olarak sona erer. Bu noktadan sonra, ebeveynin nafaka ödeme yükümlülüğü yukarıdan gelen özel bir mahkeme kararı veya istisnai bir durum yoksa devam etmez. Kimi zaman çocuk, 18 yaşına girmesine rağmen lise veya dengi bir eğitim kurumunda öğrenimini sürdürüyorsa ve mahkeme kararıyla nafakanın devamı istenirse bu durumda farklı bir süreç yaşanabilir. Ancak genel uygulamada, çocukların 18 yaşını doldurması en belirleyici bitiş noktasıdır.
Çocuğun Evlenmesi veya Ekonomik Bağımsızlığını Kazanması
Çocuğun evlenmesi veya ekonomik bağımsızlığını kazanması, nafakanın sona ermesi için geçerli diğer önemli durumlardandır. Çocuk, evlendiği anda reşit kabul edilir ve nafakaya ihtiyaç duymadığı varsayılır. Bu nedenle çocuğun evlenmesiyle birlikte iştirak nafakası sona erer.
Aynı şekilde, çocuk reşit olduktan sonra kendi gelirini elde ederek ekonomik olarak bağımsız hale gelirse, yani düzenli bir işi varsa veya kendi geçimini sağlayabiliyorsa, nafakanın devam etmesine artık gerek kalmaz. Bu durum bazen mahkemeye yapılan başvuru ve mahkeme kararı ile kesinleşebilir. Çocuk örneğin çalışmaya başlar, sigortalı bir işe girer ve kendi parasını kazanırsa, nafaka genellikle sonlandırılır. Ancak bunun için çoğu zaman mahkeme kararı gerekir ve taraflardan biri talepte bulunmalıdır.
Mahkeme Kararı ile Sona Erdirilmesi
Mahkeme kararı ile sona erdirilmesi, nafaka süresinin bitiminde veya yukarıda sayılan nedenler oluştuğunda devreye girer. Bazen nafaka yükümlüsü, çocuğun ekonomik olarak bağımsız hale geldiğini, evlendiğini ya da artık nafaka almasına gerek kalmadığını düşünüyorsa, bunu belgeleyerek mahkemeye başvurabilir.
Mahkeme, durumu inceler ve eğer gerçekten nafakaya ihtiyaç kalmadığına kanaat getirirse, nafakanın sona ermesine karar verir. Bazı özel durumlarda, örneğin çocuğun geliri yeterli seviyede değilse veya hala eğitim hayatına devam ediyorsa mahkeme farklı bir karar da verebilir. Ancak genel olarak, mahkeme kararı nafakanın resmen sonlandığını gösterir ve taraflar için bağlayıcıdır.
Sonuç olarak, nafakanın sona ermesi genellikle yaş, evlilik, ekonomik bağımsızlık ve mahkeme kararı gibi durumlarla gerçekleşmektedir. Bu süreçlerde taraflar arasında anlaşmazlık olması durumunda ise mutlaka hukuki destek alınması önerilir.
Nafaka Miktarı Nasıl Hesaplanır?
Nafaka miktarının nasıl hesaplandığı konusu, boşanma sonrası tarafların en çok merak ettiği konular arasındadır. Nafaka miktarı nasıl hesaplanır? sorusunun net ve evrensel bir cevabı yoktur. Çünkü her nafaka davasında hâkim, tarafların mevcut durumlarına bakar ve özel bir değerlendirme yapar. Yani tüm davalarda aynı tutarların çıkması mümkün değildir.
Hâkim, nafaka miktarını belirlerken aşağıdaki unsurları dikkate alır:
- Tarafların gelir durumu (maaş, ek gelirler vb.)
- Sosyal yaşama dair alışkanlıklar (konut durumu, çocukların eğitim ve sağlık giderleri)
- Nafaka alacaklısının ve yükümlüsünün ihtiyaçları
- Tarafların, özellikle çocukların yaşam standartlarının bozulmaması için gerekli masraflar
Örneğin; 2025 yılı için asgari ücretli bir kişi, çocuk nafakası ödüyorsa ortalama 3.500 TL ile 5.500 TL arasında bir tutar söz konusu olabiliyor. Yüksek gelirli kişilerde ise çocukların ihtiyaçları artacağı için nafaka tutarı gelirle orantılı biçimde yükselebiliyor. Mahkemeler genellikle nafaka yükümlüsünün maaşının yüzde 20-30’u kadar bir miktarı karar verir. Ancak hâkim, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) gibi güncel ekonomik verilere de bakarak nihai sonuca ulaşır.
Bazı avukatlık sitelerinde nafaka hesaplama aracı ile kaba bir tahmin yapmak mümkündür, ancak en güvenlisi mahkeme kararına göre belirlenen rakamdır.
Ekonomik Koşullara Göre Artırma ve Azaltma
Ekonomik koşullar, nafaka miktarının değişmesinde çok önemli bir rol oynar. Ekonomik koşullara göre nafaka artırılabilir ya da azaltılabilir. Zamanla enflasyon yükselirse ya da nafaka alacaklısının giderleri artarsa, nafaka miktarının artırılması için mahkemeye başvurulabilir. Aynı şekilde nafaka yükümlüsünün işten çıkması, gelirinin düşmesi gibi sebeplerle nafakanın azaltılması için de başvuru yapılabilir.
Genellikle yılda bir kez, nafakanın satın alma gücünün korunması için mahkeme kararıyla otomatik artış (TÜFE veya ÜFE oranlarında) uygulanır. Eğer ekonomik koşullarda olağanüstü bir değişiklik yaşanırsa, taraflar nafaka artırma veya azaltma davası açabilir.
Özetle;
- Enflasyon ve genel yaşam pahalılığı çok arttıysa nafaka miktarı artırılabilir.
- Tarafların gelirlerinde ciddi bir azalma olduysa, nafaka tutarı azaltılabilir.
- Mahkeme mevcut ekonomik şartlara en uygun karar için tarafları ve delilleri değerlendirir.
Nafaka Artırma ve Azaltma Davası
Nafaka artırma ve azaltma davası, nafaka alanı veya ödeyeni mağdur eden koşullar değiştiğinde başvurulabilecek hukuki bir yoldur. Aşağıda bu davalarla ilgili temel bilgileri bulabilirsiniz.
- Nafaka artırma davası: Nafaka alan kişi, ekonomik koşulların ciddi şekilde değiştiğini, kendi harcamalarının arttığını veya çocuğun ihtiyaçlarının fazlalaştığını ispatlarsa bu davayı açabilir.
- Nafaka azaltma davası: Nafaka ödeyen kişi, gelirinin düştüğünü, maddi durumunda bozulma olduğunu ya da nafaka alanın gelirinin yükseldiğini ileri sürerek nafakanın düşürülmesini talep edebilir.
Davaların açılması için belirli bir süre şartı aranmaz; nafaka kararı kesinleştiği andan itibaren ekonomik koşullarda değişiklik yaşanırsa hemen başvuru yapılabilir.
Dava açmak için gerekli belgeler: Mevcut nafaka kararının örneği, tarafların güncel gelir belgeleri, gider makbuzları, çocukların eğitim ve sağlık faturaları gibi belli başlı kanıtlardır. Dava, aile mahkemesine yazılı bir dilekçe ile açılır. Mahkeme, tarafların beyanlarını, belgelerini ve güncel ekonomik durumu inceleyerek yeni bir nafaka miktarı belirler.
Nafaka miktarı belirlenmesi ve değişimiyle ilgili her adımda uzman bir avukattan hukuki destek almak hak kayıplarını önleyebilir.
Yardım Nafakası ve Diğer Nafaka Türleri
Yardım Nafakası Koşulları
Yardım nafakası koşulları, Türk Medeni Kanunu’nda açıkça belirlenmiştir. Yardım nafakası, bir kişinin yoksulluğa düşmesini önlemek amacıyla, yakın akrabalarından ya da aile bireylerinden talep edilebilen bir nafaka türüdür. Yardım nafakası açabilmek için, istekte bulunan kişinin muhtaç durumda olması gerekmektedir. Yani kişi, kendi geçimini tek başına sağlayamıyor olmalı ve başkalarına, özellikle de kanunen yükümlü akrabalarına muhtaç olmalıdır.
Yardım nafakası talebinde bulunulan kişinin ise ekonomik olarak bu nafakayı karşılayabilecek bir gelir ya da mal varlığı olması aranır. Ayrıca, bu nafaka türünde belirli bir yaş sınırı yoktur; çocuk, yetişkin, hatta yaşlı biri de nafaka talebinde bulunabilir. Anahtar nokta, talep edenin geçim sıkıntısı çekmesi ve başkasının desteğine ihtiyaç duymasıdır.
Yardım nafakası genellikle, çocuk nafakası gibi anne-baba ile sınırlı değildir; büyükanne, büyükbaba, kardeş ve hatta evlat gibi yakın akrabalar da istekte bulunabilir. Fakat nafaka yükümlüsü kişinin, kendi ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra kalan geliriyle buna imkânı olması zorunludur.
18 Yaşından Sonra Yardım Nafakası Başvurusu
18 yaşından sonra yardım nafakası başvurusu yapmak mümkündür. Çünkü iştirak nafakası genellikle çocuk 18 yaşına geldiğinde sona erer. Ancak, kişi reşit olduktan sonra da kendi geçimini sağlayamıyorsa ve maddi desteğe ihtiyacı varsa, yardım nafakası talebinde bulunabilir.
Burada önemli olan, talepte bulunan kişinin hâlâ yoksul durumda olması ve eğitimine devam etmemesi hâlinde tamamen muhtaç durumda bulunmasıdır. Üniversite okuyan gençler, sağlık sebepleriyle çalışamayan yetişkinler veya yaşlılar yardım nafakası başvurusu yapabilir.
Başvurular, Aile Mahkemesi’ne dilekçe ile yapılır. Mahkeme, nafaka talebinde bulunanın maddi durumunu, eğitimini, sağlık ve iş gücünü değerlendirir. Eğer muhtaçlık hâli devam ediyorsa ve diğer akrabanın ödeme gücü varsa, yardım nafakası bağlanabilir ve miktarı belirlenir.
Tedbir Nafakası ile İştirak Nafakası Farkı
Tedbir nafakası ve iştirak nafakası sıkça karıştırılır. İkisi arasındaki en önemli fark, bağlandığı dönem ve kapsamlarıdır. Tedbir nafakası, boşanma ya da ayrılık sürecinde, dava devam ederken geçici süreyle bağlanan nafakadır. Amaç, dava süresince çocuğun ya da eşin mağdur olmamasıdır. Tedbir nafakası, dava sona erdiğinde biter; eğer çocuk için ise, mahkeme nihai olarak iştirak nafakasına hükmeder.
İştirak nafakası ise, boşanma kesinleştikten sonra çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak amacıyla bağlanır. Yani boşanan eşlerden çocuğun velayetine sahip olmayan tarafın, çocuğun masraflarına katkıda bulunmasını hedefler. İştirak nafakası, çocuğun reşit olmasına kadar veya mahkeme kararında belirlenen sürece kadar devam eder.
Kısaca özetleyecek olursak, tedbir nafakası geçici, iştirak nafakası ise kalıcı ve çocuğun düzenli giderleri için ödenen bir nafaka türüdür.
Hangi Mahkeme Yetkilidir?
Çocuk nafakası ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, öncelikle Aile Mahkemesi’dir. Türkiye’de Aile Mahkemesi bulunan her il ve ilçede bu tür davalara sadece Aile Mahkemeleri bakar. Eğer bulunduğunuz yerde Aile Mahkemesi yoksa, bu durumda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olur ve asliye hukuk mahkemesi “aile mahkemesi sıfatıyla” davaya bakar.
Yetki bakımından ise, dava genellikle davalının yerleşim yeri ya da çocuğun ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Eğer boşanma dosyası devam ederken çocuk nafakası da talep ediliyorsa, dava ile birlikte aynı mahkemede görülür. Ancak boşanma tamamlandıktan sonra ayrıca iştirak nafakası davası açılacaksa, yukarıda belirtilen yerleşim yerlerinden birinde açılabilir.
Nafaka Davasında Süreç ve Belgeler
Çocuk nafakası davası açmak için öncelikle dava dilekçesi hazırlanır. Dava dilekçesinde çocuğun ihtiyaçları, ebeveynlerin mali durumları ve talep edilen nafaka miktarı detaylı şekilde belirtilmelidir.
Dava açılırken genellikle şu belgeler sunulur:
- Kimlik fotokopileri (davacı ve çocuk için)
- Nüfus kayıt örneği
- Evlilik ve boşanma belgeleri (varsa)
- Mali durumu gösteren belgeler (maaş bordrosu, gelir belgesi, tapu vs.)
- Çocuğun eğitim ve sağlık giderlerine dair belgeler (varsa)
- Adres kayıt belgesi
Dava açıldıktan sonra mahkeme taraflardan ek bilgi ve belge isteyebilir. Dava sürecinde iki taraf da kendi durumunu en iyi şekilde anlatmalı ve haklarını korumak için belgelerini eksiksiz sunmalıdır.
Dava dilekçesi ve ekleriyle birlikte Aile Mahkemesi’ne başvuru yapılır. Dava dosyası açıldıktan sonra mahkeme gerekirse bilirkişi veya sosyal hizmet uzmanından rapor talep edebilir. Mahkeme, tarafları dinler, delilleri toplar ve sonunda nafaka miktarına karar verir.
Avukat ve Hukuki Destek İhtiyacı
Çocuk nafakası davası açarken avukat tutmak yasal olarak zorunlu değildir. Dileyen herkes kendi başına dava açabilir. Fakat aile hukuku, birden çok teknik kural ve ayrıntı içerdiğinden; özellikle nafaka miktarının belirlenmesi, sürecin doğru yönetilmesi ve hakların tam olarak korunabilmesi için bir aile hukuku avukatından destek almak faydalı olur.
Avukatsız olarak dava açmak mümkün ve çoğu kişi de bu yolu tercih eder. Ancak dosyanızın, size ve çocuğunuza en uygun biçimde yürütülmesi; eksiksiz dilekçe hazırlanması ve süreçte hataya düşmemeniz için uzman bir avukattan danışmanlık almak davanın başarısını artırabilir.
Özetle, avukatsız çocuk nafakası davası açılabilir ve yürütülebilir; ancak hak kaybı yaşanmaması adına hukuki destek alınması şiddetle tavsiye edilir. Dava masrafları ve avukat ücretleri konusunda da dava başında bilgi almak gerekir. Özellikle ekonomik durumu iyi olmayanlar için barodan ücretsiz avukat da talep edilebilir.
Sıkça Sorun Oluşan Durumlar ve Çözüm Yolları
Eğitim Durumu Değişikliği
Eğitim durumu değişikliği, özellikle çocuk nafakası alan ailelerde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Çocuk ilkokuldan ortaöğretime, liseden üniversiteye geçiş yaptığında veya eğitimini bıraktığında, nafaka ödemelerinde değişiklik ihtiyacı doğabilir.
Eğitimine devam eden bir çocuk için iştirak nafakası ödenmeye devam eder. Ancak çocuk okulu bırakırsa, nafakanın sona erdirilmesi için mahkemeye başvurmak gerekir. Bu süreçte, nafaka ödeyen taraf, çocuğun artık öğrenci olmadığını belgeleyerek mahkemeden nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Eğer çocuk, eğitimine ara verirse veya açıköğretime geçerse mahkemeler buna göre değerlendirme yapar ve gerekirse nafakanın azaltılması veya sona erdirilmesi yönünde karar verir.
Çocuğun İşe Başlaması veya Evliliği
Çocuğun işe başlaması veya evlenmesi, nafakanın sona erdirilmesine neden olan önemli durumlardan biridir. Nafakanın ana amacı, çocuğun bakıma ve desteğe muhtaç olduğu sürede ona maddi yardım sağlanmasıdır. Çocuk düzenli bir gelir elde ettiğinde ya da kendi geçimini sağlayabilen bir işe başladığında “ekonomik bağımsızlık” kazanmış sayılır. Böylece nafaka yükümlülüğü genellikle ortadan kalkar.
Aynı şekilde çocuk evlendiğinde, Türk Medeni Kanunu’na göre artık bir aile kurmuş ve ekonomik olarak bağımsız olmuştur. Bu durumda da nafaka sona erer. Ancak nafakanın sonlandırılması için yine mahkeme kararı gerekir. Bu durumlarda, nafaka ödeyen tarafın mahkemeye başvuru yapması gereklidir.
Nafakada Zamanaşımı
Nafaka alacaklarında zamanaşımı konusu sıkça karıştırılan ve birçok kişinin mağdur olmasına neden olabilen bir detaydır. Türk Medeni Kanunu’na göre, ödenmeyen nafaka alacakları için genel olarak 10 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir. Yani, nafaka ödemeleri yapılmamışsa, bu ödemelerin tahsili için 10 yıl içinde icra takibi başlatmak gerekir.
Zamanaşımı süresi dolduktan sonra geçmişe dönük nafaka alacaklarını tahsil etmek mümkün değildir. Bu nedenle nafaka alan tarafın hak kaybı yaşamaması için düzenli olarak ödenmeyen nafakaların takibini yapması ve gerekirse icra müdürlüğüne başvurması önemlidir. Ayrıca, nafakanın artırılması veya azaltılması istenirse de mahkemeye başvurma hakkı her zaman saklıdır.
Bu gibi durumlarda, profesyonel hukuki destek almak ve süreci yakından takip etmek nafaka alacaklarının kaybolmaması için faydalı olur.
Ankara avukatından danışmanlık ve temsil talepleriniz için bizimle iletişime geçin.