Kendini sokakta, toplu taşımada ya da gece yürürken daha güvende hissetmek isteyen pek çok kişi, biber gazı taşımak ve savunmada kullanmak istiyor; ancak biber gazı yasal mı, yanında biber gazı taşımak suç mu ve nerelerde yasak olduğu konusu kafaları karıştırıyor.
Genel olarak Türkiye’de kişisel savunma amacıyla biber gazı bulundurmak ve taşımak tamamen yasak değildir, fakat bazı özel alanlarda (okul, havaalanı, adliye, toplu etkinlik alanları gibi) ciddi kısıtlamalar ve idari yaptırımlar söz konusu olabilir. Ayrıca biber gazı hukuken belirli durumlarda “silah” sayıldığı için, birine karşı saldırı amaçlı kullanıldığında kasten yaralama suçunun nitelikli hâliyle yargılanma riski doğar. Bu yazıda, güncel mevzuat ve uygulamalar ışığında biber gazı taşımak yasak mı sorusunun yanıtını sade bir dille ele alacağız.
Türkiye’de biber gazı taşımak gerçekten yasak mı?
Türkiye’de sıradan bir vatandaşın yanında biber gazı taşıması, genel kural olarak tamamen yasak değildir. Yani çantada, cepte küçük bir savunma spreyi bulundurmak tek başına suç sayılmıyor.
Ancak bu serbestlik sınırsız değil. Özellikle:
- Havalimanı, adliye, stadyum gibi özel güvenlikli alanlarda,
- Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde,
- Okul, cezaevi gibi hassas yerlerde
biber gazı taşımanız engellenebilir, el konulabilir ve idari işlem yapılabilir. Ayrıca biber gazını kullanma şekliniz, “taşımaktan” çok daha önemli; saldırı amaçlı veya ölçüsüz kullanım, farklı suçlara yol açabiliyor.
Özetle: Türkiye’de biber gazı taşımak genel anlamda yasak değil, ama yer, zaman ve kullanım amacı yüzünden hukuki sorun yaşama ihtimali var.
Mevzuata göre biber gazı hangi sınıfa giriyor?
Biber gazı, Türk Ceza Kanunu’nda ateşli silah gibi özel bir başlık altında sayılmıyor; ancak “cebir ve şiddet kullanmaya elverişli araç” olarak kabul ediliyor. Bu da onu hukuken “tamamen masum bir eşya” olmaktan çıkarıp, belirli durumlarda silah benzeri bir araç konumuna getiriyor.
Ayrıca biber gazı, Türkiye’nin taraf olduğu Kimyasal Silahlar Sözleşmesi kapsamında “toplumsal olay kontrolünde kullanılan göz yaşartıcı kimyasal” sınıfında değerlendiriliyor. Bu çerçevede, güvenlik güçlerinin kullandığı OC ve CS gazları için ayrı teknik ve hukuki düzenlemeler var.
Sivil kullanımda ise küçük savunma spreyleri, mevzuatta genellikle “savunma amaçlı gaz spreyleri” olarak anılıyor. Üretim ve ithalatı sıkı izne tabi; buna karşılık, bireysel olarak bulundurmak ve taşımak için özel bir ruhsat şartı öngörülmüş değil.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün biber gazı açıklamasında neler yazıyor?
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi, bir vatandaşın “Biber gazı kullanmak veya taşımak yasal mıdır?” sorusuna verdiği resmi yanıtta, özetle şunları söylüyor:
- Savunma maksatlı biber gazı spreylerinin bulundurulması ve satılması yasak değildir.
- Bu spreylerin üretimi ve ithalatı, normalde sadece TSK, emniyet, jandarma ve özel güvenlik kuruluşlarının ihtiyacını karşılamak üzere izinlendirilmiştir.
- Sivil amaçlı satılan pek çok ürünün, bu nedenle kaçak yollarla ülkeye girmiş olabileceği uyarısı yapılmaktadır.
Ayrıca Emniyet, toplumsal olaylarda kullanılan göz yaşartıcı gazların, hem iç mevzuat hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde belirli kurallara bağlı olarak kullanılabildiğini, bunun da “zor kullanma yetkisi” kapsamında olduğunu vurguluyor.
Sonuç olarak Emniyet’in yaklaşımı şu çizgide:
- Vatandaşın yanında biber gazı bulundurması başlı başına suç değil,
- Fakat ürünün kaynağı, kullanım amacı ve kullanıldığı ortam hukuki değerlendirmede belirleyici.
Biber gazı bulundurmak serbest ama hangi şartlarla mümkün?
Türkiye’de sivillerin küçük boy, kişisel savunma amaçlı biber gazı (OC sprey) bulundurması genel olarak yasak değil, ancak bazı şartlara bağlı. Temel mantık şu:
- Ürün, kişisel savunma amaçlı olmalı,
- Sanayi tipi, yüksek hacimli veya kolluk kuvvetine özel modeller olmamalı,
- Ruhsatsız silah gibi kullanılmamalı,
- Kullanım şekli, Türk Ceza Kanunu’na göre suç oluşturmayacak biçimde olmalı.
Yani “yanımda biber gazı var” diye otomatik olarak suçlu sayılmazsınız; sorun genelde nerede, nasıl taşıdığınız ve ne amaçla kullandığınızda ortaya çıkar.
Çantada, cepte, arabada biber gazı taşımanın yasal çerçevesi
Günlük hayatta çantada, cepte veya araçta küçük boy (genelde 20–50 ml civarı) kişisel savunma spreyleri taşımak, mevzuata göre normalde sorun edilmez. Ancak:
- Ürün, üzerinde marka, içerik ve uyarılar yazan, ticari olarak satılan bir biber gazı olmalı. Ev yapımı karışımlar, iş güvenliği için kullanılan büyük spreyler veya modifiye edilmiş tüpler risklidir.
- Toplu taşıma, AVM, okul, hastane gibi yerlerde güvenlik görevlileri, içeri almama veya emanete bırakma yetkisine sahiptir. Bu, doğrudan “suç işlediniz” anlamına gelmez; güvenlik tedbiri olarak uygulanır.
- Araçta torpido gözü, kapı içi gibi yerlerde bulundurmak genelde sorun olmaz; fakat trafik tartışması, kavga, tehdit gibi bir olayda biber gazını gösterir veya kullanırsanız, bu kez silahla tehdit / yaralama gibi suçlar gündeme gelebilir.
Özetle: sessizce taşımak genelde problem değildir; göstererek, korkutmak için sallamak veya saldırı amaçlı kullanmak hukuki sıkıntı doğurur.
Evde biber gazı bulundurmakta dikkat edilmesi gerekenler
Evde biber gazı bulundurmak da Türkiye’de serbest kabul edilir; hatta birçok kişi bunu ev içi güvenlik için tercih ediyor. Yine de bazı noktalara dikkat etmek önemli:
- Biber gazını çocukların ulaşamayacağı, kilitli ya da yüksek bir dolapta saklayın. Çocukların merak edip denemesi ciddi solunum ve göz problemlerine yol açabilir.
- Tüpün son kullanma tarihini ve gövdesindeki uyarıları kontrol edin. Tarihi geçmiş ürünler hem etkisiz olabilir hem de sızdırma riski taşır.
- Güneş altında, soba yanında, kalorifer üstünde bırakmayın. Aşırı ısı, tüpün basıncını artırarak patlama veya sızıntıya neden olabilir.
- Evde birden fazla tüp bulunduruyorsanız, sanayi tipi büyük tüplerden kaçının; bunlar artık “kişisel savunma” sınırını aşan, daha çok kolluk veya güvenlik profesyonellerine yönelik ürünlerdir ve hukuken farklı değerlendirilebilir.
Kısacası, Türkiye’de biber gazı bulundurmak ve taşımak belirli sınırlar içinde serbest; ancak ürünün tipi, bulunduğunuz yer ve kullanım niyetiniz, işin hukuki boyutunu tamamen değiştirebilir. Dikkatli ve ölçülü davranmak, hem güvenlik hem de hukuki açıdan sizi korur.
Biber gazı satışı yasal mı, nereden alınır?
Türkiye’de savunma amaçlı biber gazı bulundurmak ve taşımak, genel olarak yasak değil; ancak biber gazının üretimi ve özellikle ithalatı sıkı şekilde denetleniyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yıllardır değişmeyen açıklamasına göre, biber gazı spreylerinin bulundurulmasına dair doğrudan bir yasak yok; fakat sivil kullanım için ithalat izni verilmediği, bu yüzden piyasadaki pek çok ürünün kaçak yollardan ülkeye girmiş olabileceği vurgulanıyor.
Bu nedenle “satışı tamamen serbest” demek de doğru değil. Pratikte biber gazı, bazı mağazalarda ve internet sitelerinde satılıyor; fakat bunların önemli bir kısmı resmî izin zinciri net olmayan, denetimi zayıf ürünler olabiliyor.
Yasal satıcılar, internetten sipariş ve kaçak ürün riski
Biber gazı, genellikle şu tür yerlerde karşınıza çıkıyor: av ve kamp malzemesi satan dükkânlar, bazı güvenlik ekipmanı mağazaları ve çeşitli e‑ticaret siteleri. Ancak Emniyet’in eski açıklamalarında, sivil amaçlı ithalat izni verilmediği, bu nedenle piyasadaki ürünlerin önemli bölümünün kaçak sayılabileceği açıkça belirtilmiş durumda.
Bu tablo şu riskleri doğuruyor:
- Ürünün içeriği ve yoğunluğu denetlenmemiş olabilir, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
- Kaçak ürün yakalanırsa, özellikle toplu halde bulundurulması veya satışı, kaçakçılık ve izinsiz silah/teçhizat ticareti kapsamında soruşturma konusu olabilir.
İnternetten sipariş verirken mutlaka:
- Satıcının vergi kaydı ve iletişim bilgilerini,
- Ürünün Türkçe etiket, uyarı ve kullanım talimatlarını,
- Fatura kesilip kesilmediğini kontrol etmek gerekir. Bunlar yoksa, hem hukuki hem sağlık açısından risk artar.
18 yaş sınırı ve kimlik sorulması gibi uygulamalar
Uygulamada biber gazı, reşit kişilere yönelik bir savunma aracı olarak kabul ediliyor. Güncel hukuk yorumlarında ve uygulamada, satıcıların 18 yaş altına biber gazı satmaması, satış sırasında da kimlik kontrolü yapması gerektiği özellikle vurgulanıyor.
Bu yaş sınırı, çoğu zaman şu şekilde uygulanıyor:
- Fiziksel mağazalarda kasada kimlik sorulması,
- İnternetten satışta, sipariş sahibinin 18 yaşından büyük olduğuna dair beyan alınması ve gerektiğinde kimlik doğrulaması istenmesi,
- 18 yaş altına satışın tespiti halinde satıcı hakkında idari yaptırım ve diğer hukuki işlemlerin gündeme gelmesi.
Özetle: Türkiye’de biber gazı satışı tamamen serbest bir pazar değil; yaş sınırı, ithalat ve ürün güvenliği açısından gri alanları olan, dikkatli davranılması gereken bir alan. Satın alırken hem kendi güvenliğiniz hem de hukuki sorumluluklar açısından, mümkün olduğunca belgeli, faturalı ve denetlenebilir kaynakları tercih etmek en sağlıklısı.
Biber gazı silah sayılıyor mu, hukuken ne anlama geliyor?
Türkiye’de biber gazı, “tamamen serbest bir eşya” gibi de görülmüyor, “mutlaka ruhsata tabi ateşli silah” gibi de değerlendirilmez. Hukuken arada bir yerde duruyor: Normalde kişisel savunma aracı olarak kabul ediliyor, fakat yanlış kullanıldığında Türk Ceza Kanunu bakımından “silah” sayılabiliyor. Bu da, biber gazı ile işlenen suçlarda cezanın artmasına yol açabiliyor.
Türk Ceza Kanunu’na göre biber gazı “silah” mıdır?
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) biber gazı adı açıkça yazmıyor; ancak “silah” tanımı geniş tutulmuş durumda. Kanunda, sadece tabanca, tüfek gibi ateşli silahlar değil, ayrıca:
- Gaz, boğucu veya benzeri kimyasal maddeler,
- Kişinin bedenine zarar vermeye elverişli her türlü araç
da “silah” kapsamına alınabiliyor.
Bu nedenle, biber gazı bir saldırı aracı olarak kullanıldığında, yani birini etkisiz hale getirmek, yaralamak, korkutmak amacıyla sıkıldığında, mahkemeler tarafından çoğunlukla “silah” olarak kabul ediliyor. Savunma amaçlı taşınması ile saldırı amaçlı kullanılması arasındaki fark burada ortaya çıkıyor:
- Sadece çantada taşımak: Tek başına “silah bulundurma suçu” oluşturmaz, fakat başka suçla bağlantı kurulursa delil olabilir.
- Birine karşı kullanmak: Olayın şartlarına göre “silahla yaralama”, “silahla tehdit” gibi suçlara dönüşebilir.
Yani TCK açısından önemli olan, biber gazının nasıl ve hangi niyetle kullanıldığı.
Biber gazı ile işlenen suçlarda ceza nasıl ağırlaşıyor?
TCK’da pek çok suç için, “silahla işlenmesi” halinde cezanın artırılacağı açıkça yazılı. Biber gazı da yukarıdaki gerekçelerle silah sayıldığında, şu sonuçlar ortaya çıkabiliyor:
- Kasten yaralama suçu, biber gazı ile işlendiğinde “silahla kasten yaralama”ya dönüşüyor ve ceza artırımlı uygulanıyor.
- Tehdit suçunda, biber gazını göstererek veya kullanacağını söyleyerek korkutma varsa, bu da “silahla tehdit” sayılabiliyor ve yine daha yüksek ceza gündeme gelebiliyor.
- Hakaret, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını ihlal gibi başka suçlarla birlikte biber gazı kullanılırsa, olayın niteliğine göre hem temel suçtan hem de silah kullanımı nedeniyle ağırlaştırılmış ceza söz konusu olabiliyor.
Ayrıca, biber gazı kullanımı sonucu mağdurda kalıcı hasar, görme kaybı, ciddi solunum problemi gibi ağır sonuçlar doğarsa, suçun niteliği “basit yaralama”dan çıkıp “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” gibi daha ağır suçlara dönüşebilir. Bu durumda hem ceza süresi yükselir hem de hâkim, failin kastına ve olayın seyrine göre daha ağır bir değerlendirme yapar.
Özetle:
- Biber gazı, günlük dilde “savunma spreyi” olarak anılsa da,
- TCK bakımından saldırı amacıyla kullanıldığında çoğu durumda “silah” sayılır,
- Bu da, aynı fiilin biber gazı ile işlenmesi halinde cezanın belirgin şekilde artmasına yol açar.
Bu nedenle, biber gazını taşırken de kullanırken de, “nasıl olsa küçük bir sprey” diye düşünmemek; hukuken silah muamelesi görebileceğini akılda tutmak gerekir.
Yanında biber gazı taşırken hangi durumlarda sorun yaşanabilir?
Günlük hayatta çantada küçük bir biber gazı taşımak, Türkiye’de genel olarak yasak değil. Ancak bazı yerlerde ve bazı durumlarda biber gazı ciddi sorun çıkarabiliyor, hatta el konulup adli işleme bile dönüşebiliyor. Özellikle “güvenlikli alanlar” ve toplumsal olaylar bu açıdan kritik.
Havalimanı, adliye, stadyum gibi hassas yerlerde kurallar
Havalimanları, adliyeler, stadyumlar, resmi kurum binaları ve benzeri yerler “yüksek güvenlikli alan” kabul ediliyor. Bu alanlara girişte X‑ray, üst araması ve çanta kontrolü yapıldığı için biber gazı çok büyük ihtimalle tespit ediliyor.
Sivil Havacılık mevzuatında, uçak kabin bagajında taşınması yasaklanan maddeler arasında çeşitli silahlar ve tehlikeli nesneler sayılıyor; göz yaşartıcı spreyler de pratikte bu kapsamda değerlendiriliyor ve kabine alınmıyor. Genellikle ya tamamen uçağa kabul edilmiyor ya da güvenlik tarafından alıkonuluyor.
Adliye, stadyum, konser salonu, büyük AVM ve kamu binalarında da güvenlik görevlileri biber gazını “yasaklı eşya” gibi görüp içeri sokmuyor. Çoğu zaman:
- Ya kapıda teslim etmeniz istenir ve çıkışta geri verilir,
- Ya da hiç iade edilmeyip tutanakla el konulabilir.
Eğer biber gazı dışında kesici, delici alet gibi başka şeyler de varsa, durum “suç kastı” şüphesiyle savcılığa bildirilebilir.
Toplantı, gösteri, konser ve maçlarda biber gazı bulundurmak
Toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle ilgili 2911 sayılı Kanun, bu tür etkinliklere “silahsız ve saldırısız” katılmayı şart koşuyor. Kanunda yapılan değişiklikle, toplantı ve gösterilere “her türlü sis, gaz ve benzeri maddeler” taşıyarak katılmak ayrıca suç sayılıyor ve hapis cezası öngörülüyor.
Bu nedenle:
- İzinli ya da izinsiz bir gösteriye biber gazı ile gitmek,
- Yürüyüş, miting, protesto gibi etkinliklerde çantada biber gazı bulundurmak,
özellikle toplumsal olay riski varsa, “kanuna aykırı toplantıya silahlı katılma” gibi değerlendirilip ciddi cezalara yol açabiliyor.
Konser, maç, festival gibi kalabalık etkinliklerde de organizatörler ve kolluk kuvvetleri, biber gazını güvenlik riski olarak görüp içeri almıyor. Stadyum girişlerinde yapılan aramalarda biber gazı bulunursa, çoğu zaman:
- Turnikeden geri çevrilme,
- Eşyaya el konulması,
- Olayın niteliğine göre adli işlem başlatılması
gündeme gelebiliyor.
Polis çevirmesinde veya üst aramasında biber gazı çıkarsa ne olur?
Trafik çevirmesi, GBT kontrolü ya da asayiş uygulamasında üzerinizde veya aracınızda biber gazı çıkması, tek başına otomatik olarak suç sayılmıyor. Burada polis genellikle üç şeye bakıyor:
- Miktar ve tür
- Kişisel savunma amaçlı, küçük bir sprey mi,
- Yoksa profesyonel, büyük kapasiteli, çok sayıda sprey mi?
- Bulunduğu ortam ve zaman
- Gece vakti, olaylı bir gösteri güzergahında mısınız,
- Yoksa sıradan bir trafik kontrolünde mi?
- Kullanım kastı şüphesi
- Daha önce bir kavga, tehdit, saldırı iddiası var mı,
- Üzerinizde başka suç unsurları (bıçak, sopa vb.) var mı?
Şüpheli bir durum yoksa, bazı ekipler sadece uyarıp devam etmenize izin verebiliyor; bazıları ise tutanakla biber gazına el koyabiliyor. Eğer biber gazını kısa süre önce bir olayda kullandığınız iddia edilirse, bu kez konu “silahla tehdit”, “kasten yaralama” gibi suç başlıklarıyla adli soruşturmaya dönüşebiliyor.
Özetle: Günlük hayatta, sakin bir ortamda yanınızda tek bir savunma spreyi taşımanız çoğu zaman sorun çıkarmaz. Ancak havalimanı, adliye, stadyum, toplumsal olaylar ve polis uygulamalarında, biber gazının her an “riskli eşya” olarak görülüp el konulabileceğini ve bazı durumlarda doğrudan suç şüphesi yaratabileceğini unutmamak gerekiyor.
Biber gazı kullanmak suç mu, hangi hallerde meşru müdafaa sayılır?
Biber gazı, Türkiye’de tamamen serbest bir “eşya” değil; yanlış kullanıldığında hukuken silah gibi değerlendirilebilen bir savunma aracıdır. Bu yüzden, kullanıp kullanmamanın suç sayılıp sayılmayacağı, olayın nasıl, ne zaman ve kime karşı gerçekleştiğine göre değişir. Özellikle Türk Ceza Kanunu’ndaki meşru müdafaa (meşru savunma) hükümleri burada belirleyicidir.
Kendini savunma amacıyla kullanımda aranan şartlar
Biber gazının meşru müdafaa kapsamında sayılabilmesi için, kabaca şu şartların bir arada olması beklenir:
- Size veya bir başkasına yönelik haksız bir saldırı olmalı.
- Bu saldırı gerçek, ciddi ve yakın olmalı; yani “olabilir” ihtimali değil, fiilen başlayan ya da başlamak üzere olan bir tehlike söz konusu olmalı.
- Biber gazı kullanımı, saldırıyı durdurmaya elverişli ve ölçülü olmalı. Yani saldırgan yere düştükten, etkisiz hale geldikten sonra hâlâ yüzüne sıkmaya devam etmek, meşru savunma sınırını aşma riski taşır.
- Savunma ile saldırı arasında zaman bakımından yakınlık olmalı. Eski bir tartışmanın intikamı için günler sonra biber gazı sıkmak, savunma değil saldırı sayılır.
Örneğin, dar bir sokakta biri size bıçakla yaklaşırken biber gazını birkaç kez kısa püskürtme şeklinde kullanıp kaçmanız, çoğu durumda meşru müdafaa çerçevesinde değerlendirilmeye daha yakındır. Ancak kişi uzaklaşmışken, yere düşmüşken veya etkisiz durumdayken tekrar tekrar sıkmak, “orantısız güç” olarak yorumlanabilir.
Saldırı amaçlı, öfkeyle veya şaka yollu kullanımda karşılaşılabilecek suçlar
Biber gazını saldırı aracı olarak kullanmak, hukuken ciddi sonuçlar doğurabilir. Duruma göre şu suçlarla karşılaşılabilir:
- Kasten yaralama: Birine tartışma, kavga, öfke anında biber gazı sıkmak, genellikle kasten yaralama kapsamında değerlendirilir. Gözde yanma, nefes darlığı, geçici görme kaybı gibi etkiler “yaralama” sayılabilir.
- Silahla yaralama: Mahkemeler, biber gazını çoğu zaman “silah” kapsamında yorumlayabildiği için, ceza “silahla işlenen yaralama” hükümlerine göre artırılabilir.
- Eziyet, kötü muamele, tehdit gibi suçlar: Özellikle birini korkutmak, cezalandırmak, aşağılamak amacıyla biber gazı sıkmak, olayın şekline göre farklı suç tiplerine de girebilir.
- Şaka yollu kullanım: Arkadaşına “şaka olsun” diye biber gazı sıkmak da hukuken şaka sayılmaz. Kişinin rızası yoksa, yine kasten yaralama ve hatta şikâyete bağlı başka suçlar gündeme gelebilir.
Kısacası, biber gazını öfke boşaltma aracı gibi görmek çok risklidir. “Bir şey olmaz, sadece yanar” düşüncesi, adli sicile işleyebilecek bir ceza davasına dönüşebilir.
Biber gazına maruz kalan kişinin şikâyet hakkı ve süreç nasıl işler?
Biber gazına maruz kalan kişi, olayı adli makamlara bildirme hakkına sahiptir. İzleyebileceği temel adımlar şöyle özetlenebilir:
-
Sağlık raporu almak En kısa sürede bir sağlık kuruluşuna gidip muayene olmak, mümkünse darp ve cebir raporu düzenlettirmek önemlidir. Gözde tahriş, solunum sıkıntısı, ciltte yanık gibi bulgular rapora girerse, bu belge soruşturmada güçlü delil olur.
-
Polise veya savcılığa başvuru
- En yakın polis merkezine giderek şikâyetçi olduğunu beyan edebilir.
- Ya da doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu dilekçesi verebilir. Olayın yeri, zamanı, tanıklar, varsa kamera görüntüleri, saldırganın kimliği veya eşkâli ayrıntılı şekilde anlatılmalıdır.
- Delil toplama ve saklama
- Olayın olduğu yerdeki güvenlik kamerası kayıtları,
- Olayı gören tanıkların iletişim bilgileri,
- Olay sonrası çekilen fotoğraf ve videolar, soruşturma sürecinde önemli delillerdir. Bunları mümkün olduğunca erken toplamak ve saklamak gerekir.
- Soruşturma ve dava süreci Savcılık, şikâyet ve deliller ışığında soruşturma yürütür. Yeterli şüphe görürse kamu davası açılabilir. Mağdur, isterse avukatla temsil edilebilir; maddi durumu uygun değilse adli yardım talep etme imkânı da vardır.
Son olarak, biber gazına maruz kalan kişi, olayın ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat davası açmayı da düşünebilir. Ceza davasından bağımsız olarak, uğradığı zararların giderilmesini isteme hakkı saklıdır.
Biber gazı taşırken dikkat edilmesi gereken basit güvenlik kuralları
Biber gazı küçük bir sprey gibi görünse de, yanlış kullanıldığında ciddi solunum ve göz problemlerine yol açabilen kimyasal bir savunma aracıdır. Bu yüzden “yanımda dursun, nasıl olsa kullanmam” diye düşünmek yerine, taşırken ve saklarken bazı basit ama önemli güvenlik kurallarına dikkat etmek gerekir.
Yanlışlıkla patlatma, çocukların eline geçmesi gibi riskler
Biber gazı taşımanın en büyük risklerinden biri, spreyin yanlışlıkla ateşlenmesidir. Çantada sıkışma, düşme, kapağın çıkması veya kilidin açık unutulması sonucu tetik istemeden basılabilir. Bu durumda hem siz hem de çevrenizdekiler gazdan etkilenebilirsiniz. Özellikle kapalı alanlarda (araba içi, asansör, oda) yanlışlıkla sıkılan çok küçük bir miktar bile nefes darlığı, öksürük, yanma ve panik yaratabilir.
Diğer önemli risk, biber gazının çocukların eline geçmesidir. Çocuklar merakla spreyi oyuncak sanıp yüzlerine ya da başkalarına sıkabilir. Bu da yoğun göz yanması, ağlama, nefes alamama hissi ve acil tıbbi müdahale gerektirebilecek durumlara yol açabilir.
Evcil hayvanlar için de benzer bir tehlike vardır. Sprey yere düşüp patlarsa, hayvanlar göz ve burun bölgesinden ciddi şekilde etkilenebilir. Bu nedenle biber gazını hem evde hem dışarıda, çocukların ve hayvanların erişemeyeceği şekilde muhafaza etmek gerekir.
Taşıma ve saklama için pratik ve güvenli öneriler
Biber gazını güvenli taşımak ve saklamak için şu basit noktalara dikkat edebilirsiniz:
- Tetik kilidini mutlaka kapalı tutun. Çoğu biber gazı spreyinde döner başlık, sürgü veya emniyet mandalı bulunur. Çantaya koymadan önce kilidin kapalı olduğundan emin olun.
- Sert ve sabit bir yerde taşıyın. Çantada taşıyorsanız, fermuarlı küçük bir gözde, anahtarlardan ve sert cisimlerden ayrı durması iyi olur. Cepte taşırken oturup kalkarken ezilmeyecek, bükülmeyecek bir konum seçin.
- Aşırı sıcak ve soğuktan koruyun. Çok sıcak ortamlar (güneşte bırakılmış araba içi gibi) spreyin basıncını artırıp sızıntı veya patlama riskini yükseltebilir. Çok soğukta ise performansı düşebilir. Ilık, gölgeli, kuru yerler idealdir.
- Evde yüksek ve kapalı bir dolapta saklayın. Çocukların uzanamayacağı, mümkünse kilitli bir dolap tercih edin. Üzerine “biber gazı – tehlikeli, çocuklardan uzak tutun” gibi basit bir not yapıştırmak da işe yarar.
- Son kullanma tarihini kontrol edin. Tarihi geçmiş biber gazı hem etkisini kaybedebilir hem de sızıntı yapma riski artabilir. Tarihi geçen ürünleri lavaboya sıkmak yerine, mümkünse yerel atık toplama kurallarına uygun şekilde imha edin.
- Anahtarlık tipi ürünlerde tetik korumasına dikkat edin. Anahtarlığa takılı biber gazı kullanıyorsanız, cebinizde veya çantanızda anahtarlarla birlikte sallanırken tetik kısmının sert yüzeylere sürtünmemesine, kilidin devrede olmasına özen gösterin.
- Deneme amaçlı rastgele sıkmayın. “Çalışıyor mu?” diye kapalı alanda veya insanların yakınında test etmek tehlikelidir. Gerekirse açık havada, rüzgârı arkanıza alarak, çok kısa ve kontrollü bir deneme yapılmalıdır.
Bu basit önlemler, biber gazını hem yasal sınırlar içinde hem de güvenli bir şekilde taşımanıza yardımcı olur. Amaç, gerektiğinde kendinizi savunabilmek; günlük hayatınızda kendinize ve çevrenize yeni riskler yaratmak değil.
Biber gazı yerine düşünülebilecek diğer yasal kişisel savunma seçenekleri
Kişisel alarm, düdük, telefon uygulamaları gibi zararsız alternatifler
Biber gazı taşımak istemeyen ya da bulunduğu ortamda yasak olmasından çekinenler için, tamamen zararsız ama etkili kişisel savunma seçenekleri de var. Bunların ortak amacı saldırganı durdurmaktan çok, dikkat çekmek ve yardım çağırmayı kolaylaştırmak.
En basit ve ucuz çözümlerden biri düdük. Özellikle gece yürürken, toplu taşımadan inerken veya ıssız bir sokakta yürürken boyna asılı ya da kolay ulaşılabilir bir yerde taşınan düdük, yüksek sesle çevrenin dikkatini çeker. Saldırganlar genelde gürültüden ve tanık olmasından kaçtığı için, bu bile çoğu durumda caydırıcı olabilir.
Buna benzer şekilde, kişisel alarm cihazları da yaygınlaşıyor. Küçük bir anahtarlık gibi taşınan bu cihazlar, pim çekildiğinde ya da düğmeye basıldığında çok yüksek desibelde ses çıkarıyor, bazı modellerde yanıp sönen ışık da oluyor. Fiziksel zarar vermez, bu yüzden hukuki açıdan biber gazına göre daha risksiz bir kişisel savunma aracı sayılabilir.
Akıllı telefon kullananlar için ise güvenlik ve acil durum uygulamaları önemli bir alternatif. Türkiye’de özellikle şunlar öne çıkıyor:
- 112 Acil Çağrı uygulaması ile tek tuşla acil çağrı merkezine ulaşılabiliyor, konum bilgisi otomatik iletiliyor.
- Kadınlara yönelik şiddet durumlarında kullanılan KADES uygulaması, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilmiş resmi bir acil yardım kanalı.
Bunlara ek olarak, konum paylaşımı yapan, belirlediğiniz kişilere tek tuşla SOS mesajı gönderen, hatta bazı durumlarda canlı takip imkânı sunan farklı güvenlik uygulamaları da bulunuyor.
Bu tür zararsız alternatiflerin en büyük avantajı, yanlışlıkla kullanıldığında bile kimseye fiziksel zarar vermemesi ve hukuki açıdan genellikle sorun oluşturmaması. Yine de, özellikle telefon uygulamalarında konum ve kişisel veri paylaşımı yaparken, sadece güvenilir ve bilinen uygulamaları tercih etmek önemli.
Ne zaman mutlaka resmi makamlardan yardım istemek gerekir?
Kişisel savunma araçları, ne kadar etkili olursa olsun, devletin sağladığı korumanın yerini tutmaz. Bazı durumlarda kendi başınıza çözmeye çalışmak yerine, hiç vakit kaybetmeden resmi makamlardan yardım istemek gerekir.
Aşağıdaki hallerde mutlaka 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aramanız veya en yakın polis / jandarma birimine başvurmanız gerekir:
- Fiziksel saldırı, darp, cinsel saldırı girişimi veya tehdit altında hissettiğiniz anlar
- Israrlı takip (stalking), eski eş / partner tarafından tehdit edilme, kapıda bekleme, iş yeri ya da ev çevresinde pusu kurma gibi durumlar
- Ev içi şiddet, aile içi tartışmanın şiddete dönmesi, çocuklara yönelik şiddet şüphesi
- Sokakta, toplu taşımada ya da iş yerinde ciddi hakaret, tehdit, taciz ve benzeri eylemlerle karşılaşmanız
Bu tür olaylarda, sadece o an için değil, ileride doğabilecek tehlikeleri önlemek için de resmi başvuru önemlidir. Türkiye’de şiddet ve tehdit durumlarında, özellikle kadınlar için, kolluk kuvvetlerine başvuru, koruma tedbirleri ve uzaklaştırma kararları gibi hukuki mekanizmaların devreye girmesini sağlar.
Kısaca: Düdük, kişisel alarm, telefon uygulamaları ve benzeri zararsız savunma araçları, ilk tepki ve yardım çağırma açısından çok işe yarar. Ancak ortada gerçek bir tehdit, şiddet riski veya suç teşkil eden bir davranış varsa, bunlar sadece köprü görevi görmeli; asıl adım, resmi makamlara haber vermek ve olayı kayıt altına aldırmak olmalıdır.
Ankara avukatından danışmanlık ve temsil talepleriniz için bizimle iletişime geçin.