Nafaka hesaplama süreci, tarafların gelir durumları, çocuk sayısı ve masraflar gibi birçok farklı faktöre dayanmaktadır. Özellikle boşanma sürecinde mağduriyet yaşamamak adına tarafların ekonomik durumları göz önünde bulundurulur. Yoksulluk nafakası genellikle eşin gelirinin %25’i oranında belirlenirken, çocuklar için ödenen iştirak nafakası da benzer oranlarda hesaplanabilir. 🧮 Buna ek olarak, maaş üzerinden yapılan hesaplamalar, mahkeme kararlarına ve bireysel durumlara göre farklılık gösterebilir. Kanun, kesin bir hesaplama yöntemi sunmadığından, hâkim her olayı ayrı değerlendirmektedir. Ayrıca, nafakanın artırılması veya azaltılması gibi durumlar da mümkün. Nafaka miktarının belirlenmesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları kadar, boşanmadaki kusur oranına da bağlıdır.

Nafaka Nedir?

Nafakanın Tanımı

Nafaka, en basit anlamıyla bir kişinin geçimini sağlamak için başka bir kişi tarafından mahkeme kararıyla ödenen düzenli paradır. Türk Medeni Kanunu’na göre, nafaka, boşanma veya ayrılık sonrasında maddi olarak sıkıntıya düşebilecek olan tarafa, ya da yoksulluk sınırında yaşayan aile fertlerine bir destek olarak verilir. Nafaka amacı, eşler veya yakınlar arasında ekonomik dengeyi sağlamak, özellikle boşanma sürecinde ortaya çıkan mağduriyetleri önlemektir. Bu nedenle nafaka, sosyal dayanışma anlayışının da bir yansımasıdır.

Nafaka Türleri

Nafaka türleri; kanuna ve ihtiyaca göre şekillenmiştir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen başlıca nafaka çeşitleri şunlardır:

Tedbir Nafakası

Tedbir nafakası, boşanma ya da ayrılık davası sürerken mahkeme tarafından hem eşin hem de çocukların geçici olarak korunması ve ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla hükmedilen bir nafaka türüdür. Boşanma davası devam ettiği sürece işler ve dava sonuçlanana kadar geçerlidir. Genellikle, ayrılık sürecindeki ekonomik dengeyi sağlamak için ödenir.

Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakası, boşanma sonrasında yoksulluğa düşecek olan eşin yaşamını sürdürebilmesi için diğer eş tarafından ödenen aylıktır. Burada dikkat edilmesi gereken, nafaka talep edenin boşanmada ağır kusurlu olmamasıdır. Eğer boşanma ile birlikte bir taraf, gelir kaynağına ulaşamıyorsa veya ciddi bir ekonomik sıkıntı içine düşecekse, mahkeme yoksulluk nafakası ödenmesine karar verebilir.

İştirak Nafakası

İştirak nafakası, boşanma veya ayrılık sonrası velayeti alan eşe, çocukların masraflarına katılmak amacıyla hükmedilen nafakadır. Çocuğun eğitimi, sağlığı, barınması ve genel ihtiyaçları için kullanılır. Çocuğun bakımı ve eğitimi ön plandadır ve genellikle reşit olana kadar devam eder.

Yardım Nafakası

Yardım nafakası, yoksulluk içinde bulunan ve aynı zamanda nafaka yükümlüsüne yakın hısımlık bağı bulunan bireylere ödenen nafakadır. Bu nafaka türü sadece boşanma ya da ayrılık durumlarında değil, genel anlamda yakın akrabaların birbirine bakma zorunluluğu kapsamında ortaya çıkar. Medeni Kanun kapsamında örneğin anne, baba, çocuk ya da kardeşe ekonomik destek sağlamak amacıyla verilebilir.

Nafaka türleri konusunda bilinmesi gereken en önemli husus, her bir nafakanın verilme nedeni ve şartlarının farklı olduğudur. Bunlar ihtiyaçlara, davanın seyrine ve tarafların ekonomik durumuna göre değişiklik gösterir.

Tedbir Nafakası Ne Zaman ve Kimlere Verilir?

Tedbir nafakası, özellikle boşanma davası süresince eşlerden birinin veya ortak çocukların geçimini sağlamak amacıyla mahkeme tarafından verilen geçici bir destektir. Boşanma ya da ayrılık davası açıldığında, dava süresince ekonomik olarak zorluk yaşayabilecek eş ya da çocuklar bu nafakadan yararlanabilirler. Bu nafaka, boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder ve en çok mağdur olabilecek tarafa, yani daha az geliri veya hiçbir geliri olmayan eşe ve reşit olmayan çocuklara verilir.

Çalışan bir eş dahi, eğer geliri mevcut hayat standardını sürdürmeye yetmiyorsa, tedbir nafakası alabilir. Aynı şekilde ortak çocuklar için de 18 yaşına kadar ödenir ve eğitim hayatı devam ediyorsa bu süre uzayabilir. Hakim, dosyadaki talepler, ekonomik araştırmalar ve aile bireylerinin ihtiyaçlarını dikkate alarak nafaka miktarını takdir eder. Tedbir nafakası tamamen geçici ve mahkemenin kararına bağlı bir güvence sağlar.

Yoksulluk Nafakası Şartları

Yoksulluk nafakası, evlilik boşanma ile sonlandığında ekonomik gücü önemli ölçüde azalan, yani yoksulluğa düşecek olan eş lehine hükmedilen bir nafakadır. Burada önemli olan; talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olması ve karşı tarafın daha ağır kusurlu olmamasıdır. Kusur durumunda, daha ağır kusurlu olan eş lehine yoksulluk nafakası kararı verilmez.

Hakim, eşlerin sosyal ve ekonomik durumunu; gelir, yaşam standardı, sağlık ve iş bulabilme imkanlarını gözetir. Yoksulluk nafakası, talepte bulunan eşin boşanma ile temel hayat ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma gelmesi halinde devreye girer. Gelir düzeyi uygun olanlar, çalışabilenler veya yoksulluk seviyesini aşan bir gelire sahip olanlar bu nafakadan yararlanamazlar.

İştirak Nafakası ve Hesaplama Usulü

İştirak nafakası, boşanma sonrası çocukların bakım, eğitim, sağlık ve genel ihtiyaçlarını karşılamak üzere, velayeti almayan ebeveyn tarafından ödenen bir nafaka türüdür. Mahkeme, çocuğun eğitim masrafları, yaş, sağlık durumu ve standart yaşam koşullarını göz önünde bulundurarak nafaka miktarını belirler.

Hesaplama yapılırken genellikle ödeyecek kişinin gelirinin %10 ila %25’i arası bir oran esas alınır. Fakat bu oran kesin olmayıp, hakimin takdirine göre artıp azalabilir. İştirak nafakası genellikle çocuk 18 yaşına girene kadar devam eder; çocuk eğitim hayatına devam ediyorsa (üniversite vb.) bu süre eğitim bitene kadar uzayabilir. Nafaka miktarı ve süresi, çocuğun ihtiyaçlarının değişmesi durumunda yeniden düzenlenebilir veya arttırılıp azaltılabilir.

Yardım Nafakası

Yardım nafakası, boşanma veya evlilik ile ilgili olmayan, daha çok kan bağı ile bağlı yakınların, ihtiyaç sahibi olanlarına yönelik bir nafaka türüdür. Bu nafaka, Türk Medeni Kanunu’na göre, bir kişinin yardımı olmadan yoksulluğa düşecek durumda olan altsoyu, üstsoyu veya kardeşleri tarafından talep edilebilir.

Yardım nafakasının amacı, başta ebeveynler olmak üzere, çocuklar, torunlar, kardeşler gibi yakın hısımlar arasında dayanışmayı sağlamak ve muhtaç durumda olanların temel ihtiyaçlarının karşılanmasını garanti altına almaktır. İhtiyaç sahibi olan kişi, karşı tarafın maddi durumu da incelenerek mahkemeye başvurur. Maddi imkansızlık durumunda, davalının da kendi geçimini sağlayabiliyor olması aranır; nafaka miktarı da buna göre takdir edilir.

Yardım nafakası, aile içi dayanışmanın hukuki bir yükümlülükle desteklenmiş halidir ve genellikle sürekliyken, ihtiyaçlar ortadan kalktığında sona erer.

Nafaka Hesaplaması Nasıl Yapılır?

Nafaka hesaplaması, boşanma davaları ve ayrılıklar sırasında en çok merak edilen konulardan biridir. Çünkü nafaka miktarı, tarafların mevcut ekonomik durumlarına ve hayat standartlarına göre hakimin değerlendirmesiyle belirlenir. Mahkemeler, yasal düzenlemeler ve geçmiş örnek kararlar ışığında hakkaniyetli ve adil bir nafaka miktarı ortaya koymaya çalışır. İşte nafaka hesaplamasında dikkate alınan başlıca kriterler ve hakimin rolü:

Hakimin Takdir Yetkisi

Hakimin takdir yetkisi, nafaka hesaplamasında en temel unsurdur. Nafaka tutarı belirlenirken hâkim, dosyada sunulan belgeler, beyanlar, gelir-gider durumları ve tarafların yaşam koşulları üzerinde detaylı bir değerlendirme yapar. Bu noktada hakimin takdir hakkı sınırı yoktur; her dosyanın, her ailenin ve her bireyin koşulları ayrı ayrı incelenir. Tarafların ileri sürdüğü iddialar, verilen belgeler ve tanık anlatımları bu takdir yetkisini şekillendirir. Hâkim, hukuka ve vicdana uygun bir miktara hükmeder.

Nafaka Hesaplamasında Dikkate Alınan Kriterler

Nafaka hesabı yapılırken sadece gelire bakılmaz. Nafaka miktarı, birçok kriter birlikte değerlendirilerek belirlenir. Peki mahkemeler hangi unsurları özellikle dikkate alır?

Tarafların Ekonomik Durumu

Tarafların ekonomik durumu, nafaka miktarının en belirleyici unsurlarından biridir. Mahkeme hem nafaka ödeyecek kişinin hem de nafaka alacak kişinin mal varlığını, gelirlerini, banka hesaplarını, taşınır-taşınmazlarını değerlendirmeye alır. Aylık sabit maaş, ek gelirler, var olan borçlar ve taşınmaz gelirleri dosyada incelenir.

Çocuk(lar)ın Sayısı ve İhtiyaçları

Çocuk(lar)ın sayısı ve ihtiyaçları, özellikle iştirak nafakası hesaplanırken önem taşır. Birden fazla çocuk varsa, her çocuğun yaşı, okula gidip gitmediği, sağlık durumu ve özel ihtiyaçları mahkemece göz önünde bulundurulur. Küçük yaştaki bir çocuk ile üniversite öğrencisi olan bir çocuk için ödenen nafaka miktarı farklılık gösterir.

Temel Giderler (Kira, Gıda, Eğitim, Sağlık, Giyim)

Nafaka hesabında temel giderler kalemi çok önemlidir. Kira, elektrik, su, doğalgaz gibi ev giderleri, gıda masrafları, çocuğun okul ve kurs masrafları, sağlık harcamaları, giyim ve ulaşım giderleri hesaplamada dikkate alınır. Mahkeme, bu kalemlerde piyasa araştırması, fatura ve belge incelemesiyle adaletli bir miktara ulaşır.

Tarafların Meslek ve Gelir Durumu

Tarafların meslek ve gelir durumu, nafaka yükümlülüğünü etkiler. Sabit gelire sahip memur ile özel sektörde çalışan kişilerin ekonomik durumları farklı olabilir. Serbest meslek erbabının veya işverenin kazançları da dosyada kurum yazıları ve belgelerle incelenir.

Kusur Oranı

Kusur oranı, özellikle yoksulluk nafakası hesabında dikkate alınır. Tam kusurlu olan ya da boşanmayı tamamen kendi hatasıyla gerçekleştiren taraf lehine genellikle nafakaya hükmedilmez. Kusursuz olan ya da az kusurlu olan taraf lehine nafaka ödenmesine karar verilebilir. Burada hâkim, dosyadaki kusur durumunu hassas biçimde değerlendirir.

Yaş ve Sağlık Durumu

Tarafların yaş ve sağlık durumu da önemli bir ölçüttür. Yaşı ilerlemiş veya sağlık sorunları olan, çalışamayacak durumda olan kişiler lehine daha yüksek nafaka miktarları belirlenebilir. Çocuk veya eşin özel sağlık ihtiyaçları varsa bunlar da nafaka miktarına eklenir.

Evlilik Süresi

Evlilik süresi nafaka miktarı üzerinde doğrudan etkili olmamakla birlikte, uzun evliliklerde eşin iş hayatından uzak kalması ve sosyal olarak dezavantajlı hale gelmesi nafaka miktarını etkileyebilir. Kısa evliliklerde genellikle daha düşük nafakalar söz konusu olur.

Sosyal ve Yaşam Standardı

Tarafların evlilik süresince sürdükleri sosyal ve yaşam standardı, nafaka miktarı belirlenirken göz önünde tutulan bir başka kriterdir. Evli iken lüks içinde yaşayan bir ailede ayrılık sonrası ciddi bir yaşam standardı düşüşü yaşanması, daha yüksek miktarda nafaka bağlanmasını gerektirebilir.

Çalışma İmkanı ve İşsizlik Durumu

Tarafların çalışma imkânı ve işsizlik durumu, nafaka hesabında göz önüne alınan önemli bir kriterdir. Çalışabilecek durumda olan ancak işi olmayan bir eşin potansiyel geliri hesaplamalarda dikkate alınır. Hakim, tarafların gerçek iş bulma olasılığını, mesleki yeterliliğini inceler ve ona göre bir takdirde bulunur.

Nafaka hesaplaması, tüm bu kriterlerin bir bütün olarak değerlendirilmesiyle gerçekleştirilir. Her durum özeldir ve mahkeme, hem adalet duygusunu hem de sosyal gerçekleri gözeterek karar verir.

Maaşa ve Gelire Göre Nafaka Hesaplama

Nafaka hesaplamasında maaş ve gelir düzeyi çok önemlidir. Hakim, tarafların gelir durumunu ve hayat standartlarını dikkate alarak nafaka miktarına karar verir. Genel olarak mahkemeler, gelir seviyesi arttıkça nafaka tutarının da orantılı olarak arttığını belirtmektedir.

Asgari Ücretliye Göre Nafaka

Asgari ücretli bir kişinin ödeyeceği nafaka miktarı, çoğunlukla gelirinin %15 ila %25’i arasında değişmektedir. 2025 yılı itibariyle asgari ücret yaklaşık olarak 17.000-18.000 TL civarındadır. Buna göre bir asgari ücretli;

  • Eş için ödenecek yoksulluk nafakası genellikle 2.500 TL ila 3.500 TL arasında değişmektedir.
  • Çocuk varsa ve iştirak nafakası söz konusuysa, çocuğun sayısına ve ihtiyaçlarına göre 2.000 TL’den başlayıp 3.500 TL’ye kadar yükselebilir.

Hakimin takdirine bağlı olarak; çocukların yaşı, sağlık durumu, eğitim giderleri gibi noktalar dikkate alınır ve nafaka miktarı buna göre artırılabilir veya azaltılabilir. Eğer eş de çalışıyorsa, genellikle hesaplanan nafaka tutarı daha düşük olur.

Yüksek Gelirliye Göre Nafaka

Yüksek gelirli çalışan veya işverenler için nafaka oranı net gelirlerinin yüzde 15 ila 25’i arasında değişir. Ancak toptan bir oran vermek yerine tarafların yaşam standardı, sosyal yaşamı ve mevcut ekonomik koşulları göz önünde bulundurulur. 2025 yılı itibariyle örneğin 40.000 TL maaş alan bir kişinin:

  • Eş için nafaka ödemesi (yoksulluk nafakası) günlük uygulamalarda 6.000 TL ila 10.000 TL arasında olabilir.
  • İştirak nafakası ise çocuğun sayısına göre artar; tek çocuk için genellikle 4.000-7.000 TL, iki çocukta bu rakam 8.000-14.000 TL’ye kadar ulaşabilir.

Gelir arttıkça sadece tutar yükselmez, aynı zamanda nafaka alan kişinin yaşam tarzı da göz önüne alınarak hesaplama yapılır. Örneğin velayet sahibi ebeveynin çalışmaması, çocuğun özel okulda okuması veya özel ihtiyaçları olması durumunda nafaka miktarı üst sınırdan belirlenebilir.

Maaşlara Göre Örnek Nafaka Tabloları (TL ile Oranlar)

Hakimlerin ve uygulamanın sıkça başvurduğu bir oran tablosu aşağıdaki gibi oluşturulabilir:

Aylık Net Gelir Tek Çocuk İçin İştirak Nafakası Eş İçin Yoksulluk Nafakası Nafaka Oran Aralığı
10.000 TL 1.500 – 2.500 TL 1.500 – 2.500 TL %15 – %25
20.000 TL 3.000 – 5.000 TL 3.000 – 5.000 TL %15 – %25
30.000 TL 4.500 – 7.500 TL 4.500 – 7.500 TL %15 – %25
40.000 TL 6.000 – 10.000 TL 6.000 – 10.000 TL %15 – %25
50.000 TL 7.500 – 12.500 TL 7.500 – 12.500 TL %15 – %25

Tablodaki oranlar genel uygulama oranları olup, mahkeme kararı ve tarafların özel koşullarıyla farklılık gösterebilir. Hakim, nafaka tespitinde gelir dışında; tarafların borç durumu, yaşam koşulları, çocukların özel ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurur.

Bu bilgiler 2024 ve 2025 yılı güncel nafaka oranları ve uygulamalarına göre hazırlanmıştır. Hesaplamada mutlaka güncel net maaş dikkate alınmalıdır. Her dava özelinde mahkeme farklı miktarlar takdir edebilir.

Kanuni Düzenlemeler (TMK Maddeleri)

İştirak nafakası için en önemli yasal dayanaklar Türk Medeni Kanunu (TMK) maddeleridir. Özellikle TMK 182/2, TMK 329 ve TMK 330 maddeleri, iştirak nafakası ve hesaplanmasını açıkça düzenler. TMK madde 182/2’ye göre, boşanma halinde çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan ebeveyn, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK madde 329 ise ana ve babanın, çocuğun bakım ve eğitim giderlerini karşılamakla yükümlü olduğunu, bu yükümlüğün boşanmadan sonra da devam edeceğini belirtir. TMK madde 330 ise, mahkemenin nafaka miktarını çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına ve ebeveynlerin yaşam koşullarına göre belirleyeceğini ifade eder. Kısacası, iştirak nafakasında temel ölçüt çocuğun yararıdır ve kanun bu konuyu titizlikle ele alır.

Çocuğun Bakımı ve Eğitimi için Giderler

Çocuğun bakımı ve eğitimi için yapılan giderler, iştirak nafakası hesaplamasında kilit rol oynar. Bu giderler arasında barınma (kira, ortak yaşam alanı), gıda, giyim, sağlık harcamaları, ulaşım, okul masrafları (servis, kantin, kitap, kırtasiye), kişisel gelişim kursları, özel dersler ve ilave eğitim ücretleri bulunur. Hatta çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimini destekleyen harcamalar dahi dikkate alınır. Mahkemeler, nafaka miktarını belirlerken bu giderlerin tutarını, ailenin eski yaşam standardını ve çocuğun alıştığı hayatı sürdürmesini temel alır. Genellikle esas alınan kalemler şunlardır:

  • Barınma (kira payı, elektrik, su)
  • Gıda (temel beslenme giderleri)
  • Giyim (mevsimlik kıyafetler)
  • Eğitim (okul, dershane, özel ders)
  • Sağlık (ilaç, tedavi, rutin kontroller)
  • Sosyal aktiviteler (kurs, spor, sanat)

Mahkeme bu giderleri mümkün olduğunca somut ve belgeli şekilde inceler; kanıtlanan harcamalar nafaka miktarına doğrudan etki eder.

Nafakanın Velayeti Olmayan Ebeveyn Açısından Hesaplanması

İştirak nafakası velayeti olmayan ebeveyn için kritik bir finansal sorumluluktur. Boşanma sonrası çocuğun velayeti hangi ebeveynde ise, iştirak nafakası esas olarak velayet hakkı sahibi olmayan, yani çocuğun doğrudan yanında yaşamayan ebeveyn tarafından ödenir. Burada hesaplama yapılırken, nafaka yükümlüsünün gelir düzeyi, ekonomik kapasitesi ve mevcut yaşam koşulları göz önünde bulundurulur. Ayrıca, çocuğun ihtiyaçları ile bu ebeveynin ekonomik durumu karşılaştırılarak, adaletli bir tutar belirlenir.

Hakim, nafakanın aylık tutarını belirlerken, velayet sahibi ebeveynin ekonomik katkısını da göz önünde bulundurur ve genellikle tarafların gelir oranına göre “gücü oranında katkı” prensibi uygulanır. Yani, çocuk için harcanan toplam giderin bir kısmını velayet sahibi ebeveyn karşılar; kalan kısım ise diğer ebeveynden iştirak nafakası olarak talep edilir.

Sonuç olarak, iştirak nafakası hem çocuğun refahının korunmasını hem de boşanma sonrası ebeveyn sorumluluğunun dengeli dağılmasını sağlar. Her aileye, çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına ve ebeveynlerin gelir durumuna göre mahkeme tarafından ayrı ayrı hesaplanır ve belirlenir.

Hakimin Değerlendirmesi

Yoksulluk nafakası hakimin takdirine bağlı olarak belirlenir. Hakim, yoksulluk nafakası hesaplaması yaparken tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını inceleyerek karar verir. Boşanma sonrası maddi olarak zor duruma düşecek veya yaşam standardı ciddi şekilde düşecek olan taraf bu nafakayı talep edebilir. Hakim, başta tarafların gelir ve gider durumunu, yaşam koşullarını, medeni halleri ve hatta bazı durumlarda kusur oranlarını dahi dikkate alır. Her dava kendi şartlarında, olayın detaylarına göre değerlendirilir ve yoksulluk nafakası miktarı bu doğrultuda tespit edilir. Sabit bir formül veya oran bulunmamakla birlikte, hakimin takdir yetkisi çok geniştir. Gerekirse bilirkişi raporlarından veya tanıklardan da yararlanabilir.

Şartları ve Hesaplama Yöntemi

Yoksulluk nafakası alınabilmesi için birkaç temel şart aranır. İlk olarak, nafaka talep eden kişinin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek durumda olması gerekir. Yani, boşandıktan sonra asgari geçim şartlarını karşılayamayacak olan taraf yoksulluk nafakası isteyebilir. Bir diğer önemli şart ise, nafaka isteyen eşin boşanmadaki kusurunun diğerinden daha ağır olmamasıdır. Eğer talep eden taraf daha ağır kusurluysa, mahkeme yoksulluk nafakası talebini reddedebilir.

Hesaplamada; tarafların gelirleri, yaşam giderleri, mevcut mal varlıkları ve olası gelir imkanları kıyaslanır. Hakim, nafaka ödeyecek kişinin toparlanmayacak derecede zorlanmayacağı, ancak alacaklı için de insanca yaşamı sürdürecek bir miktarı belirlemeye çalışır. En güncel uygulamada, geliri olmayan bir eş için genellikle öbür eşin maaşının yüzde 15-30’u arası bir oran baz alınabilir. Ancak bu sabit değildir ve gelir, gider, yaş, sağlık, çocuklu olup olmama gibi pek çok etken dikkate alınır.

Yoksulluk Nafakasının Azaltılması ve Artırılması

Yoksulluk nafakası bağlandıktan sonra koşullarda ciddi değişiklikler olursa, nafaka miktarı azaltılabilir veya artırılabilir. Eğer nafaka alan kişinin geliri artarsa, yeniden bir iş bulursa veya başka ek gelir kaynaklarına sahip olursa, nafaka ödeyen taraf mahkemeye başvurarak nafakanın düşürülmesini talep edebilir. Aynı şekilde, ödeyicinin maaşı önemli ölçüde azalırsa ya da yeni bir aile kurarsa bu da bir indirim sebebidir.

Tersine, enflasyon, hayat pahalılığı, nafaka alan tarafın sağlık giderlerinin artması gibi durumlarda ise nafakanın artırılması için dava açılabilir. Bu tür bir davada da yine mahkeme, her iki tarafın son ekonomik ve sosyal durumunu detaylıca inceleyerek karar verir. Ayrıca nafakanın artırılması ya da azaltılması davasında, genellikle son bir yıl içindeki değişiklikler, belgeler ve resmi evraklarla desteklenmelidir.

Kısacası yoksulluk nafakası, koşullarla birlikte artabilen veya azalabilen bir ödemedir. Bu değişiklikler için her zaman mahkeme kararı gereklidir ve yeni koşulların ispatı zorunludur.

Nafaka Artış Oranı ve Hesaplama

Nafaka artış oranı ve hesaplama konusu, nafaka alacaklıları ve ödeyenleri için oldukça önemli ve sıkça merak edilen bir detaydır. Türkiye’de nafaka miktarı her yıl otomatik olarak artmaz; bu konuda genellikle mahkeme kararıyla ya da tarafların anlaşmasıyla belli bir artış oranı belirlenir. Özellikle enflasyonun etkili olduğu dönemlerde, nafakanın alım gücünün korunması için artış yapılması gerekir. Peki nafaka artışı nasıl olur ve hangi göstergeler kullanılır?

Tüfe / Üfe Artışları Kullanımı

Tüfe ve Üfe artışları nafaka artışı konusunda çok sık kullanılır. “Tüfe” (Tüketici Fiyat Endeksi), vatandaşların günlük hayatta satın aldığı ürünler ve hizmetlerdeki fiyat değişimlerini gösterir. “Üfe” (Üretici Fiyat Endeksi) ise üretici firmaların sattığı ürünlerin fiyatlarındaki değişimi ortaya koyar. Nafaka artışında genellikle Tüfe dikkate alınır, çünkü tüketici için gerçek hayat pahalılığını daha doğrudan yansıtır.

Mahkemeler çoğunlukla yıllık nafaka artışı oranı için “her yıl Tüfe oranında arttırılır” şeklinde bir hüküm verir. Yani, içinde bulunulan yılın Tüfe oranı açıklanınca, mevcut nafaka tutarı bu oran kadar artırılır. Örneğin; yıllık Tüfe artışı %50 olarak açıklanırsa, mevcut nafaka %50 oranında yükselir. Üfe ise daha seyrek tercih edilir, genellikle ticari davalarda ve ticaretle alakalı nafaka türlerinde dikkate alınabilir.

Nafaka artışı için ayrıca taraflar başka herhangi bir oran üzerinde de anlaşabilirler. Ancak uygulamada en çok Tüfe oranı ile artırımlı nafaka kararı verilir.

Yıllık Arttırım Örnekleri

Yıllık arttırım örnekleriyle bu konuyu netleştirebiliriz. Diyelim ki mahkeme kararında “her yıl Ocak ayında Türkiye İstatistik Kurumu’nun yıllık açıklamış olduğu Tüfe oranı dikkate alınarak nafaka artırılır” ibaresi var.

Örneğin;

  • 2024 yılında nafaka: 3.000 TL
  • 2025 yılı Tüfe oranı: %55

Bu durumda yeni yılın nafakası şöyle hesaplanır:

  • 3.000 x %55 = 1.650 TL
  • Yeni nafaka: 3.000 + 1.650 = 4.650 TL

Her yıl aynı yöntemle yeni oranlar üzerinden artırıma gidilir. Eğer mahkeme kararında yıllık belirli bir sabit artış oranı (örneğin %20) yazılıysa, Tüfe açıklamasına bakılmaksızın doğrudan belirlenen oran üzerinden artış yapılır.

Özetle, yıllık nafaka artışlarınızın nasıl ve hangi oranlarla yapılacağını en iyi kendi mahkeme kararınıza bakarak öğrenebilirsiniz. Kararlarda ekseriyetle “Tüfe oranında artırılır” ifadesiyle karşılaşılır. Eğer yıllık artış yapılmaz veya düşük bırakılırsa, nafakanın alım gücü her geçen sene azalabilir. Bu tür durumlarda nafaka artışı için ayrıca dava açmak mümkündür.

Nafaka artışının sağlıklı olması için mahkeme kararında ya da anlaşmada net bir artış oranı belirlenmesi her iki tarafın da mağdur olmaması açısından büyük önem taşır.

Nafaka Suresi ve Sona Erme Halleri

Tedbir Nafakasının Sona Ermesi

Tedbir nafakası, boşanma davası süresince veya ayrılık davası devam ederken geçici olarak bağlanır. Tedbir nafakasının sona ermesi için en yaygın durum, boşanma veya ayrılık davasının karara bağlanmasıdır. Mahkeme kararı kesinleştiğinde tedbir nafakası hukuken sona erer ve yerine yoksulluk ya da iştirak nafakası kararı verilebilir. Ayrıca tedbir nafakasını gerektiren koşulların ortadan kalkması (örneğin tarafların tekrar birlikte yaşamaya başlaması) da nafakanın sona ermesine yol açar. Tedbir nafakası, sadece dava süresince koruyucu bir önlem olarak görülür. Davanın reddi halinde de tedbir nafakası son bulur. Kısacası, tedbir nafakası geçici nitelikte olup, dava sona erdiğinde otomatik olarak biter.

İştirak Nafakasının Sona Ermesi

İştirak nafakası, boşanma sonrası çocuğun bakımı, eğitimi ve diğer giderlerinin karşılanması için hükmedilir. İştirak nafakasının sona ermesi genellikle çocuğun reşit olması ile gerçekleşir. Türkiye’de çocuk 18 yaşını doldurduğunda iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Ancak çocuk 18 yaşını doldursa bile üniversite eğitimi devam ediyorsa ve kendi geçimini sağlayamıyorsa, mahkeme kararı ile nafaka devam edebilir. Evlat edinmenin hükümsüz olması, çocuğun vefat etmesi ya da nafakanın ödenmesi için dayanak olan şartların ortadan kalkması gibi durumlar da nafakayı sona erdirir. Ayrıca çocuğun evlenmesi ya da kendi gelirini elde etmesi gibi hâllerde de iştirak nafakası sona erebilir.

Yoksulluk Nafakasının Sona Ermesi

Yoksulluk nafakası, boşanma sonrası yoksulluğa düşen eş lehine hükmedilir. Yoksulluk nafakasının sona ermesi, nafaka alan eşin yeniden evlenmesi, taraflardan birinin ölümü veya nafaka alan kişinin evliymiş gibi birlikte yaşaması (fiili birliktelik) halinde gerçekleşir. Ayrıca sosyal ve ekonomik koşullarda önemli değişiklikler olursa, mahkemeye başvurarak yoksulluk nafakasının kaldırılması veya değiştirilmesi talep edilebilir. Nafaka alan kişinin yoksulluğunun sona ermesi, düzenli bir gelire kavuşması veya miras yoluyla maddi olarak rahatlaması hâllerinde de nafaka kaldırılabilir. Mahkeme, somut olayları değerlendirerek sona erme kararını verir.

Böylelikle, nafaka türlerinin her birinin sona erme halleri farklı yasal şartlara bağlıdır ve süreleri değişiklik gösterir. Nafaka konusu, tarafların hak kaybına uğramaması açısından titizlikle takip edilmelidir.

Nafaka Alacaklarının Tahsili

Nafaka alacaklarının tahsili konusu, son yıllarda sıklıkla karşılaşılan bir hukuki süreçtir. Nafaka borcunun ödenmemesi halinde, nafaka alacaklısı, yani nafaka alan taraf (genellikle eski eş veya çocuk(lar)ın velayetine sahip ebeveyn), ödenmeyen nafaka borcunun tahsili için icra dairesine başvurarak icra takibi başlatabilir. Bu başvuruda, mahkeme kararı ile hükmedilmiş aylık ödenmesi gereken nafakanın ödenmediği belgelenir ve alacak için ödemesi yönünde borçluya icra ödeme emri göndermesi talep edilir.

Nafaka türüne (tedbir, yoksulluk ya da iştirak nafakası gibi) bakılmaksızın, icra takibi başlatmak için ödenmeyen veya birikmiş olan nafaka borcu bulunması yeterlidir. İcra takibi başlatıldığında, borçluya ödeme emri gönderilir ve bu ödeme emri genellikle borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde nafaka borcunun (ve birikmiş nafaka varsa geçmişe dönük tüm borcun) ödenmesi beklenir.

Bu süre sonunda herhangi bir ödeme yapılmazsa, alacaklı isterse borçlunun maaşına, taşınır ve taşınmaz mallarına, banka hesaplarına haciz işlemi başlatabilir. Nafaka borcu, diğer borçlara göre öncelikli alacak türüdür; örneğin maaş hacizlerinde nafaka alacağı direkt kesilebilir ve diğer haciz taleplerinin önüne geçer. Alacaklı isterse geçmişe dönük birikmiş nafaka için de haciz isteyebilir.

İcra takibi ve haciz süreçleriyle ilgili olarak

  • Nafaka borcu 10 yıl boyunca zamanaşımına tabidir, bu süre içinde tahsil için başvuru yapılabilir.
  • Birikmiş ve güncel nafaka alacağı aynı anda tahsil edilebilir.
  • İcra takibinde, borçlunun itiraz hakkı sınırlıdır çünkü nafaka bir mahkeme kararı ile kesinleşmiştir.
  • Borçlu, ödemediği her ay için birikmiş nafaka yükümlülüğü altına girer ve haciz işlemleri bu borcun tamamı için yürütülür.

Haciz ve Tazyik Hapsi

Nafaka borcunun ödenmemesi durumunda sadece haciz işlemi yeterli kalmazsa, İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca bir başka yaptırım olan tazyik hapsi devreye girer. Bu, nafaka borçlusuna karşı uygulanan ciddi bir ceza yaptırımıdır ve doğrudan nafakayı ödeyemeyen kişiyi hedef alır.

İcra takibi başlatıldıktan sonra borçlu borcunu ödemez ve haciz işlemi de sonuçsuz kalırsa, nafaka alacaklısı icra ceza mahkemesine şikayette bulunarak nafaka borçlusu hakkında tazyik hapsi talep edebilir. Mahkeme, şikayeti haklı bulursa borçlu hakkında 3 aya kadar tazyik hapsi cezası verebilir. Bu ceza ancak nafaka borcu ödenirse sona erer ve borçlu tahliye edilir. Tazyik hapsi nafaka borcun tahsilini sağlamak için uygulanan bir zorlayıcı yaptırımdır, borcun ödenmesi halinde hapis cezası da kalkar.

Burada dikkat edilmesi gerekenler:

  • Tazyik hapsi nafaka borcunu ortadan kaldırmaz. Yani hapis yatılsa bile borç aynen devam eder.
  • Nafaka hapsi, sadece aylık olarak ödenmesi gereken nafakalar için uygulanır. Toplu birikmiş nafaka için hapis uygulanmaz.
  • Tazyik hapsi cezası, sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak nafaka alacaklısının hakkının korunmasına yöneliktir.
  • Uygulamada, sıkça karşılaşılan maaş haczi, banka haczi veya tazyik hapsi gibi işlemlerde nafaka öncelikli alacak olarak değerlendirilir.
  • Tazyik hapsine rağmen ödememe devam ederse, alacaklı tekrar tazyik hapsi talebinde bulunabilir.

Sonuç olarak, nafaka borçlusunun en kısa sürede borcunu ödemesi, hem haciz işlemlerinden hem de tazyik hapsi gibi özgürlüğü kısıtlayıcı yaptırımlardan korunmak için büyük önem taşır. Nafaka alacaklısı ise hakkını aramak için icra ve ceza mahkemelerine başvurma hakkına sahiptir.

Sıkça Sorulan Sorular

Nafaka Ne Zaman Sona Erer?

Nafaka ne zaman sona erer sorusu, boşanma ve ayrılık sonrası en çok merak edilen konulardan biridir. Nafakanın sona ermesi; nafakanın türüne, nafaka alan kişinin durumuna ve mahkeme kararına bağlıdır. Örneğin, tedbir nafakası boşanma davası sonuçlanıncaya kadar devam eder ve dava bittiğinde otomatik olarak sona erer. Yoksulluk nafakası ise nafaka alan kişinin evlenmesi, iki tarafın da ölmesi ya da nafaka alanın yoksulluktan kurtulmasıyla sona erer. İştirak nafakası ise genellikle çocuk reşit olana, yani 18 yaşına gelene kadar devam eder. Eğer çocuk 18 yaşından sonra eğitimi devam ediyorsa, mahkemeye başvurarak nafaka süresi uzatılabilir. Ayrıca, mahkeme kararı ile de nafaka kaldırılabilir veya sona erdirilebilir.

İşsiz Olan Nafaka Öder mi?

İşsiz olan nafaka öder mi sorusu, özellikle nafaka yükümlüsü olan ve geliri olmayan kişiler tarafından sıklıkla soruluyor. Türk Medeni Kanunu’na göre, nafaka yükümlüsünün işsiz olması otomatik olarak nafaka ödemesini ortadan kaldırmaz. Mahkeme, işsiz kişinin potansiyel çalışma kapasitesini, önceki mesleğini, iş bulma olasılığını ve yaşam standartlarını dikkate alır. Eğer nafaka ödeyen kişi işsiz kalırsa, mahkemeye başvurarak nafakanın azaltılması veya kaldırılması talebinde bulunabilir. Ancak, mevcut nafaka kararı olduğu sürece işsiz dahi olsa nafakayı ödemesi gerekir. Ödemezse, icra takibine maruz kalabilir hatta tazyik hapsiyle karşılaşabilir.

Nafaka Rakamı Sonradan Değişebilir mi?

Nafaka rakamı sonradan değişebilir mi, yani artırılabilir veya azaltılabilir mi sorusu çok sık gündeme gelir. Evet, nafaka miktarı mahkeme kararıyla sonradan değiştirilebilir. Türk Medeni Kanunu’na göre, nafaka ödeyen ya da alan kişinin ekonomik koşullarında önemli değişiklikler meydana gelirse, yani iş kaybı, gelir artışı, borçlarda artış veya yeni bir iş bulunması gibi durumlarda, ilgili taraflar nafaka miktarının uyarlanmasını talep edebilirler. Mahkemeye başvuru yapılması ve değişikliğin ispatlanması gerekir. Mahkeme, yeni duruma göre nafakanın artırılmasına, azaltılmasına veya tamamen kaldırılmasına karar verebilir.

Çocuk Nafakası Kaç Yaşına Kadar Devam Eder?

Çocuk nafakası kaç yaşına kadar devam eder, özellikle ayrılık sonrası ebeveynlerin en çok sorduğu sorulardan biridir. Çocuk için ödenen iştirak nafakası, çocuk 18 yaşına yani reşit olana kadar ödenir. Ancak, çocuk 18 yaşından sonra eğitimine devam ediyorsa (örneğin üniversite eğitimi), ihtiyaçlarını karşılamak için mahkemeden talep edilmesi halinde nafaka desteği uzatılabilir. Ayrıca, çocuk eğer kendi geçimini temin edebilecek duruma gelirse, mahkeme kararıyla nafaka sona erebilir. Özetle, nafakanın devam süresi çocuğun yaşı, eğitimi, çalışma durumu ve mahkeme kararına bağlıdır.

Örnek Hesaplamalar

Farklı Gelir Gruplarına Göre Hesaplama Senaryoları

Farklı gelir gruplarına göre nafaka hesaplaması yapmak isteyenler için örneklerle açıklama vermek önemlidir. Genellikle Türkiye’de nafaka miktarı, tarafların maddi imkânları ve ihtiyaçları göz önüne alınarak belirlenir. Hakim, tarafın maaşına, çocuk varsa sayısına veya diğer özel durumlara göre karar verir.

  1. Asgari Ücretle Çalışan İçin Nafaka Hesaplaması:
    Asgari ücretli biri için genellikle iştirak nafakası (çocuk için) kişi başı ortalama %15-25 arası, yoksulluk nafakası ise %10-20 arası belirlenebilir. Örneğin 2025’te asgari ücret 17.000 TL ise:
  • 1 çocuk için iştirak nafakası: 2.500 TL – 4.000 TL arası
  • Eş için yoksulluk nafakası: 1.500 TL – 3.500 TL arası
  • Toplamda: 4.000 TL – 7.500 TL arası bir toplam nafaka gündeme gelebilir.
  1. Orta Gelirli (Örneğin 35.000 TL Maaşlı) İçin Hesaplama:
    Aylık 35.000 TL geliri olan bir kişi için, çocuk sayısı ve eşin gelir durumuna göre oranlar yükseltilebilir.
  • 1 çocuk için iştirak nafakası: 5.500 TL – 8.000 TL arası
  • Eş için yoksulluk nafakası: 5.000 TL – 7.000 TL arası
  • Toplam: 10.500 TL – 15.000 TL arasında olabilir.
  1. Yüksek Gelirli (Örneğin 80.000 TL veya üstü Gelirli) İçin Hesaplama:
    Gelir yükseldikçe nafaka miktarı artar ama çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde makul kalır.
  • 1 çocuk için iştirak nafakası: 10.000 TL – 17.000 TL arası
  • Eş için yoksulluk nafakası: 10.000 TL – 15.000 TL arası
  • Toplam: 20.000 TL – 32.000 TL arası bir rakam gündeme gelebilir.

Not:
Bu rakamlar yaklaşık değerlerdir ve mahkemenin takdirine göre değişebilir. Hakim, tarafların mevcut durumunu, yaşam standartlarını ve çocukların özel ihtiyaçlarını dikkate alır.


Dava Dilekçesi Örneği

Nafaka talebiyle mahkemeye başvuracak kişiler için örnek bir dava dilekçesi büyük kolaylık sağlar. Aşağıda, hem iştirak hem de yoksulluk nafakası talebi için sadeleştirilmiş bir dilekçe örneği yer almaktadır.

T.C. … AİLE MAHKEMESİNE

DAVACI:
Adı Soyadı:
T.C. Kimlik No:
Adres:

DAVALI:
Adı Soyadı:
Adres:

KONU:
Boşanma davası ile birlikte iştirak ve yoksulluk nafakası talebimizden ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

  1. Taraflar … yıldır evlidir. Evliliklerinden … doğumlu bir çocukları vardır.
  2. Evlilik birliği davalının kusurlu davranışı nedeniyle temelinden sarsılmıştır. Tarafların boşanması gerekmektedir.
  3. Çocuğun bakımı için maddi destek gerekmektedir. Ayrıca, davacı nitelikli iş bulamamış olup yoksulluk tehlikesi içindedir.

HUKUKİ SEBEPLER:
TMK, HMK ve ilgili mevzuat

DELİLLER:
Nüfus kayıt örneği, maaş bordroları, tanık beyanları, diğer belgeler

SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

  • Boşanma kararı verilmesini,
  • Çocuk için aylık … TL iştirak nafakasının,
  • Davacı için aylık … TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınmasına,
  • Yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.

Tarih
İsim — İmza

Bu örnek, kişisel bilgilere ve duruma göre düzenlenmelidir. Hazırlık aşamasında bir avukattan destek almak her zaman daha güvenli olacaktır.

Sonuç ve Özet

Sonuç olarak, nafaka kavramı, hem boşanma sürecinde hem de sonrasında tarafların ekonomik olarak ciddi mağduriyetler yaşamaması adına Türk Medeni Kanunu’nda detaylı olarak düzenlenmiştir. Nafakanın tanımı ve türleri incelendiğinde; tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası olmak üzere dört temel başlık altında toplandığı görülüyor. Her bir nafaka türünün şartları ve verilme amacı farklıdır.

Tedbir nafakası, boşanma davası devam ederken geçici koruma sağlamak için ödenir. Yoksulluk nafakası, boşanma sonucu yoksulluğa düşecek tarafa verilerek yaşamını sürdürebilmesine olanak tanır. İştirak nafakası ise çocukların bakım ve eğitim giderlerine katkı amacıyla velayeti olmayan ebeveynden alınır. Yardım nafakası da kanunen bakmakla yükümlü olunan yakınların zor durumda kalması halinde söz konusu olur.

Nafakanın hesaplanmasında, tarafların gelirleri, çocukların sayısı, temel yaşam giderleri, kusur durumu ve tarafların iş bulabilme yetenekleri gibi ölçütler dikkate alınır. Hakim, dosya kapsamına göre adil ve makul bir miktar belirler. Nafaka tutarı, asgari ücretten yüksek gelirlere kadar farklılık gösterebileceği gibi, yıllık olarak TÜFE veya ÜFE oranlarında artırılabilmektedir.

Nafakanın süresi ve sona erme halleri ise her tür için farklıdır; iştirak nafakası çocuğun reşit olması, tedbir nafakası ise davanın sonuçlanmasıyla birlikte sona erer. Nafaka borcunun ödenmemesi halinde ise icra takibi başlatılabilir ve ödemeyen borçluya haciz ya da tazyik hapsi uygulanabilir.

Özetle, nafaka düzenlemeleri, toplumda adaletin ve sosyal dengenin sağlanmasına yardımcı olan önemli bir hukuki korumadır. Nafaka hakkında daha fazla bilgi almak veya kendi durumunuza özel nafaka miktarı ile ilgili danışmanlık almak isterseniz, bir aile hukuku avukatından profesyonel destek almanız tavsiye edilir. Unutmayın, her olay kendi özel koşulları ile değerlendirilir ve nafakaya ilişkin haklarınız kanunlarla güvence altındadır.