Adli tatilde dava açabilir mi? sorusu, hukuki süreçlerde sıklıkla merak edilen bir konudur. Adli tatil, her yıl 20 Temmuz – 31 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşir. Bu süre zarfında mahkemeler genel olarak tatil yaparken, bazı tür davalar bu süre içinde de açılabilir ve görülebilir. Örneğin, ihtiyati tedbir, nafaka davaları, soybağı ve velayet davaları gibi acil nitelikteki işler adli tatilde de görülebilir.
Adli tatilde görülecek davalar arasında, genellikle aile hukuku işlemleri, nüfus kaydının düzeltilmesi, iş hukuku davaları, ticari defter kaybı gibi konular yer alır. Ceza mahkemelerinde ise tutuklu sanıkların ki ivedi sanıklarla ilgili davalar adli tatil boyunca devam edebilir.
Özetle, adli tatilde genelde aciliyet gerektiren davalar işleme alınır ve diğer davalar ise tatil sonrasında kaldığı yerden devam eder. Bu nedenle, adli tatilde hangi tür davaların görüldüğünü bilmek, hukuki süreçlerin zamanlamasını planlarken oldukça önemlidir.
Adli tatilin tanımı
Adli tatil, Türkiye’de mahkemelerin çalışmasına belirli bir süreyle ara verdiği özel bir dönemdir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen bu uygulama kapsamında, her yıl 20 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arasında adli yargı organlarının faaliyetleri büyük ölçüde durur veya kısıtlanır. Kısaca, adli tatil, mahkemelerin ve hakim-savcı gibi yargı mensuplarının bir anlamda “yaz tatili” olarak değerlendirebileceği bir süreçtir. Ancak unutulmamalı ki adli tatil, dava açmaya ya da bazı hukuki işlemleri yapmaya tamamen engel değildir – sadece mahkemelerin işleyişini sınırlandırır ve önceden belirlenmiş bazı işlerle sınırlı bir çalışma temposuna geçilir.
Adli tatilin amacı ve kapsamı
Adli tatilin amacı, yoğun ve stresli yargı süreçlerinde görev yapan hakim, savcı ve diğer yargı çalışanlarının dinlenmesini ve motivasyonlarının artmasını sağlamaktır. Bunun yanında, yargı sistemindeki iş yükünü dengelemek ve yeni adli yıl için planlama yapılmasına imkân tanımak da önemli amaçlardandır. Adli tatil yalnızca hukuk ve idari yargıyı kapsar; ceza mahkemeleri ve savcılıklar için adli tatil kısıtlaması aynı şekilde geçerli değildir. Buna rağmen, özellikle acil ve ivedi işlerde, nöbetçi mahkemeler çalışmaya devam eder. Temelde, adli tatil süresince kanunda istisna olarak belirtilen yargı işleri dışında mahkemelerde duruşma yapılmaz ve bazı süreler işlemeye ara verir.
Adli tatil tarihleri
Adli tatil, her yıl Türkiye genelinde sabit tarihler arasında gerçekleşir. Kanun gereği, adli tatil 20 Temmuz’da başlar ve 31 Ağustos’ta sona erer. Bu dönem boyunca mahkemeler rutin işlerini yapmaz, sadece kanunen adli tatil dışında tutulmuş bazı acil iş ve davalar görülmeye devam eder. 2024 yılında da olduğu gibi, sonraki yıllarda da adli tatilin başlangıç ve bitiş tarihleri aynıdır. Yeni adli yıl ise genellikle 1 Eylül’de başlar. Eğer 1 Eylül hafta sonuna denk gelirse, takip eden ilk iş günü yeni adli yıl açılış töreni yapılır. Bu sebeple, adli yargıda en yoğun tatil ve ara verme dönemi her yıl Temmuz sonu ile Ağustos sonu arasındaki süreçtir.
Adli tatilde açık olan mahkemeler
Adli tatilde açık olan mahkemeler konusunda en çok merak edilenlerden biri, hangi mahkemelerin çalışmaya devam ettiğidir. 20 Temmuz – 31 Ağustos tarihleri arasında birçok mahkeme çalışmalarına ara verse de bazı mahkemeler adli tatilde de açıktır. Özellikle ceza mahkemeleri (ağır ceza mahkemeleri, asliye ceza mahkemeleri, çocuk ağır ceza ve çocuk asliye ceza mahkemeleri, sulh ceza hakimlikleri), tutuklu işlere ve acil davalara bakımından çalışmaya devam eder. Ayrıca icra mahkemeleri, istisnai ve ivedi işler olursa adli tatil boyunca görev yapar. Hukuk mahkemelerinde ise geçici hukuki koruma tedbirleri ve bazı acil işler için açık nöbetçi mahkemeler bulunur. Kısaca,** hayati veya acil nitelik taşıyan işler** adli tatil boyunca ilgili nöbetçi mahkemeler ve savcılıklar aracılığıyla yürütülür.
Nöbetçi mahkemeler ve işleyişi
Adli tatilde nöbetçi mahkemeler, yargı sisteminin tamamen durmaması için görev başında olur. Her adliyede, belirlenen nöbetçi mahkemeler acil iş ve davalara bakmakla yükümlüdür. Genellikle, bir veya birkaç mahkeme nöbetçi olarak belirlenir ve özellikle geçici hukuki koruma, tutukluluk halleri, delil tespiti ve nafaka gibi aciliyeti olan talepleri değerlendirir. Nöbetçi mahkemeler, olağan mahkeme düzeninin devam etmediği bu dönemde vatandaşların mağduriyetini önler ve hukukun işlerliğini sürdürür. Nöbetçi mahkemeye yapılan başvurular diğer zamanlardaki gibi işleme alınır ve gerekli işlemler gecikmeden başlatılır.
Hakim ve savcıların izinleri
Adli tatilde hakim ve savcılar için yasal izin hakkı doğar. Özellikle yıl içinde yoğun çalışan hakim ve savcılar, adli tatil ile birlikte yıllık izinlerini kullanma imkânı bulur. Ancak, adli tatil kapsamında olup izinli olan tüm hakim ve savcılar dışında, nöbetçi olarak görev yapmak üzere planlanmış bazı hakim ve savcılar çalışmaya devam eder. Kural gereği bir yıl içinde yıllık izin kullanan hakim veya savcı, aynı yıl adli tatil izninden ayrıca yararlanamaz. Yani, adli tatil süresince her hakim ya da savcı izinli değildir; acil işler için görevli olanlar adliyede kalmaya devam eder. Ayrıca savcılar, soruşturma, tutukluluk veya ivedi işlemler için nöbet listesine göre çalışırlar.
Adli personel ve avukatların durumu
Adli tatilde adliye personeli ve avukatların durumu da sıkça araştırılır. Adli personel (katip, mübaşir, zabıt katibi gibi adliye çalışanları) genellikle adli tatil süresince izinli kabul edilir, ancak nöbetçi mahkemelerde görevli olanlar çalışmaya devam eder. Adliye personelinin izni, bağlı bulundukları birimin işleyişine göre değişkenlik gösterebilir. Avukatlar ise, adli tatilde de çalışabilirler. Kanunen avukatlar için adli tatil bir engel teşkil etmez; dava açabilir, başvuru yapabilir veya müvekkillerini temsil edebilirler. Bununla birlikte, bazı işlemlerin (örneğin duruşmaların veya duruma özel başvuruların) görülmediği için pratikte avukatlar da bu dönemde nispeten daha az yoğunluk yaşarlar. Ancak acil ve nöbetçi mahkemelerin kapsamında olan iş ve davalarda avukatlar etkin şekilde çalışmaya devam eder.
Özetle, adli tatilde mahkemelerin çalışma düzeni; acil işler için nöbetçi mahkemeler ve ilgili personel üzerinden devam eder, hakim, savcı ve adli personel ise kısmen izinli sayılırken, avukatlar ise hukuki danışmanlık ve temsil işine devam edebilirler.
Adli Tatilde Dava Açma İmkanı
Adli tatilde dava açılabilir mi?
Adli tatilde dava açılabilir mi diye merak edenler için en çok sorulan soru: “Adliyeler tamamen kapalı mı?” Cevabı net: Adli tatil süresince dava açmak mümkündür. Yani adli tatil dönemi (genellikle 20 Temmuz-31 Ağustos arası) boyunca yeni bir dava açılmasının önünde hukuken herhangi bir engel yoktur. Bu sürede, dava dilekçenizi verip yasal işlemlerinizi başlatabilirsiniz. Ancak açılan davaların ne zaman ve nasıl görüleceği başka bir konu başlığı altında incelenmelidir.
Dava açmanın sürelere etkisi
Adli tatilde dava açmak veya bir işlem yapmak, bazı durumlarda süreler üzerinde farklı etkilere yol açar. Konunun özeti şudur: Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, dava açmaya veya cevap vermeye dair sürelerin son günü adli tatile denk gelirse, bu süreler genellikle adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta daha uzar. Fakat istisnalar vardır ve her dava türünde farklı uygulamalar olabilir.
Hukuki sürelerin durumu
Hukuki sürelerin durumu adli tatilde oldukça önemlidir. Özellikle HMK (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) kapsamındaki davalarda, adli tatilde süreler kural olarak işlemez ve son günü adli tatile denk gelen işlemlerde, süre tatil bitiminden itibaren 7 gün uzamış sayılır. Yani, adli tatilde dava açtığınızda işleyecek süreler büyük ölçüde bekletilmekte, tatil bitince tekrar başlatılmaktadır.
Ceza ve idari yargıdaki süreler ise farklı kurallara tabi olabilir. Ceza mahkemelerinde süreler çoğunlukla işlemeye devam eder, ancak istisnai acil işler dışında durma olmaz. İdari yargılamada da süreler yine uzama uygulamasına tabi tutulur.
Adli tatile denk gelen sürelerde uzama kuralları
Adli tatile denk gelen sürelerde uzama konusunda kanunda açık hükümler yer alır. HMK’nın 104. maddesine göre:
- Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, sürenin son günü adli tatile rastlarsa, bu süre ayrıca bir karar gerekmeksizin, tatilin bittiği günden itibaren 7 gün uzar.
- Ancak seçenekli süreler (örneğin bazı kanuni itirazlar) ve adli tatile tabi olmayan işler için süreler işlemeye devam eder, herhangi bir uzama olmaz.
- İcra mahkemeleri veya çekişmesiz yargı gibi bazı özel alanlarda ise sürelerin işlemeye devam ettiği durumlar olabilir.
Yani davaya cevap verme, delil bildirme gibi bazı işlemler için son gün adli tatile denk geliyorsa, tatilden sonraki ilk haftada işleminizi yapabilirsiniz. Bu özellikle hak kaybı yaşamamanız için kritik bir ayrıntıdır.
Adli tatilde açılan davalarda duruşma yapılır mı?
Adli tatilde açılan davalarda duruşma yapılır mı sorusu pek çok kişinin aklını karıştırır. Genel kural, adli tatilde açılan davalarda duruşma yapılmaz. Ancak bu kesin değildir. Şöyle ki:
- Adli tatilde sadece kanunda açıkça belirtilen acil ve istisnai işlerde duruşma yapılır (örneğin ihtiyati tedbirler, nafaka ve velayet gibi konular).
- Bunun dışında kalan davalar ve işlemler için açılan davanızı tatil boyunca takip edebilirsiniz ancak adli tatil sonuna kadar duruşmanız olmaz, ilk duruşma tatil bitiminden sonraki döneme bırakılır.
- Kanunda sayılan özel durumlar dışında duruşma yapılması halinde usul hatası doğabilir.
Özet olarak, adli tatil döneminde dava açmak mümkündür. Fakat çoğu davada duruşma yapılmaz ve bazı işlemlerde süreler adli tatil bitene kadar duraklatılır ya da uzatılır. Özellikle hak kaybı yaşamamak adına süreleri dikkatli takip etmek gerekmektedir.
Adli Tatilde Görülecek Davalar ve İşler
Hukuk Mahkemelerinde Görülecek Davalar
Geçici hukuki koruma talepleri (ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti)
Adli tatil sırasında geçici hukuki koruma talepleri olan ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delil tespiti gibi başvurular, yargılamanın durmasından etkilenmez ve mahkemeler bu talepleri değerlendirmeye devam eder. Çünkü bu tür işlemler, tarafların hak kaybı yaşamaması ve ileride telafisi mümkün olmayan zararlar oluşmaması için ivedilikle sonuçlandırılır. Özellikle malların kaçırılması ya da yok edilmesi riski varsa, mahkemeler bu konularda hızlıca karar verir.
Nafaka, soybağı, velayet ve vesayet davaları
Adli tatil sürecinde nafaka davaları, soybağı, velayet ve vesayetle ilgili davalar görülmeye devam eder. Özellikle çocukların ve bakıma muhtaç kişilerin mağdur olmaması için bu tür davalar adli tatil kapsamı dışında tutulmuştur. Mahkemeler, çocukların velayet durumu veya nafaka ödemeleri gibi önemli kişisel ve ailevi meseleleri gecikmeksizin ele alır.
Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davaları
Adli tatilde nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davaları da görülmektedir. Bu davalar da çoğunlukla çok acil ihtiyaçlar ve mağduriyet yaratacak durumlarla ilgili olduğu için istisna kapsamındadır. Örneğin; ismin, soyadının ya da doğum tarihinin yanlış yazılması gibi durumlarda mağduriyetin uzatılmaması için mahkemeler işlemleri sürdürür.
İşçi alacakları ve iş sözleşmesinden doğan davalar
İşçi alacakları ve iş sözleşmesinden kaynaklanan davalar, adli tatilin işlemeye devam ettiği davalar arasındadır. İşçilerin hak ve alacaklarını hızlı almak adına bu davalar ertelenmez ve mahkemeler özellikle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla mesai gibi alacakları değerlendirmeye devam eder.
Ticari defter ve kıymetli evrak iptal davaları
Ticari hayatta önemli olan ticari defter ve kıymetli evrak iptal davaları da adli tatilde görülebilen işlerdendir. Bu davalarda süreklilik ve finansal işlemlerin aksamaması esas olduğundan, mahkemeler adli tatilde de dosyaları incelemeye ve karar vermeye devam eder.
İflas, konkordato ve şirket yeniden yapılandırma işlemleri
Ekonominin ve ticari hayatın aksamaması için iflas, konkordato ve şirket yeniden yapılandırma işlemleri adli tatilde durmaz. Çünkü bu işlemler şirketlerin faaliyetlerine devam edebilmesi ve alacaklıların haklarının korunması açısından oldukça önemlidir.
Keşifler
Adli tatilde keşif işlemleri de mahkeme tarafından yapılmaya devam edebilir. Özellikle ivedilik gerektiren durumlarda, delillerin kaybolma tehlikesi olan hallerde mahkemeler keşif işlemini gerçekleştirir.
Tahkim ve çekişmesiz yargı işleri
Tahkim işlemleri ve çekişmesiz yargı işleri (örneğin mirasın paylaşımı gibi) adli tatil sırasında yürüyebilir. Tahkimde zaten yargı dışında özel hakemlerle işlem yapıldığından duraksama olmaz ve genellikle adli tatil, tahkim sürecini etkilemez.
Kanuni olarak ivedi sayılan davalar
Kanunda ivedi olarak belirtilmiş tüm davalar ve işler, adli tatilde mahkemelerin çalışma kapsamındadır. Özellikle gecikmesinde sakınca bulunan konular, hak kaybı yaşanma tehlikesi bulunan işler ve aciliyet gerektiren davalar, adli tatil dışında tutulur.
Ceza Mahkemelerinde Görülecek Davalar
Tutuklu yargılamalar
Adli tatilde tutuklu yargılamalar durmaz ve tutukluluk halinin incelenmesi gereken tüm aşamalar devam eder. Tutuklu bulunan kişilerin mağdur olmaması, tutukluluğun gerekliliğinin tekrar tekrar değerlendirilmesi için mahkemeler bu davalara öncelik tanır.
Soruşturma ve kovuşturma işlemleri
Ceza davalarında, özellikle soruşturma ve kovuşturma işlemleri, kişinin özgürlüğünü doğrudan etkilediği için adli tatil süresince de devam eder. Mahkemeler, delil toplama, ifadelerin alınması ve acil işlemleri yapmaya devam eder.
Acil nitelikli ceza işleri
Acil nitelikli ceza işleri arasında tutukluluk veya adli kontrol kararları, delil kaybını önlemeye yönelik işlemler ve koruma tedbirleri sayılabilir. Mahkemeler bu davalarda gecikme yaşanmasının önüne geçecek şekilde çalışır.
Ceza mahkemelerinde nöbet uygulaması
Adli tatil boyunca, ceza mahkemelerinde nöbetçi hâkim veya mahkemeler uygulaması yapılır. Acil adli işlemler için başvurular nöbetçi hâkim veya mahkemede sonuçlandırılır. Özellikle bir kişi hakkında hızlı şekilde koruma tedbiri alınması gerektiğinde, bu sistem devreye girer.
İcra Mahkemelerinde Görülecek İşler
İcra takipleri ve satış işlemleri
Adli tatilde icra takipleri başlatılabilir ve mevcut icra dosyalarına işlem yapılabilir. Özellikle haciz ve satış işlemleri önceden belirlenen takvime göre gerçekleştirilmeye devam eder. Borçlu ve alacaklının mağdur olmaması için temel işlemler yürütülür.
İcra mahkemelerinde duruşmalar
İcra mahkemelerinde özellikle acil ve öncelikli dosyalar için duruşmalar yapılabilmektedir. İcra mahkemelerine yapılan şikâyetler ve başvurular için de nöbetçi mahkeme uygulaması vardır.
İdari Yargıda Görülecek Davalar
İdare ve vergi mahkemelerinde nöbet ve acil işler
İdare ve vergi mahkemelerinde adli tatil sırasında nöbetçi uygulaması yapılır. Aciliyet taşıyan idari işlemler ve yürütmenin durdurulması kararları gibi başvurular nöbetçi mahkemelerde sonuçlandırılır.
Yürütmenin durdurulması talepleri
Özellikle yürütmenin durdurulması talepleri, tarafların haklarının daha fazla zarar görmemesi için adli tatilde de karara bağlanır. Bu taleplerin gecikmesi hâlinde hak kaybı yaşanabileceği için mahkemeler bu dosyaları öncelikli olarak inceler.
Tahkim İşlemleri
Tahkim süreci ve adli tatil uygulaması
Tahkim, genellikle tarafların özel sözleşmesiyle çalışan bir çözüm yoludur. Tahkim sürecinde adli tatil uygulaması, tarafların anlaşmasına veya tahkim kurallarına bağlıdır. Pek çok tahkim kurumunda adli tatil diye bir kavram yoktur, işlemler sürekli olarak yürür. Ancak bazı durumlardataraftarlarca aksine bir düzenleme yapılmadıysa adli yargının aksine tahkimde süreç işlemeye devam edebilir.
Bu başlıklar altında adli tatil sürecinde hangi dava ve işlerin devam ettiği özetlenmiş oldu. Böylece hak kaybı ya da mağduriyet yaşanmadan yargısal işlemler etkin bir şekilde sürdürülebilmektedir.
Hangi davalar adli tatile tabi değildir?
Adli tatile tabi olmayan davalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 103. maddesinde ve farklı özel yasalarda açıkça belirtilmiştir. Özellikle adli tatil sürecinde de görülmeye, sonuçlandırılmaya veya devam etmeye mecbur olan bu davalar ve işler, genellikle “ivedi” yani acil sayılan veya kamu düzenini ilgilendiren türlerdir. Bunlar arasında:
- İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delil tespiti gibi geçici hukuki koruma işlemleri,
- Nafaka, soybağı, velayet ve vesayet davaları gibi aile hukukundan kaynaklanan davalar,
- Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davaları,
- İşçi alacakları ve iş sözleşmesinden doğan davalar,
- Ticari defter ve kıymetli evrak iptali davaları,
- İflas, konkordato ve şirketlerin yeniden yapılandırılması işlemleri,
- Keşifler,
- Tahkim hükümlerine göre mahkemenin görev alanına giren dava ve işler,
- Çekişmesiz yargı işlemleri,
- Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler
yer alır. Ayrıca, ceza davalarında tutuklu sanıklarla ilgili işlemler ve acil nitelikteki ceza soruşturmaları da adli tatile tabi değildir. Bu tür işler için yasa, adli tatil süresinin işlemleri durdurmayacağını açıkça vurgular. Kısacası, “adli tatile tabi olmayan davalar” özellikle temel hakları ve toplumsal düzeni ilgilendiren, aciliyet gerektiren işlerdir.
İş davalarının statüsü
İş davaları, adli tatile tabi olmayan davalar arasında yer alır. Çünkü işçilik hakları ve iş sözleşmesinden doğan alacak, tazminat gibi davalarda hak kaybını en aza indirmek için adli tatil istinası tanınmıştır. Yargıtay’ın ve HMK’nın madde 103’teki açık düzenleme gereği, “işçi alacakları ve iş sözleşmesinden doğan davalar” adli tatilde de hem açılabilir hem de görülmeye (duruşma, ara karar vb.) devam edebilir. Örneğin;
- Kıdem tazminatı,
- İhbar tazminatı,
- Fazla mesai,
- Yıllık izin alacağı,
- Diğer işçilik alacakları
gibi davalar için adli tatil engel değildir. Ayrıca, iş mahkemelerinde beklenmedik gecikmeler olmaması ve işçilerin mağdur olmaması hedeflenmiştir. Bu nedenle iş davalarında hem dava açma süresi işler, hem işlemler yapılabilir ve mahkemeler bu dosyaları sonuçlandırabilir.
Çekişmesiz yargı işlemleri
Çekişmesiz yargı işlemleri de adli tatile tabi olmayan işler kapsamındadır. Çekişmesiz yargı dendiğinde, iki taraf arasında bir çekişme olmayan, mahkemeden belirli bir tasarruf ya da karar isteyen işler anlaşılır. Örneğin;
- Vasiyetnamenin açılması,
- Gaiplik kararı verilmesi,
- Kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptali,
- Mahkemeye sunulacak zayi belgesi talepleri,
- Kayyım atanması, vasi tayini gibi vesayet işleri,
bunların başlıcalarıdır. Kanunda özellikle çekişmesiz yargı işlemleri adli tatilde de görülecek işler arasında açıkça sayılmıştır. Yani bu işlemler için adli tatil sırasında süreler durmaz, işlemler mahkemelerce yürütülür ve talepte bulunan kişinin beklemesi gerekmez.
Toparlamak gerekirse, adli tatile tabi olmayan davalar ve işlemler, bireylerin veya kamunun mağdur olmamasını sağlamak ve hak kaybı yaşanmaması için yasal güvenceyle düzenlenmiştir. Özellikle iş davaları ve çekişmesiz yargı işlemlerinde adli tatil bir engel teşkil etmez, işlemler yılın her günü mahkemelerce yürütülebilir.
Dava Türlerine Göre Özel Başlıklar
Adli tatilde boşanma davası açılır mı?
Adli tatilde boşanma davası açılır mı sorusu sıkça sorulan ve merak edilen bir konudur. Türk hukukunda adli tatil sırasında boşanma davaları hem açılabilir hem de tarafların dilekçe sunması mümkündür. Ancak genel olarak adli tatil içinde yeni açılan boşanma davalarında duruşma yapılmaz ve davalar tatilden sonraki döneme bırakılır. Eğer boşanma davası ivedi işler kapsamında değilse mahkemeler, yalnızca acil olan ve gecikmesinde zarar doğabilecek hallerde işlem yapar. Ancak tarafların dava açma hakları kısıtlanmaz, dava dosyası tatil bitince işlem görür.
Adli tatilde iş davaları
Adli tatilde iş davaları açılabilir mi sorusu da önemli bir başlıktır. İş davalarında, işçi alacakları veya iş sözleşmesinden doğan haklarla ilgili davalar ivedi sayıldığı için adli tatilde görülebilir. Bu nedenle işçi-alacak davası, işe iade, kıdem tazminatı gibi işçi haklarını ilgilendiren davalarda adli tatile rağmen işlem yapılabilir ve aciliyetten dolayı duruşma açılabilir. Ayrıca, özellikle kanunen acil sayılan iş davalarında, sürelerde uzama olmaz; yani dava süreleri adli tatilden etkilenmez.
Adli tatilde nüfus ve vesayet davaları
Adli tatilde nüfus ve vesayet davaları da belirli koşullarda mahkemelerde görüşülebilir. Özellikle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi, velayet, vesayet ve nafaka ile ilgili davalar acil ve toplumsal önem taşıdığı için genellikle adli tatilde de ele alınan davalar arasındadır. Kapsama giren bu davalarda, toplumsal veya kişisel mağduriyet yaşanmaması amaçlanır. Hak kayıplarını önlemek için gerekli işlemler, adli tatil sürecinde mahkemeler tarafından yürütülebilir.
Adli tatilde icra işlemleri
Adli tatilde icra işlemleri de kısmen devam eder. Özellikle ihtiyati haciz, icra takibi başlatılması ve satış işlemleri gibi bazı işlemler adli tatilde de yapılabilir. İcra mahkemelerinde sabit nöbetçi heyetler görev yapar ve acil olan işlemlere bakmaya devam eder. Ancak, taraflara rutin olmayan ve acil nitelik taşımayan işlemler genellikle tatil sonrasına bırakılır. Bu nedenle icra işlemi düşünenlerin adli tatil takvimine göre hareket etmesi önemli bir avantaj sağlar.
Adli tatilde idari davalar
Adli tatilde idari davalar ise genellikle durur. Ancak, yürütmenin durdurulması talepleri gibi acil işlemler için nöbetçi mahkemeler görevdedir. İdare mahkemelerinde esas işleyiş tatilden sonra devam etse de, kamu düzenini ilgilendiren veya telafisi güç zararlara yol açacak acil durumlarda mahkemeler işlem yapmayı sürdürür. Yani idari davalarda adli tatil sürecinde olağan dışı ve ivedi başvurular işleme alınabilir. Diğer tüm işlemler ise tatil sonrasında ivedilikle değerlendirilir.
Dava türüne göre adli tatilin etkisi ve süreçleri farklılık gösterebilir, bu nedenle her dosya için özel değerlendirme yapmak gerekir. Adli tatil döneminde işiniz aksamaması için mutlaka süreleri ve dava türünüzün kapsamını kontrollü şekilde takip ediniz.
Adli Tatilin Sürelere Etkisi
Hukuk davalarında sürelerin uzaması
Hukuk davalarında adli tatil döneminin önemli bir etkisi, davaya ilişkin işlem ve başvurulardaki kanuni sürelerin uzamasıdır. Adli tatil süresince, dava ve başvurular için öngörülen pek çok yasal süre işlemiyor ya da adli tatil sonuna kadar uzamış sayılıyor. Örneğin bir dava dilekçesine cevap verme, temyiz başvurusu ya da itiraz gibi süreli işlemler adli tatilde rastladığında, bu işlemin süresi adli tatilin son gününden itibaren yedi gün daha uzar. Ancak geçici koruma talepleri gibi bazı acil işler bu kurala dahil değildir ve süreler işlemeye devam eder.
Bu durum, hem avukatlar hem de taraflar açısından hak kaybı riskini en aza indirir. Kanunda özel olarak ivedi sayılan ve adli tatile tabi olmayan işlemler dışında kalan tüm hukuk davalarında süreler pratikte uzamış oluyor.
Ceza davalarında sürelerin uzaması
Ceza davalarında ise adli tatil uygulaması, hukuk davalarına göre biraz daha sınırlı bir etki yaratır. CMK kapsamında birçok süre aciliyet taşıdığı ve kişi hak ve özgürlükleriyle doğrudan ilgili olduğu için, özellikle tutuklu yargılamalarda süreler adli tatilden etkilenmez ve işlemeye devam eder.
Buna rağmen, bazı itiraz ve temyiz başvurularında, adli tatil süresine denk gelen başvuru sürelerinin adli tatilin sonuna uzaması mümkündür. Yani adli tatilde olağanüstü ve bazı olağan kanun yollarına başvuru için tanınan süre adli tatil sonrası yedi gün daha devam edebilir. Ancak tutuklu yargılamalar, alınması ivedi kararlar ve soruşturma işlemleri adli tatilden etkilenmez.
İdari yargıda sürelerin işleyişi
İdari yargıda, yani idare ve vergi mahkemelerinde de sürelerin işleyişi adli tatil döneminde farklılık gösterir. İdari yargıda adli tatil süresi içinde bazı davalar ve işler yürütülmeye devam ederken, genellikle kanuni sürelerin işlemeyeceği/uzayacağı düzenlenmiştir.
İdari dava veya işlemiş süre adli tatile rastlarsa, bu süre adli tatil bitiminden itibaren yedi gün daha uzar. Özellikle yürütmenin durdurulması istemleri gibi acil işler adli tatil kapsamı dışında tutulmuştur ve süreler işlemeye devam eder.
Sürelerin takibi ve hak kaybı uyarıları
Sürelerin takibi, adli tatil sürecinde çok önemlidir. Adli tatile denk gelen işlemleriniz, eşik tarihleri kaçırmamanız adına yakından izlenmeli. Özellikle acil işlerde sürenin işlemeye devam edip etmediğini mutlaka kontrol edin. Çünkü bazı başvuru ve dava türlerinde adli tatilde süreler işlemeye devam etmektedir. Aksi takdirde hak kaybı yaşanabilir.
Her zaman için bir davanın adli tatile tabi olup olmadığını, işlemin acil niteliğe sahip olup olmadığını iyi araştırmanızda fayda var. Özellikle bir avukattan destek almak veya mahkeme kaleminden sürenizin durup durmadığını teyit ettirmek, ileride hak kaybı yaşamamak için doğru bir yaklaşımdır.
Adli Tatilin Sürelere Etkisi
Hukuk davalarında sürelerin uzaması
Hukuk davalarında adli tatil döneminde yani 20 Temmuz-31 Ağustos arası, kanunda belirtilen şekilde sürelerin işleyişinde değişiklik olur. Hukuk yargılamalarında adli tatile giren dava dosyalarında süreler, tatil boyunca işlemez. Yani mahkemeye sunulması gereken dilekçeler, itirazlar veya başvuru hakları için tanınan süreler, adli tatil süresi boyunca durur ve adli tatil bitiminden itibaren yedi gün daha devam eder. Ancak adli tatile tabi olmayan, acil ya da istisnai nitelikteki işler (ihtiyati tedbir, delil tespiti gibi) için süreler işlemeye devam edebilir. Bu nedenle her davanın adli tatil kapsamına girip girmediği özellikle kontrol edilmelidir.
Ceza davalarında sürelerin uzaması
Ceza davalarında adli tatilin süreler üzerindeki etkisi daha farklıdır. Ceza yargılamasında, tutuklu işler veya acil nitelikli işlemler adli tatilden etkilenmez, süreler işlemeye devam eder. Ancak bazı temyiz ve itiraz işlemlerinde, adli tatile rastlayan başvuru süreleri, adli tatil sonunda yedi gün uzamış sayılır. Fakat genellikle kişi hürriyetini ilgilendiren tutukluluk süreçlerinde veya önemli hak kaybı yaşanabilecek işlemlerde adli tatil uygulanmaz; süre, kesintisiz işlemeye devam eder. Bu nedenle ceza yargılamasında hak kaybı yaşamamak için dosyanın niteliği dikkatle gözden geçirilmelidir.
İdari yargıda sürelerin işleyişi
İdari yargıda, yani idare ve vergi mahkemelerinde de adli tatil döneminde hukuk davalarına benzer şekilde süreler durur. Adli tatilin kapsadığı dönem boyunca, idari yargıdaki cevap verme veya itiraz gibi kanuni süreler uzar ve adli tatil bittikten sonraki yedi gün boyunca hak sahiplerine başvuru hakkı tanınır. Ancak yürütmenin durdurulması gibi ivedi işlemler adli tatil kapsamı dışında tutulmuş ve bu tür taleplerde süreler işlemeye devam etmektedir.
Sürelerin takibi ve hak kaybı uyarıları
Sürelerin takibi adli tatil döneminde büyük önem taşır. Her dava tipi için adli tatile ilişkin özel düzenlemeler olduğundan, dosyanın niteliğine göre hangi işlemlerde sürenin durup hangilerinde devam ettiğini dikkatlice kontrol etmek gerekir. Aksi halde geri dönüşü olmayan hak kayıpları yaşanabilir. Ayrıca dava açmayı ya da başvuru yapmayı adli tatil sonrasına bırakmak zorunda kalınabilir. Bu nedenle adli tatil öncesinde ve sırasında mutlaka bir avukata danışmak, hatta mahkemeden veya resmi kaynaklardan sürenin işleyişi hakkında bilgi almak faydalı olur. Unutmayın, süre kaybı yargı yolunun kapanmasına neden olabilir.
Yargıtay ve İçtihatlarla Adli Tatil Uygulaması
Yargıtay kararları ve uygulama örnekleri
Yargıtay kararları, adli tatil uygulamasında önemli bir yol göstericidir. Özellikle hangi davaların adli tatile tabi olup olmadığı, sürelerin nasıl işleyeceği gibi konularda Yargıtay’ın verdiği kararlar uygulamaya yön verir.
Yargıtay pek çok içtihadında, adli tatilde görülecek işler konusunda Kanun’da sayılan işlerin dışında kalan davalarda duruşma yapılamayacağını vurgulamıştır. Bunun dışında, bir işin adli tatile tabi olup olmadığı konusunda tereddüt varsa, Yargıtay genellikle şu ilkeyi belirtir: Davanın niteliğine, işin aciliyetine ve kanunda açıkça ivedi sayılan işlere bakılır. Eğer dava adli tatilde görülecek işler arasında ise sürecin devamına izin verilir, aksi durumda işlemler adli tatil sonuna bırakılır.
Örneğin; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi bir kararında, adli tatil sırasında boşanma davasında sadece “geçici velayet” gibi acil nitelikte, çocuğun menfaatini ilgilendiren taleplerin görüşülebileceğini, asıl davanın duruşmasının ise tatilden sonraya bırakılması gerektiğini belirtmiştir.
Yine icra mahkemelerine ilişkin bir örnek Yargıtay kararında, takip işlemlerinin ve bazı şikayetlerin adli tatil boyunca devam edeceği, çünkü bu işlemlerin “ivedi işler” kapsamında olduğu açıklanmıştır.
Daha yakın tarihli bir kararında Yargıtay, savunma hazırlanması için verilen sürenin adli tatile denk gelmesi halinde, adli tatil hükümleri gereği bu sürenin tatil bitiminden sonraki bir hafta uzayacağını belirtmiştir. Böylece hak kaybının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Yargıtay’ın içtihatlarında öne çıkan hususlar şunlardır:
- Hangi işlerin adli tatilde görüleceği kanuna göre belirlenmeli,
- Acil ve telafisi güç olan işlerde hak mağduriyeti oluşturmamak için işlemler devam etmeli,
- Süreler adli tatile rastlıyorsa çoğu zaman tatil sonuna kadar uzar; istisnalar ise kanunda ve içtihatta belirtilidir,
- Avukatların ve ilgililerin bu süre uzamalarını yakından takip etmeleri gerekir.
Sonuç olarak, Yargıtay’ın kararları, hem mahkemeler hem de taraflar açısından adli tatil uygulamasının net, öngörülebilir ve hakkaniyetli şekilde işletilmesini sağlar. Adli tatille ilgili bir tereddüt halinde, benzer Yargıtay kararlarına bakmak hem pratik hem de güvenli bir yol olur.
Adli Tatilde Hak Kaybı Yaşamamak İçin Öneriler
Sürelerin dikkatli takibi
Sürelerin dikkatli takibi, adli tatilde hak kaybı yaşanmaması açısından büyük önem taşır. Çünkü birçok hukuki işlem ve dava türünde belirli süreler söz konusudur ve bu sürelerin kaçırılması davanın düşmesine, hakkın kaybolmasına veya önemli bir fırsatın kaçırılmasına yol açabilir.
Adli tatil süresince bazı dava türlerinde süreler durur, bazı acil işlerde ise devam edebilir. Özellikle adli tatile tabii olmayan acil işler ve ivedi davalar için süreler işlemeye devam eder. Hak kaybı yaşamamak için, dava açarken veya bir işlem başlatırken ilgili sürenin adli tatil boyunca durup durmadığını net olarak öğrenmek gerekir. Takviminizi buna göre ayarlamalı, mümkünse birkaç gün öncesinden işlemleri tamamlamaya özen göstermelisiniz.
Nöbetçi mahkeme başvuruları
Nöbetçi mahkeme başvuruları, adli tatil sırasında acil bir adli işlemin yapılması gerektiğinde en çok başvurulan yollardan biridir. Özellikle ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, acil nafaka, tutukluluk ya da tahliye gibi konularda nöbetçi mahkemeler görev yapar.
Adli tatil nedeniyle normal mahkeme heyetleri çalışmazken, nöbetçi mahkemeler yıl boyunca belirlenen günlerde hizmet vermeye devam eder. Ancak, nöbetçi mahkeme başvurularında da özellikle prosedüre uygunluk, gerekli belgelerin eksiksiz sunulması gereklidir. Başvurular, genellikle mahkemenin bulunduğu adliyede şahsen veya avukat aracılığıyla yapılır ve acil işlemler konusunda kısa sürede karar alınması sağlanır.
Avukat danışmanlığı önemi
Avukat danışmanlığı, adli tatilde hak kaybı yaşamamak için en etkili yollardan biri olarak öne çıkar. Hukuki süreçlerin karmaşıklığı ve adli tatil uygulamasının detayları, herkes tarafından bilinmeyebilir. Hangi işlemin adli tatile tabi olduğu, sürelerin nasıl hesaplandığı gibi ayrıntılar için profesyonel desteğe ihtiyaç duyulabilir.
Bir avukattan danışmanlık almak; süre kayıplarının önüne geçmenizi, kritik işlemleri zamanında yapmanızı ve hak kaybı yaşamamanızı sağlar. Ayrıca adli tatilde açılabilecek dava ve taleplerin doğru şekilde hazırlanması, nöbetçi mahkemeye hangi evraklarla başvurulacağı gibi konularda tavsiye almak büyük önem taşır.
Sonuç olarak, adli tatilde hak kaybı yaşamak istemiyorsanız, sürelerin dikkatli takibini yapmak, nöbetçi mahkemelerden faydalanmak ve bir avukatla birlikte hareket etmek sizi büyük kayıplardan koruyacaktır.
Sık Sorulan Sorular
Adli tatilde hangi davalar görülmez?
Adli tatilde hangi davalar görülmez sorusu özellikle yaz aylarında çok sorulur. Adli tatil döneminde mahkemelerde sadece kanunla belirlenmiş, acil ve ivedi nitelikte sayılan davalar ile bazı işlemler yürütülmektedir. Buna göre, genel hukuk ve ceza mahkemelerinde görülen ve kanun gereği adli tatile tabi olan davalar bu süre zarfında durur, yani duruşmalar yapılmaz ve işlemler ertelenir.
Adli tatilde görülmeyen davalar genellikle şu kategorilere girer:
- Boşanma, maddi ve manevi tazminat, alacak, kira, ortaklık, miras gibi çekişmeli özel hukuk davaları,
- Basit talepler ve süresi ertelenebilecek davalar,
- Çekişmeli yargı işlemleri (ivedi veya acil nitelikte olmayanlar),
- Duruşmalı işlemler (istisnalar dışında).
Ancak, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti, nafaka davası, velayet, vesayet ve bazı işçi alacakları gibi kanunda özel olarak sayılan ve ivedi görülen işler adli tatilde devam edebilir. Hangi davaların adli tatile tabi olmadığı ile ilgili detaylı listenin Adli Yargı Kanunu ve HMK’da yer aldığı unutulmamalıdır.
Adli tatilde erteleme olur mu?
Adli tatilde erteleme olur mu sorusu özellikle tarafları etkileyen bir konudur. Adli tatil süresince kanunda belirtilen ve acil olmayan davaların yargılamasına ara verilir. Bu nedenle bu davalar adli tatil bitimine kadar ertelenir. Yani, duruşmalar yapılmaz ve mahkeme işlemleri adli tatil sonrası kaldığı yerden devam eder.
Ancak, acil ve ivedi davalarda veya kanunda açıkça belirtilen hallerde duruşma günü verilebilir veya işlem yapılabilir. Özellikle nöbetçi mahkemeler önemli veya geri dönülemez durumlarda (örneğin, tutuklu davalar, ihtiyati tedbirler) karar verebilir. Ama normal şartlarda beklenen davaların çoğunda adli tatil nedeniyle duruşmalar otomatik olarak ertelenmiş olur.
Adli tatilde avukatlar çalışır mı?
Adli tatilde avukatlar çalışır mı sorusu oldukça merak edilen bir husustur. Adli tatil, sadece mahkemelerin yargı faaliyetlerini belli bir süreye kadar kısıtlar. Ancak avukatlar açısından herhangi bir zorunlu tatil söz konusu değildir. Avukatlar bu süreçte ofislerinde çalışmaya devam edebilir, yeni davalar açabilir, dilekçe yazabilir, müvekkillerini bilgilendirebilirler.
Adli tatilde yeni dava açma, icra takibi başlatma veya savunma sunma gibi işlemler yapılabilir ancak çoğu mahkeme dosyası işlemekte yavaş ilerleyebilir. Özellikle acil ve nöbetçi mahkemeler için yapılan başvurularda avukatların işlem yapabilmesi mümkündür. Avukatların tatil döneminde müvekkillerinin hak kaybı yaşamaması için başvuruları ve süreleri yakından takip etmeleri de çok önemlidir.